MANŞET

Disiplin Suçu Nedir – Uyarma Cezası

Disiplin Suçu Nedir – Uyarma Cezası

Disiplin Nedir?

Disiplin kavramı, Fransızca “discipline” kavramından Türkçe’mize geçmekle birlikte en genel anlatımla bir yönetimin düzgün, düzenli, huzurlu, dikkatli, sürekli ve verimli bir biçimde işleyebilmesi için uyulması gereken zorunlu kurallar bütünü olarak ifade edilebilir1 . Başka bir ifadeyle disiplin, “çalışma düzeninin sağlanıp sürdürülmesi, devletin onur ve saygınlığının korunması bakımından kamu hizmetlerinde etkinliği, sürati ve verimliliği sağlayacak bir araçtır.”

Bireyin davranış ve hareketlerini kendi kendine kontrol altına almasını ifade eden önleyici bir tedbir olarak da kullanılan bu kavram, bir kamu görevlisinin kanun hükümlerine aykırı fiillerinden dolayı bozulan kurum düzeninin yeniden tesisini sağlayan bastırıcı nitelikte bir idari yaptırım olarak da karşımıza çıkmaktadır.

İdare hukuku alanında disiplin denildiğinde, kamu görevlilerinin meslekleri ile ilgili olarak hukuk kurallarınca öngörülen yükümlülükleri yerine getirmekte veya yasaklardan kaçınmakta işledikleri kusurlar için öngörülen müeyyideler anlaşılmaktadır.

Disiplin Suçu Nedir?

İnsanoğlu için var oluşundan bu yana toplu halde yaşama zorunluluğunun sonucu olarak, belirli bir disiplinin varlığı ve gerekliliği ortaya çıkmıştır. Bu noktada ceza hukuku, sosyal düzeni bozmaya yönelik eylemleri suç olarak nitelendirip, cezalandırmakla mevcudiyetini ortaya çıkarmıştır.

Genel anlamda suç olmayan bir takım tavır ve davranışlar da vardır ki; ceza hukukundaki gibi bir müeyyide ile karşılaşırlar. Ancak bu müeyyide kişi hukuku bakımından umumi manada ceza sonuçlarını doğurmaz. Bu tür cezaları gerektiren hukuka aykırı fiiller de suçudur. Kısaca Disiplin suçu bir kamu hizmeti düzenini bozan eylemler bütünüdür.

Disiplin Cezası Nedir?

Disiplin cezaları, kamu hizmetlerinin yürütülmesi ve kamunun yararının devamlılığının sağlanması amacıyla kamu görevlileri için görev yetki ve sorumlulukları bakımından yasal olarak getirilmiş bulunan yaptırımlardır.

657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 125 inci maddesinde disiplin cezasını gerektiren suçlar (fiil ve hâller) ile bu fiil ve hâller için öngörülen disiplin cezaları saymak suretiyle belirtilmiştir. Bu cezalar şunlardır;

“Uyarma”, memura görevinde ve davranışlarında daha dikkatli olması gerektiğinin yazı ile bildirilmesi;

“Kınama”, memura görevinde ve davranışlarında kusurlu olduğunun yazı ile bildirilmesi; “AylıktanKesme”, memurun brüt aylığından 1/30 – 1/8 arasında kesinti yapılması; “Kademe İlerlemesinin Durdurulması”, fiilin ağırlık derecesine göre, memurun bulunduğu kademede ilerlemesinin 1-3 yıl durdurulması;

“Devlet Memurluğundan Çıkarma” ise, memurun bir daha devlet memurluğuna atanmamak üzere memurluktan çıkarılmasıdır.

Disiplin Hukukuna Hakim Olan İlkeler 2023

DİSİPLİN HUKUKUNA HAKİM OLAN İLKELER

Disiplin hukukunun kendine özgü, genel nitelikte ilkelerinin olduğunu söylemek güçtür. Ancak genel itibariyle yönetsel cezalarda olduğu gibi, disiplin cezalarında da uygulanabilecek “temel” ceza hukuku ilkeleri bulunmaktadır. Ceza hukukunun da tüm ilkeleri değil, kamu görevlileri bakımından güvence sağlayan ve hukukun temel ilkeleri olarak kabul edilen “çekirdek” ceza hukuku ilkeleri disiplin hukukuna uygulanmaktadır.

Kanunilik İlkesi

Bilindiği üzere, ceza hukukunda “suç ve cezada kanunilik ilkesi” geçerlidir. Suçta kanunilik, ancak kanunda suç olarak belirtilen fiilden dolayı cezalandırılabilmeyi; cezada kanunilik ise ancak kanunda öngörülen cezaların tatbik edilebilmesini ifade etmektedir. Anayasanın 38. maddesinin birinci fıkrasında “kimse…kanunun suç saymadığı bir fiilden dolayı cezalandırılamaz” denilerek “suçta kanunilik” ilkesini, üçüncü fıkrasında da “ceza ve ceza yerine geçecek güvenlik tedbirleri ancak kanunla konulur” denilerek “cezada kanunilik” ilkesini ortaya koymuştur.

Ölçülülük İlkesi

Anayasada yer alan ölçülülük ilkesinin disiplin hukukuna yansımasıdır. Disiplin suçu ve disiplin cezası arasında adil bir dengenin olması gerekmektedir.

Gizlilik İlkesi

Disiplin soruşturması esnasında, idarenin sırlarının korunması, delillerin karartılmaması, soruşturulan kişinin haklarına halel gelmemesi için, disiplin soruşturmasının gizliliği asıldır.

Bir Fiil İçin Bir Yaptırım İlkesi

Ceza hukukunda geçerli olan “bir fiile birden fazla ceza verilmemesi” (non bis in idem) ilkesinin, disiplin hukukunda da geçerli olduğu kabul edilmektedir. Buna göre, bir disiplin suçu için ancak bir disiplin yaptırımı uygulanabilir. Aynı fiil için birden fazla disiplin yaptırımı uygulanamaz.

Disiplin Suçu Nedir – Uyarma Cezası

Geçmişe Yürümeme İlkesi

Ceza hukukunda geçerli olan, kanunların geçmişe yürümeme (retroactif) ilkesi, kanunun yürürlüğe girmesinden sonraki olaylara uygulanması prensibi, disiplin hukukunda da geçerli bir ilkedir. Buna göre, disiplin suç ve cezalarını düzenleyen bir kanun, yürürlüğe girdikten sonraki fiiller için uygulanabilir. Kanunun yürürlüğe girmesinden önce işlenmiş fillere tatbik edilemez. Bu durum, idari işlemin geriye yürümeme (makable şamil olmama) ilkesinin bir gereğidir.

ŞÜPHEDEN SANIK YARARLANIR İLKESİ

Şüpheden sanık yararlanır ilkesi Anayasa’nın 38. maddesinin dördüncü fıkrasında “suçluluğu hükmen sabit oluncaya kadar, kimse suçlu sayılamaz” şeklinde hüküm altına alınmıştır. Hukukun temel ilkelerinden biri olan şüpheden sanık yararlanır ilkesine göre, kişinin hukuken suç işlediği kanıtlanıncaya kadar, kendisine isnat edilen suçu işlemediği, suçsuz olduğu kabul edilir. Ceza hukukunda temel bir ilke olan “şüpheden sanık yararlanır ilkesi” disiplin hukukunda da uygulanmaktadır. Disiplin suçunu oluşturan fiilin kamu görevlisi tarafından işlendiği hukuken geçerli olabilecek delillerle ve şüpheye mahal vermeyecek şekilde ispatlanamazsa kamu görevlisine disiplin cezası verilemez.

Kanunu Bilmemek Mazeret Sayılmaz İlkesi

Kanunu bilmemek mazeret sayılmaz ilkesi disiplin hukukunda da uygulama alanı olan diğer bir ilkedir. Bu ilkeye göre usulüne uygun olarak yürürlüğe giren bir mevzuat hükmünde yer alan hak ve yükümlülüklerin kamu görevlileri tarafından bilindiği kabul edilir. Bu açıdan bir kamu görevlisinin işlediği fiilin ya da sergilediği davranışın haksızlık teşkil ettiği, bu fiil ve davranışlarla kurum düzeninin bozulduğunu bilmediği ve bilebilecek konumda olmadığı iddiası kabul görmez.

Ancak bu durum eleştiriye açıktır. Kanunilik ilkesinin uygulanmadığı bir disiplin rejiminde böylesine bir kabul, idarenin keyfi davranmasının önünü açacak niteliktedir. Özellikle muğlak ifadelerle belirlenen disiplin suçlarında kamu görevlisi tarafından işlenen ancak kendisi açısından bir haksızlık teşkil etmediği düşünülen bir fiil ya da davranıştan dolayı disiplin cezasının verilebilecek olması hukuki öngörülebilirlik ilkesi ile örtüşmez.

Kanunu bilmemek mazeret sayılmaz ilkesinin yeni getirilen bir disiplin suçu açısından gerekli yayım şartına uyulması durumunda kabul edilmesi ancak muğlak ifadelerle belirlenen disiplin suçları açısından kabul görmemesi gerekir.

3011 sayılı Resmi Gazetede Yayımlanacak Olan Yönetmelikler Hakkında Kanun’un 1/b maddesine göre; “kamu personeline ait genel hükümleri kapsayan yönetmeliklerin Resmi Gazetede yayımlanması zorunludur”. Resmi Gazetede yayımlanmayan bir yönetmelik hükmüne binaen verilen disiplin cezası Danıştay kararlarına göre hukuka aykırıdır.

Gerekçe İlkesi

Öğretide, disiplin cezalarının sebeplerinin, işlem metninde belirtilmesi, yani disiplin kararının gerekçeli olması gerektiği ifade edilmektedir.

Başvuru Yollarının Gösterilmesi İlkesi

Anayasa’nın 40. maddesinde “Devlet, işlemlerinde, ilgili kişilerin hangi kanun yolları ve mercilere başvuracağını ve sürelerini belirtmek zorundadır” hükmü bulunmaktadır. Bu düzenlemeye göre disiplin cezası verilen kamu görevlisine, kaç gün içinde hangi idari mercie itiraz edebileceği ve bu itiraz sonucunda olumlu bir netice alınamazsa kaç gün içinde, hangi görevli ve yetkili mahkemede dava açabileceğinin açıkça belirtilmesi gerekir.

Danıştay, başvuru yollarının gösterilmesi ilkesini idari makamlar tarafından uyulması gereken bir yükümlülük olarak görmektedir. “İdari işlemlere karşı başvuru yollarının son derece ayrıntılı düzenlemelerde yer alması, başvuru süresinin kısa olması veya olağan başvuru yollarına istisna getirilebilmesi ilgili kişiler bakımından sıkıntılar oluşturmakta, işlemlere karşı hangi idari birime, hangi sürede başvurulacağının bilinmemesi birçok kez kişi bakımından mağduriyetlere yol açmaktadır.

Bu durumda da kişilerin hak arama özgürlüğünün kısıtlanması, bununla birlikte hukuk devleti olmanın bir gereği olan idarenin denetiminin de engellenmesi sonucu oluşmaktadır.”

Alt Ceza Uygulaması İlkesi

657 sayılı Kanunun 125. maddesinde şu hüküm yer almaktadır: “Geçmiş hizmetleri sırasındaki çalışmaları olumlu olan ve ödül veya başarı belgesi alan memurlar için verilecek cezalarda bir derece hafif olanı uygulanabilir”.

Disiplin Cezalarının Çeşitleri

Devlet Memurları Kanunu’nun 125. maddesinde memurlar için disiplin suçları ve bunlar için cezalar öngörülmüştür. Disiplin cezalarının çeşitleri şunlardır;

Uyarma Cezası

Kınama Cezası

Aylıktan Kesme Cezası

Kademe İlerlemesinin Durdurulması Cezası

Devlet Memurluğundan Çıkarma Cezası

Disiplin Soruşturması Usulü

Disiplin usulü, disiplin soruşturmasının açılmasıyla başlayıp memura ceza verilmesi ya da verilmemesi yönündeki kararın ilgili memura tebliği ile sona eren bir yöntemdir. Devlet Memurları Kanunu’nda, soruşturma usulüne ilişkin detaylı düzenlemeler bulunmamaktadır. İçtihatla geliştirilen ilkeler doğrultusunda soruşturma usulüne ilişkin kuralları şu şekilde sıralayabiliriz.

Soruşturma Kararı

Soruşturmacı Tayini

Savunma Hakkı

Soruşturma Raporu

Disiplin Kararı

Yetkili Makamlar

Disiplin Suçu Nedir – Uyarma Cezası

Disiplin Cezalarına Karşı Başvuru Yolları

Disiplin cezalarına karşı iki tür başvuru yolu bulunmaktadır. Bunlar itiraz ve yargısal başvurudur.

Disiplin Cezalarının Ortadan Kalkması

Disiplin cezaları çeşitli şekillerde ortadan kalkabilir. Bunları şu şekilde sıralayabiliriz; Geri Alınma, Silinme, Mahkeme Tarafından İptal Edilme.

Disiplin Suçu Nedir – Uyarma Cezası

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu