MANŞET

Menfi Tespit Davası Avukatı - İstanbul Florya

Menfi Tespit Davası Avukatı – İstanbul Florya

MENFİ TESPİT DAVASI / Menfi tespit davası, bir hak veya hukuki ilişkinin mevcut olmadığının “yok olduğunun” tespiti için açılan bir tespit davasıdır. Aleyhine icra takibi yürütülen borçlu borcunu henüz icra dairesine ödemeden önce herhangi bir borcu olmadığının, borçlu bulunmadığının tespit edilebilmesi için menfi tespit davası açabilir. Borçlu bu davayı icra takibinden önce veya icra takibi başlatıldıktan sonra icra takibi sırasında borcu henüz icra dairesine ödemeden açabilir.

Ancak borçlu borcu icra dairesine ödemişse, bu aşamadan sonra borçlu olmadığı halde ödenen paranın geri alınması için menfi tespit davası yerine istirdat davası açmalıdır.

İcra Takibi Başlatılmadan Önce Açılan Menfi Tespit Davası

Borçlunun borçlu olmadığının tespit edilmesinde korunmaya değer hukuki yararının bulunması gerekir.

  • İcra takibinden önce açılan menfi tespit davası borçlu aleyhine icra takibi yapılmasına engel olmaz ve yapılacak icra takibini de kendiliğinden durdurmaz. Eğer icra takibinin durdurulması isteniyorsa, borçlu alacağın %15’inde az olmamak üzere teminat yatırarak icra takibinin durdurulması için mahkemeden ihtiyati tedbir kararı istemelidir. Mahkeme tarafından verilen bu karar alacaklının icra takibi başlatmasına engel olmasa dahi icra takibinin ilerlemesini engeller.

Menfi Tespit Davası Avukatı – İstanbul Florya

İcra Takibi Başlatıldıktan Sonra, İcra Takibi Sırasında Açılan Menfi Tespit Davası

Borçlunun, icra takibindeki borç miktarının kendisine ait olmadığının, borçlu olmadığının mahkeme tarafından tespit edilmesinde hukuki yararının bulunması gerekir.

  • Eğer menfi tespit davası icra takibi başlatıldıktan sonra açılmışsa borçlu tarafından teminat yatırılsa dahi bu halde icra takibinin durdurulmasını karar verilemez ancak borçlu alacağın %15’inden az olmamak üzere teminat yatırır ve mahkemeden ihtiyati tedbir kararı talep ederse takip sonunda icra veznesine giren paranın alacaklıya ödenmemesini sağlayabilir.
  • Mahkemeden talep edilen ihtiyati tedbir kararı alacaklının borçlunun mallarına haciz koydurarak malların satışının yapılmasını engellemeyeceğinden bu halde borçlu tüm borç miktarını icra dairesine yatırarak malların satılmasını engelleyebilmekle birlikte ihtiyati tedbir kararı talep ederek de yatırılan paranın alacaklıya ödenmemesini sağlayabilir.

 

Menfi Tespit Davasının Sahtecilik İddiasıyla Açılması / Menfi tespit davası borçlu tarafından borcun kaynağı olan senedin sahteliğine dayalı olarak açılıyorsa sahteliği iddia edilen senet bu konuda bir karar verilinceye kadar herhangi bir işleme esas alınmayacağından herhangi bir teminat aranmadan icra takibinin durdurulmasına karar verilmesi gerekecektir.

 

Menfi tespit davası hangi mahkemede açılmalıdır?

Borçlu tarafından menfi tespit davasının açılacağı görevli mahkeme somut olayda uyuşmazlığın kaynağına bakılarak belirlenmelidir ve değişiklik gösterebilir, davanın açılacağı mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesi, Asliye Ticaret Mahkemesi veya farklı bir mahkeme olabilir. Ancak davanın açılması gerektiği yetkili mahkeme ise davalının yerleşim yerindeki mahkeme veya menfi tespit davası icra takibinden sonra açılmışsa icra takibinin yapıldığı icra dairesinin bulunduğu yer mahkemesi olmalıdır.

Menfi Tespit Davası Avukatı – İstanbul Florya

Menfi tespit davası hangi süre içerisinde açılmalıdır?

Borçlu tarafından açılacak menfi tespit davası herhangi bir hak düşürücü süreye veya zamanaşımı süresine tabi olmamakla birlikte borçlu menfi tespit davasını icra takibinden önce veya icra takibi başlatıldıktan sonra icra takibi sırasında borcu henüz icra dairesine ödemeden açabilir, ancak borçlu ödeme yapmışsa, bu aşamadan sonra borçlu olmadığı halde ödenen paranın geri alınması için menfi tespit davası yerine istirdat davası açmalıdır veya açılan menfi tespit davası istirdat davası olarak görülecektir.

Bununla birlikte dava, menfi tespit davasının açılma sebebi olan uyuşmazlığın kendisinde herhangi bir hak düşürücü süre var ise dava bu süre içerisinde açılmalıdır. Örneğin; yanılma, aldatma veya korkutma sebeplerine dayalı bir borç varsa bu sebepler halinde kanunen 1 yıllık hak düşürücü süre öngörülmüştür ve bu süreye uyularak dava açılmalıdır.

 

Alacaklı tarafından icra takibi haksız ve kötü niyetli olarak başlatılmışsa alacaklıya yaptırım uygulanır mı?

Borçlu tarafından başvurulmak zorunda kalınan menfi tespit davası sonucunda mahkeme tarafından, borçlu aleyhine alacaklı tarafından başlatılan icra takibinin haksız ve kötü niyetli olduğu kanaatine varılırsa alacaklının borçluya alacağın %20’sinden az olmamak üzere bir tazminat ödenmesine karar verilebilir. Fakat bu kötü niyet tazminatının ödenmesine karar verilebilmesi için borçlunun bu tazminatı talep etmiş olması şarttır, borçlunun böyle bir talebi yoksa hakim kendiliğinden tazminata karar vermez.

Menfi Tespit Davası Avukatı – İstanbul Florya

Borçlu tarafından haksız olarak açılan menfi tespit davası açılması sonucu alacaklı alacağına geç kavuşmuşsa borçluya yaptırım uygulanır mı?

Borçlunun açtığı menfi tespit davası alacaklı lehine karara bağlanmışsa, borçlunun mahkemeden talep ettiği ihtiyati tedbir kararı sebebiyle icra veznesindeki meblağ alacaklıya ödenmemişse ve alacaklı bu dava sebebi ile alacağına geç kavuşmuşsa mahkeme tarafından borçlunun alacaklıya alacağın %20’sinden az olmamak üzere bir tazminat ödemesine karar verilebilir ve bu tazminat için alacaklının talepte bulunması şart değildir, böyle bir talep yoksa dahi hakim kendiliğinden tazminata karar verebilir.

 

3. Hukuk Dairesi

2021/5549 E. 

2021/9456 K. 

“İçtihat Metni” 

ANTALYA 1. SULH HUKUK MAHKEMESİ 

Y A R G I T A Y  K A R A R I 

Davacı; davalılar ile 06/09/2016 tarihli kira sözleşmesini imzaladığını, kira sözleşmesinde öngörülen ihbar süresine uyarak kiralananı tahliye edeceğini davalılara noter ihtarı ile bildirdiğini ve 06/03/2017 tarihli teslim tutanağı ile kiralananı boş ve temiz olarak tahliye ettiğini, buna rağmen davalı kiraya verenlerin erken tahliye sebebiyle kira kaybına uğradıkları gerekçesiyle aleyhine altı aylık kira bedelinin tahsili amacıyla icra takibi başlattıklarını, yasal sürede itiraz edilememesi sebebiyle takibin kesinleştiğini ileri sürerek; takibe konu edilen 94.200 TL borcu olmadığının tespitini ve davalıların kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini talep etmiştir. 

Davalılar; tahliye ihbarının her iki kiraya verene ulaşması gerektiğini, ihtarnameye dair haber kağıdının kiraya verenlerden …’in kapısına yapıştırılmadığını, bu nedenle sözleşmedeki ihbar şartına uyulmadığını, davacının erken tahliye nedeniyle altı aylık kira bedelinden sorumlu olduğunu savunarak, davanın reddini istemişlerdir. 

Bölge adliye mahkemesince; davacı kiracının sözleşmeye uygun şekilde kiralananı tahliye edeceğini önceden kiraya verenlere bildirdiği ve kiralananı tahliye ettiği gerekçesiyle, İcra İflas Kanunu’nun 67. maddesi uyarınca davaya konu alacak belirli ve bütün unsurları davalılarca bilinebilir olduğu gerekçesiyle davalıların istinaf başvurusunun esastan reddine, davacının istinaf başvurusunun kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kabulü ile davacının takip konusu alacak bakımından borçlu olmadığının tespitine, davalılar takipte haksız ve kötü niyetli olduğundan davacı lehine %40 haksız takip tazminatının davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalılarca temyiz edilmiştir. 

Somut olayda; davalıların takip başlatmakta kötü niyetli oldukları ispatlanmadığından İİK’nın 72 nci maddesiyle düzenlenen kötü niyet tazminatının koşulları oluşmamıştır. Buna göre bölge adliye mahkemesince; davacının kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilmesi gerekirken kabulü, usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirir.

SONUÇ : Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalıların sair temyiz itirazlarının REDDİNE, temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararının hüküm fıkrasının (2/b) bendinde bulunan “b- Davalıların takipte haksız ve kötü niyetli oldukları anlaşıldığından takip konusu asıl alacağın dava ve takip tarihi nazara alınarak %40’ı oranında haksız takip tazminatının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,” ifadesi hükümden çıkartılarak yerine “b- Koşulları oluşmayan kötü niyet tazminatı talebinin reddine,” ifadesinin yazılmasına, hükmün düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA oybirliği ile karar verildi.

Menfi Tespit Davası Avukatı – İstanbul Florya

Av. Derya MERİÇ

Makale Yazarlığı İçin

Avukat veya akademisyenler hukuk makalelerini özgeçmişleri ile birlikte yayımlanmak üzere asalhukukdanismanlik@gmail.com adresine gönderebilirler.

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu