MANŞET

Tasarrufun İptali Davası*2024

Tasarrufun İptali Davası*2024

Türk hukukunda icra ve iflas süreçlerinde önemli bir yere sahiptir. Alacaklıların, borçluların mal kaçırmasını veya hileli işlemler yapmasını önlemek amacıyla açtıkları bu dava, İcra İflas Kanunu’nun (İİK) 277 ila 284. maddeleri arasında düzenlenmiştir. Temel amaç, alacaklının haklarının korunması ve borçlunun malvarlığını haksız yere başkalarına aktarmasının engellenmesidir.

İİK 277’ye göre, tasarrufun iptali davasının temel amacı, alacaklının tatmin edilmesini sağlamaktır. Bu dava yoluyla, borçlu tarafından yapılan ve alacaklıyı zarara uğratan işlemler iptal edilebilir. Davacı alacaklı, davanın lehine sonuçlanması halinde, söz konusu mal üzerinde zorla icra hakkını kazanır.

Tasarrufun İptali Davası açılabilmesi için bazı şartlar gereklidir:

Alacaklı ile borçlu arasında gerçek bir borç ilişkisi olmalıdır.
Borçlu hakkında kesin veya geçici bir aciz vesikası bulunmalıdır. Bu vesika, davanın her aşamasında sunulabilir.
Borçlu hakkında başlatılan icra takibi bulunmalı ve bu takip kesinleşmiş olmalıdır.
İptal edilmek istenen tasarruf, İİK uyarınca iptale tabi olmalıdır.
İptali istenen tasarruf, icra takibi konusu olan borcun doğumundan önce yapılmış olmalıdır.

İİK, iptale tabi tasarrufları üç ana grupta toplar ve bu tasarruflar tahditli (sınırlı) olarak sayılmıştır. Bir tasarrufun iptale tabi olması için, tasarrufun alacaklının alacağının doğumundan sonra yapılmış olması gereklidir. İflas durumlarında ise, tasarrufun iflas masasına kabul edilen en eski alacağın doğum tarihinden sonra yapılmış olması şarttır. Bu düzenlemeler, alacaklının korunmasını ve borçlunun adil bir şekilde muamele görmesini sağlamayı amaçlar.

İcra İflas Kanunu’nun (İİK) 278. maddesi, ivazsız tasarrufların iptaline ilişkin düzenlemeleri içerir. Bu madde, borçlunun malvarlığını korumak ve alacaklıların haklarını güvence altına almak amacıyla, belirli şartlar altında yapılan bazı işlemlerin batıl sayılmasını öngörür. Bu işlemler genellikle borçlunun malını, alacaklının alacağını tahsil etmesini engelleyecek şekilde başkalarına aktarmasını içerir.

İİK m. 278 uyarınca iptale tabi olan ivazsız tasarruflar şunlardır:

Yakın akrabalar arasında yapılan ivazlı (karşılıklı yarar sağlayan) tasarruflar: Bu durumda, karı ve koca, usul ve füru (doğrudan atalar ve soydan gelenler), sıhri üçüncü dereceye kadar hısımlar (kan bağı veya evlilik yoluyla akrabalık) ve evlat edinen ile evlatlık arasındaki işlemler kapsanır.

Değer açısından dengesiz akitler: Borçlu, akdi yaparken, kendi verdiği mal veya hizmetin değerine kıyasla çok düşük bir karşılık kabul ettiği durumlar. Yani, borçlunun, malını veya hizmetini piyasa değerinin çok altında bir bedelle başkasına aktardığı durumlar.

Hayat şartıyla yapılan akitler: Borçlu tarafından, kendisi veya üçüncü bir kişi lehine, hayat boyu sürecek irat, intifa hakkı (kullanma hakkı) veya ölünceye kadar bakım sözleşmeleri gibi akitler. Bu tür akitler kanunen bağışlama olarak kabul edilir ve iptale tabidir.

Bu hükümler, borçlunun alacaklıların alacaklarını tahsil etmesini engellemek amacıyla malvarlığını haksız yere azaltmasını önlemek için tasarlanmıştır. Bu tür tasarrufların iptali, alacaklının haklarını koruma ve adil bir borç tahsilat sürecini sağlama amacı taşır.

İcra İflas Kanunu’nun (İİK) 279 ve 280. maddeleri, borçlunun aciz durumundan dolayı ve zarar verme kastıyla yapılan işlemlerin iptalini düzenlemektedir. Bu hükümler, alacaklıların korunmasını ve borçluların haksız yollardan mal kaçırmasını önlemeyi amaçlar.
Acizden Dolayı Butlan (İİK m. 279)

Bu madde, borçlunun mali durumu nedeniyle geçersiz sayılan bazı işlemleri kapsar:

Rehinler: Borçlu tarafından, daha önceden teminat gösterme taahhüdünde bulunulmamışsa, mevcut bir borcu teminat altına almak için yapılan rehin işlemleri.
Özel Ödeme Şekilleri: Para veya alışılmış ödeme yöntemleri dışında yapılan ödemeler.
Vadesi Gelmemiş Borçlar için Ödemeler: Henüz vadesi gelmemiş borçların ödenmesi.
Kişisel Hakların Kuvvetlendirilmesi: Tapu kayıtlarına konulan şerhler, eğer kişisel hakların güçlendirilmesi amacı taşıyorsa.

Zarar Verme Kastından Dolayı İptal (İİK m. 280)

Bu madde, borçlunun alacaklılarına zarar verme niyetiyle yaptığı işlemleri ele alır:

Borçlunun malvarlığının borçlarını karşılamaya yetmediği durumlarda, alacaklılara zarar verme amacıyla yapılan tüm işlemler iptal edilebilir. Bu, işlemin diğer tarafının, borçlunun mali durumunu ve zarar verme niyetini bilmesi veya bilmesi gereken durumlarda geçerlidir.
Tasarruftan yararlanan üçüncü kişilerin, borçlunun mali durumunu ve zarar verme niyetini anlayacak şekilde dikkatli olmaları yeterlidir.
Borçlunun eşi, doğrudan soyu veya üçüncü dereceye kadar akrabalarının, borçlunun mali durumunu ve mal kaçırma niyetiyle işlem yaptığını bilmesi varsayılır. Ancak, işlem yapan üçüncü kişiler, borçlunun mali durumunu ve zarar verme niyetini bilmediklerini kanıtlarsa, iptal davasını engelleyebilirler.

Bu hükümler, alacaklıların adil bir şekilde korunması ve borçluların aciz durumlarında haksız yollara başvurmasının önlenmesi için tasarlanmıştır. İİK, bu yolla hem borçlu hem de alacaklıların haklarını dengeli bir şekilde korumayı amaçlar.

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu