Usul Hukukunda Tasarruf İlkesi İstanbul
Usul Hukukunda Tasarruf İlkesi İstanbul
Medeni usul hukukunda tasarruf ilkesi, yargılamaya hakim olan ilkelerdendir.
Tasarruf ilkesinin kanuni dayanağı Hukuk Muhakemeleri Kanunu m.24’tür ve ilgili maddeye göre,
“Hakim, iki taraftan birinin talebi olmaksızın, kendiliğinden bir davayı inceleyemez ve karara bağlayamaz. Kanunda açıkça belirtilmedikçe, hiç kimse kendi lehine olan davayı açmaya veya hakkını talep etmeye zorlanamaz. Tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri dava konusu hakkında, dava açıldıktan sonra da tasarruf yetkisi devam eder.”
Medeni usul hukukunda tasarruf ilkesine göre,
- Davayı taraflar açabilir ve hakim tarafların bu yönde bir iradesi olmadan ve re’sen dava da açamaz, karar da veremez.
- Taraflardan birinin davayı açmaya zorunlu tutulamadığı gibi söz konusu taraf açmış olduğu davayı takip etmek hususunda da zorunlu tutulamaz.
- Tarafın açtığı dava sonucu ilk derece mahkemesinin verdiği karara karşı tarafların bu yönde bir iradesi olmadan itiraz edilemez, tasarruf ilkesine göre taraflar dilerse ilk derece mahkemesi kararına itiraz edebilirler veya etmeyebilir.
- Tarafların dava açması, açtıkları davayı takip etmeleri, davadan ya da kanun yoluna gitmekten feragat etmeleri, davanın taraflarının uzlaşması halleri yargılamaya hakim olan ilkelerden tasarruf ilkesi uyarınca tarafların tasarruf yetkisi olduğuna ilişkindir.
- Davacının davayı açarken talebinin ne olduğunu belirtmesi de tasarruf yetkisi içerisinde davacının talebiyle bağlılık ilkesine ilişkindir. Hakim davacının talebi ile bağlıdır, talebinden daha azına karar verebilir ancak talep edilenden daha fazlasına karar veremez.
Tasarruf ilkesinin istisnaları da bulunur. Bu hallerde hakim tamamen davacının tasarrufuyla bağlı olmayabilir.
- Aile hukuku ve şahıs hukukuyla ilgili hallerde, dava tarafından dava açılması gerekir ve davanın açılmasında tasarruf ilkesi geçerlidir ancak dava açıldıktan sonra bu davalarda kabul, feragat ya da tarafın sulh olması mümkün değildir.
- Tüm davalarda karar verilen yargılama giderleri açısından tarafların bir talebi olmasa dahi hakim yargılama giderlerinin hangi tarafa yükletileceği hususunda kendiliğinden karar verir.
- Hukuk Muhakemeleri Kanunu m.31’e göre hakimin davayı aydınlatma görevi olduğundan, “Hakim, uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu kıldığı durumlarda, maddi veya hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkili gördüğü hususlar hakkında, taraflara açıklama yaptırabilir; soru sorabilir; delil gösterilmesini isteyebilir.” denilmek suretiyle tasarruf ilkesine istisna getirilmiştir.
- Hakimin yargılamayı sevk ve idare etmesi, yargılama düzeninin bozulmaması için hakimin tedbir alması halleri de dava taraflarının tasarruf ilkesine istisna teşkil edebilecektir.
Usul Hukukunda Tasarruf İlkesi İstanbul
8. Hukuk Dairesi
2018/7034 E.
2020/7565 K.
MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Ecrimisil
“Dava, paylı mülkiyet halinde tapuda kayıtlı taşınmazlardan dolayı paydaşlar arasındaki haksız kullanım nedeni ile ecrimisil istemine ilişkindir. Ecrimisil davasına yönelik açıklamalardan önce usul hukuku gereği yargılama hakim olan ilkeler üzerinde kısaca durmak gerekmektedir. Tasarruf ilkesi, hâkimin kendiliğinden bir davaya bakamayacağını, ancak talep üzerine davaya bakabileceğini, tarafların dava konusu üzerinde tasarruf yetkisi bulunduğunu ve hâkimin tarafların talepleri ile bağlı olduğunu ifade eder. Kendiliğinden (re’sen) harekete geçme ilkesi gereğince kamu yararı düşüncesi ile hakim bazı hallerde tarafların talebi olmadan da kendiliğinden harekete geçebilir ve gerekli inceleme ve araştırmalarda bulunabilir. Taraflarca hazırlama ilkesi, davanın ve savunmanın dayanağı olan vakıaların ve bunların delillerinin taraflarca mahkemeye bildirilmesi demektir. Bu ilke tasarruf ilkesinin doğal bir tamamlayıcısıdır. Hâkim, incelemesini taraflarca kendisine bildirilmiş olan dava malzemesi üzerinde yapar. Hâkim, tarafların bildirmediği vakıaları kendiliğinden inceleyemez ve onları hatırlatabilecek hallerde dahi bulunamaz. Hâkim, tarafların kendisine bildirdikleri vakıalara göre, dava konusu olayı tespit eder ve ona göre gerekli hukuk kuralını uygular. Hâkim, sadece kendisine usulüne uygun biçimde bildirilmiş olan vakıaları inceleme konusu yapabilir ve bu vakıalardan anlaşılan itiraz sebeplerini kendiliğinden gözetmekle yükümlüdür. Buna karşılık hâkim, kendisine usulüne uygun biçimde bildirilmemiş itiraz sebeplerini kendiliğinden gözetemez. Kendiliğinden (re’sen) araştırma ilkesi dava malzemesinin hazırlanmasında, tarafların yanında, hâkimin de görevli olması hali olup, bu ilke kamu yararı gerekçesine dayanır ve taraflarca hazırlama ilkesinin istisnasıdır…”
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi,
2014/25457 E.
2014/24571 K.
3.12.2014 T.
“Hakim, iki taraftan birinin talebi olmaksızın re’sen bir davayı tetkik ve halledemez. (HMK md. 24/1) Bu durumda ortada davalı ( kadın ) tarafından açılmış karşı boşanma davası bulunmadığı halde, karşı boşanma davası varmış gibi, bu davanın da kabulü ile boşanma kararı verilmesi kanuna açık aykırılık teşkil edeceğinden…”
Usul Hukukunda Tasarruf İlkesi İstanbul
Hukuk Genel Kurulu
2020/242 E.
2020/712 K.
MAHKEMESİ : Sulh Hukuk Mahkemesi
“HMK’nın 24. maddesinde düzenlenen “tasarruf ilkesi” kapsamında; dava açma konusundaki inisiyatif davacıya ait olduğu gibi taraflar dava üzerinde tümüyle tasarruf edebilme, dava konusunu (müddeabihi) belirleme, dilekçeler vermek suretiyle davaya etki etme ve mahkemenin karar vermesine gerek kalmadan davayı sona erdiren işlemleri yapabilme yetkisine sahiptirler. Tasarruf ilkesi nedeniyle hiç kimse, kanunda açıkça belirtilmedikçe, kendi lehine olan bir davayı açmaya veya hakkını talep etmeye zorlanamaz (HMK m. 24/2).
23. Tasarruf ilkesi gereğince davacının davasını açarken talep ettiği hukuki korumanın ne olduğunu açıkça ifade etmesi gerektiği gibi HMK’nın “dava dilekçesinin içeriği” ile ilgili düzenleme içeren 119/1-d maddesi uyarınca da “Dava konusu”nun dava dilekçesinde gösterilmesi gerekmektedir. Aynı maddenin (e) bendinde “Davacının iddiasının dayanağı olan bütün vakıaların sıra numarası altında açık özetleri”, (g) bendinde “Dayanılan hukuki sebepler” ve (ğ) bendinde ise “Açık bir şekilde talep sonucu” dava dilekçesinde yer alması gereken diğer unsurlar arasında sayılmıştır…”
Stajyer Av. Derya MERİÇ
Makale Yazarlığı İçin
Avukat veya akademisyenler hukuk makalelerini özgeçmişleri ile birlikte yayımlanmak üzere asalhukukdanismanlik@gmail.com adresine gönderebilirler.