MANŞET

İstanbul İtirazın İptali Davası Avukatı

İstanbul İtirazın İptali Davası Avukatı

İtirazın İptali Davası / İtirazın iptali davası, borçlunun kendisine gönderilen ödeme emrine süresi içerisinde ve usulüne uygun olarak itiraz etmesi sonucu icra takibinin durması sebebiyle alacaklı tarafından açılan bir davadır.

İtirazın iptali davası açılabilmesi için şartlar nelerdir?

  • Alacaklı tarafından başlatılan geçerli bir icra takibi bulunmalıdır.
  • Borçlu, söz konusu icra takibine süresi içinde ve usulüne uygun itiraz etmiş olmalı, geçerli bir itirazı bulunmalıdır.
  • Alacaklının itirazın iptali davasını açmasında hukuki yararı bulunmalıdır ve bu davayı haksız olarak açmamalıdır.
  • İtirazın iptali davası süresi içinde açılmış olmalıdır. “1 yıllık hak düşürücü süre bulunur.”

 

İtirazın iptali davası kime karşı ve hangi sebebe dayalı olarak açılır?

İtirazın iptali davası icra takibini başlatan alacaklı kişi tarafından itiraz ederek icra takibini durduran borçluya karşı açılan bir davadır. Alacaklı itirazın iptali davası açarak icra takibine yapılan itirazın haksız olduğuna ve borçlunun icra takibine konu olan borcunu ödemesi gerektiğine ilişkin talep ileri sürer.

 

İtirazın iptali davası hangi süre içerisinde açılmalıdır?

Alacaklı itirazın iptali davasını, borçlunun icra takibine itiraz ettiği ve itirazın kendisine tebliğ edildiği tarihten itibaren 1 yıl içerisinde açabilir. Söz konusu 1 yıllık süre hak düşürücü süre niteliği taşıdığından, sürenin geçmesiyle birlikte artık itirazın iptali davası açma hakkı kaybedilecektir.

 

İtirazın iptali davası hangi mahkemede açılmalıdır?

Alacaklı itirazın iptali davasını, alacaklı ile borçlu arasında olan ve icra takibine konu olan alacağın hangi hukuki ilişki çerçevesinde olduğuna bağlı olarak farklı mahkemelerde açabilir. Alacaklı ile borçlu arasındaki ilişki özel mahkemelerin görev alanına girmiyorsa genel görevli mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesi’nde dava açılmalıdır. Ancak alacaklı ile borçlu arasındaki ilişki tüketici hukukundan kaynaklanıyorsa tüketici mahkemelerinde dava açılabilir ya da ticari bir ilişkiye dayanıyorsa ticaret mahkemeleri bu dava bakımından görevli mahkeme olabilir. Alacaklı itirazın iptali davasını, yetkili mahkeme anlamında davalının yerleşim yerindeki mahkemede açmalıdır.

 

Borçlu icra takibine haksız olarak itiraz etmiş ise uygulanacak bir yaptırım bulunur mu?

Borçlu icra takibine itiraz etmemesi gerektiği halde haksız olarak itiraz etmişse ve itirazın iptali davası sonucunda da borçlunun haksız olarak itiraz ettiğine karar verilirse; alacaklının talebi üzerine mahkemenin kararıyla borçlu, icra takibine konu olan alacak miktarının %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemek zorunda kalabilir.

İcra İnkar Tazminatı : Borçlunun icra takibine haksız olarak itiraz etmesini engellemek için getirilmiş bir yaptırımdır.

 

Alacaklı haksız olarak itirazın iptali davası açmışsa uygulanacak bir yaptırım bulunur mu?

Alacaklı duran icra takibi sonucunda haksız olarak itirazın iptali davası yoluna başvurmuşsa ve bu husus mahkeme kararıyla dava sonucunda tespit edilmişse, alacaklı kötü niyet tazminatı ödemek zorunda kalabilir. Bununla birlikte alacaklının alacağı olmadığı tespit edilmiş olur ve alacaklı aynı alacak için farklı bir alacak davası da açamaz.

 

İtirazın kaldırılması yolu ile itirazın iptali yolu arasındaki farklar nelerdir?

  • İtirazın kesin olarak kaldırılması yoluna başvurabilmek için alacaklı tarafından başlatılmış icra takibinin imzası ikrar edilmiş ya da noterce tasdik edilmiş bir senede veya yetkili makam tarafından yetkiye ve usulüne uygun verilmiş belgelerden birine dayanması ve alacaklının elinde bu belgelerden en az birinin bulunması gerekir. Fakat itirazın iptali davası açabilmek için böyle bir belge şartına gerek yoktur.

 

  • İtirazın kaldırılması yolunda icra mahkemesi tarafından verilmiş karar maddi anlamda kesin hüküm teşkil etmez bu sebeple alacaklı sonrasında hala itirazın iptali davası açma yoluna başvurabilecektir. Fakat itirazın iptali davası açıldığında verilen kararlar kesin hüküm teşkil eder ve sonrasında hala itirazın iptali davası açma yoluna ya da menfi tespit davası açma yoluna başvurulamayacaktır.

 

  • Alacaklının borçlunun ödeme emrine ilişkin itirazının kendisine tebliğinden itibaren 6 ay içerisinde itirazın kaldırılması yolu için icra mahkemesine başvurması gerekirken, itirazın iptali davası açılabilmesi için bu süre 1 yıldır.

 

T.C. YARGITAY

6. HUKUK DAİRESİ

2021/909 E.

2021/1219 K.

– K A R A R –

Davacı vekili, taraflar arasında 22.11.2011 tarihli Teknik Danışmanlık Sözleşmesi imzalandığını, sözleşmenin 2.1. maddesinde sözleşmenin amacının Balıkesir ili, Susurluk ilçesinde rüzgar enerjisine dayalı EPDK tarafından düzenlenen 24.07.2008 tarih ve EÜ/1690-2/1224 sayılı Elektrik Üretim Lisansına sahip geçici kabulü yapılmış ve işletmede olan rüzgar enerji santralinin kurulu güç kapasitesinin arttırılması olduğunu 6. maddesinde; ücret ve ödeme koşullarının kararlaştırıldığını, buna göre; davacının müvekkiline kapasite artırımı yapılan her birim için MW başına 22.000 Euro ödeyeceğini, bu ödemelerin %40’ının mekanik güç artışı, %60’ının ise elektriksel güç artışından

yapılacağını, elektriksel güç artışı için davalı tarafa ileti gönderildiğini, cevap beklenildiğini, bu sırada elektriksel güç artışı için gerekli başvuruların şirket yetkilisi tarafından 25.12.2013 tarihinde gönderilen mail ile yapıldığının ve TEİAŞ tarafından onay verildiğinin 22.11.2011 tarihli sözleşmenin feshedildiğinin davalı tarafından bildirildiğini, davalının esas maksadının müvekkili şirketin alacaklarının ödenmemesi olduğunu, elektriksel güç artışına ilişkin ödemesi taahhüt edilen 198.000 Euro’nun tahsili amacıyla başlatılan takibe itiraz edildiğini ileri sürerek, itirazın iptaline, %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili, davacıya verdiği hizmet karşılığı olan tüm bedelin ödendiğini, sözleşmenin fesih edildiğini, elektriksel güç artışına ilişkin hizmet verilmediğini ve ücrete hak kazanamadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

Dava, tacirler arası hizmet alım sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali davasıdır. Taraflar arasındaki sözleşmenin 2.1. maddesinde sözleşmenin amacının Balıkesir ili, Susurluk ilçesinde rüzgar enerjisine dayalı EPDK tarafından düzenlenen 24.07.2008 tarih ve EÜ/1690-2/1224 sayılı Elektrik Üretim Lisansına sahip geçici kabulü yapılmış ve işletmede olan rüzgar enerji santralinin kurulu güç kapasitesinin arttırılması işi olduğu hususunda taraflar arasında ihtilaf bulunmamaktadır. Taraflar arasında karşılıklı edimler içeren bir eser sözleşmesi bulunduğundan ve davacı tarafından sözleşmeye dayalı bedel talep edildiğinden karşılıklı edimlerin ifa edilip edilmediği, edilmedi ise ifa edilmeyen edimde kimin kusurunun bulunduğu, sözleşmenin feshi nedeniyle tazminat

talep edildiğinden haksız fesih olup olmadığı ve kusurun kimde olduğu belirlenerek talep hakkında karar verilmesi gerekmektedir. Sözleşmenin 6. maddesinde ödenecek danışmanlık hizmet bedelinin %40’ının mekanik güç artışı, %60’ının ise elektriksel güç artışı için yapılacağı kabul edilmiştir. Bu ayrım, yapılacak ödemenin ne kadarının mekanik ne kadarının elektriksel güç artışı yönünde olduğu hususundadır. Bu nedenle, sözleşmedeki edimlerin ifasının bölündüğü ve tarafların talebine göre ayrılan kısımların ifasının yerine getirileceği anlamında yorumlanamaz. Mahkemece bu husus gözden kaçırılıp sözleşmenin 6. maddesindeki kararlaştırma da yanlış yorumlanmak suretiyle eksik inceleme ve değerlendirme yapılarak mevcut şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.

Mahkemece yapılacak iş ; uyuşmazlık konusu sözleşmenin teknik bir bilgiyi de gerektirdiği dikkate alınarak HMK’nın 266. maddesi gereğince alanında uzman bilirkişi bilirkişiler tayin edilmek suretiyle tarafların iddiaları hususunda rapor da alınmak suretiyle sözleşmede yer alan mekanik ve elektriksel edimlerin birbirinden ayrı değerlendirilmesinin mümkün olup olmadığı, birbirine etkisi, elektriksel kısma ilişkin edimin ifasının yerine getirmemesinin kişinin kusuru olduğu hususları değerlendirmek suretiyle oluşacak sonuca göre bir karar vermekten ibaret olup, eksik inceleme ve değerlendirme ile mevcut şekilde verilmesi doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir.

İstanbul İtirazın İptali Davası Avukatı

Av. Derya MERİÇ

Makale Yazarlığı İçin

Avukat veya akademisyenler hukuk makalelerini özgeçmişleri ile birlikte yayımlanmak üzere asalhukukdanismanlik@gmail.com adresine gönderebilirler.

 

 

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu