Geri Gönderme Yasağı*2023
Geri Gönderme Yasağı*2023
Geri gönderme ilkesi 1951 sözleşmesinin önemli unsurlarından birisidir. Uluslararası hukukun geleneksel bir temel kuralıdır. Uluslararası hukuk çerçevesinde, geri gönderme yasağı ile ilgili önde gelen kaynaklarından birisidir. Geri gönderme ilkesi 1951 tarihli Mültecilerin Hukuki Durumuna İlişkin Cenevre’de yapılmış olan sözleşmedir. Cenevre Sözleşmesinin sadece mültecileri kapsamış olduğu düşünülse de artık bir milletlerarası örf ve adet hukuk kuralı haline gelmiştir. Dolayısıyla tüm yabancıları kapsadığı kabul edilebilir.
Zira Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi‘ne göre suçlular için de bu ilkenin uygulanabilir olduğuna karar vermiştir. Buradan yola çıkacak olursak geri gönderme yasağı sadece sığınmacıları kapsamadığını söyleyebiliriz. Bu nedenle Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi‘nin, Cenevre Sözleşmesine oranla daha geniş olduğu söylenebilir. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi uyarınca başvuru sahibinin, bu sözleşme kapsamındaki hak ve özgürlüklerinden birinin ihlal edildiğinin “tehdidini” ispatlaması yeterliyken, Cenevre Sözleşmesi uyarınca ırkı, dini, vatandaşlığı, muayyen bir içtimai zümreye mensubiyeti veya siyasi fikirleri dolayısıyla zulüm göreceği korkusunun aranması yönünde “belirli” bir durumun varlığı aranır.
Geri gönderme ilkesi, 1951 Sözleşmesinin 33. maddesinde düzenlenmiştir.
Madde — 33. ‘ ‘ ^ •
Sınır dışı veya iade etme yasağı
1. Hiçbir taraf Devlet bir mülteciyi, ırkı, dini, vatandaşlığı, muayyen bir içtimai zümreye
mensubiyeti veya siyasi fikirleri dolayısıyla hayat veya hürriyetinin tehdit edileceği ülkelerin hudutlarından her ne şekilde olursa olsun sınır dışı veya iade edemez.
2. Bununla beraber, bulunduğu memleketin emniyeti için tehlikeli sayılması hususunda
ciddî sebepler bulunan veya bilhassa vahim bir cürümden dolayı katîleşmiş bir hükümle mahkûm olduğu için mezkûr memleket topluluğu için bir tehlike teşkil eden bir mülteci işbu hükümden
istifadeyi talep edemez.
Sözleşmenin 33. maddesinde geri gönderme ilkesi tanımlanmıştır. Buna göre “Hiçbir taraf devlet, bir mülteciyi, ırkı, dini, tabiiyeti, belli bir sosyal gruba mensubiyeti veya siyasi fikirleri dolayısıyla ya da özgürlüğü tehdit altında olacak ülkelerin sınırlama her ne şekilde olursa olsun geri gönderilemez veya iade edilmez.” Bu kuralın istisnası ise maddenin 2. fıkrasında düzenlenmiştir.
Bulunduğu ülkenin güvenliği için tehlikeli sayılan veya ciddi adi bir suçtan kesinleşmiş hükümle mahkum olduğu için söz konusu olan ülkenin halkı açısından tehlike oluşturan bir yabancı, bu hükümler dışında tutulmuştur.
1951 sözleşmesine taraf olan devletler şu halde sözleşmeyi ihlal etmiş olacaklardır:
- Başka bir yerden sığınma talep etme hakkı olmayan sığınmacıların, yaşamı özgürlüğü veya fiziksel güvenliği tehlikede olmasına rağmen, sınır dışı edilmeleri veya geri gönderilmeleri durumunda sözleşme ihlal edilmiş olur.
1951 tarihli Mültecilerin Hukuki Durumuna İlişkin Sözleşme, Türkiye tarafından imzalanmıştır ve Yabancılar ve Uluslararası Kanunu’nda düzenlenmiştir.
Geri gönderme yasağı
MADDE 4 – (1) Bu Kanun kapsamındaki hiç kimse, işkenceye, insanlık dışı ya da onur kırıcı ceza veya muameleye tabi tutulacağı veya ırkı, dini, tabiiyeti, belli bir toplumsal gruba mensubiyeti veya siyasi fikirleri dolayısıyla hayatının veya hürriyetinin tehdit altında bulunacağı bir yere gönderilemez.
Dolayısıyla hiçbir yabancı gönderileceği ülkesinde; işkenceye, insanlık dışı ya da onur kırıcı ceza veya muameleye tabi tutulacağı veya ırkı, dini, tabiiyeti, belli bir toplumsal gruba mensubiyeti veya siyasi fikirleri dolayısıyla hayatının veya hürriyetinin tehdit altında kalması söz konusu olacaksa sınır dışı edilemez. Yaşam hakkı, insanların en mutlak hakkıdır. Bu birçok sözleşmede kabul edilmiştir. Ör. İnsanlık Dışı ve Onur Kırıcı Muamele veya Cezaya Karşı BM sözleşmesi (madde 3), Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (madde 3) gibi.
Yabancılar ve Uluslararası Kanunu‘nun 63. maddesinde uluslararası koruma çeşidi olarak, “ikincil koruma” düzenlenmiştir. Bu hükümde geri gönderme yasağı ilkesinin benimsendiği gözükmektedir.
İkincil koruma
MADDE 63 – (1) Mülteci veya şartlı mülteci olarak nitelendirilemeyen, ancak menşe ülkesine veya ikamet ülkesine geri gönderildiği takdirde;
a) Ölüm cezasına mahkûm olacak veya ölüm cezası infaz edilecek,
b) İşkenceye, insanlık dışı ya da onur kırıcı ceza veya muameleye maruz kalacak,
c) Uluslararası veya ülke genelindeki silahlı çatışma durumlarında, ayrım gözetmeyen şiddet hareketleri nedeniyle şahsına yönelik ciddi tehditle karşılaşacak,
olması nedeniyle menşe ülkesinin veya ikamet ülkesinin korumasından yararlanamayan veya söz konusu tehdit nedeniyle yararlanmak istemeyen yabancı ya da vatansız kişiye, statü belirleme işlemleri sonrasında ikincil koruma statüsü verilir.
Bu hüküm uyarınca mülteci veya şartlı mülteci olarak nitelendirilmeyen ancak geri gönderildiği takdirde ölüm, işkence, insanlık dışı onur kırıcı ceza veya muameleye tabi tutulacak olması nedeniyle menşe ülkesinin veya ikamet ülkesinin korumasından yararlanamayan veya söz konusu tehdit nedeniyle yararlanmak istemeyen yabancı ya da vatansız kişiye, statü belirleme işlemleri sonrasında ikincil koruma statüsü verilir.
Geri Gönderme Yasağı*2023
Stajyer Av. Merve ÇATAR
Makale Yazarlığı İçin
Avukat veya akademisyenler hukuk makalelerini özgeçmişleri ile birlikte yayımlanmak üzere asalhukukdanismanlik@gmail.com adresine gönderebilirler.