İdare Hukuku | Kamu Hukuku
İdare Hukuku | Kamu Hukuku
İdare kelimesi hukukta, bir teşkilâtı, bir idari birimi, bir resmi daireyi de ifade edebilir.
Bu anlamda idare, herhangi bir yönetim işinin yapıldığı veya resmi bir işin görüldüğü daire, kurum, kuruluş veya yeri ifade etme için kullanılmaktadır.
İdare hukuku kamu hukukunun bir dalıdır. Yazıya dökülmemiş bir hukuk dalıdır. Kanunu yoktur. Uygulaması büyük oranda içtihatlara dayanır.
İdare hukukunda işlemler tek taraflıdır.
Uyuşmazlıklara idari yargı mercilerinde bakılır.
Her hukuk dalında olduğu gibi idare hukuku da belirli ilkeler çerçevesinde yürütülür.
MERKEZDEN VE YERİNDEN YÖNETİM İLKELERİ
1. MERKEZDEN YÖNETİM (MERKEZİYET)
Merkezden yönetim, kamu hizmet ve faaliyetlerinin merkezden görülmesi ve kamu gücünün tamamen merkezde toplanmasıdır.
Hizmetler tek elde toplandığı için tek bir tüzel kişiliğin varlığı kabul edilir. O da devlet kamu tüzel kişiliğidir. Ülkenin idaresi, o
ülkenin başkentinde yer alan en üst kuruluş ve bu kuruluşun üst yönetiminde bulunan kişi
veya kişiler tarafından gerçekleştirilir.
Hizmetler, belirli kişiler tarafından atanan ve birbirlerine belli bir hiyerarşi içinde âmir–memur ilişkisiyle bağlı olan
personel eliyle görülür. Ancak personel bağımsız değildir, merkezdeki kişi veya kişilerin verdikleri emir ve direktifleri uygularlar.
MERKEZDEN YÖNETİMİN ÖZELLİKLERİ
Merkezden yönetimde tek bir kamu tüzel kişiliği bulunmaktadır. Bu da Devlet kamu tüzel kişiliğidir.
Kamu hizmeti ile ilgili olarak icrai karar alma yetkisi de tek elde toplanmıştır. Karar alma ve kararları uygulama yetkisi merkezdeki birimlere aittir. Bu durumun istisnası yetki genişliğidir. Yani; yetki genişliği ilkesi çerçevesinde kanunla bazı yetkiler devredilmemişse, taşradaki birimlerin ve görevlilerin karar alma yetkileri olmaz.
Hizmetlerin yürütülmesi için gerekli olan gelir ve giderler de merkezden yürütülür. Yani tek bütçe vardır.
Merkezi idarenin üstlendiği hizmetler, merkeze ait ve merkezin hiyerarşisi içinde kamu görevlileri tarafından yerine getirilir.
YETKİ GENİŞLİĞİ
Yetki genişliği ilkesi, merkezin karar almak ve kararları uygulamak gibi kamu
kudretinden doğan yetkilerinin bir yer veya hizmetin başında bulunan memura tanınmasıdır.
YERİNDEN YÖNETİM (ADEMİ MERKEZİYET)
Yerinden yönetim, mahalli nitelikteki kamu hizmet ve faaliyetleri ile bazı hizmet
ve faaliyetlerin merkezi idareden alınarak ayrı kamu tüzel kişilerine verilmesidir. Yerinden yönetim kuruluşlarının her birinin ayrı kamu tüzel kişilikleri vardır.
YERİNDEN YÖNETİMİN TÜRLERİ
Mahalli yönden yerinden yönetim: Mahalli idareler; il özel idaresi, belediye ve köy
Mahalli idareler kamu tüzel kişiliğine sahiptir ve birer kişi (şahıs) topluluğudur.
Mahalli idareler özerk idarelerdir ve merkezi idarenin idari vesayet denetimine tabidir.
Hizmet yönünden yerinden yönetim:; 1) İdari kamu kurumları, 2) Sosyal kamu kurumları, 3) Bilimsel, teknik ve
kültürel kamu kurumları, 4) İktisadi kamu kurumları (KİT’ler) ve 5) Düzenleyici ve denetleyici kamu kurumları
özel bilgi ve uzmanlık gerektiren teknik nitelikteki bazı kamu hizmetlerinin merkez teşkilatından ayrı ve kamu tüzel kişiliğine sahip
kuruluşlar eliyle yürütülmesidir. Bu sistemin uygulandığı kuruluşlara kamu kurumları adı verilmektedir.
İdare Hukuku | Kamu Hukuku
YERİNDEN YÖNETİMİN ÖZELLİKLERİ
1)Anayasa ve kanundan doğar. Bundan dolayı yerinden yönetim kuruluşlarının yetki ve görevleri kanunla belirtilir.
2) Yerinden yönetim kuruluşlarının her birinin ayrı Devlet tüzel kişiliğinin dışında, ondan bağımsız, kamu tüzel kişiliği vardır.
3) Yerinden yönetim kural olarak özerkliği gerektirir. Özerklik sadece icrai karar almak bakımından kendini gösterir. İdari bakımdan yerinden yönetimde idareler siyasi özerkliğe sahip olamazlar. Başka bir ifadeyle yasama ve yargı alanında hareket serbestileri söz konusu değildir
4) kendi bütçeleri bulunmaktadır.
5) Yerinden yönetim kuruluşları ile merkezi idare arasında hiyerarşik bağ yoktur.
6) Yerinden yönetim kuruluşlarında görevli kamu görevlileri doğrudan yerinden
yönetim kuruluşu tarafından atanır. Bir kısmı merkezi idarece atanan yöneticiler yanında,
özellikle mahalli idarelerin karar ve yürütme organları seçimle göreve gelebilmektedirler.
YETKİ DEVRİ / İMZA DEVRİ KAVRAMLARI
YETKİ DEVRİ
Yetki devri, kanunların açıkça öngördüğü hallerde, üstün, yetkilerinin bir kısmını, belirli
bir süreyle, kendi adına kullanması için astına devretmesidir.
İMZA DEVRİ
İmza yetkisinin devri, bazı konularda idari işlemin, asıl yetkili kişinin iradesiyle aynı
değerde ve onun yanında, farklı bir görevli tarafından imzalanabilmesi yetkisinin devridir.
HİYERARŞİ
Hiyerarşi, idarî teşkilât içinde âmir–memur arasında söz konusu olan ve aşağıdan yukarıya doğru, astı üste, onu da bir üstündeki âmire bağlamak yoluyla teşkilâtın en üstünde yer alan kamu görevlisine kadar uzanan bağdır.
Hiyerarşi gücü amire 4 yetki verir:
Emir ve Direktif Verme Yetkisi
Denetim Yetkisi
Disiplin Yetkisi
Tayin Yetkisi
İDARİ VESAYET
Anayasanın 127. maddesinin 5. fıkrasına göre “merkezi idare, mahalli idareler üzerinde, mahalli hizmetlerin idarenin bütünlüğü ilkesine uygun şekilde yürütülmesi, kamu görevlerinde birliğin sağlanması, toplum yararının korunması ve mahalli ihtiyaçların gereği gibi karşılanması amacıyla, kanunda belirtilen esas ve usuller dairesinde idari vesayet yetkisine sahiptir”. idari vesayet; merkezi idarenin, kanunda belirtilen esas ve usuller dairesinde mahalli idarelerin işlemleri, eylemleri, organları üzerinde sahip olduğu, mahalli hizmetlerin idarenin bütünlüğü ilkesine uygun şekilde yürütülmekte.
İDARİ VESAYET YETKİSİNİN KULLANILIŞ ŞEKLİ
1. İşlemler Üzerinde Denetim
a. Onama
b. İzin
c. İkame
ç. İptal – Bozma – İade
d. Erteleme – Uygulanmasını Durdurma
e. İdari Dava Açma
2. Organlar Üzerinde Denetim
MERKEZ TEŞKİLÂTI (BAŞKENT TEŞKİLÂTI)
1.CUMHURBAŞKANI
2.CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI
3.ÖZEL KALEM MÜDÜRLÜĞÜ
4.İDARİ İŞLER BAŞKANLIĞI
5.BAKANLIKLAR
6.CUMHURBAŞKANLIĞINA
BAĞLI KURULUŞLAR
7.CUMHURBAŞKANLIĞI OFİSLERİ
TAŞRA TEŞKİLATI
1.İL TEŞKİLATI
Vali
İl İdare Şube Başkanları
İl İdare Kurulu
2. İLÇE TEŞKİLATI
Kaymakam
İlçe İdare Şube Başkanlıkları
İlçe İdare Kurulu
YEREL YÖNETİM(MAHALLİ İDARELER)
Belli bir yörede oturanlara, salt orada oturmaları dolayısıyla ortaya çıkan ortak gereksinimlerini karşılamak amacıyla tanınan kamu tüzel kişiliğini ifade etmektedir. Anayasaya göre il özel idaresi, belediye ve köy olmak üzere üç yerel yönetim kuruluşu bulunmaktadır.
HİZMET YERİNDEN YÖNETİM KURULUŞLARI
Hizmet yerinden yönetim kuruluşları, teknik bilgi ve uzmanlık isteyen belli bir hizmetin devlet tüzel kişiliği ve merkezi idare teşkilatı dışında örgütlenmesi ve tüzelkişiliğe kavuşturulması sonucu ortaya çıkan kuruluşlardır.
1. İdari Kamu Kurumları
2. İktisadi Kamu Kurumları (KİT)
3. Sosyal Kamu Kurumları
4. Bilimsel Teknik ve Kültürel Kamu Kurumları
Kamu Kurumu Niteliğindeki Meslek Kuruluşları
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ile ticaret ve sanayi odaları
· Türkiye Ziraat Odaları Birliği ile ziraat odaları
· Türkiye Noterler Birliği ile noter odaları
· Türkiye Barolar Birliği ile barolar
· Türk Tabipler Birliği ile tabip odaları
Kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ve bunların üst kuruluşlarına örnek gösterilebilir.
BAĞIMSIZ İDARİ OTORİTELER (DÜZENLEYİCİ ve DENETLEYİCİ KAMU KURUMLARI
Sermaye Piyasası Kurulu (SPK)
Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK)
Kişisel Verileri Koruma Kurumu Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK)
Kamu İhale Kurumu (KİK)
Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu
Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu
Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK)
Nükleer Düzenleme Kurumu
Rekabet Kurumu (RK)
KOLLUK FAALİYETLERİ
İdarenin kamu düzenini korumak ve sağlamak amacıyla giriştiği ve kamu özgürlüklerini sınırlayıcı tüm
faaliyetlerine kolluk faaliyetleri denir.
KOLLUK TÜRLERİ
ADLİ KOLLUK
Adli polis
İDARİ KOLLUK
polis, jandarma, bekçi
Mahalli idari kolluğu
Hizmet kolluğu
SİYASİ KOLLUK
İDARENİN SORUMLULUĞU
İdarenin sorumluluğu yani verdiği zararları ödeme yükümlülüğü kusurlu sorumluluk ve kusursuz sorumluluk olmak üzere ikiye ayrılır.
KUSURLU SORUMLULUK
İdare kusurlu eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlüdür. İdarenin mali sorumluluğundaki ana kural idare kusurluysa verdiği zararları ödemekle yükümlüdür. İki şekildedir: hizmet kusuru ve kişisel kusur.
KUSURSUZ SORUMLULUK
İdare hukuku alanında idarenin sorumluluğunun dayanağı önceleri sadece hizmet kusuru iken, bu dayanak idarenin üstlenmiş olduğu hizmetlerin artması ve karmaşık bir hal almasıyla yetersiz hale gelmiştir. Hakkaniyetin bir gereği olarak günümüzde idare bazı durumlarda tutum ve davranışlarından kusurlu olmasa da sorumlu tutulabilir ve buna kusursuz sorumluluk denir.
KAMU GÖREVLİLERİ (DEVLET MEMURLARI)
Kamu hizmetinde çalışan, kamu kurumlarının insani (beşeri) öğesini oluşturan kişilere “kamu görevlisi” ya da “kamu personeli” denilmektedir.
Devlet Memurları Kanunu on iki hizmet sınıfı kabul etmiştir.
Bunlar:
· Genel idare hizmetleri sınıfı
· Teknik hizmetler sınıfı
· Sağlık hizmetleri ve yardımcı sağlık hizmetleri sınıfı
· Eğitim ve öğretim hizmetleri sınıfı
· Avukatlık hizmetleri sınıfı
· Din hizmetleri sınıfı
· Emniyet hizmetleri sınıfı
· Jandarma hizmetleri sınıfı
· Sahil güvenlik hizmetleri sınıfı
· Yardımcı hizmetler sınıfı
· Mülki idare amirliği hizmetleri sınıfı
· Milli istihbarat hizmetleri sınıfı
İdare hukuku ana hatlarıyla bu şekildedir. İdarenin işlemlerinin tek taraflı olduğundan bahsettik. Bir tarafta devletin yaptığı bir işlem, diğer tarafta birey vardır. Aradaki güç farkı barizdir. İdarenin her türlü işlemine karşı dava yolu açıktır. Ancak aradaki güç farkı bireyin tek başına hareket etmemesini gerektirmektedir. İdarenin işlemlerine karşı hak kaybınız olduğunu düşünüyorsanız mutlaka bir avukata danışmalısınız.
İdare Hukuku | Kamu Hukuku
Stajyer Av. Kübra Obut
Makale Yazarlığı İçin
Avukat veya akademisyenler hukuk makalelerini özgeçmişleri ile birlikte yayımlanmak üzere asalhukukdanismanlik@gmail.com adresine gönderebilirler.