MANŞET

Deniz Hukuku | Deniz Hukuku Avukatı

Deniz Hukuku | Deniz Hukuku Avukatı

Deniz ticareti hukukunu genel olarak tanımlamak gerekirse; gemiler ve gemilerin denizde seyrüseferine ilişkin hukuki işlemleri düzenleyen hukuk dalıdır. Kendi içeresinde sekiz bölüme ayrılmıştır. Türk Ticaret Kanunu anlamından geminin ne olduğunun bilinmesi çok önemidir. Çünkü Türk Ticaret Kanunu içerisindeki tanıma uymayan gemiler bakımından bu kanun hükümleri uygulanmamaktadır. Deniz hukuku çok kapsamlı ve uzmanlık gerektiren bir alandır. Biz makalemizde deniz hukukuna ana başlıklar halinde kısaca değineceğiz.

Geminin Tanımı

“Tahsis edildiği amaç, suda hareket etmesini gerektiren, yüzme özelliği bulunan ve pek küçük olmayan her araç, kendiliğinden hareket etmesi imkanı bulunmasa da bu kanun bakımından gemi sayılır.” Bu tanımdan yola çıkarak bir aracı gemi olarak nitelendirmek için;

Pek küçük olmaması
Suda hareket etmesini gerektiren bir amaca
tahsis edilmiş olması
Yüzme özelliği bulunması zorunlu olup,
Aracın kendiliğinden hareket etme imkanına
sahip olup olmadığının bir önemi yoktur.
Bir aracın gemi olarak nitelenebilmesi için aranan unsurların geçici olarak kaybolması gemi vasfını ortadan kaldırmaz.

Geminin Bütünleyici Parçaları ve Eklentileri

Bütünleyici parça yerel adetlere göre asıl şeyin temel unsuru olan ve o şey yok edilmedikçe, zarara uğratılmadıkça veya yapısı değiştirilmedikçe ondan ayrılmasına olanak bulunmayan parçadır. Geminin makinesi, pervanesi, dümeni bütünleyici parça niteliğindedir. Eklenti, asıl şeyin malikinin anlaşılabilen arzusuna veya yerel adetlere göre, işletilmesi, korunması veya yarar sağlaması için asıl şeye sürekli olarak özgülenen ve kullanılmasında birleştirme, takma veya başka biçimde asıl şeye tabi kılınan taşınır maldır. Geminin filikaları, ölçüm aletleri gibi sevk ve idare araçları eklenti niteliğindedir.

GEMİNİN AYIRICI UNSURLARI

Geminin Adı

Geminin ilk Türk maliki gemiye karıştırılmaya yol açmayacak şekilde başka gemilerin adlarından farklı
olmak koşuluyla dilediği adı verebilir. Gemi siciline kayıtlı her geminin bir adının bulunması, bunun geminin her iki tarafına ve kıçına silinmez, bozulmaz ve çok okunaklı harflerle yazılması mecburidir.

Bağlama Limanı

Gemi bağlama limanının bulunduğu sicil müdürlüğüne tescil edilir, gemi seferleri yabancı bir
limandan, kara kentinden veya gemiden yönetiliyorsa malik gemisini dilediği yer siciline tescil
Ettirebilir. Bağlama limanı da geminin kıçına yazılır. Gemi siciline gemi ile birlikte bağlama limanı da tescil edilir.

Geminin Tonajı

Gemilerin ölçüm sonucu tonaj ile gösterilir.

Geminin Milliyeti

Her geminin bir devletin bayrağını taşıması ve bir devletle bir milliyet bağı tesis etmesi gerekmektedir.
Seyir güvenliği açısından da geminin bir devletin bayrağını taşıması, dolayısıyla bir devletin denetimi
altında olması zorunludur.

Türk Bayrağı Çekme Hakkının Kazanılması

Türk bayrağı çekme hakkına sahip bir geminin bu hakkını kullanabilmesi için gemi sicil müdürlüğünden “gemi tasdiknamesi” adı verilen belgenin alınmış olması gerekir.

Gemi tek bir gerçek kişiye aitse, bu şahsın Türk vatandaşı olması;

Gemi birden fazla gerçek kişiye aitse;

a. Paylı mülkiyet halinde payların çoğunluğunun Türk vatandaşı olması,
b. Elbirliğiyle mülkiyet olması halinde maliklerin çoğunluğunun Türk vatandaşı olması koşuluyla gemi, Türk gemisi sayılır.

Gemi maliki tüzel kişi ise bu durumda türü ne olursa olsun tüzel kişinin Türk kanunları uyarınca kurulmuş olması zorunludur.
Tüzel kişiliğe sahip kuruluş, kurum, dernek ve vakıflara ait olan gemilerde yönetim organını oluşturan kişilerin çoğunluğunun Türk vatandaşı olması,

Türk ticaret şirketlerine ait olan gemilerde ise;

a. Şirketi yönetmeye yetkili olanların çoğunluğunun Türk vatandaşı olması,
b. Şirket sözleşmesine göre oy çoğunluğunun Türk ortaklarda bulunması,
c. Anonim ve sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketlerde ayrıca payların çoğunluğunun nama yazılı ve bir yabancıya devrinin şirket yönetim kurulunun iznine tabi olması şarttır.

Milli Gemi Sicili

Bakanlığın uygun göreceği yerlerde Türk gemileri için tutulan sicildir.
Gemi sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan devlet sorumludur. Devletin sorumluluğuna ilişkin davalar gemi sicilinin tutulmasını gözetecek mahkemede görülür.

MGS’ye tescili caiz olmayan gemiler:
• Türk gemisi olmayan gemiler
• Yabancı bir gemi siciline kayıtlı bulunan Türk gemileri
• Donanmaya bağlı harp ve yardımcı gemiler
• Devlet, il özel idaresi, belediye ve köy ile diğer kamu tüzel kişilerine ait münhasıran bir kamu hizmetinin görülmesine özgülenmiş gemiler

MGS’ye tescili caiz olan gemiler:
• Türk bayrağı çekme hakkına sahip ticaret gemileri
• 18 gros tonalitodan büyük ticaret gemisi TUGS’a kayıtlı değilse MGS’ye kaydettirilmesi zorunludur.

Her gemi bağlama limanının tabi bulunduğu sicil müdürlüğüne tescil edilir.
Gemi seferleri yabancı bir limandan, kara kentinden ya da gemiden yönetiliyorsa malik gemiyi dilediği
yer sicil müdürlüğüne tescil ettirebilir.

GEMİ ÜZERİNDEKİ MÜLKİYET ve DİĞER AYNİ HAKLAR

Gemi Mülkiyetinin Kazanılması
Gemi mülkiyeti, malike gemi üzerinde kanun dairesinde dilediği gibi tasarruf etmek ve gemiye haksız olarak el koyanlara dava açmak hakkını verir.
Gemi mülkiyeti hususi hukuka ve kamu hukukuna göre 2 yolla iktisap edilir.

1. Mülkiyetin Hukuki Muamele İle Kazanılması
Geminin satışı kanunda herhangi bir şekil şartına bağlanmamıştır. Ancak ispatı için uygulamada yazılı şekilde yapılmış olması gerekir.

2. Mülkiyetin Hukuki Muamele Dışı Yollarla Kazanılması
Sicile kayıtlı gemi payı ve iştirak payı üzerindeki mülkiyetin aslen iktisabı; sahiplenme, olağan ve olağanüstü zamanaşımı şeklinde üçe ayrılır.
2.1) Sahipsiz bir mala malik olma kastıyla el koymaya sahiplenme (ihraz) denir. Dolayısıyla sadece sahipsiz hale gelmiş olan bir geminin mülkiyeti sahiplenme yoluyla iktisap edilebilir.

• Sicile kayıtlı bir geminin maliki, gemi üzerindeki mülkiyet hakkından vazgeçtiğini sicil müdürlüğüne bildirir ve bunu sicile tescil ettirirse gemi sahipsiz hale gelir. Bu şekilde sahipsiz hale gelen bir gemiyi sahiplenme hakkı sadece devlete aittir. Devlet kendisini gemi siciline malik olarak tescil ettirmek suretiyle mülkiyeti iktisap eder.
• Sicile kayıtlı olmayan gemi, maliki tarafından mülkiyet hakkından vaz geçme kastı ile terk edildiği takdirde sahipsiz hale gelir. Sahipsiz gemiyi, malik olma iradesiyle zilyetliğine geçiren kimse, geminin maliki olur.

2.2.) Olağan zamanaşımı ile kazanma
Sicile kayıtlı bir geminin maliki olmadığı halde sicile malik olarak tescil edilmiş bulunan bir kişi, tescilin
en az 5 yıl sürmesi ve bu süre içerisinde gemiyi davasız ve aralıksız asli zilyet sıfatıyla elinde bulundurması şartıyla geminin mülkiyetini iktisap eder.

2.3) Olağanüstü zamanaşımı ile kazanma
Bir kimse sicile kaydedilmesi gerekirken kaydedilmemiş olan bir gemiyi en az 10 yıl süreyle davasız ve aralıksız olarak asli zilyet sıfatıyla elinde bulundurduğu takdirde, bu geminin sicile kendi malı olarak tescil edilmesini isteyebilir. (iyiniyet aranmaz)

Gemi Rehni
Sicile kayıtlı olan ve olmayan gemilerde kanunda belirtilen alacaklar için “gemi alacaklısı hakkı” olarak adlandırılan rehin hakkı kanundan doğar. Gemi siciline kayıtlı gemiler üzerinde akdi rehin hakkı, sadece gemi ipoteğidir ve sicile tescil ile tesis edilebilir.
Sicile kayıtlı olmayan gemiler üzerinde teslime bağlı rehin hakkı tesis edilebilir.

Gemi İpoteği:
Sicile kayıtlı gemiler için teslim mecburiyeti olmadan sadece gemi siciline kayıt suretiyle rehin tesisi kabul edilmiştir. Buna gemi ipoteği denir. Gemi ipoteği sicile kayıtlı bir gemi veya payı üzerinde tesis olunan ve alacaklıya gemiyi veya payı sattırarak bedelinden alacağını öncelikle almak yetkisini veren bir ayni haktır. Sicile kayıtlı gemilerin sözleşmeye dayalı rehini sadece gemi ipoteği yolu ile sağlanır.

Gemi ipoteğinin kurulması için gemi maliki ile alacaklının gemi ipoteği kurulması hususunda anlaşmaları ve ipoteğin gemi siciline tescil edilmesi şarttır. İpotek sözleşmesi yazılı şekilde yapılmalı ve imzaların noterce onaylanması gerekir. Sicil kaydı kurucu niteliktedir.

DONATAN ve DONATMA İŞTİRAKİ
Donatan
Gemisini menfaat sağlamak amacıyla suda kullanan gemi malikine donatan denir. Donatan olmanın şartları şöyledir:
• Ticaret gemisi mevcut olmalı (ticaret kavramı geniş yorumlanmalı)
• Ticaret gemisinin sahibi bulunmalı
• Ticaret gemisinin sahibi, gemiyi kendi adına ve kazanç maksadıyla işletmelidir.

Kendisinin olmayan bir gemiyi menfaat sağlamak amacıyla suda kendi adına, bizzat veya kaptan aracılığıyla kullanan kişi, üçüncü kişilerle olan ilişkilerinde donatan sayılırlar ve bunlara da gemi işletme müteahhidi denir. Gerçek ya da tüzel kişi olabilirler. Geminin kullanılmasından doğan hak ve alacaklar ona aittir; ancak gemiyi satmak veya üzerinde ipotek tesis etmek gibi mülkiyet hakkının sonucu olan yetkilere sahip değildir.

Geminin deniz ticaretinde kullanılması sonucunda, kullanan sanki donatanmış gibi gemi üzerinde rehin hakkı, gemi alacaklısı hakkı da doğmaktadır. Gemi alacaklısı hakkı kanuni rehin hakkıdır. Bu rehin hakkı alacaklıya karşı borçlu olmayan malikin gemisi üzerinde doğar.

Donatanın Sorumluluğu

Donatan kendi fiil ve ihmallerinden dolayı genel hükümlere göre her şahıs gibi borç altına girer.
Donatanın deniz kirlenmesinden doğan sorumluluğuna Çevre Kanunu Hükümleri uygulanır. Bu kanuna göre; kirletenler ve çevreye zarar verenler, sebep oldukları kirlenme ve bozulmadan doğan zararlardan dolayı kusur şartı aranmaksızın sorumludurlar. Kirletenin, meydana gelen zararlardan ötürü genel hükümlere göre de tazminat sorumluluğu saklıdır. Zamanaşımı süresi zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten itibaren 5 yıldır.

GEMİ ADAMLARI
KAPTAN

Kaptan, geminin sevk ve idaresi ile görevli ve belirli ehliyete sahip olan kimsedir. Sefer sırasında geminin tek hakimidir. Kaptan, donatan tarafından veya donatma iştirakinde gemi müdürü tarafından tayin olunur. Kaptan bir gemi adamı olduğundan Deniz İş Kanunu’nun hükümlerine tabidir.

Kaptanın görevleri ve sorumlulukları:

• Yola çıkmadan önce geminin denize ve yola elverişli olup olmadığına bakmak zorundadır.
• Gemi adamlarına ve yüke ait belgelerin gemide bulunmasını sağlamak zorundadır.
• Yükleme ve boşaltma araçlarının kullanım amaçlarına uygun durumda olmasına ve istifine bakmak zorundadır. Özel istifçiler tarafından yapılsa bile denizcilikte geçerli olan kurallara uygun bir şekilde gerçekleştirilmesine dikkat etmek zorundadır.

• Denizcilikte geçerli kurallar uyarınca geminin aşırı derecede yüklenmemesine dikkat etmek zorundadır.
• Gerekli safranın gemide bulunmasına ve geminin ambarlarının taşınacak olan eşyayı kabule ve korumaya elverişli bir şekilde donatılmış olmasına dikkat etmek zorundadır
• Gemi kalkmaya hazır olunca elverişli ilk fırsatta yola çıkmak zorundadır.
• Her gemide kaptanın gözetiminde gemi jurnali tutulur

Kaptanın Yetkileri

Kaptan, kanundan doğan temsil yetkisine sahiptir; donatanı, taşıyanı ve yükle ilgili şahısları temsil eder.
Bu yetki gemi bağlama limanında bulunduğu sırada dar, gemi sefere çıktıktan sonra daha geniştir.
Gemi bağlama limanındayken kaptan gemi adamı tutabilir. Taşıma sözleşmeleri yapmak ve görevlerine giren hususlarda dava açmak da kaptanın yetkisi kapsamındadır.

Kaptan ancak gemiyi korumak veya yolculuğu yapmak için zorunluluk bulunması halinde bu ihtiyaçların karşılanabilmesi için gerekli olan miktarda ödünç para veya benzeri kredi işlemlerini yapmaya yetkilidir.
Kaptanın yapmaya yetkili olduğu işlemlerin geçerliği, onun seçtiği işlemin amaca uygun veya bu işlemle sağlanan para veya diğer şeylerin fiilen gemini korunması veya yolculuk yapmak için kullanılmış olup olmamasına bağlı değildir. Üçüncü kişi burada iyi niyetli değilse, kaptanın yaptığı işlem donatanı bağlamaz.

Kaptan, gemi ister bağlama limanında olsun, ister yolculukta olsun konişmento tanzim ve imza etmek hususunda kanunen taşıyanı temsil etme yetkisine sahiptir.
Kaptanın yükle ilgili de temsil yetkisi vardır. Kaptan, eşyayı tamamen veya kısmen boşaltmaya ve eşyanın bozulması yüzünden veya diğer sebeplerden ileri gelebilecek büyük bir zararın başka surette önüne geçilemeyeceği anlaşılıyorsa, eşyayı satmaya; korunması yahut daha ileri götürülmesi için gereken parayı sağlamaya yetkilidir.

Gemi Adamları

Deniz İş Kanunu, denizlerde, göllerde ve akarsularda Türk bayrağını taşıyan, 100 ve daha yukarı grostonluk gemilerde bir hizmet akdi ile çalışan gemi adamları ve bunların işverenleri hakkında uygulanır.
“Bir hizmet akdine dayanarak gemide çalışan kaptan, zabit ve tayfalarla diğer kimselere gemi adamı denir.”

Kaptan aynı zamanda işveren vekilidir.
• Hizmet akdi yazılı şekilde yapılmalıdır.
• Hizmet akdi belirli bir süre veya sefer; yahut süresiz olarak yapılabilir.
• Genel olarak iş süresi günde 8 saat ve haftada 48 saattir. İş süresi gemi adamının işbaşında çalıştığı veya vardiya tuttuğu süredir.

GEMİ KİRA SÖZLEŞMESİ

Gemi kira sözleşmesi, kiraya verenin belirli bir süre için geminin kullanılmasını, kira bedeli karşılığında,
kiracıya bırakmayı üstlendiği sözleşmedir.
Geminin gemi adamlarıyla birlikte kiracının emrine verildiği kira sözleşmelerinde, gemi adamlarının çalıştırılmasından doğan borç ve yükümlülüklerden kiraya veren, kiracı ile birlikte müteselsilen sorumludur.

ZAMAN ÇARTESİ SÖZLEŞMESİ

Zaman çarteri sözleşmesi; tahsis edenin, donatılmış bir geminin ticari yönetimini belirli bir süre için ve
bir ücret karşılığında tahsis olunana bırakmayı üstlendiği sözleşmedir. Burada tahsis olunan zaman
çartereri, tahsis eden ise donatandır.
Zaman çarteri sözleşmesinde geminin zilyetliği tahsis olunana devredilmez.

NAVLUN SÖZLEŞMESİ

Navlun sözleşmesi, taraflardan birinin (taşıyan), navlun (ücret) karşılığında deniz yolu ile eşya taşımayı, diğer tarafın (taşıtan) navlun ödemeyi üstlendiği sözleşmedir.

Navlun sözleşmesinin unsurları:

• Eşya taşımanın üstlenilmesi
• Deniz yoluyla taşıma
• Taşıma işinin bir gemi ile yapılması
• Taşıyanın eşyanın zilyetliğini elde etmiş olması
• Taşıma işinin bir ücret (navlun) karşılığında yapılması

Navlun Sözleşmesi Türleri

1. Yolculuk Çarteri Sözleşmesi
2. Kırkambar Sözleşmesi
3. Alt Navlun – Asıl Navlun Sözleşmeleri

KONİŞMENTO

Bir taşıma sözleşmesinin yapıldığını ispatlayan, eşyanın taşıyan tarafından teslim alındığını veya gemiye yüklendiğini gösteren ve taşıyanın eşyayı, ancak onun ibrazı ancak onun ibrazı karşılığında teslimle yükümlü olduğunu gösteren senettir. Konişmento, navlun sözleşmesi uyarınca taşınan eşya için taşıyan tarafından düzenlenir ve eşyayı temsil eden kıymetli evrak niteliğinde bir senettir.

Konişmentonun Türleri ve Düzenlenmesi

• Tesellüm Konişmentosu: Taşınmak üzere teslim alınan, fakat henüz gemiye yüklenmemiş olan eşya için yükletenin izniyle düzenlenen konişmentodur.
Yükleme Konişmentosu: Eşya gemiye alınır alınmaz, eşyanın teslim alındığı sırada verilmiş olan geçici makbuz veya tesellüm konşimentosunun geri verilmesi karşılığında düzenlenen konşimentodur.
• Karma Taşıma Konişmentosu: Deniz yolundan başka bir taşıma yolu da kullanılarak gerçekleştirilecek karma taşımalarda, taşımanın bütün safhaları için geçerli olmak üzere düzenlenip verilen konşimentodur.

ÇATMA

Çatma terimi gemilerin birbirleri ile çarpışmalarını ifade eder. İki veya daha fazla geminin birbirine çarpmasına çatma denir. Eğer kazaya karışan araçlardan biri gemi değilse çatma hükümleri uygulanmaz. Bununla birlikte çatmaya karışan gemilerin ticaret gemisi olmaları şart değildir.
Bütün sivil gemilere, münhasıran bir kamu hizmetine tahsis edilen devlet gemilerine, donanmaya bağlı harp ve yardımcı gemilere de çatma hükümleri uygulanır.

KURTARMA

Seyrüsefere elverişli sularda tehlikeye uğramış bulunan su aracı veya diğer eşyanın kurtarılması için yapılan her fiil veya hareket, kurtarma faaliyetini oluşturur.

Kurtarma faaliyetinin unsurları:

• Su aracı veya diğer eşyanın kurtarılmasına yönelik faaliyet (türü ya da kullanım amacına bakılmaksızın bütün gemilere kurtarma hükümleri uygulanır.)
• Su aracı veya diğer eşyanın, seyrüsefere elverişli sularda tehlikeye maruz kalmış olması
• Kurtarma faaliyetinde bulunulmuş olması (başka bir gemi veya üçüncü kişiler tarafından)
• Faydalı sonuç elde edilmiş olması (Faydalı bir sonuç vermiş olan her türlü kurtarma faaliyeti, kurtarma ücreti istemine hak kazandırır. Bununla birlikte kurtarma konucu araç ve diğer eşyaların hepsinin değil, birinin veya bir kısmının kurtarılmış olması yeterlidir.)

Deniz Hukuku | Deniz Hukuku Avukatı

 

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu