MANŞET

Eser Sözleşmesi Şartları Ve Unsurları

Eser Sözleşmesi Şartları Ve Unsurları

Eser Sözleşmesi Nedir?

Eser sözleşmesi karşılıklı edimleri içeren bir iş görme sözleşmesidir. Yüklenicinin edimi eseri meydana getirmek ve iş sahibine teslim etmek, iş sahibinin karşı edimi ise teslim edilen eserin bedelini ödemektir. Eser sözleşmesine, istisna sözleşmesi de denilmektedir.

Eser sözleşmesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (TBK) 470. maddesinde, “Eser sözleşmesi, yüklenicinin bir eser meydana getirmeyi, iş sahibinin de bunun karşılığında bir bedel ödemeyi üstlendiği sözleşmedir.” şeklinde tanımlanmıştır. Eser sözleşmeleri iki tarafa karşılıklı borç yükleyen bir tür iş görme sözleşmesidir. Yüklenici, iş sahibine karşı yüklendiği özen borcu nedeniyle eseri yasa ve sözleşme hükümlerine, fen, teknik ve sanat kurallarına uygun olarak yaparak ve zamanında tamamlayarak iş sahibine teslim etmekle yükümlüdür.

Eser Sözleşmesi Sürekli midir?

Bu sözleşme her ne kadar iş bitimi ve ücret ödenmesi ile bitecek gibi bilinse de yüklenicinin ifa etkisi bulunduğundan sözleşmenin sürekliliği yönünde görüşler bulunmaktadır.

Eser Sözleşmesi Şekil Şartı Nedir?

Eser sözleşmesinin yapılabilmesi açısından Borçlar Kanunu’nda herhangi bir şekil şartı öngörülmemiştir. Yani sözleşmenin geçerli olarak kurulması için öngörülmüş bir şekil şartı söz konusu değildir. Sözlü olarak yapılabileceği gibi yazılı olarak da yapılabilir. İspat edilebilmesi açısından yazılı olarak yapılmasında yarar vardır. Eser sözleşmesi özelliklerini büyük ölçüde içinde barındıran kat karşılığı inşaat sözleşmesinde ise kanun nitelikli şekil şartları öngörmüştür. Bu nedenle sözleşmenin resmi şekilde yapılması gerekir.

Eser Sözleşmesinin Unsurları

TBK m. 470 – m. 486 ‘da düzenlenmiştir. TBK m. 470’e göre eser sözleşmesi yüklenicinin bir eser meydana getirmeyi, iş sahibinin de bunun karşılığında bir bedel ödemeyi üstlendiği sözleşmedir. Sözleşmenin tarafları yüklenici ve iş sahibidir. İş sahibi bir eser meydana getirmeyi bir başkasına tevdi eden kişidir. Bunlar arasındaki ilişki vekalet sözleşmesidir. Yüklenici ise eser meydana getirip teslim etmeye borçlanan herhangi bir kişidir.

Kanundaki tanımına göre eser sözleşmesinin unsurları dört ana başlıkta toplanabilir:

1- Meydana getirme (imal): Yüklenici, bir -sonucu- meydana getirmek (imal etmek) için çalıştığından eser sözleşmesi, bir işgörme sözleşmesidir. Meydana getirmek eylemi, bir binayı yapmak gibi olumlu bir eylem şeklinde veya bir binayı yıkmak gibi olumsuz bir eylem şeklinde husule gelebileceği gibi birşeyi onarmak gibi değişiklik yapmak şeklinde de gerçekleşebilir.

2- Eser (şey): Eser sözleşmesinde işin konusudur. Eser, eser sözleşmelerinde, bir bedel karşılığında yüklenicinin meydana getirdiği sonucun ismidir. Maddi bir sonucu ifade edebileceği gibi maddi olmayan bir sonucu da ifade edebilir. Eser sözleşmesinde meydana getirilecek iş, konusu/kapsamı/nitelikleri v.b. yönlerden yeterince tanımlanmış olabileceği gibi hiç tanımlanmamış veya yeterince tanımlanmamış da olabilir. Taraflar arasındaki sözleşmede iş tanımlanmış ise meydana getirilecek eser, işbu sözleşmeye uygun olmalı; sözleşmede iş yeterince tanımlanmamış ise eser, iş sahibinin beklentisine uygun, iş sahibince kabul edilebilir ve mukabili bedeli karşılayabilecek niteliklerde olmalıdır.

3- Bedel (semen): Eser sözleşmelerinde bedel, para olarak kararlaştırılabileceği gibi; tarafların, maddi değeri olan başka bir karşılık üzerinde anlaşmaları da mümkündür. Eser sözleşmesinde bedel olarak “kat karşılığı inşaat sözleşmeleri”nde olduğu gibi arsa payı veya bağımsız bölüm mülkiyetinin geçirilmesi kararlaştırılmış ise bu durumda taraflar arasında “karma eser sözleşmesi” var demektir. Eser yapımına karşılık bedel alınması öngörülmemişse; taraflar arasındaki ilişki bağış veya vekillik sözleşmesine göre değerlendirilebilir (Ord. Prof. Dr. Hıfzı Veldet Velidedeoğlu / Refet Özdemir, Türk Borçlar Kanunu Şerhi, Ankara, 1987).

Eser sözleşmelerinde; taraflar bir bedel kararlaştırmışlarsa eserin yapımı karşılığı yükleniciye, işbu bedel ödenecektir (TBK m.480-BK m.365).
Bazen taraflar, yaklaşık bir bedel belirlemekte ve/veya sözleşmede, bedel konusunda açıklık bulunmamaktadır. TBK m.481 (BK m.366)’e göre “Eserin bedeli önceden belirlenmemiş veya yaklaşık olarak belirlenmişse bedel, yapıldığı yer ve zamanda eserin değerine ve yüklenicinin giderine bakılarak belirlenir.”

Ülkenin değişik kesimlerindeki iklim koşulları, nakliye, ulaşım, malzeme, işçilik gibi değerler birbiriyle aynı olmadığı gibi malzeme, işçilik v.b. konularda yıllara sarih olarak farklılıklar husule gelmektedir. Dolayısıyla bedelin belirlenmesinde, eserin yapıldığı yılın fiyatları ve yerel fiyatlar (rayiçler) esas alınarak hesap yapılmasına dair düzenlemenin hakkaniyete de uygun olduğu kanaatindeyim.

Burada eserin yapıldığı yerdeki yerel piyasa ortalamasında yüklenicinin olası kazancının da bedele dahil edilmesi gerektiğini belirtmekte fayda vardır; aksinin kabulü iş sahibinin, sebepsiz yere zenginleşmesine yol açacaktır. Maddede bahsedilen yüklenici giderlerini; malzeme alımları, işçilik giderleri, harç/vergi v.s. giderler, plan ve proje bedelleri v.b. giderler olarak özetlemek mümkündür.

Yaklaşık bir bedelin (keşif bedelinin) kararlaştırıldığı sözleşmelerde de eserin gerçek bedeli, eserin tamamlanmasından sonra yapılacak hesaplama ile bulunur. Yaklaşık bedelli eser sözleşmelerinde bedelin, işsahibinin kusuru olmaksızın aşırı ölçüde aşılacağı anlaşılırsa işsahibi, eser henüz tamamlanmadan veya tamamlandıktan sonra sözleşmeden dönme hakkını haizdir (TBK m.482/1-BK m.367/1).

4- Taraflar: Eser sözleşmesinde, eserin meydana getirilmesini (şeyin imalini) üstlenen taraf yüklenici (müteahhit); eseri (şeyi) edinen ve işbu edinim karşılığı yükleniciye bedel ödeyen (semen) taraf da iş sahibidir.
Yüklenici, gerçek ve/veya tüzel kişi olabilir. Eser sözleşmelerinde, işin tamamının yüklenici tarafından yapılması asıldır; ancak işin yapımında yüklenicinin özel yeteneği/kişisel özellikleri önem taşımıyorsa yüklenici işi, başkasına da yaptırabilir (BK m.356/2 – TBK m.471/3). Yüklenicinin kişisel özelliklerinin/yeteneğinin önem arz ettiği ve dolayısıyla eseri, bizzat ifa etmesi gereken hallerde yüklenicinin, işbu yeteneği kaybetmesi veya ölümü halinde sözleşme münfesih olur (BK m.371-TBK m.486).

İş sahibi de gerçek ve/veya tüzel kişi olabilir. İş sahibi gerçek kişi ise onun ölümü halinde taraf durumunda değişiklik olmaz ve Miras Hukukundaki halefiyet prensibi gereği iş sahibi adına mirasçıları, eseri teslim alıp bedeli ödemek zorundadırlar. Fakat mirasçıların tamamı mirası reddederse bu durumda sözleşme münfesih olur ve yüklenici de terekeye yönelir.

Eser sözleşmelerinde, sözleşmenin devri veya sözleşmeye katılma yoluyla, sözleşmenin taraflarında değişiklik olması da mümkün olabilmektedir.

Eser sözleşmesinin tarafları arasında anlaşma

Sözleşmenin meydana gelmesi için tarafların eser karşılığında ödenecek ücret konusunda anlaşmış olmaları gerekir. Eser meydana getirme borcu altına girene yüklenici denir. Eser karşılığı ücret ödeme borcu altına girene iş sahibi denir. Yani yüklenici ile iş sahibinin ücret ödeme konusunda anlaşmaları gerekir. Anlaşma şekle tabi değildir. Yüklenicinin taşınmaz mülkiyeti borcu altına girdiği sözleşmelerde resmi şekilde yapılması zorunludur

Eser Sözleşmesinin Hukuki Niteliği ve Özellikleri

Yüklenicinin bir bütün teşkil eden somut borcu tarzında eser meydana getirme borcu altında olması ani edimli sözleşme olması, vekalet sözleşmesi, yayım sözleşme vs. gibi bunlardan ayırt edilmesini sağlar.

Sözleşmeden Dönme

TBK md.475/1’e göre eser, iş sahibinin kullanamayacağı veya hakkaniyet gereği kabule zorlanamayacağı ölçüde ayıplı ya da sözleşme hükümlerine aynı ölçüde aykırı olunursa, iş sahibi sözleşmeden dönebilir. İş sahibinin sözleşmeden dönmesiyle, sözleşme geçmişe etkili olarak ortadan kalkacaktır.

Eser Sözleşmesinde Yüklenicinin Borçları

TBK m. 471’e göre; Yüklenici, üstlendiği edimleri iş sahibinin haklı menfaatlerini gözeterek, sadakat ve özenle ifa etmek zorundadır. Yüklenicinin özen borcundan doğan sorumluluğunun belirlenmesinde, benzer alandaki işleri üstlenen basiretli bir yüklenicinin göstermesi gereken meslekî ve teknik kurallara uygun davranışı esas alınır. Yüklenici, meydana getirilecek eseri doğrudan doğruya kendisi yapmak veya kendi yönetimi altında yaptırmakla yükümlüdür. Ancak, eserin meydana getirilmesinde yüklenicinin kişisel özellikleri önem taşımıyorsa, işi başkasına da yaptırabilir. Aksine âdet veya anlaşma olmadıkça yüklenici, eserin meydana getirilmesi için kullanılacak olan araç ve gereçleri kendisi sağlamak zorundadır. Öyleyse, söz konusu kanun hükmü kapsamında eser sözleşmesinde yüklenicinin borçlarını şu şekilde sıralamak mümkündür:

İşi sadakat ve özenle yapma borcu: Yüklenici, üstlendiği edimleri iş sahibinin haklı menfaatlerini gözeterek, sadakat ve özenle ifa etmek zorundadır. Yüklenicinin özen borcundan doğan sorumluluğunun belirlenmesinde, benzer alandaki işleri üstlenen basiretli bir yüklenicinin göstermesi gereken meslekî ve teknik kurallara uygun davranışı esas alınır.

İşi doğrudan doğruya kendisinin yapması borcu: Kural olarak yüklenici işi kendisi yapmakla mükelleftir. Ancak borcun yüklenici tarafından şahsen ifa edilmesinin, yüklenicinin kişisel niteliklerinin ifa için önemli olmaması sebebiyle gerekli olmadığı vs. gibi durumlarda iş başkası tarafından da yapılabilir.

Araç, gereç ve malzeme sağlama borcu: Aksi taraflarca kararlaştırılmadıkça, eserin meydana getirilmesi için gerekli olan araç ve gereçleri, yüklenici sağlamakla mükelleftir.

İşe zamanında başlama ve devam etme borcu: Yüklenici işe başlamak ve başladığı işe devam etmekle yükümlüdür. Ancak bu sorumluluğunu iş sahibinin kusuru olmaksızın yerine getirmezse, bir başka ifadeyle yüklenicinin işe zamanında başlamaması veya sözleşme hükümlerine aykırı olarak işi geciktirmesi ya da iş sahibine yüklenemeyecek bir sebeple ortaya çıkan gecikme yüzünden bütün tahminlere göre yüklenicinin işi kararlaştırılan zamanda bitiremeyeceği açıkça anlaşılırsa, iş sahibi teslim için belirlenen günü beklemek zorunda olmaksızın sözleşmeden dönebilir.

Yüklenicinin meydana getirdiği eseri teslim etme borcu: Eser sözleşmesinde yüklenicinin eseri meydana getirme borcunu tam olarak ifa etmiş olması için eseri sahibine teslim etmesi gereklidir. Diğer bir deyişle, eser sözleşmesinde yüklenicinin bir eser meydana getirme borcu, teslim borcunun yerine getirilmesi anında tam olarak ifa edilmiş olmaktadır. Yüklenici, eseri yapmakla borcunu ifa etmiş olmayıp, ayrıca meydana getirmiş olduğu eseri iş sahibine teslim etmesi gerekir. İş sahibinin borcun ifasına olan menfaati tamamlanan eserin kendisine teslimiyle gerçekleşir.

Yüklenicinin genel ihbar yükümlülüğü: Yüklenici, eseri meydana getirirken, iş sahibinin sağladığı araç ve gerecin veya eserin meydana getirileceği yerin ayıplı olduğunu anlar veya eserin zamanında ya da taahhüt edildiği gibi meydana getirilmesini tehlikeye düşürecek başka bir durum fark ederse, bunu iş sahibine derhal bildirmekle mükelleftir. Aksi takdirde bu zarardan sorumlu olur.

Ayıp sebebiyle sorumluluk

Ayıbın belirlenmesi

MADDE 474– İş sahibi, eserin tesliminden sonra, işlerin olağan akışına göre imkân bulur bulmaz eseri gözden geçirmek ve ayıpları varsa, bunu uygun bir süre içinde yükleniciye bildirmek zorundadır. Taraflardan her biri, giderini karşılayarak, eserin bilirkişi tarafından gözden geçirilmesini ve sonucun bir raporla belirlenmesini isteyebilir.

Eser Sözleşmesinde İş Sahibinin Borçları Nelerdir?

Eser sözleşmesinde iş sahibinin, malzemeyi sağlama ve verdiği malzemenin kendisince bilinip yüklenicinin özüne çarpmayacak tehlikeli veya işi etkileyecek diğer niteliklerinden yükleniciyi haberdar etme borcu ve eserin ayıplı olup olmadığını gözden geçirme ve tespit ettiği ayıpları bildirme külfeti bulunmaktadır.

Eser sözleşmesinde iş sahibinin bedeli ödeme borcu bulunmaktadır. Ücret miktarı sözleşmede belirlenmemişse, eserin değeri ve yüklenicinin gideri dikkate alınarak bedel belirlenecektir. Belirlenememesi durumunda riziko iş sahibine aittir. TBK md.480’e göre aynen, bedel götürü olarak belirlenmişse yüklenici, eseri o bedelle meydana getirmekle yükümlüdür. Eser, öngörülenden fazla emek ve masrafı gerektirmiş olsa bile yüklenici, belirlenen bedelin arttırılmasını isteyemez. Eser, öngörülenden az emek ve masrafı gerektirmiş olsa bile iş sahibi, belirlenen bedelin tamamını ödemekle yükümlüdür.

TBK md.480/2’ye göre aynen, başlangıçta öngörülemeyen veya öngörülebilip de taraflarca göz önünde tutulmayan durumlar, taraflarca belirlenen götürü bedel ile eserin yapılmasına engel olur veya son derece güçleştirirse yüklenici, hâkimden sözleşmenin yeni koşullara uyarlanmasını isteme, bu mümkün olmadığı veya karşı taraftan beklenemediği takdirde sözleşmeden dönme hakkına sahiptir. Dürüstlük kurallarının gerektirdiği durumlarda yüklenici, ancak fesih hakkını kullanabilecektir.

İş sahibinin sorumluluğu

MADDE 476– Eserin ayıplı olması, yüklenicinin açıkça yaptığı ihtara karşın, iş sahibinin verdiği talimattan doğmuş bulunur veya herhangi bir sebeple iş sahibine yüklenebilecek olursa iş sahibi, eserin ayıplı olmasından doğan haklarını kullanamaz.

ESER SÖZLEŞMESİNİN SONA ERME HALLERİ

Eser sözleşmesinin hangi hallerde sona ereceği kanunda madde başlıkları şeklinde açıkça düzenlenmiştir. Bunlar; yaklaşık bedelin aşılması, eserin yok olması, taraflarca tazminat karşılığı fesih yapılması, iş sahibi yüzünden ifanın imkânsızlaşması ve yüklenicinin ölümü ve yeteneğini kaybetmesi olmak üzere 5 tanedir.

Yaklaşık bedelin aşılması hali 6098 sayılı Kanun’un 482. Maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre; taraflarca sözleşmenin başında belirlenen bedelin, iş sahibinin kusuru olmaksızın, aşırı ölçüde aşılacağı anlaşıldığı takdirde iş sahibi; eser henüz tamamlanmadan veyahut da tamamlandıktan sonra sözleşmeden dönme hakkını kullanabilir.

Eserin yok olması hali 6098 sayılı Kanun’un 483. Maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre; eser yüklenici tarafından teslim edilmeden önce, beklenmedik bir sebeple yok olması halinde yüklenici yaptığı işin ücretini ve yaptığı masrafların ödenmesini isteyemez. Ancak iş sahibi eseri teslim almada temerrüde düşmüşse yüklenici yaptığı işin ücretini ve masraflarını talep edebilecektir. Tüm bunlarla birlikte eserin yok olması halinde malzemeye gelen hasar onu temin edene aittir.

Tazminat karşılığı fesih hali 6098 sayılı Kanun’un 484. Maddesinde düzenlenmiştir. Bu hak kanunla yalnızca iş sahibine tanınmıştır. İş sahibi; eserin tamamlanmasından önce yapılmış olan kısma karşılık gelen ücreti ödemek ve yüklenicinin bütün zararlarını gidermek şartıyla sözleşmeyi feshetme hakkına sahiptir.

İş sahibi yüzünden ifanın imkânsızlaşması hali 6098 sayılı Kanun’un 485. Maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre; eserin tamamlanması iş sahibinden doğan beklenmedik bir olay sebebiyle imkânsızlaşması halinde; yüklenici yaptığı işe karşılık gelen değeri ve masraflarını isteyebilir. Bununla birlikte; ifa imkânsızlığının ortaya çıkmasında iş sahibinin kusurlu olması halinde yüklenici tazminat isteyebilir.

Yüklenicinin ölümü ve yeteneğini kaybetmesi hali 6098 sayılı Kanun’un 486. Maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre; yüklenicinin bir yeteneğinin göz önünde tutularak tanzim edilen bir sözleşme; yüklenicinin ölümü halinde veyahut da kusuru olmaksızın yeteneğini kaybetmesi halinde kendiliğinden sona erer. Bu durumda iş sahibi eserin tamamlanan kısmından yararlanabilecek durumda ise; bu kısmı kabul ederek karşılığını vermekle yükümlüdür.

Tazminat karşılığı fesih

MADDE 484– İş sahibi, eserin tamamlanmasından önce yapılmış olan kısmın karşılığını ödemek ve yüklenicinin bütün zararlarını gidermek koşuluyla sözleşmeyi feshedebilir.

Eser Sözleşmesinde Zamanaşımı

Eser sözleşmelerinde, Yüklenici ayıplı bir eser meydana getirmişse, bu sebeple açılacak davalar, teslim tarihinden başlayarak, taşınmaz yapılar dışındaki eserlerde iki yılın; taşınmaz yapılarda ise beş yılın ve yüklenicinin ağır kusuru varsa, ayıplı eserin niteliğine bakılmaksızın yirmi yılın geçmesiyle zamanaşımına uğrar.

Eser Sözleşmesi Şartları Ve Unsurları

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu