MANŞET

Miras Hukuku 2023 | Miras Avukatı

Miras Hukuku 2023 | Miras Avukatı

Gerçek kişinin ölümü veya gaipliği halinde, bu kişinin malvarlığının kimlere ve nasıl intikal edeceğini düzenleyen hukuk dalıdır. Miras hukukunun temelinde mülkiyet hakkı ve devamlılığı yer almaktadır. Anayasanın 35 maddesine göre “Herkes, mülkiyet ve miras haklarına sahiptir. Bunlar ancak kamu yararı amacıyla kanunla sınırlandırılabilir.” Bu maddeyle beraber kişilerin mülkiyet ve miras hakları güvence altına alınmıştır.

MİRAS NEDİR

Miras, bir kimsenin ölümü ile mirasçılara geçen özel hukuk ilişkilerinin tümü ifade edilir.

MİRASBIRAKAN KİMDİR

Ölümü ile kendisine ait hukuki ilişkilerin hukuki durumunun düzenlendiği kişidir. Ölüm durumu yalnızca gerçek kişilere özgü bir durum olduğundan mirasbırakan yalnızca gerçek kişi olabilmektedir.

MİRASÇI KİMDİR

Mirasbırakanın terekesi üzerinde hak sahibi olan kişilere mirasçı denilmektedir.

Miras Hukuku 2023 | Miras Avukatı

TEREKE NEDİR

Tereke, mirasbırakanın ölümü ile mirasçılara geçen özel hukuk ilişkileridir. Mirasbırakanın şahsına bağlı ilişkiler ise ölümle sona ereceğinden tereke kapsamında değerlendirilmemektedir.

ÖLÜME BAĞLI TASARRUF NEDİR

Mirasbırakanın ölümünden sonra yerine getirilmesini istediği şeylere ölüme bağlı tasarruf denilmektedir. Bunlara örnek olarak vasiyetnameler ve miras sözleşmeleri verilmektedir.

MİRASÇI OLABİLME ŞARTLARI NELERDİR

Mirasçı olabilmek için:

1-Sağ olmak

2-Hak ehliyetine sahip olmak

3-Miras hakkından yoksun olmamak

YASAL MİRASÇILAR KİMLERDİR

Yasal mirasçılar mirasbırakanın kan hısımları, evlatlık ve altsoyu ile sağ kalan eştir.

1- KAN HISIMLARI

TMK.md.495 hükmünce Mirasbırakanın birinci derece mirasçıları, onun altsoyudur. Çocuklar eşit olarak mirasçıdırlar. Mirasbırakandan önce ölmüş olan çocukların yerini, her derecede halefiyet yoluyla kendi altsoyları alır.

TMK.md.496 hükmünce Altsoyu bulunmayan mirasbırakanın mirasçıları, ana ve babasıdır. Bunlar eşit olarak mirasçıdırlar. Mirasbırakandan önce ölmüş olan ana ve babanın yerlerini, her derecede halefiyet yoluyla kendi altsoyları alır. Bir tarafta hiç mirasçı bulunmadığı takdirde, bütün miras diğer taraftaki mirasçılara kalır.

TMK.md.497 hükmünce Altsoyu, ana ve babası ve onların altsoyu bulunmayan mirasbırakanın mirasçıları, büyük ana ve büyük babalarıdır. Bunlar, eşit olarak mirasçıdırlar. Mirasbırakandan önce ölmüş olan büyük ana ve büyük babaların yerlerini, her derecede halefiyet yoluyla kendi altsoyları alır. Ana veya baba tarafından olan büyük ana ve büyük babalardan biri altsoyu bulunmaksızın mirasbırakandan önce ölmüşse, ona düşen pay aynı taraftaki mirasçılara kalır.

2- EVLATLIK

Evlâtlık ve altsoyu, evlât edinene kan hısımı gibi mirasçı olurlar. Evlâtlığın kendi ailesindeki mirasçılığı da devam eder. Evlât edinen ve hısımları, evlâtlığa mirasçı olmazlar. Mirasçılık tek yönlüdür.

3-SAĞ KALAN EŞ

Sağ kalan eş de yasal mirasçıdır. Sağ kalan eş, birlikte bulunduğu zümreye göre mirasbırakana aşağıdaki oranlarda mirasçı olur:

1. Mirasbırakanın altsoyu ile birlikte mirasçı olursa, mirasın dörtte biri,

2. Mirasbırakanın ana ve baba zümresi ile birlikte mirasçı olursa, mirasın yarısı,

3. Mirasbırakanın büyük ana ve büyük babaları ve onların çocukları ile birlikte mirasçı olursa, mirasın dörtte üçü, bunlar da yoksa mirasın tamamı eşe kalır.4-

4-DEVLET

Mirasçı bırakmaksızın ölen kimsenin mirası Devlete geçer.

ATANMIŞ MİRASÇI

Atanmış mirasçı da yasal mirasçıdır. Mirasbırakan, mirasının tamamı veya belli bir oranı için bir veya birden çok kişiyi mirasçı atayabilir. Bir kişinin, mirasın tamamını veya belli bir oranını almasını içeren her tasarruf, mirasçı atanması sayılır.

SAKLI PAYLI MİRASÇILAR

Saklı pay miras bırakanın miras hakkına tecavüz eden bazı tasarruflarına karşı korunan, yasal miras payının belirli bir oranıdır. Miras bırakan bu oranlar üzerinde tasarruf edemez. Saklı pay sahibi mirasçının saklı pay üzerindeki miras hakkı hiçbir şekilde ortadan kaldırılamaz.

Miras Hukuku 2023 | Miras Avukatı

SAKLI PAYLI MİRAŞÇILAR KİMDİR

1-Mirasbırakanın Altsoyu

Altsoyun saklı payı yasal miras payının yarısıdır.

2-Mirasbırakanın Anne ve Babası

Anne ve babadan her biri için yasal miras payının dörtte biridir.

3-Sağ Kalan Eş

Sağ kalan eş için, altsoy veya ana ve baba zümresiyle birlikte mirasçı olması hâlinde yasal miras payının tamamı, diğer hâllerde yasal miras payının dörtte üçüdür.

MIRASBIRAKANIN TASARRUF ORANI

Tasarruf oranı mirasbırakanın serbestçe tasarruf edebileceği oranı gösterir. Taasarruf oranı mirasın tamamından saklı payın çıkarılması ile bulunur.Önemli olan terekenin belirlenmesidir.

TEREKE NEDİR

Tereke sözcük anlamı itibariyle ölen bir kimseden kalan her şeydir. Bu kapsamda kişinin ölümünden sonra ardında kalan aktif ve pasif değerlerinin tümü terekeyi oluşturacaktır. Aktif değerlerden kasıt kişinin mevcut malları ve alacakları iken pasif değerlerden kasıt ise ölenin borçlarıdır.

TEREKE NASIL HESAPLANIR

Terekenin hesaplanması teknik bir konudur. Bu yüzden hesaplamalar bilirkişi tarafından yapılır. Net tereke belirlenirken terekenin aktifleri ve pasifleri bulunur ve aktiften pasifler çıkarılarak net tereke bulunur.

MİRASTA TENKİS DAVASI

Tenkis davası, miras bırakanın tasarruf özgürlüğünü aşarak saklı pay sahibi mirasçıların miras hakkına yaptığı tecavüzün giderilmesi ve miras bırakanın yaptığı tasarrufun kanuni sınırlar içerisine çekilmesi için açılan bir davadır. Tenkis davası miras hukukuna ilişkin bir dava olup miras bırakanın ölümü halinde açılabilen bir davadır. Muris sağ iken bu davanın açılması mümkün değildir.

TENKİS DAVASI KİMLERE KARŞI AÇILIR

Tenkis davasında davalılar; miras bırakanın tasarruf oranını aşarak saklı paylara tecavüz ederek ve kanunen tenkise tabi tutulan kazandırmaların yapıldığı kişilerdir. Bunlar üçüncü kişiler veya mirasçılar olabilir. Kazandırma yapılan kişinin ölmüş olması durumunda mirasçıları davalı olacaktır.

TENKİS DE DAVA AÇMA SÜRESİ VE GÖREVLİ MAHKEME

Tenkis davası açma hakkı, mirasçıların saklı paylarına tecavüz edildiğini öğrendikleri andan itibaren bir yıldır. Vasiyetnameler hakkında açılacak davalar vasiyetnamenin açıldığı tarihten ve diğer tasarruflar hakkında mirasın açılmasından itibaren on yıl geçmekle düşer .

Tenkis davasında görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesidir.

ÖLÜME BAĞLI TASARRUFLAR

Ölüme bağlı tasarruflar, hukuk sistemimiz içerisinde iki ayrı şekilde düzenlenmiştir. Miras sözleşmesi ve vasiyetname olmak üzere ölüme bağlı tasarruflar gerçekleşir.

1- VASİYETNAME

Vasiyetname, miras bırakanın son istek ve arzuları ile mirasının paylaşım esaslarını belirleyen yazılı belge veya sözlü beyandır. Vasiyetname, resmi memur (noter, hakim vs.) huzururunda yapılabileceği gibi miras bırakanın kendi elyazısı ile veya koşulları varsa sözlü beyan yolu ile de geçerli bir şekilde yapılabilir.

1A- RESMİ VASİYETNAME

Resmî vasiyetname, iki tanığın katılmasıyla resmî memur tarafından düzenlenir.Resmî memur, sulh hâkimi, noter veya kanunla kendisine bu yetki verilmiş diğer bir görevli olabilir. Mirasbırakan, arzularını resmî memura bildirir. Bunun üzerine memur, vasiyetnameyi yazar veya yazdırır ve okuması için mirasbırakana verir.Vasiyetname, mirasbırakan tarafından okunup imzalanır.Memur, vasiyetnameyi tarih koyarak imzalar. Vasiyetnameye tarih ve imza konulduktan hemen sonra mirasbırakan, vasiyetnameyi okuduğunu, bunun son arzularını içerdiğini memurun huzurunda iki tanığa beyan eder.Tanıklar, bu beyanın kendi önlerinde yapıldığını ve mirasbırakanı tasarrufa ehil gördüklerini vasiyetnameye yazarak veya yazdırarak altını imzalarlar.Vasiyetname içeriğinin tanıklara bildirilmesi zorunlu değildir.

Fiil ehliyeti bulunmayanlar, bir ceza mahkemesi kararıyla kamu hizmetinden yasaklılar, okur yazar olmayanlar, mirasbırakanın eşi, üstsoy ve altsoy kan hısımları, kardeşleri ve bu kişilerin eşleri, resmî vasiyetnamenin düzenlenmesine memur veya tanık olarak katılamazlar.Resmî vasiyetnamenin düzenlenmesine katılan memura ve tanıklara, bunların üstsoy ve altsoy kan hısımlarına, kardeşlerine ve bu kişilerin eşlerine o vasiyetname ile kazandırmada bulunulamaz.

2A-EL YAZILI VASİYETNAME

El yazılı vasiyetnamenin yapıldığı yıl, ay ve gün gösterilerek başından sonuna kadar mirasbırakanın el yazısıyla yazılmış ve imzalanmış olması zorunludur.El yazılı vasiyetname, saklanmak üzere açık veya kapalı olarak notere, sulh hâkimine veya yetkili memura bırakılabilir.

3A-SÖZLÜ VASİYETNAME

Mirasbırakan; yakın ölüm tehlikesi, ulaşımın kesilmesi, hastalık, savaş gibi olağanüstü durumlar yüzünden resmî veya el yazılı vasiyetname yapamıyorsa, sözlü vasiyet yoluna başvurabilir.Bunun için mirasbırakan, son arzularını iki tanığa anlatır ve onlara bu beyanına uygun bir vasiyetname yazmaları veya yazdırmaları görevini yükler.Resmî vasiyetname düzenlenmesinde okur yazar olma koşulu dışında, tanıklara ilişkin yasaklar, sözlü vasiyetteki tanıklar için de geçerlidir.

Mirasbırakan tarafından görevlendirilen tanıklardan biri, kendilerine beyan edilen son arzuları, yer, yıl, ay ve günü de belirterek hemen yazar, bu belgeyi imzalar ve diğer tanığa imzalatır. Yazılan belgeyi ikisi birlikte vakit geçirmeksizin bir sulh veya asliye mahkemesine verirler ve mirasbırakanı vasiyetname yapmaya ehil gördüklerini, onun son arzularını olağanüstü durum içinde kendilerine anlattığını hâkime beyan ederler.Tanıklar, daha önce bir belge düzenlemek yerine, vakit geçirmeksizin mahkemeye başvurup yukarıdaki hususları beyan ederek mirasbırakanın son arzularını bir tutanağa geçirtebilirler.Sözlü vasiyet yoluna başvuran kimse askerlik hizmetinde bulunuyorsa, teğmen veya daha yüksek rütbeli bir subay; Ülke sınırları dışında seyreden bir ulaşım aracında bulunuyorsa, o aracın sorumlu yöneticisi; sağlık kurumlarında tedavi edilmekteyse, sağlık kurumunun en yetkili yöneticisi hâkim yerine geçer.

Mirasbırakan için sonradan diğer şekillerde vasiyetname yapma olanağı doğarsa, bu tarihin üzerinden bir ay geçince sözlü vasiyet hükümden düşer.

2-MİRAS SÖZLEŞMESİ

İki taraflı olarak yapılan bir ölüme bağlı tasarruf çeşitidir. Kişinin ayırt etme gücünün bulunması, ergin olması ve aynı zamanda kısıtlı olmaması gerekir. Miras sözleşmesi hukuk sistemimiz içerisinde yalnızca resmi vasiyetname şeklinde düzenlenmesi gerekir. Yani resmi memur tarafından düzenlenen bu sözleşmeler iki tanık önünde imzalanır.

3-VASİYETNAME VE MİRAS SÖZLEŞMESİ ARASINDAKİ FARKLAR

İlk olarak bu tasarruflar arasında ehliyet bakımından fark bulunur. Vasiyetname yapabilmek için ayırt etme gücü ve 15 yaşını doldurma yeterli olurken, miras sözleşmesinde ayırt etme gücü, ergin olma ve kısıtlı olmama şartları aranır.

Şekil olarak da vasiyetname resmi, el yazılı ve sözlü olarak yapılma imkânına sahipken miras sözleşmesi yalnızca resmi olarak yapılabilir. Vasiyetname tek taraflı bir tasarruf olduğundan ölüm anına kadar miras bırakan tarafından istenildiği gibi geri alınabilir ya da değiştirilebilirken miras sözleşmesinde ise iki taraf bulunduğu için istisnalar dışında tek taraflı geri alınamaz.

Miras Hukuku 2023 | Miras Avukatı

MURİS MUVASASI NEDİR

Muvazaa, tarafların üçüncü kişileri aldatmak amacıyla aralarında gerçek iradelerine uymayan, görünüşte geçerli olmasına rağmen, kendi aralarında hüküm ifade etmeyen bir sözleşme yapma konusunda anlaşmalarıdır.

Muvazaa şartlarının gerçekleşmesi için aşağıdaki üç koşulun bir arada bulunması gerekir:

1-Tarafların gerçek amaçları ile yaptıkları işlemler arasında bilerek ve isteyerek yapılan bir uyumsuzluk olmalı,

2-Üçüncü kişileri aldatma amacı olmalı,

3-Tarafların muvazaalı işlem yapma konusunda aralarında anlaşmaları gerekmektedir.

Nispi muvazaa da iki işlem vardır. Görünüşteki işlem ve gizli işlem. Taraflar bu iki işlem yoluyla üçüncü kişileri aldatma amacı gütmektedirler. Görünüşteki işlem tarafların gerçek iradesini yansıtmaz ve bu şekilde üçüncü kişileri aldatmak amaçlanmaktadır.

MURİS MUVAZAASININ ŞARTLARI

1-Görünüşteki işlem şartı:

Görünüşteki işlem, miras bırakanın mirasçılardan mal kaçırmak amacıyla aslında gerçek iradelerine uygun olmayan, hüküm ve sonuç doğurmayacak şekilde yapılan işlemlerdir.

2-Muris muvazaası anlaşması

Muvazaa anlaşması, görünüşteki sözleşmenin sadece mirasçıları aldatmak için yapılması hususunda miras bırakan ile üçüncü kişinin anlaşmasıdır. Taraflar, mirastan mal kaçırma amacıyla yapılan görünüşteki işlemin kendi aralarında hüküm ve sonuç doğurmayacağı hususunda anlaşırlar. Bu anlaşma sözlü olabileceği gibi yazılı da olabilir.

3-Üçünçü kişileri aldatma amacı

Muris muvazaasının diğer bir unsuru da yapılan işlemin, yani tarafların görünüşte meydana getirdikleri satış vb. sözleşmelerin mirasçıları aldatma amacıyla yapılmasıdır.

MURİS MUVAZAA DAVASINI KİMLER AÇABİLİR

Saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen her mirasçının bunu dava edebileceğini ve muvazaayı her türlü delil ile ispatlayabileceğini belirtmiştir. Bu davayı yasal mirasçılar, atanmış mirasçılar veya evlatlıklar da açabilir. Ancak bu davayı mirası reddeden, miras hakkından feragat eden ve mirastan çıkarılan kişiler açamaz.

MİRAS HUKUKU 2023

MURİS MUVAZAA DAVASINDA ZAMAN AŞIMI

Muris muvazaası davası, miras bırakanın ölümünden sonra açılabilir. Dava, zamanaşımı veya herhangi bir hak düşürücü süreye tabi değildir.

İZALE-İ ŞUYU DAVASI

İzale-i Şuyu veya ortaklığın giderilmesi davası, paylı veya elbirliği mülkiyetine konu taşınır veya taşınmaz malda ortaklar arasındaki paydaşlığa son vererek kişisel mülkiyete geçişi sağlayan bir dava türüdür.

Paylı mülkiyet: malın yok olması, kamulaştırılması, cebri icra yoluyla satış, paydaşlardan birinin devri, terk vb. sebeplerle sona erebilir. Paylı mülkiyeti sona erdiren bir diğer sebepte paylaşma isteme hakkıdır. Paylaşma isteme hakkı tarafların anlaşması ya da mahkeme kararı ile sona erer.

1-AYNEN TAKSİM SURETİYLE ORTAKLIĞIN GİDERİLMESİ DAVASI

Ortaklığın giderilmesi davasında malın aynen taksimi için taraflardan yalnızca birinin talepte bulunması yeterlidir. Taraflardan biri ortak malın aynen taksim edilerek ortaklığın giderilmesine karar verilmesini isterse, hakim öncelikle aynen taksim şartlarının bulunup bulunmadığını araştırmalıdır. Taşınmazın önemli ölçüde bir değer kaybına uğraması söz konusu ise aynen bölünerek paylaştırılmasına karar verilemez. Aynen bölünerek paylaştırmanın (taksimin) mümkün olması durumunda bölünen parçaların değerlerinin birbirine denk düşmemesi halinde eksik değerdeki parçaya ivaz eklenerek denkleştirme sağlanır. Paydaşlar arasında anlaşma olmadıkça hakim kendiliğinden bazı taşınmazların bir kısım paydaşlara, kalanın diğer paydaşlara verilmesi şeklinde aynen bölünerek paylaştırmaya karar veremez.

2- SATIŞ SURETİYLE ORTAKLIĞIN GİDERİLMESİ DAVASI

Taşınmazın aynen taksimi mümkün değilse yahut taraflardan hiçbiri aynen taksim istememişse ortaklık satış yoluyla giderilir. Satış işleminin yalnızca paydaşlar arasında gerçekleşmesi bütün paydaşların buna rıza göstermesine bağlıdır. Paydaşlar söz konusu rızayı gösterdikleri takdirde mahkeme, satışın paydaşlar arasında yapılacağına karar verir.

 

Taraflar arasında böyle bir anlaşma bulunmuyorsa satış suretiyle paylaşma halka açık olarak yapılır. İzale-i şuyu davasında aynen taksim talep edilmiş ancak aynen taksim mümkün değilse, ortaklardan birisinden satış yolu ile ortaklığın giderilmesi talebi gelmesi halinde mahkeme ortaklığın giderilmesi davasında satış kararı verebilecektir. Ayrıca aynen taksim suretiyle ortaklığın giderilmesi halinde, malda fahiş bir değer kaybı meydana gelecekse mahkeme ortaklığın giderilmesi davasında malın satışına karar verebilecektir.

İZALE-İ ŞUYU DAVASINDA GÖREVLİ MAHKEME  

Ortaklığın giderilmesi  davasında görevli mahkeme Sulh Hukuk Mahkemeleridir. Yetkili mahkeme ise taşınmaz mallarda bulunan ortaklıklar üzerinde taşınmazın bulunduğu yer mahkemesidir. 

Stajyer Av. Ece Melikoğlu

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu