Mehir Alacağı Davası | 2023
Mehir Alacağı Davası | 2023
Mehir nedir?
Mehir, evliliğin bir neticesi olarak kocanın, genellikle kadının evlenme sırasında belirlediği bir şeyi, kadına armağan etmesidir. Mehir senedi imzalanmışsa vadesi nedir bakılır ve evlenme anında ya da devamında, ya da evliliğin sona ermesi halinde kadına verilmesi zorunludur.
Mehir ne istenir?
Evlenirken kadın mehir olarak ne isteyeceğine kendisi karar verir. Örneğin 50 gr. altın mehir, 130 gr. altın mehir isteyebilir. Kadın mehir olarak ev, araba veya diğer maddi her şeyi isteyebilir. Mehir ne isteniyorsa mutlaka senede bağlamak gerekir. Çünkü mehir tanıkla ispatlanmaz.
Mehir Ne Zaman Verilir?
Mehir olarak isimlendirilen armağan, evlenme anında ya da devamında, ya da evliliğin sona ermesi halinde kadına verilebilir.
Mehr-i muaccel (nikah sırasında ödeme) veya mehr-i müeccel (sonraki bir tarihte ödeme) olarak mehir kararlaştırılabilir. İslam hukukuna göre mehir kararlaştırılmasa dahi kadının hakkı bakidir ve lehine mehr-i misil doğmaktadır.
Mehir verilmezse ne olur?
Mehir verilmezse mehir alacaklısı kadının alacağını tahsil etme hakkı olur. Bunun için icra takibi veya alacak davası başlatılabilir. Ancak mehir sadece mehir senedi mevcutsa alınabilir, yoksa verilmediğinde hiçbir şey yapılamaz. Mehir senedinin bir avukatla hazırlanması sağlıklı olur.
Mehir zorunlu mu?
Mehir Türk hukukunda verilmesi zorunlu bir hediye değildir. Mehir bir armağandır ve verilmezse de evlilik geçerli olur. Ancak İslam hukukuna göre mehir verilmesi zorunludur. Mehir verildikten sonra geri alınması da caiz değildir. Mehiri güvenceye almak isteyen mutlaka mehir senedi almalıdır.
Mehir Senedinin Tanımı
Mehir, kocanın evlenme sözleşmesi anında ya da devamı sırasında bazen de sona ermesi halinde kadına belirli bir mal, para veya ekonomik değeri olan bir şeyi armağan etmesidir.
Mehrin, mehiri muaccel ve mehiri müeccel olmak üzere iki türü vardır. Mehri muaccel İslam Hukukunda erkeğin nikâhtan önce verdiği mehirdir. Mehri müeccel ise kocanın nikahtan ve hatta evliliğin ölüm veya boşanma sebebi ile sona ermesinden sonra kadına verdiği mehirdir. Mehir senedi ise bu iki mehir çeşidi arasından mehri müeccele dahil edilmektedir.
MEHİR SÖZLEŞMESİNDEN CAYMA VAZGEÇME
Mehir, kadının kişisel malıdır. Sözleşme ile belirlenen bağış vaadi, zamanaşımı ya da hak düşürücü süreye tabi değildir. Her zaman istenilebilir. Ancak, belirli şartların oluşması halinde mehire söz veren kişi, sözleşmeden dönebilir, cayabilir. Örnek vermek gerekirse; evi terk eden ya da sadakatsizlikte bulunan, ailevi yükümlülüklerini yerine getirmeyen kadına mehir ödenmeyebilir. Ödenmişse ödenen kısım geri alınabilir. Örneğin; kayınpeder mehir olarak 20 dekar tarlayı tapudan devretmiş, gelin sadakatsizlik etmiş, tapu geri döndürülebilir.
Mehir Davası Nedir?
Senet veya belge düzenlendiği anda alacak hakkı doğmamaktadır. Evlilik mutlaka boşanma veya ölümle sonuçlanmalıdır. Kendi lehine mehir senedi yapılan taraf yazılı olan ekonomik değeri olan şeyleri talep edebilmektedir. Bununla ilgili dava açması gerekir. Alacak davası olarak tanımlanan bu durum halk arasında mehir davası olarak bilinmektedir. Her ne kadar bu davalara Aile Mahkemeleri baksa da Asliye Hukuk Mahkemelerine de dava açılabilir. Mehir senedinde yer alan eşyalar yazılı olduğu şeklinde verilemeyebilir. Bunların rayiç bedelleri tespit edilerek bu şekilde de verilebilmektedir. Alacak davası imzası bulunan kefile karşı da yöneltilebilir.
Mehir Alacağı İçin Dava Nasıl Açılır?
Mehir alacağı asliye hukuk mahkemesinde alacak davası olarak açılır. Mehir senedi varsa doğrudan icra takibi başlatılabilir. Boşanma davası açarken de mehir alacağı talebinde bulunulabilir. Nasıl bir yasal işlem açılacağı mehir senedine bağlı olarak değişir. Boşanma avukatı bu davalarda aktif rol alabilir.
MEHİR SENEDİ DAVALARINDA İSPAT VE DELİLLER
Mehir senedine dayalı alacak davaları, boşanma davası ile birlikte açılmamalıdır. Şayet birlikte açılırsa, mahkemece davaların tefrik edilmesine ve ayrı ayrı yürütülmesine karar verilir. Mehir senedinde vaad edilen miktarın, bir kısmı düğünde takılmışsa, vaad eden kişi takılan kısım için sorumluluktan kurtulur. Bu durumun ispatı için tanıklar, kadına takılan takıların fotoğrafları ve videoları, usulüne uygun düzenlenmiş senet, bilirkişi raporları delil olarak sunulabilir.
Mehir Alacağının Zamanaşımı Süresi
Mehir alacağı Türk Borçlar Kanunu kapsamında bağışlama sözleşmesi olarak değerlendirileceğinden, anılan Kanunun genel zamanaşımı süresi olan 10 yıllık süre mehir alacakları bakımından da uygulama alanı bulacaktır. Söz konusu 10 yıllık zamanaşımı süresi, boşanma ile veya ölüm ile evliliğin bittiği tarihten itibaren başlar. Mehrin borçlusu olan erkek eşin ölümü halinde, mehir borcunun erkeğin mirasçıları tarafından terekeden ödeme yapmak şeklinde yerine getirilmesi gerekir.
Mehir Senedinden Kaynaklanan Alacak Davasında Görevli Mahkeme
Mehri müeccelin eşler arasındaki evlenme akdinden kaynaklanması ve dolayısıyla aile hukukuna ilişkin olması hasebiyle mehir senedinden kaynaklanan alacak davalarında görevli mahkeme aile mahkemeleridir.
YARGITAY KARARLARI
2. Hukuk Dairesi 2020/4902 E. , 2020/5437 K.
“İçtihat Metni”
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 38. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma-Mehir Alacağı
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı kadın tarafından mehir alacağı davası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
Davacı-karşı davalı kadın tarafından boşanma davası ile birlikte evlenirken düzenlenen mehir senedi nedeniyle 101 adet cumhuriyet altınının aynen olmadığı taktirde bedelinin iadesi talep edilmiş, davalı-karşı davacı erkek tarafından evlenirken taraflar arasında mehir senedi düzenlenmediği iddia edilmiş olup,
Küçükçekmece 6. aile mahkemesinin 2016/224 esas, 2017/408 karar, 07/06/2017 tarihli kararı ile tanık anlatımlarından bu şekilde bir mehir belgesi düzenlendiği ve 101 altın olarak belirlendiği gerekçesi ile mehir alacağı davasının kabulüne karar verildiği, davalı-karşı davacı erkeğin istinaf etmesi üzerine İstanbul Bölge Adliye mahkemesi 38. Hukuk Dairesinin 2018/397 esas, 2020/768 karar sayılı ilamı ile ” dava konusu mehir eşyalarının taraflar arasında senede bağlanmış olduğu öne sürülmesine karşın delil olarak sunulan senet imzalı değildir.
Dolayısıyla kadın, erkeğin senette belirtilen yükümlülüklerini yerine getirmesi gerektiğini ve senede bağlı bir ziynet eşyası alacağı olduğunu ispatlamak zorundadır. Evlenme sırasında mehir senedi düzenlendiği konusunda kadının soyut tanık beyanlarının hükme esas alınması tek başına iddiayı ispata yeterli görülmemiştir” şeklindeki gerekçe ile mehir alacağı davasının reddine karar verilmiş, bu karar davacı-karşı davalı kadın tarafından temyiz edilmiştir.
Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.” ifadesine yer verilmiştir.
Kanuni bir karineye dayanan taraf, sadece karinenin temelini oluşturan vakıaya ilişkin ispat yükü altındadır. Kanunda öngörülen istisnalar dışında, karşı taraf, kanuni karinenin aksini ispat edebilir. Davacı kadın tarafından dava konusu mehir eşyalarının taraflar arasında senede bağlanmış olduğu öne sürülmesine karşın delil olarak sunulan senet imzalı değildir.
Dolayısıyla kadın, erkeğin senette belirtilen yükümlülüklerini yerine getirmesi gerektiğini ve senede bağlı bir ziynet eşyası alacağı olduğunu ispatlamak zorundadır. Davacı kadın mehir senedine dayalı alacak davasını gösterdiği diğer delillerle kanıtlayamamıştır. Ancak, davacı dava dilekçesinde açıkça yemin deliline de dayanmıştır. İspat yükü kendisine düşen ve davasını diğer delillerle kanıtlayamayan davacı tarafa, diğer tarafa yemin teklif etme hakkı hatırlatılıp,
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 225 ve devamı maddelerindeki yeminle ilgili usul işlemleri yerine getirilip, gerçekleşecek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, davanın reddine karar verilmesi isabetsiz olup, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, dosyanın ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi. 05.11.2020 (Prş.)
3. Hukuk Dairesi 2013/10083 E. , 2013/13644 K.
“İçtihat Metni”
MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen mehir senedinin iptali-kişisel eşyanın iadesi davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı-birleşen dava davacısı Havva vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Davacılar vekili dilekçesi ile; müvekkillerinden … ile davalının evlenmek için nikahlandığını, bu nedenle mehir senedi düzenlendiğini, mehir senedine mahsuben nişan ve nikah akdinin öncesinden 07.12.2007 tarihinde müvekkilleri tarafından davalıya bir kısım ziynet eşyalarının takıldığını; ancak, davalının
düğün türeni yapılmadan, evlenmekten vazgeçerek, boşanma davası açtığını, davanın derdest olduğunu; davalının, ayrıca, ziynet eşyalarının bedeli ve tüm yaptığı masrafların tahsili için de alacak davacı açtığını; bundan ayrı, mehir senedine dayalı olarak alacak davacı açtığını; oysa, müvekkillerinin evlilik birliğinin kurulmamasında sorumlu olmayıp, bağıştan ve mehirden rücuu ettiklerini ileri sürerek; mehir senedinin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının tüm talep ve dava haklarının zamanaşımına uğradığını, bağıştan rücuu davasının 1 yıllık süre içinde açılması gerektiğini; rücuu şartlarının da oluşmadığını savunup; davanın reddini istemiştir.
Birleşen … 4.Aile Mahkemesinin 2009/202 Esas nolu dasyasında ise davacı …; mehir senedinde yer alan eşyaların aynen iadesi, olmadığında bedelinin tahsilini talep etmiştir.
Mahkemece; davacıların mehir senedinin iptaline ilişkin davalarının kabulü ile, mehir senedinin iptaline; Birleşen … 4.Aile Mahkemesinin 2009/202 Esas nolu dosyasındaki davacı … …’un davasının ise reddine karar verilmiş, hüküm davalı-birleşen dava davacısı … vekili tarafından süresinden temyiz edilmiştir.
Davalı … vekili süresinde verdiği cevap dilekçesi ile, bağış iddiasında bulunan davacının rücuu sebebine vakıf olduğu günden itibaren BK.246 maddesinde öngörülen 1 yıllık süre içinde davasını açması gerektiğinden bahisle, zamanaşımı def’inde bulunmuştur. Davalı tarafın bu iddiası öncelikle değerlendirilip tartışılmak ve bir karara bağlanmak zorundadır.
Mahkemece, davalının zamanaşımı def’i hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmeksizin, işin esasına girilerek (her iki dava hakkında) yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 01.10.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.