Vergi Hukuku – Asal Hukuk
Vergi Hukuku – Asal Hukuk
Vergi hukuku, devletin mali faaliyetlerini kapsayan ve hukuki açılardan değerlendiren kamu hukuku dalıdır. Vergi, devletin mükellefleri tarafından belli bir ekonomik faaliyetin sonucunda ödenmek üzere tarh edilir. Vergi tarhından sonra tebliğ, tahakkuk ve tahsil aşamaları izlenerek ödenir. Bununla birlikte vergi hataları da meydana gelebilir. Vergi hataları; hesap hataları ve vergilendirme hataları olarak ikiye ayrılır. İdari bir işlemle bu vergi hatalarının düzeltilmesi mümkündür.
Vergi hukuku, devlet tarafından yürütülen çeşitli mali faaliyetleri yönetmek ve denetlemek için gerekli hukuki mekanizmaların oluşturulmasını sağlar. Vergi hukuku, devletin ekonomiyi kontrol etmesi, denetim altında tutması ve yönetmesi için gerekli kuralların belirlenmesinin yanı sıra vergi mükelleflerine hukuki haklar ve sorumluluklar da tanımaktadır.
Vergi mahkemeleri, 2576 sayılı kanun ile kurulmuştur. Vergi mahkemelerinin yargı çevresini belirlemek veya değiştirmek için (HSK) tarafından alınacak kararla belirlenir (2576 sayılı Kanun m.2/2). Vergi mahkemeleri idarenin vergi, resim ve harçlar ile benzeri mali yükümler ve bunların zam ve cezalarına ilişkin iptal ve tam yargı davalarına bakmakla görevli özel bir ilk derece mahkemesidir. Vergi mahkemesinin görev alanı, kanunla sınırlıdır ve kanunla açıkça yetki verilmediği müddetçe idari davalara bakma görevi yoktur.
İstinaf ve temyiz kanun yolu incelemesi de dahil olmak üzere idari davalara bakma görevi şu mahkemelere aittir:
İdare mahkemesi (İlk derece mahkemesi),
Vergi mahkemesi (İlk derece mahkemesi),
Bölge idare mahkemesi (İstinaf mahkemesi),
Danıştay (Temyiz mahkemesi ve bazı idari davalar için ilk derece mahkemesi).
Vergi Mahkemesinin Görevleri Nelerdir?
Vergi Mahkemeleri, idari yargı alanında görev yapan özel mahkeme olarak görev yapmaktadırlar. Vergi mahkemelerinin bakmakla görevli olduğu davalar; genel bütçeye, il özel idareleri, belediye ve köylere ait vergi, resim ve harçlar ile benzeri mali yükümler ile bunların zam ve cezaları ile tarifelere ilişkin davalar, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun uygulanmasına ilişkin davaları, diğer kanunlarla vergi mahkemesine verilen işler şeklindedir.
İdari davalar, vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlerin uygulanması, zam ve cezaları ile ilgili olmalıdır. Bu mali yükümler, Genel Bütçeye, il özel idarelerine, belediyelere ve köylere ait olmalı, yani bu bütçe ve idarelerin giderlerinin karşılığı niteliğinde bulunmalıdır. Vergi Mahkemesi, bu tür davaları iptal davası ve tam yargı davası olarak ikiye ayırarak denetimini yapmakla görevlidir.
Ancak, vergi dairelerinin vergi hukuku alanında tesis ettikleri, uygulanabilir nitelikte, ilgililerin menfaatini doğrudan etkileyen ve onların hak ve yükümlülüklerinde değişiklik veya yenilik yaratan irade açıklamaları, verginin tarhı, tahakkuku ve tahsiline ilişkin işlemlerinin tamamı idari yargının denetimine tabidir. Buna göre, idari uyuşmazlıkların gözden geçirilmesi için hem vergi mahkemesinin görevli mahkeme olarak bakabileceği hem de Genel Görevli Mahkeme olan İdare Mahkemesinin bakması gerekecektir.
Vergi Mahkemeleri Tarafından Verilen Görevsizliğin ve Yetkisizliğin Hakkındaki Kararlar
Vergi mahkemesi tarafından görevsizlik veya yetkisizlik sebebiyle idari yargıda reddine karar verildiği durumlarda, dosya Danıştay’a ya da ilgili idare veya vergi mahkemesine gönderilir. Bu konuda karar veren mahkeme, dosyayı kendi görev alanına ait bulmadığı durumda, mevzuat hükümleri doğrultusunda uyuşmazlık ilgili bölge idare mahkemesi veya Danıştay tarafından çözüme kavuşturulur. Karar veren mahkeme tarafından verilen kararlar kesin yükümlülük olarak kabul edilir ve aksi bir durumda, uzun yıllar çözümlenmemesi durumuyla karşı karşıya kalınması muhtemeldir.
Sonrasında, konuyu inceleyip karara bağlayacak mahkemeye bildirilir. Bu durumda verilen karar kesin yükümlülük olarak tanımlanmakta ve davaların uzamasının önüne geçilerek, uzun yıllar çözümlenmemesi durumundan kaçınılmaktadır.
Vergi Mahkemesi ve görevleri arasında yürütmenin durdurulması
Vergi Mahkemesi, bir tarafın zarara uğramasının önlenmesi amacıyla, yürütmenin durdurulması konusunda da karar verebilmektedir. Bu tür kararlar, herhangi bir zararın oluşmasını önlemek ve dava sonuçlanana kadar tarafların haklarını korumak için alınmaktadır.
Vergi Mahkemesi, yürütme kararının durdurulması için gerekli koşulların mevcut olmasını saptayarak, dava dilekçesi ve eklerin kabulüne gerek olmaksızın, yürütmenin durdurulması isteğini kabul edebilir ya da reddedebilir. Yürütme kararının durdurulması için, İdari işlemin uygulanması durumunda, giderilmesi güç ya da olanaksız zararın meydana gelmesinin ve İdari işlemin açık bir şekilde hukuka aykırılık içermesinin kontrol edilmesi gerekmektedir.
Yürütmenin Durdurulmasının Reddi Hakkında Kararları
Yürütmenin durdurulması kararına yönelik itirazlar, alınan kararlara karşı bölge idare mahkemesine 7 gün içerisinde itirazda bulunulabilir. İtiraz edilen kararlara karşı verilen cevaplar kesinlik taşır ve aynı sebeple ikinci bir yürütmenin durdurulması talebi reddedilecektir. Bu karar, yargı sürecinin daha hızlı bir şekilde sonuçlandırılmasını ve yargıya giderken geçen sürenin kısaltılmasını amaçlamaktadır.
Vergi Mahkemesi Tarafından Verilen Karara Karşılık Temyiz Başvurusu
Vergi mahkemelerinin verdiği kararlara itiraz etmek isteyen kişiler, temyiz şartlarını haiz ise; itirazının sonuçlanmasından sonra 30 gün içerisinde Danıştay’a temyiz başvurusunda bulunabilirler. İstinaf şartları dışında kalan hallerde, Bölge İdare Mahkemelerinin veya Danıştay’ın verdiği kararlara karşın temyiz başvurusunda bulunulabilmektedir. Bu kapsamda, temyiz edilmesi mümkün olan durumlarda, temyiz hakkının kullanılması gerekmektedir.
Danıştay Tarafından Verilen Kararlara Göre Vergi Mahkemeleri
Vergi Mahkemeleri, Vergi Usul Kanunu’na göre oluşturulmuştur ve vergi davalarının çözümü için yetkili kurumlardır. Vergi Mahkemeleri’nin görevleri arasında vergi işlemlerinin temyizi, vergileme, vergi iadesi, vergi konularıyla ilgili davaların çözümü ve vergi mahkemesi kararlarının temyizi de bulunmaktadır. Vergi Mahkemeleri, vergi işlemlerinin temyizi, vergi konularıyla ilgili davaların çözümü ve davaların temyizi konusunda Danıştay tarafından verilen kararlara göre hareket etmektedir.
Örneğin; teşvik primine ilişkin davalarda ve vergi işlemi niteliğinde olmayan işlemlerin iptal davalarında, Danıştay tarafından verilen kararlara göre hareket etmektedir. Aynı şekilde, ithalat ya da ihracat yapan firmaların vergi yükleriyle ilgili davalarında da vergi mahkemeleri yetkili kurumlar olarak görev almaktadır. Bununla birlikte, maddi olarak vergiye tabi tutulamayan malların hakkında verilen kararların temyizi de Danıştay tarafından davalı lehine karara bağlanmaktadır. Vergi Mahkemeleri, bu görevleri yerine getirerek vergi hukuku konusunda hukuki ihtilafların çözümünde önemli bir rol oynamaktadır.