Kentsel Dönüşüm Avukatı
Kentsel Dönüşüm Avukatı
2021 kentsel dönüşüm kira yardımı ne kadar
KENTSEL DÖNÜŞÜM KİRA YARDIMI NE KADAR?
Kentsel dönüşüm kapsamında evini yenilemek isteyenler, belirlenen şartları sağladığı takdirde kira yardımı alabiliyor. 2021 yılında kira yardımının ne kadar olduğu belli oldu. Rakamlar değişiklik gösterirken en az 715 en çok 1500 TL yardım yapılıyor. Yapılan kira yardımı bu aralık içerisinde değişiyor.
Kentsel dönüşüm kira yardımı, dönüşüm kapsamına alınan yapıların tespit edilmesiyle yapılmaktadır. 750 ile 1500 TL arasında değişen kira yardımı 18 ay süre ile işleme alınır. Kentsel dönüşüm kapsamına alındıktan sonra tahliye kararı sonrasında Çevre ve Şehircilik Bakanlığı müdürlerine ve kamuya yapılan başvuru sonucunda kira yardımı alınmaktadır. Hak sahiplerine belge ve talep formunun doldurulmaları gerektiği bildirilir. Belgeleri eksiksiz ve doğru bir şekilde doldurduktan sonra başvuruları onaylanan kişilere 18 ay boyunca kira yardımı yapılarak devlet tarafından destekleme politikası yürütülmektedir.
KENTSEL DÖNÜŞÜM KİRA YARDIMI BAŞVURU BELGELERİ NELERDİR?
2021 yılında kentsel dönüşüm kira yardımı başvurusunda bulunmak isteyenlerin Bakanlık tarafından belgeleri tamamlaması gerekmektedir.
Bu belgeleri şunlardır:
Başvuru sahibinin nüfus cüzdanı fotokopisi örneği,
Güncel alınan tapu kaydı ve tapu belgesinin ilgili birimlerine iletilmesi zorunlu tutulmuştur,
Başvuru sahibinin kira yardımı ve başvuru işlemi için doldurması öngörülen başvuru dilekçesi örneği,
Yapının hasarlı ve riski olduğunu ispatlayan rapor ve yıkım formu belgesi,
Hak sahibi ya da velinin Ziraat Bankası’nda hesabı olduğuna dair hesap cüzdan fotokopisi örneği,
2021 kentsel dönüşüm kira yardımı sürecinde başvuru sahiplerine herhangi bir fatura düzenlenerek, fatura işlem kaydının son 3 aylık süreçte fatura kaydının onaylanarak belgelenmesi gerekir.
Kentsel dönüşüm kapsamında evini yenilemek isteyenler,
KENTSEL DÖNÜŞÜMDE İZLENMESİ GEREKEN ADIMLAR
Risk tespit raporu alınır
Öncelikle kentsel dönüşüme konu olacak yapının riskli yapı olması gerekmektedir.
6306 sayılı Kanuna göre riskli yapılar:
‘’Riskli alan içinde veya dışında olup ekonomik ömrünü tamamlamış olan ya da yıkılma veya ağır hasar görme riski taşıdığı ilmî ve teknik verilere dayanılarak tespit edilen yapı..’’ olarak tanımlanmaktadır. Bu kapsamda öncelikle bir yapının yıkım ve yeniden inşa süreci için riskli yapı tespit raporu alması gerekmektedir
Maliklerden herhangi biri ya da kanuni temsilcileri masrafları kendisine ait olarak riskli yapı tespit raporu alabilir Bu raporu Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından lisanslandırılmış kuruluşlar vermektedir. Lisanslı kuruluşların hangileri olduğuna Çevre ve Şehircilik bakanlığına ait web sayfasından erişebilirsiniz.
Risk Tespit raporu müdürlüğe sunulur. Eksiklik olmadığı takdirde Müdürlükçe ilgili Tapu Müdürlüğü’ne bildirilir. Tapu müdürlüğü de taraflara itirazlarını bildirmek için 15 gün süre verir
İlgili tespit raporu hazırlandıktan sonra müdürlüğe gönderilir. Yapılan incelemede müdürlükçe raporda bir eksiklik görülürse tamamlatılmak üzere ilgili kuruluşa geri gönderilir. raporlarda herhangi bir eksiklik yok ise veya eksiklik tamamlandıysa riskli yapılar, Müdürlükçe en geç on iş günü içinde, tapu kütüğünün beyanlar hanesinde belirtilmek üzere, ilgili tapu müdürlüğüne bildirilir.
Tapu müdürlüğü bu raporu tapu siciline riskli yapı olarak şerh eder ve tebligat kanunu uyarınca ayni ve şahsi hak sahiplerine rapora karşı itirazlarını bildirmeleri için tebliğden itibaren 15 gün süre verir. Aksi takdirde idarece verilecek süre içerisinde riskli yapının yıktırılması gerektiği bildirilir. Malikler bu süre içerisinde itirazlarını Çevre ve Şehircik müdürüne bildirebilir. İlgili müdürlük itirazlarını reddettiği takdirde rapor kesinleşir.
Raporun kesinleşmesinden itibaren yapının Yıkımı veya şartları varsa güçlendirilmesi işlemlerine başlanabilir
Rapor kesinleştikten sonra riskli yapının yıkımı için idare tarafından maliklere 60 günlük süre tanınır. Bu sürede malikler yıkım yerine güçlendirilmesini istiyorsa, ve riskli yapı riskli alan içerisinde değilse idarece 60 günden az olmamak üzere maliklere güçlendirme ruhsatı alması istenir. Özellikle güçlendirme opsiyonu çoğu zaman kentsel dönüşüm hukuku alanında atlanılan hususlardan biridir.
Malikler bu sürede teknik olarak güçlendirmenin mümkün olduğunu ispat etmesi güçlendirme projesi hazırlatması ve bu kapsamda güçlendirme ruhsatı alması gerekir. Daha sonra ise tapudaki riskli yapı şerhinin kaldırılması içi Çevre ve Şehircilik Müdürlüğü’ne müracaat edilir.
Maliklerin güçlendirme işlemleri için kat mülkiyeti kanunu 19. Madde kapsamında beşte dördünün buna ilişkin yazılı rızaları gerekmektedir. Ya da mahkeme kararıyla güçlendirmenin zorunlu olduğunun tespit edilmesi gibi şartları gerçekleştirmeleri gerekmektedir.
Kentsel Dönüşüm Avukatı
Eğer maliklerce güçlendirme yolu izlenmeyecekse 60 gün içinde yıkımı gerçekleştirmeleri gerekmektedir. Aksi takdirde idare tarafından yıkım işlemleri başlatılacaktır.
Kentsel dönüşümde en az üçte iki çoğunluk şartı yıkım içim değil yıkımdan sonraki süreçler için alınacak kararlarda gereklidir.
Kentsel dönüşüm hukuku alanında, halk arasında en çok yanılgıya yol açan unsurlardan biri de üçte te iki çoğunluk şartı hususudur. Öncelikle yıkım kararı yukarıda da izah ettiğimiz üzere herhangi bir çoğunluğa gerek kalmaksızın bir malikin dahi başvurusuyla riskli yapı olduğu ispat edildiği takdirde gerçekleşebilir.
Yıkımdan sonra örneğin uygulamada en çok rastlanan bir müteaahitle arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin yapılabilmesi, arsanın 3. Kişilere satılabilmesi gibi tasarruflar için öncelikle tüm kat maliklerinin tamamının oyu aranır tamamının oyu alınamadığı takdirde, yıkımdan önce Sermaye Piyasası Kuruluna kayıtlı olarak faaliyet gösteren lisanslı değerleme kuruluşlarına yapının değeri tespit ettirilir ve maliklerden birinin istemi üzerine, bütün malikler toplantıya çağrılır.
Bu toplantıda malikler kanunda da belirtildiği üzere paydaşların sahip oldukları hisseleri oranınada üçte iki çoğunluk kararıyla yapının kentsel dönüşüme uygun olarak yeniden yapılması, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi yapılarak müteahhitte verilmesi, parsellerin tevhit edilmesine, münferit veya birleştirilerek veya imar adası bazında uygulama yapılmasına yönünde bir karar alarak işlemlere devam edebilirler. İlgili karar maliklerce tutanak altına alınarak imzalanmalıdır.
Burada önemli olan hususlardan biri Arsa Payı Karşılığı İnşaat Sözleşmesi imzalarken detayları yapılması gerekenlerin detaylı incelenip öyle imzalanmalıdır.
Konuya ilişkin ilginizi çekebilecek Arsa Payı Karşılığı İnşaat Sözleşmesi yazımızı okumanızı tavsiye ederiz.
Kentsel Dönüşüm Davaları
Daha önce bahsetmiş olduğumuz 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkındaki Kanun, eskimiş ve içinde kişilerin yaşamasının sağlıklı olmadığı binaları ve alanları yenileme ve iyileştirme amacını taşımaktadır. Bu bağlamda bu kanun gereğince çıkartılmış olan yönetmelik de 6306 sayılı kanunun uygulama esaslarına dayanmaktadır.
Başka bir deyişle söz konusu mevzuata göre riskli alanların ve yapıların tespitleri yapılmak üzere bir kanun belirlenmiştir.
Bu tespitlere karşı da yapı maliklerinin veya ilgili kanuni temsilcilerin itiraz hakları bulunmaktadır. Bu noktada özellikle vurgulanması gereken en önemli husus, daire sahipleri ve maliklerin söz konusu kentsel dönüşüm raporu tespiti gereğince ortaya çıkan riske itiraz haklarının bulunmasıdır. Kentsel dönüşüm kiracı hakları söz konusu olduğunda kiracı, rehini veya ipotek sahibi olan kişilerin riskli yapı tespitine itiraz haklarının bulunmadığını belirtmek gerekir.
Önemle vurgulanması gereken bir diğer nokta da hak sahiplerinin itirazına konu olabilecek konu risk tespit raporunun içeriği değil, risk tespitinin kendisidir. Zaten hak sahipleri risk tespit raporunun içeriğini görememektedirler. Yürürlükte olan kentsel dönüşüm yasası kapsamında ilgili taraflar tebliğden itibaren 15 gün içerisinde riskli yapının bulunduğu yerdeki İl Müdürlüğü’ne dilekçe ile birlikte itiraz etme ve kentsel dönüşüm davası açma hakkına sahiptirler.
Bahsi geçen risk tespit raporuna karşı iptal davası açılması da ele alınması gereken bir diğer mevzudur. Burada belirtmek gerekir ki 6306 sayılı kanun, genel dava açma süresinden ayrılmış ve afet riski amaçlı kentsel dönüşüm davaları söz konusu olduğunda 6. maddenin 9. fıkrasına özel olarak 30 günlük bir dava açma süresi belirlemiştir.
İptal için kentsel dönüşüm davası açıldıktan, dava incelendikten ve nihai karar verildikten sonra elbette ki ortaya belli başlı kentsel dönüşüm dava sonuçları çıkacaktır. Kentsel dönüşüm mevzuatı gereğince yıkılacak olan binaların tespitinin yapılması yalnızca devlet eli ile gerçekleşmemektedir.
Bu karar öncelikli olarak yapı maliklerine ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından lisanslandırılan kurumlara aittir. Riskli alan kararlarına karşı da iptal davası açılabildiği için kentsel dönüşüme karşı açılan davalar arasına girmektedir.
Kentsel Dönüşüm Davası Çeşitleri
Kentsel dönüşüm avukatları ve davaları söz konusu olduğu zaman karşımıza çıkabilecek ilk dava türü arsa payı düzeltilmesi davasıdır.
Kentsel dönüşüm arsa payı söz konusu olduğunda bir arsa üzerindeki ortak mülkiyet hakkının bağımsız bölümlere tahsis edilmesinden bahsedilmektedir. Bu bağlamda 6306 sayılı kanun ile birlikte kentsel dönüşümde 3/2 çoğunluk kavramı karşımıza çıkar.
Bu kanun gereğince arsa payları malikler tarafından alınacak kararlarda 3/2 oy çokluğu hesabının belirlenmesinde rol oynamaktadır. Bu nedenledir ki arsa payının doğru tespit edilerek bağımsız olan bölümlerin tahsis edilmesi büyük önem taşır, zira arsa payı oranı maliklerin bahsi geçen arsa üzerindeki mülkiyet oranını temsil etmektedir.
Anayasa Mahkemesi kentsel dönüşüm konusuna değinerek 35. maddesinde güvence altına alınan mülkiyet haklarını kapsamına dahil etmiştir. Mülkiyet haklarının bir yansıması olan arsa payları, o bina malikleri açısından büyük önem arz eder.
Kentsel dönüşüm avukatı ve kentsel dönüşüm davası dendiğinde akla gelen bir diğer önemli husus da kentsel dönüşüm azınlık hakları olmaktadır. 6306 sayılı kanunun 6. maddesine göre riskli alanlarda ve rezerv yapı alanlarında uygulama yapılan bölgelerin öncelikle malikleri tarafından değerlendirilmesi gerektiğini belirtmiştik.
Yıkım kararı alınmadan önce parsellerin tevhit edilmesine, ifraz, terk, ihdas ve tapuya tescil işlemlerine, yeniden bina yaptırılmasına, payların satışına ve kat karşılığı ile yeniden değerlendirilmesine üçte iki çoğunluk ile karar verilir.
Yine bu kanunda yapılan bir düzenleme ile maliklerin 2/3 oranında kentsel dönüşüm uzlaşma yoluna gidememeleri halinde önce kamulaştırma, ardından da yeniden yapma konusunda devlet yetkili kılınmıştır. Öte yandan kentsel dönüşümde 1/3’ün hakları da değinilmesi gereken bir diğer husustur.
6306 sayılı kanuna karşı açılan iptal davalarında mevcut üye yapısı ile Anayasa Mahkemesi, 1/3 azınlık hissedarlarının payının satılmasını anayasaya aykırı bulmamıştır; yani kentsel dönüşüm azınlık hakları söz konusu olduğu zaman bu azınlığın dairelerinin satılması kararı alınır. 2/3 çoğunluk kararı çıktığı için 1/3 azınlıkta kalan kentsel dönüşüm mağdurları, bağımsız bölümlerine ilişkin değer tespitlerine karşı da iptal davası açabilirler.
Riskli alanlarda yapılacak olan projeler ile ilgili yıkım kararına karşı dava hakkı da maliklere tanınan bir diğer dava hakkıdır. Riskli yapı tespitinin kesinleşmesi ve yıkın kararının alınması ile birlikte 30 günlük iptal davası açma süresinin başlayacağını daha önce de belirtmiştik. Açılan davanın akabinde Anayasa Mahkemesi’nin kararı sonrası yürütmenin durdurulması kararı alınabilmektedir.
Ek olarak idari yargıda görevli yargıçlar, hak sahiplerinin mağdur olmaması adına hızlı bir biçimde yargıya ulaşarak ve oyalanmadan iptal kararı vererek mağduriyetlerini azaltıyor olmaları da değinmemiz gereken bir başka husus. Başka bir deyişle kentsel dönüşüm devlet desteği ve yargı desteği ile desteklenen bir kavram olarak karşımıza çıkmakta. Bahsettiğimiz bu iptal davasının sonucunda risk tespit raporunda yıkım kararı durdurma ya da yıkım kararı iptali sonucu çıkarsa ilgili tapu müdürlüğüne bildirimde bulunmak gerekir.
Kentsel Dönüşüm Avukatı
Kentsel dönüşümde yürütmeyi durdurma kararı kamulaştırma söz konusu olduğunda da devreye girer. Kamulaştırma kararları genellikle taşınmazın bulunduğu bölgede uygulanacak imar planına bağlı olarak yapıldığından kamulaştırma kararına karşı açılacak olan kentsel dönüşüm iptali davası ile birlikte imar planının iptali için de bir dava açılabilmektedir, zira imar planları kamulaştırma planlarının bir dayanağı olarak karşımıza çıkar.
Kamulaştırma Kanunu’nun 14. maddesi gereğince gerekli tebligatların uygulanmasından sonra 30 gün içerisinde iptal davası açılabilir.
İdarenin elinde tuttuğu seçeneklerden bir diğer de yeni rezerv yapı alanları tespit ederek deprem bakımından risk taşıyan bölgelerde yaşayanların bu alanlara yerleştirilmesi ve eski oturdukları bölgelerde güvenlik riski oluşturan etmenleri bertaraf etmesidir. 6306 sayılı kanunun 4. maddesine göre rezerv yapı alanı Maliye Bakanlığı’nın görüşü alınarak Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından belirlenir.
Rezerv yapı alanlarına riskli alanlarda ikamet edenlerin nakledileceği, sağlıklı ve güvenli konut ve iş yerleri oluşturulur ve bu alanlardaki kentsel dönüşüm müteahhit, inşaat mühendisleri ve uzman mimarlar eşliğinde gerçekleştirilir. Başka bir deyişle kentsel Rezerv yapı alanı kararı genel düzenleyici bir işlem olduğundan dolayı bu karara karşılık açılacak iptal ve yargı davaları Danıştay’a götürülmelidir.
Kentsel Dönüşüm Avukatı
Kentsel Dönüşüm Sözleşmesi Nedir?
Kentsel dönüşümde yıkılan riskli yapı maliklerinin yapıyı yeniden inşa etmeye karar vermeleri hali oldukça sık rastlanan bir durumdur. Bu durumda kentsel dönüşüm oybirliği ile tamamlanmış olmakla birlikte bir müteahhit seçilmeli ve bu müteahhit ile bir kentsel dönüşüm sözleşmesi yapılmalıdır. Bu sözleşme alanında uzman bir kentsel dönüşüm avukatı eşliğinde hazırlanmalı ve herhangi bir olumsuzluk söz konusu olduğunda kentsel dönüşüm davalarına bakan avukat yardımıyla yargı yoluna başvurulmalıdır.
2021 Kentsel Dönüşüm Kira Yardımı Nasıl Alınır ?
Kentsel dönüşüm kira yardımı kiracı ve mülk sahiplerinin kentsel dönüşüm süreci çerçevesinde alabilecekleri devlet desteklerinden biridir. Kentsel dönüşüme gireceği onaylanan ve oluşturulan risk raporuna göre kentsel dönüşüme dahil olan kiracı ve mülkiyet sahipleri, devletten kira yardımı alabilmek için kira yardımı başvuru dilekçesi doldurmakla yükümlüdürler.
Kentsel dönüşüm kira yardımına dair toplamaları gereken elzem evrakları başvuru dilekçesine ekledikten sonra kentsel dönüşüm hibe ve kira destek oranlarına göre her sene değişen miktara bağlı olarak yardımlarını alabilmektedirler.
“Kentsel dönüşüm gelir vergisi kapsamına girer mi?”
sorusuna cevap olarak da kira desteklerinin gelir vergisine tabii tutulmadığı cevabını vermek mümkün. Kentsel dönüşüm kapsamında aynı şekilde tapu harcı muafiyetinin olduğunu da ekleyelim. Kentsel dönüşüm kapsamındaki taşınma yardımı ve taşınma bedelleri de idari birimlerinin kentsel dönüşüm mağdurlarına sağladığı diğer kolaylıklar arasında yer almakta.
Kentsel Dönüşüm Avukatları ve Önemi
Kentsel dönüşüm uygulamaları söz konusu olduğunda idareye ziyadesiyle geniş yetki tanınmış olduğunu söylemek mümkün. Bu bağlamda belli başlı usul kuralları ve teknik hukuki bilgiler de baş göstermekte demek yanlış olmaz.
Kentsel dönüşüm uygulamalarında kamu kuruluşlarının gerçekleştirdiği işlemler idari yargının görev alanına girer. Bu bağlamda da yıkım, tahsis, kamulaştırma ve iskan gibi taşınmaz mallara ilişkin mevzuatın uygulanmasında alanında uzman gayrimenkul ve kentsel dönüşüm avukatları çok önemli bir rol oynamaktadır.
Kentsel dönüşüm hukuk bürosu aracılığıyla ve uzman kentsel dönüşüm avukatları eşliğinde baştan sonra değerlendirilmesi ve gözlemlenmesi gereken bir süreç olarak karşımıza çıkar.
Buna ek olarak kentsel dönüşümün özellikle ülkemiz için bir zorunluluk haline geldiği gerçeği tartışılmazdır.
Deprem bölgesinde yaşıyor olmamız nedeniyle insanlarımız sağlıklı yapılarda yaşamak, çarpık kentleşmeyi önlemek ve estetik bir kentte yaşamlarını sürdürmek isterler. Yaşam kalitesini üst düzeyde tutmaya yönelik geliştirilen kentsel dönüşüm uygulamaları her ne kadar vatandaş haklarını en üst düzeyde korumaya çalışsa da söz konusu hızlı bir yargılama süreci olduğunda hukuk dışı uygulamalar baş gösterebilmektedir.
Bu noktada mahkemeye kanıtların sunulmasında ve ilgili sürelerin takip edilmesinde uzman kentsel dönüşüm avukatları büyük rol oynamaktadır. Kentsel dönüşüm süreçlerinin en verimli şekilde işlemesini ve kentsel dönüşüme maruz kalan vatandaşların en az zarar ile sürecin içerisinden çıkabilmesini sağlamak adına bir kentsel dönüşüm avukatından yardım almak sonrasında oluşacak maddi manevi zararlardan korunmanızı sağlayacaktır.
Kentsel Dönüşüm Avukatları Nerede Bulunur?,
İstanbul Kentsel Dönüşüm Avukatı Ekibimizin Hizmetleri
Binanızın riskli olup olmadığının tespiti konusunda lisanslı kuruluşlara yüksek ücretler ödemeden önce binanızın ön değerlendirmesinin yapılması (sağlam, güçlendirme gerekli, yeniden yapılmalı konusunda ön değerleme)
Riskli yapı tespiti ücretlerinin maliklerin cebinden çıkmadan nasıl yaptırılacağı konusunda danışmanlık verilmesi
Riskli yapılarda bundan sonraki süreç hukuki, mühendislik, mimarlık uzmanlığı ve piyasa bilgilerini gerektirmektedir. Bu konularda, deneyimlerimize dayanarak maliklere izleyecekleri yolda ışık tutulması
Riskli yapı tespitinden, binanın yıkımına ve tekrar yeni binanıza taşınana kadar geçen tüm süreçte maliklere uzman desteği verilmesi
Riskli Yapı tespiti akabinde yıkım ve yeniden inşa sürecini kapsayan dönemde sürecin hukuki takibinin yapılması
Mevzuat uyarınca, yıkım ve yeniden inşa işlemlerine muvafakat göstermeyen maliklere ilişkin iş ve işlemlerin takibi
İnşaat şirketleri ve apartman yönetimi toplantılarına katılarak, tarafların izlemeleri gereken yolları göstermek
Kentsel dönüşüm süreci ile ilgili mevzuata aykırı yapılan kat malikleri kurulu toplantılarında alınan kararların iptali davalarının takibi
Hukuki sürecin yönetimi için malikler arasında yapılan toplantılarda maliklerin bilgilendirilmesi
Olumsuz oy kullanan maliklere mevzuat uyarınca gönderilmesi gereken ihtarnamelerin hazırlanması
Yıkım sürecini engelleyecek şekilde daireyi boşaltmayan kat maliklerine karşı ihtarnamelerin gönderilmesi ve neden oldukları zararlar için diğer kat maliklerince rücu davalarının açılması ve takibi
Hukuki sürecin yönetimi için malikler arasında yapılan toplantılarda maliklerin bilgilendirilmesi
Yapılan görüşmeler doğrultusunda; kat karşılığı inşaat sözleşmesi, hasılat paylaşımlı inşaat sözleşmesi, ortak şirket veya kooperatif kurulması gibi size en uygun iş ve sözleşme modeli oluşturulması
SPK onaylı değerleme şirketlerine halen mevcut bağımsız bölümlerin paylaşıma esas değerler için puantaj toplantılarında hukuki önerilerde bulunulması, yol gösterilmesi
İnşaat şirketi ve apartman yönetimi ile görüşmelerde baz oluşturacak inşaat/yatırım hukuki ve teknik sözleşmelerinin hazırlanması
Konsept ve ana proje seçim süreçlerinde gereken hukuki yardımların yapılması
Maliklere yapılacak taşınma ve kira yardımı gibi süreçlerde hukuki yardımların yapılması
Maliklerin, devlet destekli inşaat kredilerini süratle alabilmeleri konusunda tam destek verilmesi
Apartman yönetimine inşaat süresince sözlü veya yazılı olarak danışmanlık yapılması
Kaba inşaat sürerken müteahhidin sözleşmeye uymasının sağlanması için hukuki yardımda bulunulması ve gerekirse ihtarname çekilmesi
İmar durumu değişiklikleri sonucunda sözleşmenin revize edilmesi
Kat malikleri ve apartman yönetiminin SPK Değerleme Şirketi gibi diğer taraflarla olan sözleşmelerinin hazırlanması
Binanın iskanın alınması sürecinde müteahhidin sözleşmeye uyması konusunda hukuki yardımda bulunulması
Kentsel Dönüşümde Maliklere ve Kiracılara Tanınan Haklar Nelerdir?
Riskli bina sahibi ve burada oturan kiracılar kentsel dönüşüm sürecinden yararlanabilecek olan ‘Hak Sahipleri’ kapsamına girmektedir.
Riskli yapıların yıkılma, yeniden inşa edilme veya güçlendirme süreçleri her ne kadar kısa bir süre içerisinde halledilmeye çalışılsa da ülkemizde maalesef ki bu süreç uzun sürmektedir.
Dolayısıyla yıkımdan yapıma kadar geçen süreçte hak sahipleri özellikle maddi anlamda sıkıntılar yaşayabilmektedir. Bu gibi çeşitli mağduriyetlerin giderilmesi amacıyla kanun kentsel dönüşüm projesi başlatılan binalarda ikamet etmekte olan hak sahiplerine bazı maddi destek imkânları getirmiştir.
Riskli Yapılardaki Konut Sahibi ve Kiracılar için Yardımlar
Kanunda devlet ile anlaşarak riskli yapıyı tahliye eden maliklere veya kiracılara veya sınırlı ayni hak sahibi olarak bu yapılarda ikamet edenlere geçici konut veya kira yardımı yapılabileceği düzenlenmiştir.
Buna göre kentsel dönüşüm kapsamında girmiş bir bina üzerinde 1 yıl veya 1 yıldan fazla olmak üzere kiracı konumunda ikamet etmekte olanlara taşınma ücreti konusunda geri ödemesiz maddi yardım ve yeni ev satın almak istenmesi durumunda geri ödemeli faiz destekli 100.000 TL kredi alınması yardımı yapılmaktadır.
Bunun dışında ev sahibi olanlara ise projenin başlamasından tamamlanmasına kadar 18 ayı geçmemek koşuluyla aylık kira yardımı yapılmaktadır. Ayrıca, yeni bir bina satın almak istenmesi durumunda geri ödemeli, faiz destekli 100.000 TL’lik kredi alınması için kolaylık sağlanmaktadır.
Riskli Alan ve Yapılardaki İşyeri Sahibi ve İşyeri Kiracıları için Yardımlar
Anlaşma yolu ile tahliye edilmiş, yani devletle anlaşarak riskli yapıdan ayrılmış olan işyeri sahibi olanlara idareden, elinde varsa geçici olarak işyeri tahsisi veya kira yardımı yapılması öngörülmüştür.
Binayı Kendileri Yapmak İsteyen Kişilere Yapılacak Yardımlar
Yıktırılan riskli yapıların maliklerine ya da söz konusu yapılarda kiracı ya da sınırlı ayni hak sahibi olarak en az bir yıldır ikamet eden ya da işyeri bulunan kişilere, konutunu ve işyerini kendi imkanları ile yapmak isteyenlere, Bakanlıkça dönüşüm projeleri özel hesabından karşılanmak üzere kredi verilebileceği belirtmiştir.
Görüldüğü gibi, kamu kurum ve kuruluşları kent sakinlerine, kentsel dönüşüme teşvik amaçlı pek çok destek sağlamaktadır. Bu desteklerle amaçlanan şey, artan nüfus ve buna bağlı olarak plansız şehirleşmeyle bozulan düzenin geri kazanılması, deprem bölgesindeki şehirlerde hasarlı ve riskli bina sayılarının minimuma indirilmesidir.
İmar Barışı Avukatı
3194 sayılı İmar Kanununun geçici 16 ncı maddesi ile hayatımıza giren ve Yapı Kayıt Belgesi verilmesine ilişkin usul ve esasları tebliği kapsamında şartları düzenlenmiş olan İmar Barışı; İmar mevzuatına veya ruhsata aykırı yapılar kapsamında, herhangi bir yapı kaydı bulunmayan arsa tapulu yerler, hazine arazisi üzerindeki taşınmazlar ya da ruhsata aykırı yapılar için tapu benzeri bir belge olan ‘’ Yapı Kayıt Belgesi’’ verilmesi suretiyle taşınmazlara yasallık kazandırılmasıdır.
Böylelikle vatandaşların mağduriyet yaşamakta olduğu kayıt dışı taşınmazlar bakımından elektrik, su, doğalgaz aboneliği bağlatma sorunlarının önüne geçilmekle birlikte, taşınmaz hukuk sisteminde yasal hale getirilerek, vatandaş ile devlet arasında ihtilaf oluşturan birçok sorunun ortadan kaldırılması hedeflenmektedir.
İmar Barışından Hangi Yapılar Faydalanabilir ?
İmar Barışından faydalanmak üzere, 31 Aralık 2017 tarihinden önce ruhsatsız olarak veya ruhsat eklerine aykırı yapılmış kırsal ve kentsel alanlardaki tüm yapılar başvuru yapabilecektir.
Hazine Taşınmazı Üzerindeki Yapılar Başvuru Yapabilecek midir?
Hazine taşınmazı üzerindeki yapılara da Yapı Kayıt Belgesi verilecek olup, taşınmazı hazineye ait tapu üzerinde bulunan ve kendisine ait tapusu olmayan vatandaşlarda başvuruda bulunabileceklerdir.
Hazine taşınmazı üzerindeki yapılar bakımından Yapı Kayıt Belgesi alındıktan sonra yapının bulunduğu arsanın tapusu; Çevre ve Şehircilik Bakanlığı adına tahsis işlemleri tamamlandıktan sonra başvuru ile rayiç bedel üzerinden alınabilecektir. Bu satın alma bakımından belirli şartlar söz konusu olup, bu hususta bir uzmandan destek alınarak, hangi taşınmazların arsa tapularının alıma elverişli olduğu konusu öğrenilmesi faydalı olacaktır.
İmar Barışı Başvurusu (Yapı Kayıt Belgesi Müracaatı) Nasıl ve nereye Yapılır?
Başvurular e-devlet sistemi üzerinden yapılacak olup, vatandaşların beyanları doğrultusunda sisteme girilecek bilgiler aracılığı ile Yapı Kayıt Belgesi başvurusu gerçekleştirilmektedir. Şirket adına yapılacak başvurularda şirket yetkilisinin e-devlet sistemi üzerinden yapacağı başvuru geçerli kabul edilecek olup, birden fazla maliki bulunan yapılar bakımından ise de, maliklerden yetkilendirilmiş bir kişi veya yöneticinin başvurusu geçerli kabul edilmektedir. Yapılacak başvurularda hata yapmamak ve hukuki- cezai sorumluluklarla karşılaşmamak adına uzman desteğine başvurmak faydalı olacaktır.
İmar Barışı’nın Maliklere Sağlayacağı Faydalar Nelerdir?
İmar Barışından faydalanmak sureti ile Yapı Kayıt Belgesi alan yapılara, elektrik, su ve doğalgaz bağlatılabilecek ve bu hususta ilgili Belediye’ler ile kurumlarda yaşanmakta olan mağduriyetler son bulacaktır.
Belgenin alınması ardından, İmar Kanunu kapsamında verilmiş olan her türlü yıkım kararı ve para cezaları iptal edilmektedir. Bunun yanında Yapı Kayıt Belgesi taşınmazın mülk değerini arttıracak bir yasallık kazandırmakla birlikte, kaydın tapuya geçirilmesi halinde bankalar nezdinde de taşınmazın kredi durumunu olumlu yönde etkileyecektir.
Sözleşme Hazırlanması Hizmetlerimiz
6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun kapsamında büromuz kentsel dönüşüm hukuku ile ilgili her türlü hukuki hizmetleri sunmaktadır. Hizmetlerimizin kapsamına inşaat şirketi ile yapılacak olan Kat Karşılığı Arsa Satış Vaadi Sözleşmesi ve inşaatın ne tür malzeme ile yapılacağının karar altına alındığı Teknik Şartnamenin hazırlanması ve inşaat şirketi tarafından hazırlanmış olan bu tür sözleşmelerin incelenmesi de girmektedir.
Kentsel Dönüşüm Avukatı Ekibimize Ulaşın