MANŞET

2023 Velayet Davası Avukatı

2023 Velayet Davası Avukatı

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu Nedir

Türk Medeni Kanunu, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde 22 Kasım 2001’de kabul edilen ve 1 Ocak 2002’de yürürlüğe giren 4721 sayılı yasadır. 17 Şubat 1926 tarihli ve 743 sayılı Türk kanunu Medenisini yürürlükten kaldırdı. Türkiye’de medeni hukuk alanına ilişkin kuralları içeren başlıca yasadır.

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’na göre;

Türk Medeni Kanunu, her türlü medeni işlemleri düzenleyen bir yasadır. Türk Medeni Kanunu’nun 4721 sayılı kanunu, evliliklerin kurulması, bozulması ve evlilik sırasında ortaya çıkan her türlü hukuki durumları düzenlemektedir. Bu kanunda, evlilik nedeniyle ortaya çıkabilecek hukuki durumların çözümü için, evliliklerin kurulması, bozulması, boşanma, alacakların ödenmesi, çocukların bakımı, evlilik birliğinin bölünmesi, evlenenlerin hakları ve yükümlülükleri gibi konular devlet tarafından düzenlenmiştir. Aynı zamanda, evliliklerin kurulması ve sona ermesi sırasında ortaya çıkabilecek her türlü hukuki durumlar için hukuki koruma sağlayan düzenlemeler de bu kanunda yer almaktadır.

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 337, 340, 342 ve 346. maddeleri uyarınca velayet çocukların bakımını, eğitimini, öğretimini ve korunmasını ve ayrıca temsil görevlerini kapsar. Velayet ayrıca, ebeveyn velayeti altındaki bir çocuğun şahsı ve malları ile ilgili hak, görev, yetki ve sorumluluklarını da içerir. Anne ve babanın çocuklarının kişiliği bakımından hak ve yükümlülükleri çocuklarına bakmak, geçimini sağlamak ve çocuklarını yetiştirmektir. Bu bağlamda verdiği eğitimin dürüst, kötü alışkanlıkları olmayan, ahlaklı, çalışkan ve bilgili bir insan yetiştirme hakkı ve yükümlülüğü vardır.

VELÂYET

I. Koşullar

Madde 335- Ergin olmayan çocuk, ana ve babasının velâyeti altındadır. Yasal sebep olmadıkça velâyet ana ve babadan alınamaz.
Hâkim vasi atanmasına gerek görmedikçe, kısıtlanan ergin çocuklar da ana ve babanın velâyeti altında kalırlar.

II. Ana ve baba evli ise

Madde 336- Evlilik devam ettiği sürece ana ve baba velâyeti birlikte kullanırlar.
Ortak hayata son verilmiş veya ayrılık hâli gerçekleşmişse hâkim, velâyeti eşlerden birine verebilir.
Velâyet, ana ve babadan birinin ölümü hâlinde sağ kalana, boşanmada ise çocuk kendisine bırakılan tarafa aittir.

III. Ana ve baba evli değilse

Madde 337- Ana ve baba evli değilse velâyet anaya aittir.
Ana küçük, kısıtlı veya ölmüş ya da velâyet kendisinden alınmışsa hâkim, çocuğun menfaatine göre, vasi atar veya velâyeti babaya verir.

IV. Üvey çocuklar

Madde 338- Eşler, ergin olmayan üvey çocuklarına da özen ve ilgi göstermekle yükümlüdürler.
Kendi çocuğu üzerinde velâyeti kullanan eşe diğer eş uygun bir şekilde yardımcı olur; durum ve koşullar zorunlu kıldığı ölçüde çocuğun ihtiyaçları için onu temsil eder.

Velayetin Kaldırılması veya Değiştirilmesi

Velâyetin kapsamı

I. Genel olarak

Madde 339- Ana ve baba, çocuğun bakım ve eğitimi konusunda onun menfaatini göz önünde tutarak gerekli kararları alır ve uygularlar.
Çocuk, ana ve babasının sözünü dinlemekle yükümlüdür.
Ana ve baba, olgunluğu ölçüsünde çocuğa hayatını düzenleme olanağı tanırlar; önemli konularda olabildiğince onun düşüncesini göz önünde tutarlar.
Çocuk, ana ve babasının rızası dışında evi terk edemez ve yasal sebep olmaksızın onlardan alınamaz.
Çocuğun adını ana ve babası koyar.

Eğitim

Madde 340- Ana ve baba, çocuğu olanaklarına göre eğitirler ve onun bedensel, zihinsel, ruhsal, ahlâkî ve toplumsal gelişimini sağlar ve korurlar.
Ana ve baba çocuğa, özellikle bedensel ve zihinsel engelli olanlara, yetenek ve eğilimlerine uygun düşecek ölçüde, genel ve meslekî bir eğitim sağlarlar.22

III. Dinî eğitim

Madde 341- Çocuğun dinî eğitimini belirleme hakkı ana ve babaya aittir.
Ana ve babanın bu konudaki haklarını sınırlayacak her türlü sözleşme geçersizdir.
Ergin, dinini seçmekte özgürdür.

IV. Çocuğun temsil edilmesi

Madde 342- Ana ve baba, velâyetleri çerçevesinde üçüncü kişilere karşı çocuklarının yasal temsilcisidirler.
İyiniyetli üçüncü kişiler, eşlerden her birinin diğerinin rızasıyla işlem yaptığını varsayabilirler.
Vesayet makamlarının iznine bağlı hususlar dışında kısıtlıların temsiline ilişkin hükümler velâyetteki temsilde de uygulanır.

V. Çocuğun fiil ehliyeti

Madde 343- Velâyet altındaki çocuğun fiil ehliyeti, vesayet altındaki kişinin ehliyeti gibidir.
Çocuk, borçlarından ana ve babanın çocuk malları üzerindeki haklarına bakılmaksızın kendi malvarlığı ile sorumludur.

VI. Çocuğun aileyi temsil etmesi

Madde 344- Velâyet altındaki çocuk, ayırt etme gücüne sahip ise ana ve babanın rızasıyla aile adına hukukî işlemler yapabilir; bu işlemlerden dolayı ana ve baba borç altına girer.

VII. Çocuk ile ana ve baba arasındaki hukukî işlemler

Madde 345- Çocuk ile ana veya baba arasında ya da ana ve babanın menfaatine olarak çocuk ile üçüncü kişi arasında yapılacak bir hukukî işlemle çocuğun borç altına girebilmesi, bir kayyımın katılmasına ve hâkimin onayına bağlıdır.

C. Çocuğun korunması
I. Koruma önlemleri

Madde 346- Çocuğun menfaati ve gelişmesi tehlikeye düştüğü takdirde, ana ve baba duruma çare bulamaz veya buna güçleri yetmezse hâkim, çocuğun korunması için uygun önlemleri alır.

II. Çocukların yerleştirilmesi

Madde 347- Çocuğun bedensel ve zihinsel gelişmesi tehlikede bulunur veya çocuk manen terk edilmiş hâlde kalırsa hâkim, çocuğu ana ve babadan alarak bir aile yanına veya birkuruma yerleştirebilir.

Velayetin kaldırılması davası Çocuğun aile içinde kalması ailenin huzurunu onlardan katlanmaları beklenemeyecek derecede bozuyorsa ve durumun gereklerine göre başka çare de kalmamışsa, ana ve baba veya çocuğun istemi üzerine hâkim aynı önlemleri alabilir.

Türk Medeni Kanunu içerisindeki düzenlemelere bağlı olarak yürütülen davalarda önemli olan bazı noktalar vardır. Eşlerin boşanması durumunda müşterek çocuğun üstün yararının sağlanması, aile mahkemelerin öncelikle gözeteceği husus olmaktadır. Çocukların geleceğinin güvence altına alınması için oldukça önemli olan velayet hakkı, çeşitli incelemelerle birlikte verilmektedir.

Velayet davalarında önemli olan noktalardan biri, çocukların yaşıdır. Çocukların idrak yaşı mahkemeler tarafından 8 olarak kabul edilmektedir. Aksi bir durum olmadıkça velayet davalarında 8 yaş ve üzeri çocukların görüşünün alınması gerekmektedir. Kişiler, mahkemenin isteğine uygun içerikteki dava dilekçelerini hazırlayarak aile mahkemelerine müracaat edilebilir. Basit yargılama yöntemiyle gerçekleştirilecek olan dava neticesinde çocuğun velayet hakkı konusunda karar verilir. Aile mahkemelerinin yanı sıra ihtiyaç duyulması halinde asliye hukuk mahkemeleri de velayet davalarına bakabilmektedir.

Velayet kamu düzenine ilişkin olup bu hususta ana ile babanın istek ve beyanlarından ziyade çocuğun menfaatlerinin dikkate alınması zorunludur. TMK’nun 335 ila 351. maddeleri arasında düzenlenen “velayet”e ilişkin hükümler kural olarak, kamu düzenine ilişkindir ve velayete ilişkin davalarda resen (kendiliğinden) araştırma ilkesi uygulandığından hâkim, tarafların isteği ile bağlı değildir. Velayetin değiştirilmesine yönelik istem incelenirken ebeveynlerin istek ve tercihlerinden ziyade çocuğun üstün yararı göz önünde tutulur.

Velayetin değiştirilmesi davası, velayet hakkının anne veya babadan birine verilmesinden sonra müşterek çocuğun velayeti kendisine verilen tarafın durumunun sonradan değişmesi veya sonradan ortaya çıkan birtakım nedenlerle velayet hakkını gereği gibi kullanamaması ve çocuğun menfaatinin zarar görmesi tehlikesi söz konusu olduğunda açılan bir davadır.

Türk Medeni Kanununa göre, Ana veya babanın başkasıyla evlenmesi, başka bir yere gitmesi veya ölmesi gibi yeni olguların zorunlu kılması hâlinde hâkim, re’sen veya ana ve babadan birinin istemi üzerine gerekli önlemleri alır denmek suretiyle velayetin değiştirilmesine ilişkin şartlar ortaya konmaktadır.

Yargıtay’ın uygulamasına göre;

Çocukla kişisel ilişki kurulmasının engellenmesi,
Çocuğun menfaatinin gerektirdiği nedenler,
Velayeti kendisinde bulunan annenin ya da babanın yeniden evlenmesi,
Velayet hakkı kendisine verilen tarafın bir başka yere gitmesi,
Ölüm veya velayet görevinin kullanılmasının engellenmesi velayetin değiştirilmesi

Çocuğun fiilen velayet hakkı olmayan annede ya da babada bırakılması veyahut çocuğun üçüncü kişinin yanında bırakılması,  sebepleri olarak sayılabilir.

Velâyetin kaldırılması

1. Genel olarak

Madde 348- Çocuğun korunmasına ilişkin diğer önlemlerden sonuç alınamaz ya da bu önlemlerin yetersiz olacağı önceden anlaşılırsa, hâkim aşağıdaki hâllerde velâyetin kaldırılmasına karar verir:

1. (Değişik: 1/7/2005-5378/38 md.) Ana ve babanın deneyimsizliği, hastalığı, başka bir yerde bulunması veya benzeri sebeplerden biriyle velayet görevini gereği gibi yerine getirememesi.
2. Ana ve babanın çocuğa yeterli ilgiyi göstermemesi veya ona karşı yükümlülüklerini ağır biçimde savsaklaması.
Velâyet ana ve babanın her ikisinden kaldırılırsa çocuğa bir vasi atanır.
Kararda aksi belirtilmedikçe, velâyetin kaldırılması mevcut ve doğacak bütün çocukları kapsar.

2. Ana veya babanın yeniden evlenmesi hâlinde

Madde 349- Velâyete sahip ana veya babanın yeniden evlenmesi, velâyetin kaldırılmasını gerektirmez. Ancak, çocuğun menfaati gerektirdiğinde velâyet sahibi değiştirilebileceği gibi, durum ve koşullara göre velâyet kaldırılarak çocuğa vasi de atanabilir.

3. Velâyetin kaldırılması hâlinde ana ve babanın yükümlülükleri

Madde 350- Velâyetin kaldırılması hâlinde ana ve babanın çocuklarının bakım ve eğitim giderlerini karşılama yükümlülükleri devam eder.
Ana ve baba ile çocuğun ödeme gücü yoksa bu giderler Devletçe karşılanır. Nafakaya ilişkin hükümler saklıdır.

IV. Durumun değişmesi

Madde 351- Durumun değişmesi hâlinde, çocuğun korunmasına ilişkin önlemlerin yeni koşullara uydurulması gerekir.
Velâyetin kaldırılmasını gerektiren sebep ortadan kalkmışsa hâkim, re’sen ya da ana veya babanın istemi üzerine velâyeti geri verir.

Çocuğun yüksek yararı ilkesi nedir?

Çocuğun yüksek yararı, çocuğun bedensel, zihinsel, ruhsal ve toplumsal gelişiminin sağlanabilmesi için öncelikli olarak çocuğun haklarının ön planda tutulması ve faydasının gözetilmesidir.

Velayetin kaldırılması davası nasıl açılır?

Çocuğun menfaatinin aşırı derede ihlal edildiği bu gibi durumlarda, babaanne, dede, teyze, amca gibi akrabaların Aile Mahkemesine başvuruda bulunarak velayetin kaldırılması davası açması mümkündür. Dava açılırken çocuğun menfaatinin neden ve nasıl zedelendiğinin somut delillerle ortaya konması gerekir.

Velayet Davası Açmanın Masrafı Nedir?

Mahkeme veznesine yatırılması gereken harç ve giderlerin ücreti her yıl değişmekle birlikte 2023 yılı için velayet davası açma masrafı ortalama olarak 900-1000 TL civarındadır.

Velayet davasında masrafları kim öder?

Tarafların velayet davası açabilmesi için mahkemeye harç ücreti ile birlikte gider avansı yatırılması gerekir. Bu duruma ek olarak dava açan taraf avukat tuttuysa avukatlık ücretinin de davacı tarafından ayrıca ödenmesi gereklidir.

Velayetin Kaldırılması veya Değiştirilmesi

Velayetin Kaldırılması veya Değiştirilmesi Davası Avukatı

Bir velayetin kaldırılması veya değiştirilmesi davasında avukat seçmek önemlidir. Avukatınızın, velayetin kaldırılması veya değiştirilmesi hususunda üzerinde uzmanlaşmış olmasının yanı sıra, özel durumunuzun farkında olması ve sizin haklarınızı koruyacak ve savunacak şekilde davranacağından emin olmak önemlidir. Ayrıca, avukatınızın başarılı bir şekilde davalarını takip etmesi ve özellikle de mahkeme kararlarını takip etmesi gerekmektedir.

2023 Velayet Davası Avukatı

2023 Velayet Davası Nasıl Açılır

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu