Kıymetli Evrakın Ziyaı Ve İptali 2023
Kıymetli Evrakın Ziyaı Ve İptali 2023
Kıymetli Evrak Nedir?
Kıymetli evrak Türk Ticaret Kanunu’nun 645. maddesinde; “Kıymetli evrak öyle senetlerdir ki, bunların içerdikleri hak, senetten ayrı olarak ileri sürülemediği gibi başkalarına da devredilemez.” olarak tanımlanmıştır. Tanımdan anlaşılacağı üzere kıymetli evraka içeriği olan hak senetten ayrı olarak kullanılamamaktadır.
Kıymetli Evrakın Özellikleri
1. Hak senede bağlıdır. Hak ve senet iç içe geçmiştir.
2. Hak ile senet arasında kuvvetli bağ vardır.
3. Senet zemindir yani hukuki açıdan önemli sonuç içermelidir ve düzenleyen aleyhine olmalıdır.
4. Hak parasal nitelikte olmalıdır.
5. Hakkın istenmesi senedin ibrazı ile olur.
6. Senetler sıkı şekil şartlarına bağlıdır.
7. Senetteki hak, hakkın doğumuna sebep olan hukuki ilişkiden bağımsız olacak hakkı verir.
8. Kanunda sınırlı olarak sayılmıştır.
Kıymetli evraklarda genel olarak 6 kişi olur bunlar keşideci, lehtar, ciranta, muhatap, aval, hamildir. Bunları kısaca tanımlayacak olursak.
Kıymetli Evrak Hangi Hakları İçerir?
Hakkın senede bağlı olduğu ve senet olmadan ileri sürülemediği ya da devredilemediği senetler, kıymetli evrak olarak adlandırılmaktadır. Bu bağlamda kıymetli evrakların hangi hakları içerdiği aşağıdaki gibidir;
Kıymetli evrakların var olabilmesi için mutlaka senet gerekmektedir.
Başkasına devredilemeyen kıymetli evraklar da bağlı olduğu senetlerdir.
İçerdikleri haklar bakımından kıymetli evraklar, güvenlik sağlamaktadır.
Senet ile bağlantılı olan kıymetli evraklar, belirlenen unsurlar çerçevesinde değer ifade etmektedir.
Kıymetli Evrakın Ziyaı Ve İptali 2023
Kıymetli Evrak Hukuku
Kıymetli evrak hukuku da kıymetli evraklar ile ilgili yasal konuları ele alır. Kıymetli evrak hukuku konusunun içinde kıymetli evrak senetlerinin türleri, içerikleri, düzenlenme biçimleri, devir şartları, tahsil ve rehin şartları gibi pek çok alt başlık bulunur. Kıymetli evrak hukuku kıymetli evrak senetleri hakkındaki şartları da düzenler.
Kıymetli Evrakın Ziyaı
Kıymetli evrakın zayi olması, senedin sahibinin elinden rızası dışında çıkması, çalınması, yanması, kaybolması gibi hallerle borçluya ibraz edilemez hale gelmesi ve kimin elinde bulunduğunun bilinememesidir. Kıymetli evrakın ziyaı senedin yazılı olduğu kağıt ile ilgilidir, senedin içerdiği hakla alakası yoktur.
Zilyetliğin geçici olarak kaybolması kıymetli evrakın zayi olmasına neden olmaz.
Zayi olan senedin fotokopisinin veya kopyasının ibrazı ile senetteki hak kullanılamaz. Kullanılamayacak derecede yıpranmış bir senedin içeriği anlaşılabiliyorsa zayi olmadığı kabul edilir.
KIYMETLİ EVRAKIN ZAYİ OLMASI HALİNDE ALINABİLECEK OLAN ÖNLEMLER
A) ÖDEME YASAĞI KARARI TALEP ETME
Kıymetli evrakı zayi olan hak sahibi ödeme veya hamilin yerleşim yerindeki yetkili asliye ticaret mahkemesine müracaat ederek, senetin zayi olmuş olması nedeni ile senet borçlusunun senette mündemiç (bir şeyin içinde var olan) olan borcu, senedi ibraz edene ödememesi hususunda ödeme yasağı kararı verilmesi talep edilebilir. Talep sonrası verilen karar borçluya tebliğ edilmelidir çünkü borçlu hak sahibi olmayan kişiye ödeme yapmaması için uyarılmalıdır.
Doktrinde ödeme yasağının ihtiyati tedbir niteliğinde olup olmadığı tartışmalıdır fakat uygulamada ihtiyati tedbir niteliğinde bir karar olduğu kabul edilmektedir. Mahkemenin ödeme yasağı kararı verdikten sonra davacının 2 hafta içerisinde iptal davası açmasının gerekmesi ihtiyati tedbir niteliğinde olduğunu kanıtlar niteliktedir. Ayrıca ihtiyati tedbir niteliğinde olduğundan dolayı bu kararlar temyize kabil değildir ancak itiraz edilebilir.
Hakim ödeme yasağı talebinde uygulamada genellikle söz konusu senetteki bedelin %10 ile %20’si arasında bir oranda teminat yatırılmasını istemektedir.
B) İADE DAVASI AÇMA
TTK 763. Maddeye göre kıymetli evrakı elinden rızası dışında çıkan hamil, kıymetli evrakın kimin elinde olduğunu biliyorsa yetkili ve görevli mahkemeye başvurarak senedi haksız olarak elinde bulunduran kişiye karşı iade davası açabilir.
C) İPTAL DAVASI
Senedin kimin elinde olduğu bilinmiyorsa veya senet tamamen yok olmuşsa, istirdat davası yerine iptal davası açılır. Davacı senedin kendisinde bulunduğu sırada zayi olduğunu ispatlayacak bilgi ve belgeleri mahkemeye sunmakla yükümlüdür. Mahkeme sunulan bilgi ve belgelerin inandırıcı olduğuna kanaat getirirse, ilan yaparak senedi elinde bulunduran kişilerin senedi mahkemeye getirmesini ihtar eder. İlan süresi içinde senet getirilmezse senedin iptaline karar verir. İptal kararı üzerine hak sahibi hakkını senetsiz olarak da ileri sürebilir veya yeni bir senet düzenlenerek kendisine verilmesini isteyebilir.
TTK’nın 651. Maddesinin 2. Fıkrası aynen “ Kıymetli evrakın zayi olduğu ve zıyaın ortaya çıktığı anda senet üzerinde hak sahibi olan kişi, senedin iptaline karar verilmesini isteyebilir.” şeklindedir. Madde metninden de anlaşılacağı üzere senedin iptalini senedin içerdiği hakkın alacaklısı talep edebilir. Örnek vermek gerekirse zayi olan hisse senetlerinin iptali için şirketin değil, hissedarın iptal davası açması gerekir.
Kıymetli evrak mahkeme tarafından iptal edilirse hak sahibi hakkını senetsiz olarak da ileri sürebilir veya yeni bir senet düzenlenmesini isteyebilir. İptal kararını almış olan hak sahibi, iptal kararına dayanarak, ipral edilen senetteki hakkını bir başkasına devredebilir.
Kıymetli Evrakın İptali
Kıymetli evrak zayi olduğu takdirde mahkeme kıymetli evrakın iptaline karar verebilir.
Senedin iptaline karar verilmesini kıymetli evrakın zayi olduğu anda veya ziyaı ortaya çıktığı anda hak sahibi olan kişi isteyebilir.
İptal davasında görevli mahkeme asliye ticaret mahkemesidir. Yetkili mahkeme ise ödeme veya hamilin yerleşim yeri mahkemesidir.
Kıymetli Evrakın İptali Davasının Şartları Nelerdir?
Verilen karar ile davacı hakkını ilamla isteyebilir veya yeni bir senet düzenlenmesini talep edebilir. Kıymetli evrakın iptaline yönelik dava açılabilmesi için gerekli olan şartlar şunlardır:
Senet, zayi olmalıdır.
Senetteki hak dava sırasında varlığını sürdürüyor olmalıdır (TTK m.651).
Senedin zayi olduğu zamanda kıymetli evrakta hak sahibi bulunmalıdır.
Zayi olan senedin zilyetliğinin yeniden kazanım olanağının olmaması gerekmektedir.
Hasımsız bir davadır. Mahkemenin verdiği karar maddi bir karar değildir, senedin geçerliliğini etkilemez.
Senet olmaksızın hakkı talep edebilme hakkı sağlamaktadır. Kimde olduğu biliniyorsa iptal davası açılamaz, istirdat davası açılmalıdır.
Türlerine Göre Kıymetli Evrakların İptali
Özel hükümler, kıymetli evrakın türüne göre iptalinde karşımıza çıkar.
1) Nama Yazılı Kıymetli Evrakın İptali
Türk Ticaret Kanunu’nun 657.maddesi gereği kanun koyucu aksine bir düzenleme olmadıkça nama yazılı kıymetli evrakın ziyası sebebiyle iptaline, hamiline yazılı senetlere ilişkin hükümlerin uygulanacağını düzenlemiştir.
Borçlu ilam sayısını azaltmak ve süreleri kısaltmak için iptal prosedüründen daha basit bir usul benimseyebilir. Şöyle ki, borçlu senede koyacağı bir beyan ile senedin iptalinin Türk Borçlar Kanunu’nun 105.maddesine tabi olduğunu düzenleyebilir.
Bu beyan ile mahkeme kararına gerek olmaksızın senet iptal edilebilir.
2)Hamiline Yazılı Kıymetli Evrakın İptali
Hisse senetleri, tahviller, intifa senetleri, münferit kuponlar hariç olmak üzere, kupon belgeleri, esas kupon belgelerinin yenilenmesine yarayan talonlar gibi hamiline yazılı senetlerin iptaline, hak sahibinin istemi üzerine mahkemece karar verilir.
Hamiline yazılı senetlerde, önleyici tedbirlerin talep edilmesi için öncelikle iptal davasının açılması gerekir.
İptal davası açıldıktan sonra mahkeme, dilekçe sahibinin, senedin zilyedi olduğunu ve onun zayi etmiş olduğuna dair verdiği bilgileri inandırıcı bulursa senedin kimin elinde olduğu henüz anlaşılmadığından, belli olmayan hamili, senedi belli bir süre içinde ibraz etmeye ilan yoluyla davet eder, aksi takdirde senedin iptaline verileceğini de aynı ilanda ihtar eder. Süre en az altı ay olarak tespit edilir. Bu süre ilk ilan gününden itibaren işlemeye başlar.
Bu ilanın Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi ile üç kez yapılması gerekir. Bu ilandan iki sonuç çıkar; senedi elinde tutan kişi bunu ya iade eder ya da ilan yanıtsız bırakılır.
İptali istenen hamiline yazılı senet ibraz edilirse mahkeme,dilekçe sahibine senedin iadesi konusunda isirdat davası açması için bir süre verir. Ayrıca senedin kendisinde olduğunu bildirerek ilana yanıt veren kişinin elindeki senedin iadesine hemen karar verilmez. Bu sorunlar istrdat davasında çözülür.İstirdak davasının açılması için süre verilmesine rağmen dava açılmamışsa mahkeme senedi iade ederek, alınmışsa ödeme yasağı kararını da kaldırır.
3)Emre Yazılı Kıymetli Evrak Nedir?
TTK m.831’e göre cirosu mümkün olan senetlerin iptali konusunda ( varant ve makbuz senedi dışındaki) emre yazılı senetlerde, poliçelere ilişkin hükümler uygulanır. Poliçelerin iptali TTK m. 757-765 arasında düzenlenmiştir. Emre yazılı çek, poliçe, bono hakkında bazı hükümler uygulanır.
Önleyici Tedbirler
Poliçe rızası olmadan elinden çıkan kişi, ödeme veya hamilin yerleşim yerindeki asliye ticaret mahkemesinden, muhatabın poliçeyi ödemekten men edilmesini isteyebilir.
Hamiline yazılı senetlerde iptal davası açılmadan ödemeden men kararı verilmemesine rağmen emre yazılı senetlerde böyle bir koşul yoktur. Emre yazılı senetlerde istenirse doğrudan iptal davası açılabilir, ödeme yasağı talebinde bulunulabilir.
Bu aşamalardan sonra senedin kimin elinde olduğunun bilinip bilinmemesine göre dava açılır. TTK m.758’e göre emre yazılı senedi eline geçiren kişi belli olduğu takdirde mahkeme, dilekçe sahibine istirdat davası açması için uygun bir süre verir. Belirlenen süre içinde dava açılmazsa mahkeme, borçlu hakkındaki ödeme yasağını kaldırır.
İSTİRDAT DAVASI
Senedin bir başkasının elinde olduğu anlaşılmışsa, gerçek hak sahibi olduğunu iddia eden kişi istirdat davası açmak zorundadır. Bu davada, davacı senedin elinden rızası dışında çıktığını ve sonuçta hamilin eline geçmekle beraber davacının hamile nazaran üstün hakkı olduğunu ispatlamasına bağlıdır.
SENEDİN İPTALİ DAVASINDA GÖREVLİ VE YETKİLİ MAHKEME
Senedin iptali istemiyle açılacak davalar Asliye Ticaret Mahkemeleri’nde görülür. Eğer o yerde Asliye Ticaret Mahkemesi bulunmuyorsa, dava Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla Asliye Hukuk Mahkemesi’nde açılır. Soruda; ilgili yerde ticaret mahkemesinin bulunmadığı belirtiliyorsa mahkemenin hangi sıfatla o davaya bakacağı da belirtilmelidir. Yetkili mahkeme ise; ödeme yeri veya hamilin yerleşim yerindeki Asliye Ticaret Mahkemesi’dir.