İstanbul Miras Hukuku Avukatı | Miras Davası
İstanbul Miras Hukuku Avukatı | Miras Davası
Türk tarihinin ilk medeni kanunu nedir?
Türk Kanunu Medenisi, Türkiye’de 17 Şubat 1926’da İsviçre Medeni Kanunu örnek alınarak TBMM’de kabul edilen ve 4 Ekim 1926 tarihinde yürürlüğe konulan 743 sayılı kanundur.
Türk Medeni Kanunu hangi ilke ile ilgilidir?
Medeni Kanun, kanun önünde kadın erkek eşitliğini kabul ederek kadınların ve bunun sonucu toplumun önünü açan en önemli devrim yasasıdır. Medeni Kanun, kadınların eşit ve özgür bireyler olarak toplumsal ve kamusal yaşamda yerini almasının başlangıcıdır.
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun ilk 4 maddesi
Hukukun uygulanması ve kaynakları – Madde 1 – Kanun, sözüyle ve özüyle değindiği bütün konularda uygulanır.
Kanunda uygulanabilir bir hüküm yoksa, hâkim, örf ve âdet hukukuna göre, bu da yoksa kendisi kanun koyucu olsaydı nasıl bir kural koyacak idiyse ona göre karar verir.
Hâkim, karar verirken bilimsel görüşlerden ve yargı kararlarından yararlanır.
Dürüst davranma -Madde 2 – Herkes, haklarını kullanırken ve borçlarını yerine getirirken dürüstlük kurallarına uymak zorundadır. Bir hakkın açıkça kötüye kullanılmasını hukuk düzeni korumaz
İyiniyet Madde 3- Kanunun iyiniyete hukukî bir sonuç bağladığı durumlarda, asıl olan iyiniyetin varlığıdır.
Ancak, durumun gereklerine göre kendisinden beklenen özeni göstermeyen kimse iyiniyet iddiasında bulunamaz.
Hâkimin takdir yetkisi – Madde 4 – Kanunun takdir yetkisi tanıdığı veya durumun gereklerini ya da haklı sebepleri göz önünde tutmayı emrettiği konularda hâkim, hukuka ve hakkaniyete göre karar verir.
İstanbul Miras Hukuku Avukatı
Miras hukuku hakkında verilecek en kritik ve önemli bilgiler yine Miras hukuku, 4721 sayılı Medeni Kanunu’nun 495-682. maddeleri arasında düzenlenmiş olup miras hukuku avukatları aracılığı ile vatandaşlara aktarılmaktadır.
Mirasta mal paylaşımı sırasında tereke üzerinde miras hakkına sahip “yasal mirasçı” ve “atanmış mirasçı” olmak üzere iki tür mirasçılık biçimi vardır.
Miras hukuku, mirasbırakan kimsenin ölümü ile sona ermeye, intikal edebilir mallarına ait aktif ve pasifleri ile diğer hukuki ilişkilerin durumunu düzenleyen kuralların tümü olarak tanımlanabilir. Aktif ve pasif kavramı bu hususta önemli olup, hukuk sistemimizde külli halefiyet ilkesi benimsendiğinden mirasçılar ,intikal durumunda miras bırakanın taşınır taşınmaz gibi haklarını devralabileceği gibi varsa borçları da kendilerine intikal edeceğinden bu borçlardan da kişisel olarak sorumlu olmaktadırlar.
Kan hısımları I. Altsoy – Madde 495- Mirasbırakanın birinci derece mirasçıları, onun altsoyudur.
Çocuklar eşit olarak mirasçıdırlar.
Mirasbırakandan önce ölmüş olan çocukların yerini, her derecede halefiyet yoluyla kendi altsoyları alır.
II. Ana ve baba – Madde 496- Altsoyu bulunmayan mirasbırakanın mirasçıları, ana ve babasıdır. Bunlar eşit olarak mirasçıdırlar.
Mirasbırakandan önce ölmüş olan ana ve babanın yerlerini, her derecede halefiyet yoluyla kendi altsoyları alır.
Bir tarafta hiç mirasçı bulunmadığı takdirde, bütün miras diğer taraftaki mirasçılara kalır.
Her insanın hak ehliyeti vardır. (Madde 8 )
Buna göre bütün insanlar, hukuk düzeninin sınırları içinde, haklara ve borçlara ehil olmada eşittirler.
Büyük ana ve büyük baba – Madde 497- Altsoyu, ana ve babası ve onların altsoyu bulunmayan mirasbırakanın mirasçıları, büyük ana ve büyük babalarıdır. Bunlar, eşit olarak mirasçıdırlar.
Mirasbırakandan önce ölmüş olan büyük ana ve büyük babaların yerlerini, her derecede halefiyet yoluyla kendi altsoyları alır.
Ana veya baba tarafından olan büyük ana ve büyük babalardan biri altsoyu bulunmaksızın mirasbırakandan önce ölmüşse, ona düşen pay aynı taraftaki mirasçılara kalır.
Ana veya baba tarafından olan büyük ana ve büyük babaların ikisi de altsoyları bulunmaksızın
mirasbırakandan önce ölmüşlerse, bütün miras diğer taraftaki mirasçılara kalır.
Sağ kalan eş varsa, büyük ana ve büyük babalardan birinin mirasbırakandan önce ölmüş olması hâlinde, payı kendi çocuğuna; çocuğu yoksa o taraftaki büyük ana ve büyük babaya; bir taraftaki büyük ana ve büyük babanın her ikisinin de ölmüş olmaları hâlinde onların payları diğer tarafa geçer.
İstanbul Miras Hukuku Avukatı | Miras Davası
Evlilik dışı hısımlar
Madde 498- Evlilik dışında doğmuş ve soybağı, tanıma veya hâkim hükmüyle kurulmuş
olanlar, baba yönünden evlilik içi hısımlar gibi mirasçı olurlar.
B. Sağ kalan eş -Madde 499- Sağ kalan eş, birlikte bulunduğu zümreye göre mirasbırakana aşağıdaki oranlarda mirasçı olur:
1. Mirasbırakanın altsoyu ile birlikte mirasçı olursa, mirasın dörtte biri,
2. Mirasbırakanın ana ve baba zümresi ile birlikte mirasçı olursa, mirasın yarısı,
3. Mirasbırakanın büyük ana ve büyük babaları ve onların çocukları ile birlikte mirasçı olursa,
mirasın dörtte üçü, bunlar da yoksa mirasın tamamı eşe kalır.
C. Evlâtlık – Madde 500- Evlâtlık ve altsoyu, evlât edinene kan hısımı gibi mirasçı olurlar. Evlâtlığın kendi
ailesindeki mirasçılığı da devam eder.
Evlât edinen ve hısımları, evlâtlığa mirasçı olmazlar.
D. Devlet -Madde 501- Mirasçı bırakmaksızın ölen kimsenin mirası Devlete geçer.
Miras Avukatı Nedir?
Miras Avukatı miras hukukuna ilişkin dava, iş ve işlemlerin yürütülmesi takibi ve sonuçlandırılması alanında çalışan Türkiye’de Barolara kayıtlı avukatlar tarafından miras davalarına ilişkin temsil faaliyetleri yürütülmesidir. Bu alanda uzmanlaşma kendi beceri imkanları dahilinde belirlenen alanda kıdem sahibi olma, yüksek lisans ve doktora faaliyetleri yürütmek sonucu gerçekleşmekte miras davaları ile ilgili tecrübe ve hukuki çalışmalar yapmak sonucu ortaya çıkan bir kavram olarak günümüzde kullanılmaktadır.
İstanbul Miras Hukuku Avukatı | Miras Davası | Miras Avukatı Hizmetlerimiz:
Mirasçılık belgesinin alınması,
Mirasçılık belgesinin düzeltilmesi davaları,
Mirasçılık belgesinin iptali davaları,
Vasiyetnamenin hazırlanması ve düzenlenmesi işlemlerinin takibi,
Vasiyetnamenin tenfizi davası,
Vasiyetnamenin iptali davası,
Tenkis davası,
Muris muvazaasından kaynaklı işlemlerin iptali için açılacak davalar,
Mirasın reddi davaları,
Miras taksim sözleşmesi ve ilgili davalar,
Miras sözleşmelerinin hazırlanması ve düzenlenmesi işlemlerinin takibi,,
Tereke tespiti davası,
İntikal işlemlerinin gerçekleştirilmesi,
Paylı mülkiyete dönüştürme davası,
Ortaklığın giderilmesi davası (İzale-i şüyuu davası),
Tapu iptali ve tescili davaları,
Mal ve hakların kazanılması ve sorumluluk
Özgülenen malların mülkiyeti ile haklar, tüzel kişiliğin kazanılmasıyla vakfa geçer.
Tescile karar veren mahkeme, vakfedilen taşınmazın vakıf tüzel kişiliği adına tescil edilmesini tapu idaresine bildirir.
Ölüme bağlı tasarrufla kurulan vakfın mirasbırakanın borçlarından sorumluluğu, özgülenen mal ve haklarla sınırlıdır. (Md. 105-)
Mirasçıların ve alacaklıların dava hakkı
Vakfedenin mirasçıları ile alacaklılarının, bağışlamaya ve ölüme bağlı tasarruflara ilişkin hükümler uyarınca dava hakları saklıdır. (Md.108-)
Miras hakları
Boşanan eşler, bu sıfatla birbirlerinin yasal mirasçısı olamazlar ve boşanmadan önce yapılmış olan ölüme bağlı tasarruflarla kendilerine sağlanan hakları, aksi tasarruftan anlaşılmadıkça, kaybederler. (Md.181-)
(Değişik ikinci fıkra: 31/3/2011-6217/19 md.) Boşanma davası devam ederken, ölen eşin
mirasçılarından birisinin davaya devam etmesi ve diğer eşin kusurunun ispatlanması hâlinde de yukarıdaki fıkra hükmü uygulanır.
Ölüme Bağlı Tasarrufun Hükümsüzlüğü Nedir?
Vasiyet ve miras sözleşmesi, gerçek kişilerin hukuki etki ve sonuçlarını ölümlerinden sonra doğan hukuki işlemleridir.
Ölüme bağlı tasarrufların sağlar arası hukuki işlemlerden farkı, sağlar arası işlemin, işlemi yapan kişinin sağlığında hüküm ve netice meydana getirmesidir. Her hukuki işlemde olduğu gibi ölüme bağlı tasarruflar da kanunda belirli şartlara bağlanmıştır.
Kanunun emrettiği şekillere uygun olarak yapılır ve bu hükümlere aykırı olamaz. Aksi takdirde kanunun aradığı şartlara ve unsurlara uygun olmayan bir ölüme bağlı tasarruf hükümsüz olur.
Türk Medeni Kanunu’nun 576/1. maddesi;
“Miras, malvarlığının tamamı için mirasbırakanın yerleşim yerinde açılır” şeklindeki düzenlemesi ile mirasın, mirasbırakanın yerleşim yerinde açılacağı kabul edilmiştir. Mirasın mirasçılara intikal etmesi açısından mirasçıların nerede bulunduğu ehemmiyet arz etmez dolayısıyla mirasçılar farklı yerlerde bulunsalar dahi miras kendiliğinden geçecektir. Öyle ki mirasbırakan yerleşim yerinden farklı bir yerde vefat etse dahi yine de miras mirasbırakanın yerleşim yerinde açılacaktır.
Mirasbırakanın iradesinin sakat olarak vasiyetname düzenlenmiş ise ölüme bağlı tasarrufun iptali davası açılabilir. Ölüme bağlı tasarrufun iptal edilmesi için kanunda dava açmak için belli başlı şartlar öngörülmüştür.
İstanbul Miras Hukuku Avukatı | Miras Davası| Ölüme Bağlı Tasarrufun İptali Davası Şartları
Terekenin tespiti ve defter tanzimi, terekenin yönetilmesi davası açmak,
Miras sözleşmesinin düzenlenmesi için miras alanında uzman vekilden yararlanılmalı, kanunen uygun bir miras sözleşmesi düzenlenmelidir.
Mirasta denkleştirme davası açmak,
Miras özgülemek suretiyle vakıf kurma işlem ve davası açmak,
Miras paylaşımı için miras davası açmak,
Tenkis davası açmak,
Muris muvazaası (Mirastan mal kaçırma) davaları,
Mirastan feragat sözleşmesi düzenlemek,
Mirasın reddi davası açmak,
Miras şirketinin yönetimini yapmak.
Bütün bu uyuşmazlık süreçlerinde hukuki kayıp yaşanmaması için öngörülen yasal süreleri kaçırmamak adına dikkat edilmesi ve uzman bir hukukçudan yardım alınması gerekmektedir.
Vasiyetnamenin İptali Davası Nedir?
Vasiyette -Madde 502- Vasiyet yapabilmek için ayırt etme gücüne sahip ve onbeş yaşını doldurmuş olmak gerekir.
Vasiyetnamenin iptali davası; hukuka aykırı olan vasiyetnamenin, hakları zedelenen kişiler tarafından hüküm ifade etmemesinin sağlanması için açılan bir davadır. Vasiyetname bir ölüme bağlı tasarruf olduğundan, vasiyetnamenin iptal edilmesini sağlayan davalara genel olarak ölüme bağlı tasarrufların iptali davaları denilmektedir.
Kimler Vasiyetnamenin İptali Davasının Davacısı Olabilir?
TMK m. 558/1’e göre ölüme bağlı vasiyetnamenin iptali davası davacı sıfatı ölüme bağlı tasarrufun iptal edilmesinde menfaati bulunan mirasçı veya vasiyet alacaklısına aittir. Bu nedenle vasiyetnamenin iptalinde menfaati bulunan mirasçılar veya vasiyet alacaklıları vasiyetnamenin iptali davası açabileceklerdir.
Vasiyetnamenin İptali Davası Hangi Mahkemede Açılır?
Vasiyetnamenin iptali davası görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesi’dir. Yetkili mahkeme ise miras bırakanın yerleşim yeri mahkemesi Asliye Hukuk Mahkemesidir. Miras malları nerede olursa olsun bu dava, miras bırakanın yerleşim yeri mahkemesinde açılmak zorundadır ve miras bırakanın yerleşim yeri bu konuda kesin yetkili mahkemedir.
Tasarruf edilebilir kısım
Madde 505- (Değişik birinci fıkra: 4/5/2007-5650/1 md.) Mirasçı olarak altsoyu, ana ve babası veya eşi bulunan miras bırakan, mirasının saklı paylar dışında kalan kısmında ölüme bağlı tasarrufta bulunabilir.
Bu mirasçılardan hiç biri yoksa, mirasbırakan mirasının tamamında tasarruf edebilir.
II. Saklı pay
Madde 506- Saklı pay aşağıdaki oranlardan ibarettir:
1. Altsoy için yasal miras payının yarısı,
2. Ana ve babadan her biri için yasal miras payının dörtte biri,
3. (Mülga: 4/5/2007-5650/2 md.)
4. Sağ kalan eş için, altsoy veya ana ve baba zümresiyle birlikte mirasçı olması hâlinde yasal miras payının tamamı, diğer hâllerde yasal miras payının dörtte üçü.
Miras Hukukunda Tenkis Davası Nedir Ve Hangi Durumlarda Açılır?
Miras bırakan kişinin vasiyetnamesinde veya sağlığında mirasın başkasına devredilmesine izin verilmemesine saklı pay denir. Miras hukuku mal paylaşımına göre belirlenmiş pay oranları ihlal edildiğinde mirasçı tenkis davasıyla saklı payını talep edebilir. Mal paylaşımında miras oranları belirlenmiştir.
Miras hukukuna göre altsoy yasal miras payının yarısını alır. Anne ve babada miras payının dörtte birini alır. Miras hukukuna göre kardeşlerin her biri mirasın sekizde birini alır. Fakat sağ olan eş varsa altsoy, anne, baba gibi zümreyle mirasa dâhil ise de mirasın tamamını eş alır. Mirasın dörtte birini eş alır. Dörtte üçü ise miras hukukuna göre çocukları arasında eşit bir şekilde paylaşılır. Bu tür miras olaylarında uyuşmazlık durumunda miras hukuku avukatı aracılığı ile dava açılabilir.
ÖLÜME BAĞLI TASARRUFLARIN ÇEŞİTLERİ
Miras bırakanın ölümü ile terekesi yasal mirasçılarına veya miras bırakanın atanmış mirasçılarına intikal etmektedir.
Atanmış Mirasçı; Miras bırakanın ölümünden önce yaptığı bir hukuki işlemle belirleyebildiği mirasçılarına atanmış mirasçı denilmektedir. Miras bırakanın yapmış olduğu bu hukuki işlemin adı ölüme bağlı tasarruflardır, diğer bir şekliyle ölüme bağlı hukuki işlemlerdir. Yani Kanun koyucu, kişiye mülkiyet hakkı üzerinde tasarrufta bulunma hakkını sadece sağlığında değil öldükten sonra da tanımıştır.
ÖLÜME BAĞLI TASARRUFLARDA HAK SAHİBİ OLUNABİLMESİ İÇİN ARANAN ŞARTLAR
Kanun koyucunun aramış olduğu şekli anlamda bir ölüme bağlı tasarruf mevcut olmalıdır. Kanun koyucuya göre bu tasarruf vasiyetname ya da miras sözleşmesi şekillerinde yapılabilir.
Ölüme bağlı tasarrufun kanunun aramış olduğu geçerlilik şartlarına uygun olması gerekmektedir.
Bu koşullar;
Ehliyet; Miras bırakanın terekesi (miras bırakanın ölümü ile geride bıraktığı intikale elverişli malvarlığına (hak ve borçları)) üzerinde tasarrufta bulunabilmesi için;
Miras bırakanın Miras Sözleşmesi yapabilmesi için kanunun aramış olduğu ehliyet şartları;
Miras bırakanın -Ergin Olması – Kısıtlı Olmaması – Ayırt Etme Gücüne Sahip Olması Aranır.
Miras bırakanın Vasiyetname yapabilmesi için kanunun aramış olduğu şartlar;
Miras bırakanın – En Az 15 Yaşın Tamamlanmış Olması –Ayırt etme Gücüne Sahip Olması Aranır.
Ölüme Bağlı tasarrufun konusunun hukuka ve ahlaka aykırı olmaması gerekmektedir.
Miras bırakanın iradesi ölüme bağlı tasarrufu yaparken, iradesi sağlıklı olmalıdır. Miras bırakanın iradesinin sağlıklı olmaması, yani sakat olması, ölüme bağlı tasarruf yanıltılarak, aldatılarak veya korkutularak düzenlenmiş ise söz konusu olacaktır. Eğer miras bırakanın iradesinde bir sakatlık olmuş ise, isterse bu ölüme bağlı tasarruftan miras bırakan vazgeçebilir.
Madde 514- Mirasbırakan, tasarruf özgürlüğünün sınırları içinde, malvarlığının tamamında
veya bir kısmında vasiyetname ya da miras sözleşmesiyle tasarrufta bulunabilir.
Mirasbırakanın üzerinde tasarruf etmediği kısım yasal mirasçılarına kalır.
B. Koşullar ve yüklemeler Madde 515- Mirasbırakan, ölüme bağlı tasarruflarını koşullara veya yüklemelere bağlayabilir.
Tasarruf hüküm ve sonuçlarını doğurduğu andan itibaren, her ilgili koşul veya yüklemenin yerine
getirilmesini isteyebilir.
Hukuka veya ahlâka aykırı koşullar ve yüklemeler, ilişkin bulundukları tasarrufu geçersiz kılar.
Anlamsız veya yalnız başkalarını rahatsız edici nitelikte olan koşullar ve yüklemeler yok sayılır.
C. Mirasçı atama Madde 516- Mirasbırakan, mirasının tamamı veya belli bir oranı için bir veya birden çok kişiyi mirasçı atayabilir.
Bir kişinin, mirasın tamamını veya belli bir oranını almasını içeren her tasarruf, mirasçı
atanması sayılır.
D. Belirli mal bırakma Madde 517- Mirasbırakan, bir kimseye onu mirasçı atamaksızın belirli bir mal bırakma yoluyla kazandırmada bulunabilir.
Belirli mal bırakma, ölüme bağlı tasarrufla bir kimseye terekedeki bir malın mülkiyetinin veya terekenin tamamı ya da bir kısmı üzerinde intifa hakkının kazandırılmasına yönelik olabileceği gibi; bir kimse lehine tereke değeri üzerinden bir edimin yerine getirilmesinin, bir iradın bağlanmasının veya bir kimsenin bir borçtan kurtarılmasının, mirasçılar veya belirli mal bırakılanlara yükletilmesi suretiyle de olabilir.
Bırakılan belirli mal terekede bulunmadığı takdirde, tasarruftan aksi anlaşılmadıkça, ölüme bağlı tasarrufu yerine getirmekle yükümlü olanlar borçtan kurtulurlar.
II. Teslim borcu – Madde 518- Bırakılan belirli mal, mirasın açılması anındaki durumuyla teslim olunur; yarar ve hasar, mirasın açılması anında kendisine belirli mal bırakılana geçer.
Tasarrufu yerine getirme ile yükümlü olan kimse, mirasın açılmasından sonra bırakılan belirli mala yaptığı harcamalar ve mala verdiği zararlardan dolayı, vekâletsiz iş görenin haklarına sahip ve borçlarıyla yükümlü olur.
III. Tereke ile ilgisi-Madde 519- Tereke mevcudunu veya tasarrufu yerine getirme yükümlüsüne yapılan kazandırmayı ya da saklı payı zedeleyen tasarrufların orantılı olarak tenkisi istenebilir.
Tasarrufu yerine getirme yükümlüsü, mirasçılığı veya kendisine bırakılan kazandırmayı reddetmiş ya da mirasbırakandan önce ölmüş veya mirastan yoksun kalmış olsa bile tasarruf yürürlükte kalır; yerine getirme borcu, bu durumlardan yararlananlara geçer.
Yasal veya atanmış mirasçı, mirası reddetmiş olsa bile lehine yapılmış bir tasarrufun yerine getirilmesini isteyebilir.
E. Yedek mirasçı atama
Mirasbırakan, atadığı mirasçının kendisinden önce ölmesi veya mirası reddetmesi hâlinde onun yerine geçmek üzere bir veya birden çok kişiyi yedek mirasçı olarak atayabilir. Bu kural belirli mal bırakmada da uygulanır. (Madde 520- )
Asal Hukuk Danışmanlık Bürosu, miras avukatı olarak hizmet vermekte ve miras hukukundan kaynaklı her türlü uyuşmazlık halinde müvekkillerine hukuki danışmanlık, dava takip ve mahkeme kararlarının icrası hizmeti sunmaktadır.
İstanbul miras avukatı olarak önceliğimiz uyuşmazlıkların sulh yolu ile çözümünü sağlayarak müvekkilimizi dava masraflarından kurtarmak ve zamandan tasarruf etmelerini sağlamaktır. Davaların takibi ve kararların icrası sürecini başından sonuna kadar uzman avukatlarımız aracılığıyla takip etmekte ve her aşamada şeffaflık ilkesi doğrultusunda müvekkillerimizi bilgilendirmekteyiz.
İstanbul Miras Hukuku Avukatı | Miras Davası