MANŞET

Aile Konutu Şerhi Davası

Aile Konutu Şerhi Davası

Aile konutu kavramı, Medeni Kanunumuzda açıkça tanımlanmamıştır. Doktrin ve yargı kararları ışığında aile konutu; eşlerin ortak karar ile seçtikleri, bütün yaşamsal faaliyetlerini gerçekleştirdiği ve yerleşim amacıyla kullandıkları konut olmaya elverişli mekân olarak tanımlanabilir. Bir taşınmazın aile konutu olarak kabul edilmesi için birtakım şartların bir arada bulunması gerekmektedir.

(i) Öncelikle aile konutunun, yasal olarak kurulmuş bir aile tarafından kullanılıyor olması gerekmektedir. Buna göre, tarafların resmi olarak evli bulunması şarttır.

(ii) Aile konutunun, eşlerin ortak kararı ve iradesi ile seçilmesi gerekmektedir. Konut seçiminin eşlerden biri tarafından yapılmasına ilişkin diğer eşin rıza göstermesi veya eşlerden biri tarafından seçilen konuta diğer eşin onay vermesi durumlarında aile konutunun ortak irade ile seçildiği kabul edilmektedir.

(iii) Aile konutunun, eşlerin ve varsa çocuklarının düzenli olarak hayatını geçirdiği, aile yaşantısının merkezi olan nitelikte bir konut olması gerekmektedir. Buna göre, aile yaşantısının devamlı olarak sürdürülmediği, yılın belli zamanlarında kalınan yazlık, çiftlik, dağ evi, bağ evi ve benzeri mekanlar aile konutu niteliğinde değildir.

(iv) Aile konutunun, üçüncü kişiler nezdinde bilinmesi gerekmektedir. Mevcut konutun, ailenin yaşamsal faaliyetlerinin merkezi niteliğinde olduğu, üçüncü kişiler tarafından anlaşılır olmalıdır.

(v) Eşlerin, aile konutu üzerinde, hukuka uygun bir kullanım hakkına sahip olması gerekmektedir.  Buna göre eşler, konut üzerinde, mülkiyet, üst hakkı, intifa hakkı ve benzeri ayni bir hakka veya kira, ödünç (ariyet) sözleşmesi gibi yasal kullanım hakkına sahip bulunmalıdır.


Aile konutu, eşlerin hukuki işlem özgürlüğünü kısıtlayan bir istisna niteliğindedir. Kural olarak aksine hüküm bulunmadıkça, eşlerden her biri, üçüncü kişilerle her türlü hukukî işlem yapma hakkına sahiptir. Ancak Medeni Kanunumuzun 194. Maddesinde yer alan “Aile Konutu” düzenlemesi ile bu tasarruf hakkına birtakım sınırlamalar getirilmiştir.

Buna göre, eşlerden biri, diğer eşin açık rızası bulunmadıkça, aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemez, aile konutunu devredemez veya aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamaz.

Aile konutunun sağladığı hukuki korumalardan yararlanılması için, konut hakkında şerh konulması zorunlu değildir.

Ancak hak kayıplarının önlenmesi amacıyla, taşınmazın kayıtlı bulunduğu tapu müdürlüğünce aile konutu şerhi düşülmesi oldukça önemlidir. Zira taşınmaz üzerinde tapuda resmi olarak şerh konulması ile, hak sahibi eşin, diğer eşin rızası olmadan taşınmazı devretmesi imkânsız hale getirilmektedir.

Buna karşılık, aile konutu üzerinde resmi şerhin bulunmadığı hallerde, hak sahibi eş tarafından, diğer eşin rızası olmaksızın, üçüncü kişilerle yaptığı işlemlerin geçerli olduğu sonuçlarla karşılaşılabilir. Örneğin, hak sahibi eşin, taşınmazın aile konutu olduğunu bilmeyen iyiniyetli üçüncü kişi ile yapmış olduğu hukuki işlemler, diğer eşin rızası olmasa dahi geçerli kabul edilmektedir.

Aile konutu şerhinin resmi olarak konulması bu gibi durumların önüne geçilmesini ve özellikle boşanma davalarında, eşlerin birlikte yaşadıkları ev hakkında tasarruf yetkisine sahip eşin, diğer eşi mağdur etmesine engel olmaktadır.

Kanunumuzda, aile konutu olarak özgülenen taşınmazın maliki olmayan eşe de tapu kütüğüne konutla ilgili gerekli şerhin verilmesini isteme hakkı tanınmıştır. Aile konutu eşlerden biri tarafından kira ile sağlanmışsa, sözleşmenin tarafı olmayan eşe, kiralayana yapacağı bildirimle sözleşmenin tarafı hâline gelme imkânı sağlanmıştır. Böylece, bildirimde bulunarak sözleşmenin tarafı haline gelen eşin rızası olmaksızın kira sözleşmesi feshedilemeyecektir.

Aile konutu şerhi 4721 sayılı Türk Medeni Kanun’unun 194.maddesinde düzenlenmiştir. Kanuna göre aile konutu şerhi, eşlerden birinin aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshetmesini, diğer eşin rızası olmadan aile konutunu devretmesini ya da aile konutu üstünde kısıtlayıcı hak tesis etmesine engel olur.

Aile konutu şerhi eşlerden birinin istemiyle konulabilir. Bu bakımdan bu şerh özellikle ekonomik açıdan dezavantajlı eşleri aile konutu üzerinde ciddi anlamda söz sahibi yapmıştır. Şerhin konulması talebi taşınmazın bulunduğu yerdeki tapu müdürlüğüne yapılır.

Taşınmazın devri yahut bir hakla kısıtlanması için diğer eşin rızasını alamayan eş hâkimin müdahalesini talep edebilir. Ayrıca aile konutu kira sözleşmesiyle sağlanmışsa, sözleşmeye taraf olmayan diğer eş, ev sahibine yapacağı bildirimle kira sözleşmesinin tarafı ve sözleşmeden doğan borçlardan eşiyle beraber müteselsilen sorumlu olur.

Aile konutu şerhi, malik olmayan eşleri aile konutu üzerinde söz sahibi kılması ve eşlerinin ailenin geleceğine zarar verici tasarruflarda bulunmasını önlemesi, kolaylıkla konulabilmesi ve şerhin kaldırılmasının sıkı şartlara bağlanmış olması bakımından çok önemli bir düzenlemedir.

Aile konutu ancak eşlerin devamlı surette birlikte yaşadıkları konut için konulabilir. Başka bir ifadeyle yazlık, dağ evi vb. eşlerin sürekli surette birlikte yaşamadığı, ara ara kullanılan konutlar bakımından aile konutu şerhi düşülemez.

Aynı şekilde üçüncü şahısların taşınmazları bakımından aile konutu şerhi verilemez. Başka bir ifadeyle aile konutu kira sözleşmesiyle sağlanmışsa, aile konutu üçüncü şahsın taşınmazı olduğundan ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanun’unda üçüncü kişilerin taşınmazlarına aile konutu şerhi konulabileceği belirtilmediğinden bu halde şerh konulamaz. Bu durumda diğer eşin ev sahibine yapacağı bildirimle kira sözleşmesinin tarafı olacağı kabul edilmiştir.

Ayrıca üzerinde intifa hakkı bulunan taşınmazlar bakımından bu şerhin işlenmesi mümkün değildir.


Aile Konutu Şerhi Nasıl Konulur?

Bu şerh ifade edildiği üzere aile konutunun bulunduğu yerdeki tapu müdürlüğüne başvuru üzerine konulur. Harçlar Kanununda bir hüküm olmadığından başvuru için bir ücret alınmaz.


Aile Konutu Şerhi İçin Gerekli Belgeler Nelerdir?

Tapu Sicili Tüzüğünün tasarruf hakkını kısıtlayan şerhler için aranacak belgeler başlıklı 49.maddesinin C bendine göre, şerh için nüfus kayıt sisteminden ya da doğrudan nüfus müdürlüklerinden alınan yerleşim yeri (ikametgâh) belgesi ve evlilik birliğinin devam ettiğini gösterir nüfus kayıt örneğinin ibrazı şerhin konulması için yeterlidir.


Aile Konutu Şerhinin Etkisi Nedir?

Şerh konulması ile eşlerden biri diğer eşin rızası olmaksızın aile konutunu satamaz. Ayrıca üzerinde kısıtlayıcı hak tesis edemez, eğer konut kira ise kira sözleşmesini feshedemez.


Aile Konutu Şerhi Hangi Koşullarda Kalkar?

Aile konutu şerhi farklı şekillerde kalkabilir. Buna göre,

Şerh malik olmayan eşin talebi üzerine konulmuşsa ancak eşin rızası ile kalkabilir.

Şerh, eşlerden birinin vefatı sonrası diğer eşin talebiyle,

Yeni bir aile konutu edinildiğinin ve şerhi o taşınmaz bakımından işlendiğinin ortaya konulması üzerine malik eşin talebi üzerine,

Aile konutu şerhinin terkinine ilişkin mahkeme kararının kaldırılmasına ilişkin mahkeme kararının ibrazı ile kaldırılır.

 

Dikkat çekilmelidir ki, boşanmaya yahut evliliğin iptaline ilişkin mahkeme kararının ibrazı aile konutu şerhinin kaldırılması için tek başına yeterli değildir. Danıştay İdari Dava Daireleri Genel Kurulu’nun 2013/4297 Esas, 2015/1187 Karar, 06.04.2015 Tarihli kararına göre aile konutu şerhi bu konuda alınmış bir yargı kararının bulunması halinde kaldırılabilir. Bu açıdan sadece boşanma kararının ibrazı ile aile konutu şerhinin kaldırılması talebi reddedilecektir.

Aile Konutu Şerhi Davası

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu