MANŞET

Aile Konutunun Tahsis Edilmesi Davası | 2023

Aile Konutunun Tahsis Edilmesi Davası | 2023

Aile konutu nedir?

Aile konutu, kanunda tanımı yapılmış bir kavram değildir. Ancak uygulamada “eşlerin evlilik birliğini sürdürdüğü ve bütün yaşam faaliyetlerini gerçekleştirdiği konut” olarak anlaşılmaktadır.

Aile Konutu Şerhi Nasıl ve Kim Tarafından Düşülür?

Tapu kayıtlarında şerhler bölümüne gayrimenkulün veya taşınmazın aile konutu şerh ettirilmelidir. Tapu kayıtlarına şerh düşülebilmesi için malikin rızası aransa da aile konutu bunun istisnasıdır. Yani evlilik birliği içerisinde yaşanan konut için konutun malikinin rızası aranmaz.

Taşınmazın maliki olmayan eş tapu müdürlüğüne giderek ikamet kaydıyla birlikte eşine ait olan aile konutunun şerhler sayfasına taşınmazın aile konutu olduğu şerhini düşürtebilir.

Tapu sicilinde bahsi geçen konutun sahibi olan eşin yapacağı işlemlere karşı, evlilik ilişkisinin devam ettiği zaman zarfında taşınmazı korur. Diğer eş söz konusu mülkü satma, devretmek, ipotek ettirme, bağışlama gibi durumlarda onayı olmaksızın mülkün sahibi olan eş işlem yapamaz.

Aile konutunun bu kuralla korunması eşlerin evliliği süresince devam eder. Evlilik bittiği takdirde bu koruma sona erer.

BOŞANMA DAVASININ AİLE KONUTUNA ETKİSİ

Boşanma, eşlerden birinin Kanun’da sayılan nedenlerden birine dayanarak dava açması sonucunda evlilik birliğinin hakim kararı ile sona ermesidir. Yani evlilik birliği ancak mahkemenin kararının kesinleşmesi neticesinde sona erecektir. Ancak boşanma davası süresince aile bütünlüğü devam etmektedir.

Hal böyle iken, “boşanma davası esnasında da, bir tedbir kararı verilinceye kadar, aile konutu ve dolayısıyla eş ve çocukların barınma haklarının korunmasında bir boşluk doğmaması açısından, aile ko­nutu niteliğinin devam ettiğinin kabulü gerekir.”(2)

Görüldüğü gibi Türk Hukukunda aile konutunun korunması kural olarak evlilik devam ettiği süre ile sınırlıdır. Bu bilgiler çerçevesinde, Türk Medeni Kanunu’nun 194. maddesinin koruma amacı boşanma davası devam ederken de devam edecektir.

O halde, boşanma kararının kesinleşmesine kadar aile konutu olarak özgülenen taşınmazın maliki olan ve maliki olmayan eş, tapu kütüğüne konutla ilgili olarak aile konutu şerhi verilmesini talep edebilecektir. Böylelikle, aile konutu niteliği taşıyan konutun mülkiyeti eşlerden birine ait olsa bile, bu eş aile konutunu başkasına devredemeyecek ve bağışlayamayacaktır. Aynı şekilde aile konutu üzerinde mülkiyet hakkına sahip olan eş, intifa, sükna veya rehin gibi sınırlı ayni hakları da diğerinin rızası olmadıkça tek başına kuramayacaktır.

Öte yandan, bu aile konutunun eşler açısından “edinilmiş mal” veya “kişisel mal” olmasının da önemi yoktur. Aile konutu, tapuda arsa olarak görünse bile tapuya aile konutu şerhi işlenebilir(3). Eş, bu şerhi işleterek, kendisinin ve çocuklarının mağduriyetini engellemiş olacaktır. Kanun’un amacı da zaten bunu sağlamaktır.

Tapuya aile konutu şerhi konulabilmesi için eşlerden biri, evlilik cüzdanı ve bu konutun eşlerin yerleşim yeri olduğunu gösterir muhtardan alınan belgeyle Tapu Sicil Müdürlüğü’ne başvurur. Bunun sonucunda, tapu memuru gerekli işlemi yaparak aile konutu şerhini koyacaktır. Önemli olan, evliliğin mevcut olduğunun ve bu konutun aile konutu vasfına sahip olduğunun ispatıdır.

Ayrıca, görülmekte olan bir dava sürecinde veya bir dava olmaksızın da aile konutu şerhi konulması, hakimden talep edilebilecektir.

Aile konutunun özgülenmesi davası nedir?

Eşlerden birinin vefatından sonra aile konutunun ne olacağı hakkında kanunumuzda bir takım düzenlemeler yapılmıştır. Kanun koyucu aile konutunu sıradan bir miras malı olarak değerlendirmemiştir. Sağ kalan eşe bu ev üzerinde mülkiyet hakkı kazanma imkanı tanımıştır. İşte buna ilişkin açılan davaya aile konutunun özgülenmesi davası denmektedir.

Kanun aile konutunun özgülenmesi ile ilgili TMK’nın hem miras hukuku kitabında hem de aile hukuku kitabında iki ayrı düzenleme yapmıştır.

Gerçekten, Türk Medeni Kanunu, 240, 255 ve 279. maddelerinde, sağ kalan eşin mal rejiminin tasfiyesi sonucunda aile konutu üzerinde mülkiyet, intifa veya oturma hakkı talep edebilmesi, 652. maddesinde ise sağ kalan eşin yine aile konutu üzerinde mirasçılık sıfatına bağlı bir mülkiyet, intifa veya oturma hakkı bulunduğu hususlarını düzenlemiştir. Yani sağ kalan eş isterse katılma alacağına mahsuben isterse miras hakkına mahsuben aile konutunda mülkiyet hakkı talep edebilir.

YARGITAY KARARI

2. Hukuk Dairesi 2012/24151 E. , 2013/21700 K.

“İçtihat Metni”

MAHKEMESİ :Bakırköy 8. Aile Mahkemesi
TARİHİ :27.09.2012
NUMARASI :Esas no: 2011/985 Karar no:2012/769

Taraflar arasındaki “boşanma” davası ile “aile konutunun tahsisi” davasının ve davalı-davacı tarafından bağımsız olarak açılan “aile konutunun kendisine tahsisi ve nafakanın artırılması” davasının birleştirilerek yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilerek; temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması istenilmekle; duruşma için belirlenen 24.09.2013 günü duruşmalı temyiz eden davalı-karşı davacı E. K. Ö. ile vekili Av. E. B. K. ve karşı taraf temyiz eden davacı-karşı davalı Ö. Ö. ile vekili Av. T. H. geldiler. Gelenlerin konuşması dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için duruşmadan sonraya bırakılması uygun görüldü. Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

1-Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve özellikle davacının aile konutu şerhinin kaldırılmasına davalı-davacı (kadın)’ın da mal rejiminin tasfiyesine ilişkin harcı verilerek usulüne uygun açılmış bir dava veya karşı davalarının bulunmamasına göre, davalı-davacı (kadın)’ın tüm, davacı-davalı (koca)’nın ise aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.

2-Davalı-davacı kadının üniversite mezunu olduğu, bir yabancı dil bildiği, boşanma davası sırasında prime esas aylık kazancı 4.500 TL. olan bir işte çalışmakta iken, 2011 yılı Haziran ayında işten ayrıldığı, dosyaya sunulan Sosyal Güvenlik Kurumunun hizmet döküm cetvelinden anlaşılmaktadır. Davalı-davacı kadın, zorunlu sebeple işinden ayrılmak zorunda kaldığını bildirmiştir. Çalıştığı işyerinin Sosyal Güvenlik Kurumundan sorulup tespit edilmesi ve işyerinden kendi isteğiyle mi, yoksa işverenin iş akdini tek taraflı olarak feshetmesi sonucu mu ayrıldığının işyerinden araştırılması ve hasıl olacak sonucuna göre, yoksulluk nafakası takdirinin gerekip gerekmediğinin değerlendirilmesi gerekirken, eksik inceleme ile hüküm tesisi doğru bulunmamıştır.

SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. bentte gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, duruşma için taktir olunan 990 TL. vekalet ücretinin E.’dan alınıp Ö.’a verilmesine, aşağıda yazılı temyiz ilam harcının temyiz eden E.’ya yükletilmesine, peşin harcın mahsubuna 103.50 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, istek halinde temyiz peşin harcının yatıran Ö.’a geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.24.09.2013 (Salı)

2. Hukuk Dairesi 2012/19308 E. , 2013/10511 K.

“İçtihat Metni”

MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
DAVA TÜRÜ :Tedbir Nafakası – Aile Konutu Şerhi Konulması ve Konutun Tahsisi

Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı tarafından; lehine hükmolunan nafakanın miktarı, aile konutu şerhiyle ilgili talep ve konutun tahsisi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle davacının, aile konutunun üçüncü kişiye devrinin iptali yönünde açılmış bir davasının bulunmamasına, sicilde üçüncü kişi adına kayıtlı olan taşınmazın tapu kütüğüne de, malikin tasarruf yetkisini kısıtlayacak şekilde Türk Medeni Kanununun 194/3. maddesi uyarınca konutla ilgili şerh konulamayacağına göre, yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı harcın temyiz edene yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 103.50 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, işbu kararın tebliğinden itibaren on beş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.15.04.2013 (Pzt)

Aile Konutunun Tahsis Edilmesi Davası | 2023

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu