İşverenin İşçinin Maaşını Bildirme Yükümlülüğü
İşverenin İşçinin Maaşını Bildirme Yükümlülüğü
MAAŞ HACZİ NEDİR?
- Maaş haczi, işçinin çalıştığı işte hak ettiği ve işveren tarafından ödenen ücretinin veya maaşı harici prim, ikramiye gibi ek ücretlerinin borcundan dolayı başlatılan ve kesinleşmiş olan icra takibi sonucu icra dairesine ödenmesidir.
Maaş haczinin yer aldığı yasal düzenlemeler olan İcra İflas Kanunu 83. madde 2. fıkrasına ve İş Kanunu 35. maddesine göre,
“Ancak haczolunacak miktar bunların dörtte birinden az olamaz.”
“İşçilerin aylık ücretlerinin dörtte birinden fazlası haczedilemez veya başkasına devir ve temlik olunamaz. Ancak, işçinin bakmak zorunda olduğu aile üyeleri için hakim tarafından takdir edilecek miktar bu paraya dahil değildir. Nafaka borcu alacaklılarının hakları saklıdır.”
MAAŞ HACZİNDEN DOLAYI İŞVERENİN ALACAKLILARA KARŞI SORUMLULUĞU
- İşçi hakkında borcundan dolayı kesinleşmiş bir icra takibi bulunduğunda ve maaş haczi söz konusu olduğunda alacaklının talebi ile icra müdürlüğü tarafından işçinin çalıştığı işverenine işçinin maaşı üzerine haciz işlendiğini gösteren bir tebligat gönderilir.
- İşverene gönderilen tebligat sonrasında işveren 1 hafta içerisinde icra dairesine borçlu işçinin maaşının miktarını ve borçlunun maaşı üzerinde farklı bir haciz olması halinde bu haczi bildirmesi gerekir.
- İşverenin diğer bir yükümlülüğü olarak da işverenin, işçinin maaşının ödenmesi gününde maaşın 1/4’ünden kesinti yaparak bu meblağı icra dairesine ödemekle yükümlü olacaktır aksi halde bu ödemeyi yapmayan işveren ödemediği miktardan kendisi sorumlu tutulacaktır.
MAAŞ HACZİNDEN DOLAYI İŞVERENİN İŞÇİYE KARŞI SORUMLULUĞU
- İşverenin, işçinin maaşının ödenmesi gününde maaşın 1/4’ünden kesinti yaparak bu meblağı icra dairesine ödemekle yükümlü olacağından, işverenin icra dairesine ödenmek üzere işçinin maaşının 1/4’ünü kesinti olarak ayırması ancak ayrılan bu meblağı icra dairesine ödememesi halinde sorumluluğu söz konusu olacaktır. İşçi maaşından kesinti yapılan meblağın icra dairesine ödenmesini talep edebilir veya işverenin maaş haczi sonucu maaşından kestiği tutarı icra dairesine ödememesini iş sözleşmesinin haklı nedenle feshedilmesi sebebi yaparak İş Kanunu çerçevesinde buna ilişkin fesih gerçekleştirebilir.
- İşverenin işçinin maaşına işlenen hacizleri ve maaş haczi prosedürü kapsamında işverene gelen maaş haczi tebligatlarına dayanarak bu durumu iş sözleşmesinin feshinde haklı sebep olarak kullanabilmesi mümkün müdür?
Yargıtay yerleşik içtihadına göre, işçinin maaş veya ücreti üzerinde sık sık haciz işlemi uygulanıyor olmasını iş hayatının olumsuz etkilendiği bir durum olarak kabul edilmiş olup iş sözleşmesinin haklı nedenle feshedileceğine karar verilmiştir.
(9. Hukuk Dairesi, 2018/6238 E. 2019/3907 K.)
“Davalı vekili özetle; davanın haksız ve yasal dayanaktan yoksun olarak açıldığını, davacının ortaklıklarında çalışmaya başladıktan itibaren icra müdürlüklerince gönderilen davacının maaşına haciz talep yazıları ile müvekkil firmalarının muhasebe ve hukuk departmanını gereğinden çok fazlaca meşgul ettiğini dair yazının tebliğden itibaren 6 ay içinde icra dosyalarının kapatılması için gerekli çabanın gösterilmesi ve yeni bir icra dosyasından da müvekkil şirkete haciz yazısının gelmemesi için gerekli hassasiyetin gösterilmesi gerektiğini içerir ihtar yazısının 19/02/2015 tarihinde davacıya imzası karşılığında tebliğ edildiğini, ancak davacının bu ihtar yazısına uygun davranmadığı gibi bu zamana kadar mevcut olan icra dosya sayısının zamanla arttırıldığını, davacının 29/09/2015 tarihli savunmasında ” en kısa süre de borçlarını kapatacağım” diyerek savunma verdiğini, davacıyı 02/11/2015 tarihinde borçlarını kapatması için 3 ay daha süre verildiğini, 3 aylık sürede haciz dosyalarını kapatmayan davacıya ek olarak 10 ay daha süre tanındığını ancak yine de davacının haciz dosyalarında herhangi bir değişiklik olmadığını, savunarak, davanın reddini talep etmiştir.”
GEREKÇE : Taraflar arasındaki ihtilaf, davalı tarafça yapılan feshin haklı veya geçerli nedene dayanıp dayanmadığıdır. Somut uyuşmazlıkta davacı işçi hakkında değişik alacaklılar tarafından çok sayıda ve farklı zamanlarda icrai işlem başlatıldığı ve davacının maaşına haciz konulduğu, davacıya davalı işveren tarafından 30.01.2015 tarihli yazı ile davacının ücretinin kesilmesi hususunda icra müdürlüğünden gönderilen yazıların çok fazla olduğu ve bu durumun oldukça önemli işgücü ve zaman kaybına sebep olduğu belirtilerek yazının tebliğinden itibaren 6 ay içinde icra dosyalarının kapatılması için gerekli çabanın gösterilmesi ve başka icra dosyalarından müvekkil şirkete yazılar gelmemesi için ihtar gönderildiği ancak ihtar tarihinden sonra geçen zamanda ve davacıya davalı işveren tarafından verilen süre içerisinde davacı hakkında devam eden maaş hacizlerinin sonlanmadığı, 02.11.2015 tarihinde davacıya bu konuda üç aylık daha süre tanındığı, davacıya verilen sürelere rağmen mevcut durumda bir değişiklik olmadığı, davacının 18.10.2016 tarihli savunmasında da önceki savunmaları ile benzer ifadeler kullanarak özetle “borcunu ödemeye çalıştığı, çok üzgün ve utanç içinde olduğunu ancak borçlarını kapatamadığını” belirttiği, bunun üzerine davacının 23.11.2016 tarih ve 1971 sayılı icra komitesi kararı ile 25.11.2016 tarihinde geçerli iş akdine geçerli sebeple son verildiği anlaşılmıştır. Davacının aleyhine yapılan icra takiplerinin çokluğu işverenin muhasebe servisinin/görevlisinin buna ilişkin işlemler yapmak zorunda kalması, işvereninde sorumluluğunu doğurabilecek hallerin oluşması riski karşısında davacının bu davranışının işyerinde olumsuzluklara yol açacağı ortadadır. Bu açıklamalar karşısında feshin geçerli nedene dayandığı kabul edilmelidir.
İşverenin İşçinin Maaşını Bildirme Yükümlülüğü
11. Hukuk Dairesi
2020/3631 E.
2021/973 K.
MAHKEMESİ : ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
KARŞI OY
Sayın çoğunluğun bozma gerekçesine katılamıyorum.
Dairenin (Kapatılan 19. H.D) istikrarlı kararlarında da kabul edildiği üzere, maaş ve ücret alacakları dışındaki diğer alacakların İ.İ.K 89. maddesi uyarınca haczi mümkün ise de maaş ve ücret haczi için İ.İ.K 83 ve 355. maddelerinde özel düzenlemeler bulunduğu için maaş ve ücret hacizlerinde İ.İ.K 89. maddesindeki prosedürün uygulanması mümkün değildir. İşçi alacakları yönünden 1/4’ünden fazlasının haczedilemeyeceği 4857 sayılı İş Yasası’nın 35. maddesi açık hükmü gereğidir. Nitekim davalı alacaklı 20.12.2012 ve 16.01.2013 tarihlerinde davalı işçinin ücretinden 1/4 oranında icra dosyasına ödeme yapılması istemi ile davacı işverene müzekkereler göndermiştir. Davalı alacaklının, işveren tarafından müzekkere gereğinin yerine getirilmemesi nedeniyle takip edeceği yasal yol İ.İ.K 83 ve 355 vd. hükümlerinde açıklanan prosedürdür.
Davalı alacaklının bu prosedürü takip etmeden alacağını davacı işverenden tahsil etmek üzere İ.İ.K 89 maddesi hükümlerinden yararlanması ve bu şekilde tüm alacağını tahsil etmesi davalı alacaklının kötü niyetini göstermektedir.
Davacı işverenden, 1.436,23 TL maaş haczi nedeniyle tahsilat yapılması gerekirken 4.481,64 TL daha fazla ve tüm dosya borcu kapatılmak suretiyle tahsilat yapılmış olup, davalı alacaklının kötü niyetinin ispatı için başka delil aramaya gerek bulunmamaktadır.
12. Hukuk Dairesi
2016/4997 E.
2016/23632 K.
MAHKEMESİ : İcra Hukuk Mahkemesi
Alacaklı tarafından borçlu hakkında başlatılan kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile icra takibinde, takibin kesinleşmesi üzerine borçlunun çalışmakta olduğu şirkete “borçlunun emekli olması veya işten ayrılması halinde alacağı tazminatların (ihbar, kıdem v.b) haczine” ilişkin müzekkere yazıldığı, dosyanın yenilenmesinden sonra ….03.2015 tarihinde haczin devam ettiğinin işveren şirkete bildirildiği, işveren şirketin 05.06.2015 tarihli cevabi yazısında borçlunun ….03.2015 tarihinde emekli olduğu, kurumda hiçbir alacağının bulunmadığının belirtildiği, alacaklının talebi ile şikayetçi şirkete gönderilen 06.07.2015 tarihli müzekkere ile “emekli ikramiyesi borçluya ödenmiş ise dosya borcunun (borçluya emekli ikramiyesi borç miktarından düşük ödendi ise ödeme miktarının) yazının tebliğinden itibaren yedi gün içinde müdürlük hesabına gönderilmesinin” ihtar edildiği akabinde icra müdürlüğünce 03.08.2015 tarihli karar ile işveren şirketin banka hesaplarına tahsilde tekerrür olmamak üzere haciz konulmasına karar verildiği, şikayetçi şirket vekilinin icra mahkemesine başvurusunda dosya işlemden kaldırıldığından şirketin sorumlu olmayacağını, emekli ikramiyesi ileride doğması muhtemel bir alacak olduğundan haczinin mümkün bulunmadığını belirterek müvekkili şirketin banka hesabına konulan bloke kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep ettiği, mahkemece şikayetin reddine karar verildiği görülmektedir.
Borçlunun maaş ve ücretinin haczi İİK’nun 355 ve devam eden madde hükümlerine göre yapılır. İİK’nun 355.maddesine göre, icra müdürü borçlunun çalıştığı işyerine maaş ve ücretin haczedildiğine dair bir haciz yazısı yazar. Haciz yazısını alan işveren bir hafta içinde haczin icra edildiğini ve borçlunun maaş ve ücretinin miktarını icra dairesine bildirmeye ve borç bitinceye kadar icra dairesinin haciz bildirimine göre haczolunan miktarı borçlunun maaş veya ücretinden keserek hemen icra dairesine yatırmaya mecburdur. Aksi halde İİK’nun 356.maddesi gereğince kesmedikleri veya ilk vasıta ile göndermedikleri para ayrıca mahkemeden hüküm alınmasına hacet kalmaksızın icra dairesince maaşlarından ve sair mallarından alınır. Bu durumda, İİK.nun 355.maddesi hükümlerine riayet etmeyenlerin sorumluluğu, İİK.nun 356.maddesine göre, kesinti yapılmayan miktar ile sınırlıdır.
Görüldüğü üzere İİK’nun 356. maddesi maaş ve ücretler hakkında olup emekli ikramiyesi ve tazminatlar bu madde kapsamında değerlendirilemez. Borçlunun üçüncü kişilerde bulunan alacağının haczi ancak İİK’nun 89/… ve devamındaki maddelerde belirtilen prosedür ile mümkündür. O halde; mahkemece; şikayetin kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile şikayetin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.
İşverenin İşçinin Maaşını Bildirme Yükümlülüğü
Stajyer Derya MERİÇ
Makale Yazarlığı İçin
Avukat veya akademisyenler hukuk makalelerini özgeçmişleri ile birlikte yayımlanmak üzere asalhukukdanismanlik@gmail.com adresine gönderebilirler.