MANŞET

İstirdat Davası Avukatı Balıkesir

İstirdat Davası Avukatı Balıkesir

İSTİRDAT (GERİ ALMA) DAVASI / İstirdat davası icra takibi sırasında aslında borçlu olmayan kişinin icra takibinde borç olarak ileri sürülen meblağı ödedikten sonra, ödenmiş paranın geri verilmesi için açabileceği bir davadır çünkü borçlu borç sayılan meblağı ödedikten sonra artık menfi tespit davası açamaz, bunun yerine istirdat davası açmalıdır. Fakat icra takibi sırasında ödenmiş bir para yoksa istirdat davası açılamaz ancak borcun bulunmadığının ya da borcun kendisine ait olmadığının tespiti için menfi tespit davası açılabilir.

Buna ilişkin Yargıtay kararı, “Takip kapsamında davacı tarafça yapılmış herhangi bir ödeme bulunmadığından davaya istirdat davası olarak da devam edilemeyeceğine göre, davanın tümden reddine karar verilmesi gerekirken, hukuki nitelendirmede yanılgıya düşülerek genel hükümlere göre açılan menfi tespit davası kapsamında yapılan değerlendirme sonucu davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir.” (Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2019/1501 E. 2020/2984 K. ve 24/09/2020 tarihli ilam)

İstirdat davası, borçlu sıfatına sahip kişinin icra takibi sonucu gönderilen ödeme emrine itiraz etmemiş olması ya da itiraz etse dahi itirazın reddedilerek icra takibinin kesinleşmiş olması sonucu ödenen paranın geri alınması için açılabilir, borçlunun hali hazırda kullanabileceği itiraz yolu varsa öncelikle icra takibine itiraz etmelidir.

İstirdat davası açılabilmesi şartları nelerdir?

  • Borç olmayan bir meblağın ödenmiş olması gerekir.
  • Ödenen meblağın icra takibi sırasında ödenmiş olması gerekir.
  • Ödenen meblağ icra takibinin kesinleşmesi sonucunda cebri icra tehdidi altında, mallarının haczedilecek olması endişesiyle ödenmiş olmalıdır.
  • İstirdat davası hak düşürücü süresi gereğince borç olmayan meblağın icra veznesine yatırılması tarihinden itibaren 1 yıl içerisinde açılmış olmalıdır.

Buna ilişkin Yargıtay kararı, “…Maddi hukuk bakımından borçlunun gerçekte borçlu olmadığı bir borcu ödemiş olması ve takip hukuku bakımdan ise borcun cebri icra takibi sebebiyle icra takibi sırasında ve cebri icra tehdidi altında ödenmesi gerekir. Ödemenin mutlak suretle takibin kesinleşmesinden sonra bir başka deyişle borçlunun ödeme emrine itiraz etmemesi veya itiraz edip de itirazının icra hakimliğince kesin olarak kaldırılmış olması durumunda yapılmış olması gerekir. Yapılan icra takibi henüz kesinleşmeden borçlunun ödeme emrine itiraz hakkı bulunduğu süre içerisinde ödemenin yapılması halinde bu ödemenin cebri icra tehdidi altında yapılan bir ödeme olarak kabul edilmesi mümkün değildir… (Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2014/32692 E. 2014/35255 K. 11.11.2014 tarihli ilam)

İcra takibi sırasında yapılan ödemeyi borçlu olarak kabul edilen kişi yerine üçüncü bir kişi yapmışsa bu kişi istirdat davası açabilir mi?

Borç olmayan meblağı üçüncü bir kişi ödemişse dahi istirdat davasını yalnızca borçlu olarak gözüken kişi açabilir.

MENFİ TESPİT DAVASININ İSTİRDAT DAVASINA DÖNÜŞMESİ / Borcun olmadığının tespiti için açılmış bulunan menfi tespit davası mahkemede görülmeye devam ederken aslında borç olmayan meblağın alacaklıya ödenmiş olması halinde henüz menfi tespit davası sonuçlanmamış olduğundan bu dava istirdat davası olarak görülmeye devam edilir, bu halde menfi tespit davası istirdat davasına dönüşür.

Buna ilişkin Yargıtay kararı, Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile davacının kanal katılım ve şebeke hisse bedeli olarak toplam 2.687,77 TL borçlu olduğunun tespitine dair verilen karar; davacı tarafın temyizi üzerine, Dairece verilen 13/11/2017 tarihli ve 2016/5225 E. 2017/15696 K. sayılı kararla; “…Somut olayda, davacı dava dilekçesinde borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini istemiş, yargılama sürerken davalının talep ettiği bedelleri ödemiş, sunduğu dilekçe ile de yaptığı ödemenin faizi ile kendisine iade edilmesini istemiştir. Diğer bir anlatım ile açılan borçlu olmadığının tespiti davası, yargılama sürerken yapılan ödeme nedeni ile istirdat davasına dönüşmüştür.
Mahkemece, istirdat davasına yönelik hüküm kurulması gerekirken ödeme yapılmamış gibi borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş olması doğru görülmemiştir…” gerekçesi ile bozulmuştur. (Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2021/6572 E. 2021/10933 K. sayılı ilam)

İstirdat davası açılmadan önce arabulucuya başvurmak gerekir mi?

İstirdat davası açısından da davanın konusu bir miktar paranın ödenmesi olduğundan ve bu talep istirdat davası içerisinde alacak olarak ileri sürüldüğünden borçlu olmadığı halde ödeme yapan kişi istirdat davası açmadan önce arabuluculuk yoluna başvurmalıdır çünkü arabuluculuk bir dava şartıdır, eğer uyuşmazlık arabuluculuk yoluyla çözüme kavuşturulamazsa süresi içinde istirdat davası açılmalıdır.

İstirdat davası hangi süre içerisinde açılmalıdır?

İstirdat davası aslında borç olmayan meblağın ödenmesinden itibaren 1 yıl içerisinde açılmalıdır, 1 yıllık süre hak düşürücü süredir ve bu süre içinde istirdat davası açılmazsa dava açma hakkı kaybedilir.

İstirdat davası açma hakkı kaybedilirse ödenmiş paranın geri alınması için hangi yola başvurulabilir?

Ödediği meblağı geri almak için istirdat davası açacak kişi 1 yıllık hak düşürücü süreyi kaçırmış ise ya da istirdat davası açmak için gerekli şartları taşımamasına rağmen ödenen parayı geri almak istiyorsa sebepsiz zenginleşme davası yoluna başvurabilir ve alacağını ancak Türk Borçlar Kanunu’nda yer alan sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca talep edebilir.

Sebepsiz zenginleşme davası için de zamanaşımı süresi bulunur. Bu süreye göre hak sahibi kendisinin ödediği parayı geri isteme hakkı olduğunu öğrendiği tarihten başlayarak 2 yıl içerisinde ve her halükarda sebepsiz zenginleşmenin gerçekleştiği tarihten, bu halde paranın ödendiği tarihten başlayarak 10 yıl içerisinde talep ileri sürmelidir.

İstirdat Davası Avukatı Balıkesir

İstirdat davası hangi mahkemede açılmalıdır?

İstirdat davası icra takibinin yapıldığı yer Asliye Hukuk Mahkemesi veya davalının yerleşim yeri Asliye Hukuk Mahkemesinde açılmalıdır.

İstirdat davasının açılmayacağı haller hangileridir?

  • Borçlu itirazın iptali davası açmış ve bu davayı kaybetmişse artık istirdat davası açamayacaktır.İtirazın iptali davası kesin hüküm teşkil ettiğinden artık aynı dava sebebine dayalı ve aynı taraflar arasında bu dava açılamayacaktır.
  • Borçlunun ödeme yaptığı borç zamanaşımına uğramış bir borç ise, artık bu borcun ödenmiş olması sebebiyle istirdat davası açılamayacaktır.
  • Borçluya karşı bir icra takibi başlatılmadığı halde borçlu belirli bir meblağ ödemişse bu ödemeye dayalı istirdat davası açılamayacaktır, ancak sebepsiz zenginleşme davası açılabilir.
  • Borçlunun ödeme emrine yaptığı itirazın geçici olarak kaldırılması sonucunda borçlu borçtan kurtulma davası açmışsa ancak bu davayı kaybetmişse artık istirdat davası açamayacaktır.

İstirdat davası olarak görülen yargılama sonucunda lehine karar verilmeyen alacaklı veya borçlunun tazminat ödemesi gerekir mi?

İstirdat davasının borçlu veya alacaklı lehine sonuçlanması halinde hangi taraf aleyhine sonuç çıkarsa o taraf yargılama giderlerini ödemekle yükümlü olacaktır. İstirdat davasında kanunen kötü niyetli ve haksız olarak dava açılması hali öngörülmemiş olsa dahi eğer borçlu tarafından açılan menfi tespit davasına henüz dava sonuçlanmadan ödeme yapılması sebebiyle istirdat davası olarak devam edilmişse ve yapılan yargılama sonucunda borçlu lehine bir karar çıkmışsa ve borçlunun talebi var ise alacaklı alacak tutarının %20’sinden az olmamak üzere tazminat ödemek zorunda kalabilir. Diğer yandan eğer istirdat davası sonucunda alacaklı lehine bir karar verilmişse zaten hali hazırda alacaklı ödeme almış olduğundan ve alacağın alacağını elde etme süresi haksız yere uzamamış olduğundan borçlunun herhangi bir tazminat ödemesi söz konusu olmayacaktır.

3. Hukuk Dairesi

2021/6550 E.

2021/11812 K.

“İçtihat Metni” 

MAHKEMESİ :TÜKETİCİ MAHKEMESİ 

Y A R G I T A Y  K A R A R I 

Davacı, Samsun 9. İcra Müdürlüğü’nün 2019/97602 esas sayılı icra dosyası ile hukuka aykırı olarak kendisinden tahsil edilen otopark ücretinin iadesi için davalı hakkında takip başlattığını, 55 SP 138 plakalı araca ait olduğu söylenen yasal dayanaktan yoksun borcu baskı ile 15/07/2018 tarihinde ödediğini, davalı yana icra tehdidi altında ödenen bu paranın hukuki hiçbir gerekçesi bulunmadığını, davalı şirket tarafından yapılan itirazın haksız ve kötü niyetli olduğunu belirterek borçlunun icra takibine yaptığı itirazın iptaline, takibin Samsun İcra Müdürlüğünün 2019/97602 Esas sayılı dosyası üzerinden devamına, takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.  Davalı, ücretin usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak davanın reddini dilemiştir.

Mahkemece; davacı tarafından davalı aleyhine 21/10/2019 tarihinde icra takibi başlatıldığı, 01/11/2019 tarihinde de itirazın iptali davasının açıldığı, istirdat davasının açma süresinin 15/07/2019 tarihinde dolduğu, davacı tarafça iş bu sürenin bitiminden sonra icra takibi başlatılıp dava açıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Dava dosyası incelendiğinde, davacı tarafından hakkında herhangi bir icra takibi olmadan icra baskısı altında haricen davalıya otopark ücreti olarak davalının da ikrarına göre 15.07.2018 tarihinde 1.000,00-TL ödeme yapıldığı anlaşılmaktadır. Davacı, dava dilekçesinde, borçlu olmadığı halde ödemek zorunda kaldığı bedelin sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre iadesi için başlattığı takibe itirazın iptalini talep etmektedir. Buna göre taraflar arasındaki uyuşmazlık sebepsiz zenginleşmeden kaynaklanan alacağın tahsili istemine ilişkindir. Böylece davacının istemi İİK’nun 72. maddesi kapsamında istirdat değil, sebebi ortadan kalkan bir ödemenin iadesi yönünde sebepsiz zenginleşmeye dayalı (TBK.md. 77) alacak istemi olup, 2 ve 10 yıllık zamanaşımına (TBK.md. 82) tabidir. Talep yönünden hak düşürücü bir süre yasada öngörülmemiştir. 

Hal böyle olunca mahkemece; sebepsiz zenginleşme hukuki nitelendirmesine göre inceleme yapılıp karar verilmesi gerekirken yanılgı değerlendirme ile davanın istirdat davası olarak nitelendirilmesi sonucunda istirdat davasının açma süresinin 15/07/2019 tarihinde dolduğu gerekçesiyle yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı görülmüş, bu husus bozmayı gerektirmiştir.  

İstirdat Davası Avukatı Balıkesir

Av. Derya MERİÇ

Makale Yazarlığı İçin

Avukat veya akademisyenler hukuk makalelerini özgeçmişleri ile birlikte yayımlanmak üzere asalhukukdanismanlik@gmail.com adresine gönderebilirler.

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu