MANŞET

Kabahatler Kanunu Nedir

Kabahatler Kanunu Nedir

Kabahat, Arapça kökenli bir sözcüktür. Uygunsuz hareket, yakışıksız davranış anlamına gelir.  Bir toplumu düzende tutan şey genel ahlaktır. Bu durum bütün toplum düzenini ilgilendiren bir olgudur.

Kabahatler Kanunu Amacı Nedir?

Kabahatler Kanunu’nun 2. maddesine göre olgu; “kanunun, karşılığında idarî yaptırım uygulanmasını
öngördüğü haksızlık” olarak tanımlanmıştır. Kabahat toplum düzenini, genel ahlakı, sağlığı, çevreyi ve ekonomik düzeni içine alarak çok geniş bir alanda etki yaratır. Bu dengelerden birinin bozulması kamu düzenini sarsılmasına yol açar. Kabahatler Kanunu‘nun amacı bu dengeyi sağlamaktır. Bu çerçevede kanunda kabahatlere ilişkin genel kurallar belirlenmiştir. Bunlara ilişkin idari yaptırımlar öngörülmüştür. Kabahatler Kanunu’nda toplum düzenini bozacak eylem ve fiiller idari yaptırımlara bağlanmıştır.

Cürüm (Suç) ve Kabahat Ayrımı

Ceza kanunları suçları farklı kategorilerde ele almıştır. Bazıları ikili üçlü bir ayrıma tabi tutarken bazı ceza yasaları ise “hukuksal yararı ihlal eden fiillerin tek olduğunu ve bunların hepsinin suç vasfını taşıdığı” gerekçesiyle ayrı bir sınıflandırmaya tabi tutmamıştır. Örneğin 1926 Rusya, 1951 Bulgar Ceza Kanunları gibi. En yaygın olarak cürüm- kabahat ayrımı benimsenmiştir. Bu kanunlardan bazıları cürüm ve kabahati aynı kanunda düzenlerken bazı devletler ise farklı kanunlarda düzenlenmiştir. Yürürlükten kalkan 765 sayılı Türk Ceza Kanunu’nda da bu 2 suç tipine aynı yasa içerisinde yer vermekteydi. 2004 yılında yürürlüğe giren ve hala kullanmakta olduğumuz 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu‘nda ise cürüm- kabahat ayrımı terk edilmiştir. Kabahatler için ayrı bir kanun yapılmıştır. Kabahatlerin ayrı bir kanunda benimsenmesiyle birlikte kabahatler için ceza yaptırımından vazgeçilerek, idari yaptırımlar öngörülmüştür.

 

Kast veya taksir
Madde 9- (1) Kabahatler, kanunda açıkça hüküm bulunmayan hallerde, hem kasten hem de taksirle işlenebilir.

Suçlar kural olarak kasten işlenebilir. Kanunda açıkça tanımlanması halinde de taksirle işlenebilir. Ancak kabahatler hem kastla hem de taksirle işlenebilir.

Teşebbüs
Madde 13- (1) Kabahate teşebbüs cezalandırılmaz. Ancak, teşebbüsün de cezalandırılabileceğine dair ilgili kanunda hüküm bulunan haller saklıdır. Bu durumda, Türk
Ceza Kanununun suça teşebbüse ve gönüllü vazgeçmeye ilişkin hükümleri, kabahatler bakımından da uygulanır.

Yine kabahat ve suç arasındaki diğer bir farkı teşebbüs hükümlerinde görüyoruz. Kural olarak suça teşebbüs cezalandırılır. Ancak kabahate ilişkin teşebbüs cezalandırılmaz.

Kabahatler Kanunu’nda öngörülen yaptırımlar genellikle “idari para cezası” niteliğinde ekonomik yaptırımlardır. İdari para cezasına karar verme yetkisi bir idari kurum veya yöneticidedir. Adli para cezalarına ise mahkemeler karar verir. Bu iki para cezası türü birbirine karıştırılmamalıdır. İdari para cezası ödenmediği takdirde sadece faiz işlerken, adli para cezası ödenmediğinde faiz işlemez. İki yaptırım türünün sonuçları farklıdır. Adli para cezası ödenmediği zaman kişi hapse girebilir. Ancak idari para cezasının ödenmemesi halinde kişinin hapse girmesi söz konusu değildir. Aynı zamanda idari para cezaları sicile işlemez. Ancak adli para cezaları sicile işlemektedir.

Kabahatler, yürürlükten kalkan 765 sayılı TCK’nın içerisinde alınarak ayrı bir yasal düzenlemeye tabi tutulmuş ve suç olmaktan çıkarılmıştır. Bu nedenle kabahat olarak adlandırılan fiiller genel olarak “idari yaptırımlara” bağlanmıştır.

Ancak kanunun bazı maddelerinde kabahat suç ayrımı bir noktada birbirine yaklaşmakta olduğunu görüyoruz. Kanunun 27-28-29. maddelerinde idari yaptırımların itirazına yönelik olarak Sulh Ceza Mahkemesine başvuru yolu öngörülmüştür. Oysa Kabahatler Kanunu düzenlemesi ile kabahat, bir suç olmaktan çıkarılma ve idari yaptırımlara bağlanma gerekçesi taşımaktaydı. İdari işlemler, idarenin kurum ve kuruluşları tarafından yapılır. Bu nedenle itiraz yolu olarak da idari yargı yolu tercih edilmesi gerekirdi.

 

Başvuru yolu
Madde 27- (1) İdarî para cezası ve mülkiyetin kamuya geçirilmesine ilişkin idarî yaptırım kararına karşı, kararın tebliği veya tefhimi tarihinden itibaren en geç onbeş gün içinde, sulh ceza mahkemesine başvurulabilir. Bu süre içinde başvurunun yapılmamış olması halinde idarî yaptırım kararı kesinleşir.

Kabahatler Kanunu Nedir

Stajyer Av. Merve ÇATAR

Makale Yazarlığı İçin

Avukat veya akademisyenler hukuk makalelerini özgeçmişleri ile birlikte yayımlanmak üzere asalhukukdanismanlik@gmail.com adresine gönderebilirler.

 

 

 

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu