Korkutma (İkrah) Nedeniyle Sözleşmenin İptali Davası 2023
Korkutma (İkrah) Nedeniyle Sözleşmenin İptali Davası 2023
Korkutma (İkrah) Nedir?
Korkutma (ikrah); bir kişinin yapmak istemediği bir hukuki işlemi, yapmadığı takdirde kendisinin veya yakınlarından birinin zarara uğratılacağı tehdidiyle yapması hâlinde ortaya çıkar. Böyle bir durumda kişinin gerçek iradesi ile korkutma sonucunda açıkladığı iradesi birbiriyle uyumlu değildir. Korkutma hâlinde bozukluk iradenin beyanında değil, iradenin oluşumundadır.
TBK’nın 37/1. (BK m. 29/1.) maddesine göre taraflardan biri, diğerinin veya üçüncü bir kişinin korkutması sonucu bir sözleşme yapmışsa, sözleşmeyle bağlı değildir. Ancak bir sözleşmenin korkutma ile sakatlanabilmesi, diğer bir anlatımla korkutmanın hukuken dikkate alınabilmesi için bazı şartların varlığı aranır. Bu şartlar, somut olayda iptal istemine konu temlikin yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan 818 sayılı BK’nın “İkrahın şartları” başlığını taşıyan 30. Maddesinde düzenleme altına alınmıştır.
Bu maddeye göre öncelikle diğer tarafın belirli bir hukuki işlemi yapması için onu korkutmaya yönelik bir eylemin bulunması ve bu eylemin hukuka aykırı olması gerekir. Bu eylem, korkutulan kişinin irade ve kararına etki etme amacıyla gerçekleştirilmelidir. Bir hakkın veya kanundan doğan bir yetkinin kullanılacağı tehdidi ile (dava açılacağı, icra takibi yapılacağı, şikayet hakkının kullanılacağı gibi) sözleşme yapıldığında ise bu hakkı veya yetkiyi kullanacağını açıklayanın, diğer tarafın zor durumda kalmasından aşırı bir menfaat sağlamış olması hâlinde, korkutmanın varlığı kabul edilir. Bu hükümle kişilerin hak ve yetkilerini kanunun öngördüğü amaç ve sınırın dışına çıkarak, bir sözleşmenin yapılmasında tehdit unsuru olarak kötüye kullanılması engellenmek istenmiştir.
İkrah
Akdin inkizası
Madde 29 – Eğer iki taraftan biri diğer tarafın yahut üçüncü bir şahsın ikrahiyle bir akit yapmış olursa, kendi hakkında lüzum ifade etmez. İkrah, üçüncü bir şahsın fiili olup ta diğer taraf ona vakıf olmamış yahut vakıf olması lazım bulunmamış olduğu takdirde bu ikraha düçar olan taraf, akdi fesh ederse, hakkaniyet iktiza ettiği halde diğer tarafa tazminat vermeğe mecburdur.
İkrahın şartları
Madde 30 – İkrah olunan taraf, hal ve mevkiine nazaran kendisinin yahut yakın akrabasından birinin hayat veya şahıs veya namus yahut malları ağır ve derhal vukubulacak bir tehlikeye maruz olduğuna kanaat getirdiği takdirde ikrah, muteber addolunur. Bir hakkın veya kanuni salahiyetin isteneceği ve kullanılacağı tehdidi ile müzayakaya düçar olan kimsenin yaptığı akit, tehdit eden için fahiş menfaatler temin etmiyorsa; bu tehdit, ikrahı muteber addolunmaz. Fakat fahiş menfaatler istihsali için tehdit olunan tarafın müzayaka halinde bulunmasından istifade olunmuş olursa bu korku nazara alınır.
Sözleşmenin İptali Davası
Sözleşmenin iptali için dava karşılıklı olan ve iki tarafa da borç yükleyen sözleşmelerde taraflardan birinin temerrüde düşmesi halinde, diğer tarafın borcu ifa edilmesi için uygun bir süre verebilir ya da bu sürenin hakim tarafından verilmesini talep edebilir.
Temerrüde düşmüş olan borçlu olan kişi, verilmiş olan süre zarfında, borcunu ifa etmemiş ya da süre verilmesini gerektirmeyen durumlar söz konusu ise, alacaklı olan kişi her zaman borcun ifasını talep edebilir ve gecikme nedeniyle de tazminat talep edebilir.
Bunun yanı sıra alacaklı olan kişi borcun ifasından ve gecikme tazminatı kapsamında bu haklarından vazgeçtiğini de bildirebilir ve borcun ifa edilmemesi sebebiyle meydana gelen zararların giderilmesini talep ederek, sözleşmeden vazgeçmek mümkündür.
Sözleşmenin feshi (iptali) davası kapsamında sözleşmeden dönülmesi durumunda taraflar karşılıklı olarak yükümlülüklerinden kurtulur.
Sözleşmenin Feshi Davası Hangi Mahkemede Açılır?
İmzalanan sözleşmenin iptali için dava açılması gerekir. Bu davalarda görevli olan mahkeme ise Asliye Hukuk Mahkemeleri olmaktadır. Bu gibi sözleşmelerde süre ise şu şekilde belirlenmektedir:
Borçlu olan kişinin içinde bulunduğu durumdan ya da tutumdan dolayı süre verilmesinin etkisi olacağı belli ise,
Borcu olan kişinin temerrüdü sebebiyle borcun ifası alacaklı kişi için yararsız konumda ise,
Borcun ifasının belirli bir zamanda ya da belirli bir süre kapsamında gerçekleşmemesi durumlarında, ifade artık kabul edilemeyecek durumda ise sözleşmenin iptali talep edilebilir.
Sözleşmelerde Süre
Borçlunun içinde bulunduğu durumdan veya tutumundan süre verilmesinin etkisiz olacağı anlaşılıyorsa.
Borçlunun temerrüdü sonucunda borcun ifası alacaklı için yararsız kalmışsa.
Borcun ifasının, belirli bir zamanda veya belirli bir süre içinde gerçekleşmemesi üzerine, ifanın artık kabul edilmeyeceği sözleşmeden anlaşılıyorsa. .(6098 S. K. m. 124).