MARKA HUKUKU

Marka Kullanma Yükümlülüğü Var mı?

Marka Kullanma Yükümlülüğü Var mı?

Tescil işlemi, marka hakkının elde edilmesi açısından ne kadar önem arz eden
bir husus ise, markanın kullanım zorunluluğu da marka hakkının devamını sağlamak
açısından en az tescil işlemi kadar önemli bir kavram olarak karşımıza çıkmaktadır.

Bu çalışma kapsamında, markanın kullanım zorunluluğu kavramı, konu hakkında
556 sayılı Markaların Korunması Hakkındaki Kanun Hükmünde Kararname’de yer
alan hükümler, Yargıtay ve yabancı mahkeme kararları ile doktrindeki çeşitli
görüşler ışığında ele alınmıştır.

556 sayılı Markaların Korunması Hakkındaki Kanun Hükmünde Kararname’nin 14. maddesinde, markanın tescil tarihinden itibaren beş yıl içinde, haklı bir neden olmadan kullanılmaması veya bu kullanıma beş yıllık bir süre için kesintisiz ara verilmesi halinde, markanın iptal edileceği hükme bağlanmıştır.

Söz konusu hüküm, marka sicilinin boş yere işgal edilmesini ve kullanılmayan markalar deposuna dönüşmesini engellemeye yöneliktir.

Hiç şüphesiz, tescilli markaların sahipleri tarafından kullanılmaması, bu markaları kullanmak ve tescil ettirmek isteyen kişiler için engel teşkil etmektedir.

Markanın, kullanılmış sayılabilmesi için, marka sahibinin bizzat kendisi ya da
kullanmasına izin verdiği üçüncü kişiler tarafından, temel işlevine uygun ve tescil
edildiği mal veya hizmetler bakımından ciddi biçimde kullanılması gerekmektedir.

Bu kullanım, markanın tescil tarihinden itibaren beş yıllık süre içerisinde
gerçekleşmeli ya da markanın kullanımına beş yıllık bir süre için kesintisiz ara
verilmemelidir.

Çalışmamızda, kullanım zorunluluğu kavramının, gerek marka sicilinin kullanılan markalardan oluşan aktif bir marka sicili haline gelebilmesi, gerekse de
kullanılmayan markaların üçüncü kişiler adına tescilinin yeniden mümkün hale
gelebilmesi açısından büyük önem taşıdığı sonucuna ulaşılmıştır.

Bu noktada, marka sahiplerinin, markalarını sadece kullandıkları veya gelecekte kullanmayı planladıkları mallar ve hizmetler bakımından tescil ettirmelerinin faydalı olacağı
açıkça görülmektedir.

Marka Kullanma Yükümlülüğü Var mı?

Markanın kullanılması zorunluluğu, 556 s. KHK’nin 14. maddesi hükmünde
düzenlenmiştir.

Söz konusu madde hükmünde, markanın, tescil tarihinden itibaren beş
yıl içinde, haklı bir neden olmadan kullanılmaması veya bu kullanıma beş yıllık bir süre
için kesintisiz ara verilmesi halinde, markanın iptal edileceği hükme bağlanmıştır.

İlgili maddenin ikinci fıkrasında ise, markanın kullanılmış sayılacağına ilişkin bazı istisnai hallere yer verilmiştir.

Buna göre, tescilli markanın ayırt edici karakterini değiştirmeden markanın farklı unsurlarla kullanılması, markanın yalnız ihracat amacıyla mal ya da ambalajlarında kullanılması, markanın marka sahibinin izni ile kullanılması ve markayı taşıyan malın ithalatı, markanın kullanılması anlamına gelecektir.

Kullanım zorunluluğu şartının yerine getirilmesi açısından marka sahibinden
beklenen davranış, markayı tescil edildiği haliyle ve tescil edildiği mal veya
hizmetler için, temel işlevine uygun olarak, yurtiçinde ve ciddi biçimde kullanmaktır.

Marka hakkı tescil ile elde edildiği için, markanın kullanım zorunluluğu şartının
yerine getirilmesi de ancak markanın tescil edildiği mal veya hizmetlerde ve tescil
edildiği şekilde kullanılması ile mümkün olabilecektir.

Ancak, markanın ayırt edici karakterini zedelemeyecek şekilde kullanılması da, 556 s. KHK’nin 14. maddesi anlamında kullanım sayılacaktır.

Öte yandan, marka, ayırt edicilik işlevine uygun şekilde, ondan ekonomik anlamda fayda elde etme amacıyla mal veya hizmetin hitap ettiği çevrede kullanılmalıdır.

Markanın işlevine uygun şekilde kullanılmış olabilmesi için, markanın esas olarak malın üzerinde veya ambalajında kullanılması gerekmektedir.

Bu sayede, ilgili müşteri çevresinin sunulan mal veya hizmetler ile marka arasında bağlantı kurması mümkün olacaktır.

Bununla birlikte, marka sahibi markasını ciddi biçimde kullanmalıdır. Ciddi kullanım, üretilen ya da satılan mal veya hizmetin piyasada tanınmasını ve diğer işletmelerin mal veya hizmetlerinden ayırt edilmesini sağlayacak şekilde, piyasaya hitap eden ve piyasayı etkileyen yerlerde markanın kullanılmasıdır.

Ciddi kullanım kriteri, sembolik kullanmaya ilişkin hareketlerle marka hakkının haksız biçimde devamını ve rekabet açısından işletmelerin hareketlerini kısıtlayıcı tavırları engellemektedir.

Marka sahibinin markasını hangi coğrafi sınırlar içinde kullandığı da önem arz etmektedir.

KHK’de, markanın Türkiye sınırları içinde kullanılması gerektiğine dair açık bir hüküm bulunmamasına rağmen, gerek markanın yalnız ihracat amacıyla mal ya da ambalajında kullanılmasının

556 s.KHK’nin 14. maddesi anlamında kullanım sayılması, gerekse de marka hakkının niteliği gereği ülke sınırları içinde korunuyor olması nedeniyle, markanın kural olarak yurtiçinde kullanılması gerekecektir.

Marka tescili , Marka İhlali ,  Marka Kullanılma Zorunluluğu gibi konularda Marka Avukatlarımızdan detaylı bilgi almak için iletişim numaralarımızdan bizi arayabilirsiniz.

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu