Boşanma Hukuku
Boşanma Davaları
Boşanma davaları, eşlerin evliliklerini yasal olarak sona erdirmek için açtıkları davalardır. Boşanma davasının açılması, eşlerin her ikisinin de yasal olarak ayrı yaşamaya başlamasının ön koşuludur. Bir boşanma davasının başarılı olup olmayacağı, ülkeden ülkeye değişebilir. Bazı ülkelerde, eşlerin boşanmak isteyip istemediği, boşanmanın onaylanması için önemli bir faktördür. Bir boşanma davası sonunda, eşlerin her ikisi de, evliliklerine son verilmesinin, maddi ve manevi kayıplarının tazmini ve çocukların bakımı konularında anlaşmaya varmaları gerekmektedir.
Aile Hukuku
Aile hukuku, eşler arasındaki ve aile üyeleri arasındaki hukuki ilişkilere odaklanan bir alandır. Aile hukuku, evlilik, boşanma, çocuk hakları, aile birliği, miras, servet tasarrufu ve aile içi koruma konularını kapsar. Aile hukuku, davalarının çoğu zaman yerel mahkemelerde yürütüldüğü düşünülmesine rağmen, konuların çoğunda, ülkenin genel hukuk sistemine göre kararlar verilir. Aile hukuku, bazen çok karmaşık ve çatışmalı olabilen meseleleri çözmek için ülkenin hukuk sistemine göre çözümler aramaya çalışır. Aile hukukçuları, her iki tarafın da haklarını koruyarak ve en iyi çözümü sağlamaya çalışarak müvekkillerini temsil eder.
Boşanma davası, aile hukukunun en önemli sorunlarının yaşandığı, bir avukatın hukuki yardımına en çok ihtiyaç duyulan temel dava türüdür.
Boşanma davası şu sebeplerle açılabilir:
Terk sebebiyle boşanma davası (MK m.164),
Terk sebebiyle boşanma davası (MK m.164), eşler arasındaki ortak yaşamın sona ermesine neden olan durumlardan biridir. Boşanma davası, eşler arasındaki yasal ve soyut bağın sona ermesini sağlamak için açılan tür bir dava sürecidir. Dava, eşler arasındaki yasal bağların kesilmesi, boşanmış olarak kabul edilmeleri ve her iki tarafın da özgür olmalarını sağlamak için açılır. Dava, eşlerin eşit haklara sahip olmalarını güvence altına almak için de açılabilir. Boşanma davası, tüm maddi ve manevi zararların karşılanmasını, eşlerin çocuklarının geleceğini etkilemeyecek şekilde çözülmesini ve her iki tarafın da haklarını koruyacak şekilde çözülmesini sağlar.
Zina (aldatma) nedeniyle boşanma davası (MK m.161),
Zina (aldatma) nedeniyle boşanma davası (MK m.161), çiftler arasında anlaşmazlıkların üstesinden gelmek için kullanılan bir yöntemdir. Boşanma davası, tarafların anlaşmazlıklarını çözmek için dava yoluyla haklarının ve yükümlülüklerinin tespit edilmesini sağlar. Boşanma davası, aldatma nedeniyle başvurulan bir davadır. Boşanma davasının başlatılması için, aldatma nedeniyle çiftin birbirlerinden ayrı yaşamaları gerekmektedir. Boşanma davası, çiftin her iki tarafın da haklarının korunmasını sağlayacak şekilde çözümlenmesi için karara bağlanır. Boşanma davası, tarafların çocuklarının geleceği, malların paylaşımı, çiftin ödeme yükümlülükleri, vb. konular üzerinde de karara bağlanabilir.
Akıl hastalığı sebebiyle boşanma davası (TMK m. 165).
Türk Medeni Kanunu (TMK) madde 165, akıl hastalığı sebebiyle boşanma davasına ilişkin hükümleri içerir.
“Bir eşin akıl hastalığı nedeniyle evliliğin devam etmesinin olanaksız hale gelmesi durumunda, mahkeme, izin verilmedikçe boşanmayı kabul etmeksizin, boşanmayı talep eden eşe boşanma davası açma hakkını tanıyabilir.”
Madde 165 uyarınca, boşanma davası açılabilmesi için, eşin akıl hastalığı nedeniyle evliliğin devam etmesinin olanaksız hale gelmesi gerekmektedir. Bu durum, örneğin, eşin akıl hastalığının çok ağırlaşması veya çok uzun süreli bir süreçte devam etmesi gibi durumlarda gerçekleşebilir. Ayrıca, boşanma davasının kabul edilmesi için, boşanma davasını açmaya yetkili mahkemenin izni de gerekmektedir.
Şiddetli geçimsizlik (evlilik birliğinin temelinden sarsılması) nedeniyle genel sebeplerle açılan boşanma davası (MK m.166),
TMK m.166’da düzenlenen evlilik birliğinin temelden sarsılması ya da halk arasında bilindiği ismiyle şiddetli geçimsizlik hali genel boşanma sebebidir. Buna göre eşlerden biri için evliliğe devam etmek çekilmez bir hal almışsa, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı kabul edilerek boşanma davası açılabilecektir.
Hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış nedenleri ile boşanma davası (MK m.162),
Hayata kast sebebiyle boşanma, TMK m. 162’de düzenlenmiş özel ve mutlak bir boşanma sebebidir.
Özel sebep olduğu için kanunda aranan olgu veya olay gerçekleşmedikçe hayata kast sebebiyle boşanmaya karar verilememektedir.
Mutlak boşanma sebebi olduğu için ise hayata kast olgusunun ispat edilmesi hâlinde hâkim, boşanmaya karar vermek mecburiyetindedir.
Suç işleme ve haysiyetsiz hayat sürme sebepleri ile boşanma davası (MK m.163),
Türk Medeni Kanunu’nun Suç işleme ve haysiyetsiz hayat sürme başlıklı 163. maddesi uyarınca; eşlerden biri küçük düşürücü bir suç işler veya haysiyetsiz bir hayat sürer ve bu sebeplerden ötürü onunla birlikte yaşaması diğer eşten beklenemezse, bu eş her zaman boşanma davası açabilir.
Aile hukuku sorunları için vekillik yapan avukatlara da halk arasında boşanma avukatı denilmektedir.
Medeni Hukuk Miras ve Boşanma Davası