Boşanma Avukatı *2022
Boşanma Avukatı *2022
Anlaşmalı boşanma davası Aile Mahkemesinde açılır. Aile mahkemesi, anlaşmalı boşanma davasında eşler tarafından hazırlanan anlaşmalı boşanma protokolünü esas alarak kararını verecektir. Bu nedenle anlaşmalı boşanma davasının en önemli unsuru, anlaşmalı boşanma protokolüdür.
Çekişmeli boşanma davasında görülen usuller; muhataba tebligat iletme, cevap dilekçesi yahut ön inceleme gibi süreçler anlaşmalı boşanma davasının konusu değildir. Anlaşmalı boşanma davasında bu süreçler atlanır ve doğrudan duruşma günü atanır.
Anlaşmalı boşanma davasının açılabilmesi için yetkili ve görevli mahkemenin belirlenmesi öncelikli şarttır. Anlaşmalı boşanma davasında görevli mahkeme Aile Mahkemesidir. Aile mahkemesi kimi yerlerde bulunmayabilir. Bu ve benzeri hallerdeyse davaya Aile Mahkemesi sıfatıyla Asliye Hukuk Mahkemesi bakacaktır. Anlaşmalı boşanma davasının gerçekleşebilmesi için bazı belge ve evrakların tamamlanması gerekir.
Bu belge ve evraklar;
Tarafların nüfus cüzdanı,
Anlaşmalı Boşanma Protokolü,
Anlaşmalı Boşanma Protokolü,
Boşanmak isteyen eşlerin en az bir yıl evli kalmaları ve mahkemeye beraber başvurmaları halinde açılan dava anlaşmalı boşanma davasıdır. Anlaşmalı boşanma davasında eşler birlikte başvurmadı ise ancak bir eşin açtığı davayı muhatap taraf kabul ettiyse de dava açılabilir.
Anlaşmalı boşanmada taraflar hür iradeleri ile boşanmanın mali sonuçlarını içeren ve çocukların durumunu düzenleyen bir protokol düzenler ve tüm hususlarda mutabık kalırlar. Buna anlaşmalı boşanma protokolü denir. Eşlerce hazırlanan anlaşmalı boşanma protokolünü hakim re’sen değerlendirmeye tabi tutar ve protokolün lazım gelen şartlara sahip olduğu kanısına varır ve uygun bulursa anlaşmalı boşanma gerçekleşir.
Anlaşmalı boşanma sayesinde taraflar çok daha hızlı biçimde boşanmış olurlar.
Anlaşmalı boşanma davasının temellendirildiği esas gerekçe; evlilik birliğinin temelden sarsılmasıdır. Eşlerin hür iradeleriyle gösterdiği boşanma iradesi ise bu gerekçenin bir bakıma karinesi sayılmaktadır. Anlaşmalı boşanma davasında vekil ile birlikte hareket edilmesi halinde de tarafların hakim tarafından bizzat dinlenmesi gereklidir. Bu şart; boşanmaya ilişkin verilmiş iradenin özgürce verilip verilmediğinin tespiti için konulmuştur.
Boşanma Davasında Malların Paylaşımı
Boşanma Davası Dilekçesi
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu madde 119’da ifade edildiği üzere boşanma davası dilekçesi ve dilekçe içeriği şu şekilde olmalıdır:
Davanın Görüleceği Mahkemenin Adı,
Davalı Ve Davacı Tarafın Adı, Soy Adı Ve Adresleri,
Davacı Tarafın T.C. Kimlik Numarası,
Davanın Muhataplarının Yani Eşlerin (Varsa) Avukatı Ve Yasal (Varsa) Temsilcilerinin Adı, Soy Adı Ve Adresi,
Davanın Konusuna İlişkin Açıklamanın Yer Aldığı Bölüm,
Açıklama Bölümünde Yer Alan İddiaların İspatında Kullanılacak Deliller,
İddiaların Temellendirildiği Hukuki Dayanak,
Talepler,
Davacı Tarafın İmzası,
Dava dilekçesinde yer alması gereken hususlar şayet eksikse bu durumda mahkeme, davacı tarafa bir müddet tanır ve söz konusu eksikliklerin giderilmesini ister.
Bir hafta içinde tamamlanmadığı takdirde dava açılmamış kabul edilecektir. Bu itibarla dava dilekçesinin hazırlanmasında profesyonel bir avukattan yardım almak en isabetli yöntem olacaktır.
Boşanma Davasında Deliller ve İspat
Boşanma davasını açan eş, iddia ettiği boşanma gerekçelerini ispat etmekle yükümlüdür. Davayı açan taraf; aldatma, evlilik birliğinin temelinden sarsılması, terk gibi boşanma nedenlerinden hangisine dayanarak boşanma davasını açıyorsa bu durumda gerekçesini ispat ile temellendirmesi şarttır. Şayet davacı, iddiasını ispatlayamadığı takdirde davası ret olunabilir. Davayı açan eş, taraflar arasındaki problemleri, evlilik birliğinin çekilemez duruma geldiğini veyahut kusur varsa kusur durumunu ispat etmelidir. İspat sürecinde kullanılan delillerinse muhakkak hukuka uygun olması gerekir. Unutulmamalıdır ki; hukuka aykırılık teşkil eden deliller, hükme esas teşkil etmeyecektir!
Boşanma davasını açan eş, boşanmaya dair temellendirdiği nedenleri ispat etmenin yanında davalı eş de davacının öne sürdüğü iddiaları çürütmek maksadıyla delil sunabilir. Davacının öne sürdüğü iddiaların temelsiz ve gerçekten uzak olduğunu ifade eden davalı, karşı delil sayesinde asılsızlığı ispat edebilir.
Evlilik birliğinin temelden sarsılmasıyla beraber evliliğin çekilemez hale gelmesi ve boşanma sebebinin kanıtlanmasının yanı sıra davacının; tazminat, velayet, nafaka ve ziynet eşyası gibi hususlara dair talebi bulunuyorsa yine kanıtlamakla yükümlüdür. Davacı taraf, kusuru olan taraftan evlilik birliği süresince uğradığı maddi ve manevi zarar ile birlikte karşı tarafın kusurunu da ispat etmelidir.
İfade edilen gerekçelerle dava açarken davacının iddia ettiği hususları ispat etmesi gereklidir. Gelecekte herhangi bir hukuki kayıp yaşamaması adına, ispat sürecinde en doğru hukuki delillerin kullanılması ve davanın kısa sürede müspet biçimde neticelenmesi için yetkin bir boşanma avukatı ile birlikte hareket etmesi elzemdir.
Tüm bu nedenlerle dava açarken davacı iddialarını ispatlamakla mükellef olduğunu, ileride hukuki kaybının olmaması ve davanın kısa sürede sonuçlanması adına dava açarken uzman bir boşanma avukatının desteğine dayanarak açmalıdır.
Açılan boşanma davasında öne sürülen deliller fevkalade mühimdir. Davacı tarafın iddia ettiği boşanma sebebini ispat etmesi beklenir, bu bakımdan deliller ayrıca önemlidir. Ancak delillerin hukuka uygun olması gereklidir.
Peki, neler delil olarak kullanılabilir?
Sms,
Sosyal Medya Mesajları Ve Paylaşımları,
Kamera Görüntüleri,
Fotoğraflar,
Otel Kayıtları,
Tanıklar,
Whatsapp Konuşmaları,
Bilirkişi İncelemesi,
Mahkeme İlamı,
Kolluk Araştırmaları,
Harici Mahkeme Dosyaları,
Banka Kayıtları,
Pasaport Kayıtları,
Gözden çıkarılmaması gereken en önemli husus; davada öne sürülen delillerin hiçbir surette hukuka aykırılık teşkil etmemesi gerekir. Bu bakımdan delillerin ne şekilde elde edildiği mühimdir. Bireylerin onurunu ve haysiyetini zedeleyen, zarar veren ve özel hayatın gizliliğini ihlal eden deliller kullanılmamalıdır.
Söz gelimi; dedektif tutup bu sayede boşanma davasına delil toplatılması kanuni olmamakla birlikte aynı zamanda özel hayatın gizliliğinin ihlali suçunu doğurmaktadır. Bu bakımdan, dedektif ve benzeri yollar ile karşı taraf aleyhine delil toplatılması hukuki değildir.
Boşanmanın Sonuçları Nelerdir?
Boşanmanın gerçekleşmesiyle birlikte kadın; boşandığı eşinin soy ismini kullanmakta yararının bulunduğunu ve bu durumun eski eşine bir zarar getirmeyeceğini ispat ederse hakim tarafından eski eşinin soy ismini kullanmasına izin verilir. Eğer kadının bu yönde bir istemi yoksa evlilik önceki soy ismini tekrar alır.
Boşanmada Tazminat
Eşlerden biri, diğer eşe göre daha az kusurlu veya tamamen kusursuz ise ve mevcut ya da gelecekteki menfaati boşanma nedeniyle zarar görecekse maddi tazminat talep edebilir. Boşanmada maddi tazminat yanın da manevi tazminat da söz konusudur. Boşanmaya neden olan olaylar sebebiyle kişilik hakkı saldırıya uğrayan eş, kusurlu eşten manevi tazminat talep edebilir. Boşanmada tazminat davası eğer boşanma davasıyla beraber açılmamışsa, boşanma davasının sonuçlanması ve kararın kesinleşmesinden itibaren bir yıl süreyle harici açılacak bir davayla da görülebilir.
Eşler, boşanma davası açıldığı esnada talepli dilekçeyle beraber tazminatın hükmedilmesi amacıyla da talepte bulunabilir. Boşanmanın mali sonuçlarından birisi olan tazminat, boşanma davasının sonlanması ile beraber harici bir dava açmak suretiyle de talep edilebilir. Harici bir dava açarak tazminat talebinde bulunacak taraf, boşanma davasının sonlandığı tarihten başlayarak bir yıl içinde bu davayı açmalıdır.
Dava eğer bu süre içerisinde açılmaz ise bu durumda dava açma hakkının zamanaşımına uğrayacağının bilinmesi gereklidir. Fakat unutulmaması gereken bir diğer husus; harici bir davayla tazminat talebinde bulunan kişinin boşanma davasının reddedilmemesi gerektiği hususudur. Kişinin boşanma davası reddedildi ise kusurlu olan tarağa karşı harici bir dava açmak suretiyle tazminat talebi söz konusu olmayacaktır.
Boşanma davasında tazminat talep edecek kişinin muhatap taraftan daha fazla kusurlu olmaması ya da boşanmaya neden olan olaylarda kusursuz olması lazım gelir. Bir diğer nokta ise; evlilik devam etseydi gelecekte sağlayacağı menfaatleri elde edemeyeceği için bu menfaatler için tazminat hakkı bulunur. Her iki taraf da gerekli koşullar oluştuğu takdirde tazminat talep edebilir. Bunun için cinsiyet, yaş veya boşanmak isteyen taraf olunması önemli değildir. Mühim olan husus; menfaatin zedelenmesi ve kusurluluk halidir.
Boşanma Davası Nasıl Açılır | Boşanma Avukatı
Boşanmada Tazminat Miktarı
Boşanmada tazminat miktarı hakim takdirine bırakılmıştır. Tutarı belirlerken birtakım kriterlere dikkat eden hakim öncelikle tazminatı ödeyecek tarafın ekonomik durumunu göz önüne alır. Kişinin ekonomik gücünden daha yüksek bir tutar belirlememekte ve tazminat talep edenin istediği tutardan fazlasına hüküm vermemektedir.
Mahkemece hükmedilen tazminat, tazminatı ödemekle yükümlü tarafça ödenmez ise bu durumda davacı taraf icra dairesine başvuru ve yükümlü taraf için icra takibi başlar.
Boşanmada Yoksulluk Nafakası
Eşlerden birisi, boşanmanın kesinleşmesiyle yoksulluğa düşebilir. Yoksulluğa düşecek eşin kusuru daha ağır olmaması koşuluyla hayatının idamesi için muhatap taraftan mali gücüyle orantılı biçimde nafaka talep edebilir. Yoksulluk nafakası olarak adlandırılan bu nafaka, durum değerlendirildikten sonra irat biçiminde ödenebilir. Ancak manevi tazminatın ödenmesinde irat biçiminde ödeme kararı verilemez.
Nafaka alacaklısının yeniden evlenmesi yahut taraflardan birinin yaşamını yitirmesi durumunda ortadan nafaka sona erer. Öte yandan nafaka alacaklısı, resmi evlilik olamadan fiilen evliymiş gibi bir hayat sürer, yoksulluğu ortadan kalkar veyahut haysiyetsiz yaşam sürerse bu durumda da mahkeme kararıyla nafaka kaldırılabilir.
Nafaka tutarı; tarafların ekonomik durumlarında yaşanan değişikliye göre hakkaniyet ilkesinin gereklerine uygun biçimde değiştirilebilir.
Boşanma Davasında Malların Paylaşımı
Tarafların tabi oldukları mal rejiminin hükümlerine göre mallar tasfiye edilecektir. Taraflar herhangi bir mal rejimi belirlememişlerse bu durumda malların tasfiyesi, edinilmiş mallara katılma rejimine göre gerçekleştirilecektir.
Boşanma sürecine adım atan bireyler, evliliğin sonlanmasından ziyade malların paylaşımının ne şekilde gerçekleşeceğini merak etmektedir. Malların tasfiyesi, evli kişilerin evlilik birliği boyunca elde ettikleri malların nasıl taksim edileceğine dair süreci ve usulü kapsar. Taraflar, evlilik birliği süresinde edindiği malların bölüştürülmesine ilişkin kendi iradeleriyle mal rejimlerinden birisini seçerek bu anlaşma üzerinde sözleşme imzalayabilirler. Fakat taraflar mal rejimi noktasında herhangi bir seçim yapmamışlarsa bu durumda evlilik tarihleri dikkate alınacaktır. Nikah tarihlerine göre eşlerin hangi hukuki mal rejimine tabi oldukları tayin edilir.
Yasal mal rejimi türleri, tarafların nikahlandığı tarihe göre belirlenir. 01.01.2002 tarihinden sonra evlenmiş kimseler için yasal mal rejimi; edinilmiş mallara katılmadır. Bu tarihten önce yapılan evliliklerdeyse rejim; mal ayrılığı rejimi olacaktır. Bugün yasal mal rejimi olarak edinilmiş mallara katılma rejimi uygulanmaktadır. Mal rejimi hususu oldukça detay içeren teknik bir konudur. Bu bakımdan muhakkak yetkin bir boşanma avukatı ile birlikte hareket edilmeli ve hak kaybı yaşanmaması adına uzmandan yardım alınmalıdır.