Aldatma Boşanma Davası Avukatı
Aldatma Boşanma Davası Avukatı
Aldatma nedeniyle boşanma davası açılabilmesi için evlilik birliği içerisinde eşlerden birinin diğerinin bilgisi olmaksızın bir başka kişi ile duygusal ve cinsi münasebet kurması gerekmektedir.
Zina basit tabirle tanımlanacak olursa eşlerden birinin sadakat yükümlülüğüne aykırı davranarak eşini aldatmasıdır. Evli olan eşlerin birbirlerine sadakat borcu bulunmaktadır, zina eylemi ile sadakat ve manevi bağımlılıkları ihlal edilmiş olacaktır. Zina eylemi kocanın karısından başka bir kadınla ya da kadının kocasından başka bir erkekle cinsel ilişkiye girmesidir.
Eşinden gizli olarak bir başkasıyla mesajlaşması, sohbet etmesi ya da flört konuşma ve tavırlarda bulunması zina eylemi değil, güven kırıcı hareketlerde bulunduğunu gösterecektir. İki eylem arasındaki farkı iyi bilmek ve kanunda belirtilen boşanma sebeplerinden hangisi ile boşanma davası açılması gerektiğini ayırt etmek gerekmektedir.
Zina eyleminde cinsel ilişkiye girme şartı bulunmaktadır, sadakat yükümlülüğünün ihlalini içermektedir. Boşanmanın özel sebepleri arasında olan ve kusura dayalı olan bir boşanma sebebidir.
Zina nedeniyle boşanma davası, çekişmeli boşanma davası olarak görülmektedir. Zinayı öğrenen eş, çekişmeli boşanma davası ile boşanmak zorunda değildir. Taraflar boşanma ve boşanmanın unsurları konusunda anlaştıkları takdirde anlaşmalı boşanma yolu ile boşanabilir.
Günümüzde sosyal medya olarak bilinen özellikle Facebook gibi paylaşım sitelerinin artması veya WhatsApp, Viber ve bunların benzerleri birçok daha çok akıllı telefonlar üzerinden kullanılan iletişim araçlarının yaygınlaşmaları sonrasında evli çiftler arasında açılan aldatmaya dayalı boşanma davalarında ciddi bir artış gözlemlenmektedir.
Evli eşlerin ilişki kurdukları kişiler ile sosyal paylaşım siteleri ve iletişim sistemleri üzerinden kurdukları iletişimin akıllı telefonlar üzerinde bıraktıkları gizli kayıt dosyaları ve izlerinin diğer eş tarafından bulunması ile ortaya çıkartılan aldatma eylemi (zina) aile mahkemelerinde görülen aldatma nedeniyle açılmış boşanma davalarında kendilerini sıklıkla göstermeye başlamıştır.
Eskiden aldatma yani başka kadın veya erkek ile evlilik birliği içinde yaşanan gizli ilişkiler tanıklarla ispatlanmaya çalışılırken günümüzde tanık delilinin yerini WhatsApp kayıtları Facebook görüntüleri almaya başlamıştır.
Sosyal medya üzerinden elde edilen delillerin boşanma davalarında delil olarak kullanılmasında da uyulması gereken hukuk kuralları olduğu asla akıldan çıkartılmamalıdır.
Türk Ceza Kanunu’nun 243. Maddesi Bilişim Sistemine Girme suçunu düzenlemektedir ve bu kanun maddesine göre bir kişinin bilişim sistemindeki verilere müdahale veya bu kişinin kişisel verilerine hukuka aykırı yöntemlerle erişme ve ele geçirme suç olarak kabul edilmiştir ve bu eylemi gerçekleştirenler hakkında 1 yıla kadar hapis cezası getirilmiştir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2002 yılında verdiği bir kararında, aynı konutta yaşayan eşlerin özel yaşamlarının içiçe geçtiğini, özel alan sınırının muğlaklaştığını, bu sebeple eğer bir eş diğerinin günlük, mektup veya fotoğraflarını ve tabi ki sosyal medya içerisindeki bilgilerini zorla ve tehdit yoluna başvurmaksızın ele geçirebiliyorsa bunun karşı tarafın sadakatsizliğini ortaya çıkartabilmenin belki de tek yolu olabileceği düşüncesi ile özel hayata müdahale olarak saymamış ve bu verilen aldatma nedeniyle açılmış boşanma davalarında delil olarak kullanabileceğine hükmetmiştir.
Burada dikkat edilmesi gereken hususi, aleyhine aldatma veya zina nedeniyle boşanma davası açacağınız eşin kişisel bilgilerinin zorla, tehdit yoluna başvurmadan veya şifre kırma ya da gizli akıllı telefon uygulamaları kullanmadan ele geçirilmesidir. Aksi halde elde edilen verilen boşanma davasına bakacak mahkemede delil olarak kullanılamama tehlikesi ortaya çıkmaktadır.
Aldatma nedeniyle boşanma davalarında, aldatılan eşin aldatan eşe karşı açtığı boşanma davasında boşanmayı talep etmesi dışında maddi ve manevi tazminat talebi ve ayrıca aile mülklerinin paylaşımı talebi de bulunabilecektir.
Boşanma Avukatı olarak aldatma nedeniyle açılan boşanma davalarında bilinmesi gereken temel bir bilgiyi daha paylaşmak istersek; boşanma davasını açacak olan kişinin eşi tarafından aldatıldığını öğrendiği tarihten itibaren en geç 6 ay içerisinde aldatma nedeniyle boşanma davasını açmış olması gerekliliğidir.
Eğer aldatılan eş aldatmayı öğrendiği tarihten itibaren 6 ay içerisinde boşanma davasını açmaz ise bu durumda eşini affetmiş sayılır ve boşanma davası açma hakkını kaybeder. Bu hak kaybının tek istisnası aldatan eşin aldatma eylemine devam ediyor olması halidir. Yani eğer aldatan eş aldatma eylemine son vermez ise bu durumda 6 aylık boşanma davası açması için kanun tarafından belirlenmiş 6 aylık hak düşürücü süre işlemeye başlamaz.
Zina(Aldatma) Sebebiyle Boşanma Davası Açmanın Şartları
Zina sebebiyle boşanma davası açılabilmesi için üç şart aranmaktadır:
Evlilik İlişkisinin Bulunması
Eşlerden birinin zinasından söz edebilmek için aralarında bir evlilik ilişkisinin olması koşulu aranır. Bu ilişkinin geçerli veya butlanla sakatlanmış bir evlilikten doğmuş olması herhangi bir önem taşımamaktadır.
Eşlerden birinin evlilikten birliği kurulmadan önce veya evlilik birliğinin bitmesinden sonra herhangi biriyle cinsel ilişkide bulunması zina sayılmayacaktır. Ancak; eşler, evlilik birliği devam ettiği sürece ayrılık kararı verilmiş olsa yahut gaiplik gibi eşlerin birlikte yaşamadığı dönemler dahi olsa eşlerden birinin başka biriyle cinsel ilişkide bulunması zina olarak değerlendirilecektir.
Evlilik fiilen son bulmadığı sürece eşlerin evlilik birliğinden doğan sadakat yükümlülükleri devam edecektir.
Başkasıyla Cinsel İlişkide Bulunma
Zinanın söz konusu olabilmesi için, eşlerden birinin karşı cinsten bir başkasıyla cinsel ilişkide bulunmuş olması yani cinsel ilişkinin fiilen gerçekleşmiş olması şartı aranır. Örneğin; flört etme, cinsel ilişki girişiminde bulunma, öpüşme, yakın bedeni temaslar, sarılma gibi davranışlar zina sayılmazlar. Bununla birlikte kadının kocası dışında birinden yapay döllenme yolu ile hamile kalması da zina olarak değerlendirmez.
Zinanın şartı cinsel birleşmede bulunmaktır. Dolayısıyla henüz eş ile üçüncü kişi arasında cinsel birleşme sağlanmamışsa, örneğin cinsel birleşme sağlanmadan yalnızca fiziksel veya duygusal yakınlık kurulmuşsa, zina sebebiyle boşanma davası açılması ispat kuralları gereği tavsiye edilmemektedir.
Bu halde eşin sadakat yükümlülüğüne aykırı davranmış olduğundan bahisle genel boşanma sebebi olan şiddetli geçimsizlik nedeniyle boşanma sebebine dayanılması stratejik olarak daha mantıklı bir hamle olacaktır. Zina fiilini gerçekleştiren eşin, eşinden başka birisiyle bir tek defa dahi cinsel ilişkide bulunması zina olarak değerlendirilmektedir, fiilin tekrarlanması da şart değildir.
Aldatma Boşanma Davası Avukatı
Eşlerden birinin zinasından bahsedebilmek için eşin karşı cinsten biriyle birlikte olması şartı da aranmaktadır. Hemcinsiyle cinsel ilişki yaşayan eş zina yapmış sayılmamaktadır. Eşin bir hayvanla cinsel birleşmede bulunması da zina sayılmamaktadır. Bu kapsamdaki boşanma davaları haysiyetsiz yaşam sürme veya evlilik birliğinin temelden sarsılması sebebine dayanmalıdır.
Zina Edenin Kusurlu Olması
Eşlerden birinin zinasının boşanma sebebi oluşturabilmesi için, eşin bilerek ve isteyerek cinsel ilişkiye girmiş olması şartı aranmaktadır. Yani cinsel ilişkiye giren eş bu cinsel ilişkiye girmekte kusurlu olmalıdır. Yani zor kullanılarak veya bayıltılarak yani tecavüze uğrayarak cinsel ilişkiye girmek zorunda bırakılmış eş kusurlu sayılamaz.
Zina(Aldatma) Sebebiyle Boşanma Davasında Süre
Davaya hakkı olan eşin boşanma sebebini öğrenmesinden başlayarak altı ay ve her hâlde zina eyleminin üzerinden beş yıl geçmekle dava hakkı düşer.
Diğer Makalelerimiz
Aldatma boşanma davası ne kadar sürer,
Aldatan eş boşanma davası açabilir mi,
Evliyken aldatmak cezası,
Boşanmada aldatma delilleri,
Aldatan eş ne kadar tazminat öder,
Anlaşmalı boşandıktan sonra aldatıldığını öğrenmek,
Zina sebebiyle boşanma davası dilekçe örneği,
Aldatma sonucu boşanma mal Paylaşımı,
Aldatma Boşanma Davası Avukatı