Kadastro Tespitine İtiraz Ve Dava Süreci
Kadastro Tespitine İtiraz Ve Dava Süreci
Düzenli ve sağlam bir tapu sicili oluşturmak amacıyla bir ülkedeki bütün arazi, arsa ve mülklerin yerlerinin, alanlarının, sınırlarının, değerlerinin ve hukuksal durumlarının devlet eliyle saptanıp plana bağlanması işine kadastro denir.
Kadastro teknisyenleri hazır bulundukları takdirde mal sahipleri ile ilgililerin huzurunda, varsa harita, tapu ve vergi kayıtları ile diğer belgeleri, en az üç bilirkişi ile muhtarın bilgilerinden yararlanarak inceler ve mahalline uygular. Teknisyenler, elde ettikleri bilgi ve buna dair kanaatleri her taşınmaz mal için düzenleyecekleri kadastro tutanağına yazarak bu Kadastro Kanunu hükümlerine göre taşınmaz malı sınırlandırır ve hak sahiplerini tayin eder. Sınırlandırma, kadastrol harita veya büyütülmüş fotoğraf veya röperli kroki üzerinde gösterilir.
Kadastro işleminin en önemli amacı taşınmazların kayıt edilerek kontrol altına alınmasıdır. Bu işlem sayesinde kayıt altına alınmamış tapusuz taşınmazlar tapulu hale getirilmektedir. Taşınmazın sahibi belirlenerek ileride ortaya çıkabilecek anlaşmazlıkların ve uyumsuzlukların önüne geçilmiş olur. Taşınmaz ile ilgili yapılacak herhangi bir değişiklik sistemde güncellenerek ileride ortaya çıkabilecek sorunların daha kolay çözümlenmesi sağlanmaktadır.
Kadastro tespit ekiplerince tutulan tutanağın gerçeğe aykırı olduğu hallerde kadastroya itiraz gündeme gelir.
Kadastro tespitine itiraz hakkı, Kadastro Kanunu 9. maddesi ve devamında düzenlenmiştir. Bu itiraz hakkı ile, tespit ekipleri tarafından tespit sırasında yapılmış hataların düzeltilmesi ile tapuda yapılacak yanlış işlemlerin önüne geçerek kamu düzenini sağlamak amaçlanmıştır.
Burada iki çeşit yoldan bahsetmek mümkündür. Bunlardan birinci yol, ilgiliye itiraz hakkı tanıyan ve ilanın bir sonraki gününden başlamak üzere 30 gün içinde Kadastro Mahkemelerinde açılabilen davadır. Diğer yol ise, tutanağın kesinleşmesinden sonra 10 yıllık hak düşürücü süre içerisinde Asliye Hukuk Mahkemelerinde açılan tapu iptal ve tescil davasıdır.
Kadastro tespitine itiraz davasında, tespite ilişkin taşınmazın bulunduğu yer mahkemesi yetkili kılınmıştır. Davada, devletin işlemi yapan ilgili birimleri davalı sıfatını taşıyacaktır.
Kadastro mahkemelerinde açılabilen davanın konusu tespite karşı yapılan itirazdır. Bunun yanı sıra asliye hukuk mahkemesinde açılan tapu iptal ve tescil davasında itiraz söz konusu olmayıp tapunun iptali talebi gündeme gelmektedir.
Kadastro Kanunu uyarınca;
Kadastro tutanağı düzenlendikten sonra kadastro ekibi çalışma alanında işlerini bitirinceye kadar tespitlere itiraz edilebilir.
İtiraz, kadastro teknisyenliğine veya kadastro müdürlüğüne yapılır. Bu durumda itirazla ilgili tutanak veya ekleri en geç 10 gün içinde kadastro komisyonuna intikal ettirilir.
İtiraz sadece uygulanan belgelerin geçerliliği hakkında yapılabilir. Bir belgeye dayanmayan itirazlar incelenmez. İtiraz edenin ilan süresi içinde dava açma hakkı saklıdır.
Kadastro Tespitine İtiraz Ve Dava Süreci
Komisyon incelemesi
Komisyon kendisine intikal eden işlerle itirazlı tutanakları, intikal tarihinden itibaren en geç 1 ay içinde veya gerekçe gösterilmek suretiyle kadastro ekibinin çalışma alanındaki faaliyetleri sona erinceye kadar incelemek zorundadır.
Bu incelemeler sonucunda eski tutanağın yerine kaim olmak üzere hak sahibini belirleyici yeni bir tutanak düzenlenir.
Gerektiğinde bilirkişilerin ve muhtarın bilgilerinden yararlanılabilir. Belgeye karşı şahit dinlenmez.
Komisyon, tam üye sayısı ile toplanarak oy çokluğu ile tespit yapar, sonuç askı ilanı ile ilgililere duyurur. Aynı kuvvet ve mahiyetteki belgelerin uygulanmasında sonuca varılamayan veya çözümü kanunlarla mahkemelerin takdirine bırakılan konular, kadastro komisyonu tarafından gerekçe gösterilmek suretiyle tutanak ve ekleri ile birlikte kadastro mahkemesine devredilir.
Kadastro sonuçlarının ilanı
Kadastro müdürü, kadastro tutanaklarına göre yapılan tespitlere dayanarak, askı cetvellerini düzenler; bu cetvelleri ve pafta örneklerini, müdüriyette ve ayrıca muhtarın çalışma yerinde 30 gün süre ile ilan ettirir; itirazı olanların ilan süresi içinde kadastro mahkemesinde dava açabileceklerini belirtir. Bu ilanda kadastro harçları da gösterilir. Kadastro müdürü bu işlemleri, kadastro ekibinin çalışma alanındaki işini bitirdiği tarihten itibaren en geç üç ay içerisinde yapmak zorundadır.
Müdür, Kadastro Genel Müdürlüğünün izni alarak, kadastrosu henüz tamamlanmayan çalışma alanlarında mahalle bucak merkezi ve köyde, bir ada veya mevkiden daha küçük olmamak üzere kadastro çalışmaları sonuçlanan taşınmaz mallara ait kısmi ilanı yukarıdaki esaslara göre yapabilir. KadK gereğince yapılan ilanlar, ilgili gerçek kişilere, kamu ve özel hukuk tüzelkişilerine şahsen tebliğ edilmiş sayılır.
Kadastro tutanaklarının kesinleşmesi ve hak düşürücü süre
30 günlük ilan süresi geçtikten sonra, dava açılmayan kadastro tutanaklarına ait sınırlandırma ve tespitler kesinleşir.
Kadastro müdürü tarafından onaylanarak kesinleşen tutanaklar ile kadastro mahkemesinin kesinleşmiş kararları; kesinleşme tarihleri tescil tarihi olarak gösterilmek suretiyle en geç 3 ay içinde tapu kütüklerine kaydedilir.
Bu tutanaklarda belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren 10 yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanarak itiraz olunamaz ve dava açılamaz.
Kadastrosu tamamlanan çalışma alanı içerisinde kalan eski tapu kayıtları, işleme tabi kayıt niteliğini kaybederler. Bu kayıtlara dayanılarak kadastro ve tapu sicil müdürlüklerinde işlem yapılamaz.
Kesinleşmemiş tutanaklar herhangi bir nedenle tapuya tescil edilmişse, iddia ve taşınmazın niteliğine bakılmaksızın, taşınmazı tescil tarihinden itibaren 20 yıl müddetle malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduranlar ile bunların akdi ve kanuni halefleri açılmış ve açılacak olan davalarda medeni kanunun tapuya itimat prensibinden yararlanırlar.
Kadastro itirazları ve davaları belirli usulleri olan ve uzmanlık gerektiren davalardır. Bu davaları yürütürken mutlaka avukat yardımı alınmalıdır.
YARGITAY KARARI
16. Hukuk Dairesi 2015/20685 E. , 2017/3449 K.
“İçtihat Metni”
MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : KADASTRO
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu,
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında … Köyü çalışma alanında bulunan 275 ada 1 parsel sayılı 177.650,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz bir kısım şahıslar tarafından kullanıldığı fakat bu kişiler yararına zilyetlikle kazanım koşullarının oluşmadığı belirtilerek sulu tarla vasfı ile Hazine adına tespit edilmiş, 275 ada 4, 5 ve 6 parsel sayılı 17.344,00, 5.332,96 ve 1.624,20 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar ise kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeni ile sulu tarla vasfı ile 275 ada 4 parsel …, 275 ada 5 parsel …,… ve… adlarına, 275 ada 6 parsel Münir ve … adına tespit edildikten sonra Hazine tarafından komisyona itiraz edilmesi üzerine Kadastro Komisyonu’nun 09.10.2013 tarihli kararı ile tespitleri iptal edilerek kumluk vasfı ile Hazine adına tescillerine karar verilmiştir. Davacılar …ve arkadaşları, irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği iddiasına dayanarak dava açmıştır.
Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, çekişmeli 275 ada 1, 4, 5 ve 6 parsel sayılı taşınmazların tespitlerinin iptali ile 275 ada 1 parsel sayılı taşınmazın davacılar …, … ve … adına, 275 ada 4 parsel sayılı taşınmazın davacılar … ve … adına, 275 ada 5 parsel sayılı taşınmazın … adına ve 275 ada 6 parsel sayılı taşınmazın ise … ve … adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tespitine itiraza ilişkindir. Davacılar, 1937 tarih ve 24 tahrir numaralı vergi kaydına ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak dava açmıştır. Mahkemece, davacıların dayandığı vergi kaydının çekişmeli taşınmazları kapsadığı ve zilyetlikle taşınmaz edinme koşullarının davacılar lehine oluştuğu kabul edilmek suretiyle hüküm kurulmuştur.
Ne var ki; davacıların dayandığı vergi kaydının sınırları keşifte tek tek okunmak suretiyle yöntemince uygulanmamış, vergi kaydının kadastro sırasında revizyon görüp görmediği araştırılmamış, mahalli bilirkişilerin taşınmazın kimin kullanımında olduğuna yönelik bilgileri bulunmadığı halde yeniden mahalli bilirkişi dinlenilmemiş, tespit bilirkişilerinin taşınmazların davacıların kullanımında bulunduğu yönündeki beyanları ile tespit tutanağındaki beyanları arasında çelişki oluştuğu halde bu çelişkiler giderilmemiş, tek ziraat bilirkişi tarafından düzenlenen soyut ve taşınmazda ekonomik amaca uygun zilyetlik bulunup bulunmadığının tespiti bakımından yetersiz rapora itibar edilmiş, bir arazinin kullanım süresi ile niteliğini ve üzerindeki imar-ihya işlemlerinin tamamlandığı tarihi en iyi belirleme yöntemi olan hava fotoğraflarından da yararlanılmamıştır.
Böylesine eksik incelemeye dayalı olarak hüküm kurulamaz. Hal böyle olunca; öncelikle tespit tarihinden geriye doğru 15-20-25 yıl öncesine ait en az üç ayrı evreye ilişkin stereoskopik hava fotoğrafları Harita Genel Komutanlığından getirtilerek dosya ikmal edilmeli, davacıların dayandığı vergi kaydının kadastro sırasında revizyon görüp görmediği sorulup saptanılmalı bundan sonra mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen ve davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek üç kişilik yerel bilirkişi kurulu, taraf tanıkları, tespit bilirkişileri, 3 kişilik ziraat mühendislerinden oluşan bilirkişi kurulu, jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişi, jeolog ve fen bilirkişi huzuruyla
yeniden keşif icra edilmeli, yerel bilirkişiler ve tanıklara vergi kaydının sınırları tek tek okunmak suretiyle yöntemince kayıt uygulaması yaptırılmalı, taşınmazın geçmişte ne durumda bulunduğu, kime ait olduğu, kimden kime nasıl intikal ettiği, kim tarafından, ne zamandan beri ne suretle kullanıldığı hususlarında yerel bilirkişi, tanıklar ve tespit bilirkişilerinden maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı, bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsel tutanakları ve dayanakları ile denetlenmeli, beyanlar arasındaki çelişkiler
gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle giderilmeli, jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişiye yukarıda belirtilen tarihlerde çekilmiş hava fotoğrafları üzerinde inceleme yaptırılarak çekişme konusu taşınmazların önceki ve şimdiki niteliğinin, imar-ihyaya en erken ne zaman başlanıldığının ve tamamlandığının, arazinin ekonomik amacına uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle zilyetliğine ne zaman başlanıldığının belirlenmesine çalışılmalı, ziraat mühendisleri bilirkişi kurulundan çekişmeli taşınmazların geçmişteki ve şimdiki niteliği, üzerindeki bitki örtüsü, toprak yapısıyla ilgili ve komşu parsellerle karşılaştırmalı değerlendirmeyi ve taşınmazın değişik yönlerden çekilmiş
fotoğraflarını da içerir ayrıntılı ve gerekçeli rapor düzenlenmesi istenilmeli, jeolog bilirkişiden dava konusu taşınmazın komşu…’nın taşkın sahası kapsamında bulunup bulunmadığı, çaydan kazanım olup olmadığı hususlarında rapor alınmalı, keşifteki tanık ve yerel bilirkişi ifadeleri bilimsel esaslara ve maddi bulgulara dayanılarak hazırlanan söz konusu bilirkişi raporlarıyla denetlenmeli, bundan sonra iddia ve savunma çerçevesinde toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir.
Eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, 22.05.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.