MANŞET

Nafaka Artırım Davası 

Nafaka Artırım Davası 

Yoksulluk nafakası, boşanma sebebiyle yoksulluğa düşecek olan taraf, daha ağır kusurlu olmaması şartıyla diğer tarafça ödenen bir nafaka türüdür.

İştirak nafakası, çocuğun velayetine sahip olmayan eşin, çocuğun giderlerine katılmak için ödenen nafaka türüdür.

Nafakanın ödenmesi 2 türlü kararlaştırılabilir. İlki sermaye biçiminde ikincisi irat biçiminde. İrat şeklinde ödenecek olan nafaka her ay düzenli olarak ödenen nafakadır. Artırımı talep edilebilir. Sermaye biçiminde nafakanın ödenmesi kararlaştırılmışsa toplu ödeme yapılacak demektir ve artırımı talep edilemez.

TMK 176/4: Hâkim, istem hâlinde, irat biçiminde ödenmesine karar verilen maddî tazminat veya nafakanın gelecek yıllarda tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına göre ne miktarda ödeneceğini karara bağlayabilir.

TMK 331: Durumun değişmesi hâlinde hâkim, istem üzerine nafaka miktarını yeniden belirler veya nafakayı kaldırır.

Nafakanın arttırılması mahkeme kararıyla mümkündür. Bunun içinde dava açılması gerekir. Nafaka belirlenirken; talep üzerine hakim nafakanın nasıl artacağına yönelik olarak bir hüküm belirlemiş olabilir. Eğer nafakanın artmasına yönelik bir talep olmamışsa hakim bir artış belirlemeyecektir. Bu halde nafaka artırımı için dava açılabilir. Yahut nafaka artış miktarı belirlenmiş olsa bile bazı imkanların değişmesi ile nafakanın artırılması gerekmiş olabilir.

Nafaka artırım davası dilekçesinde, nafakanın artırımını haklı kılacak olan nedenler, maddi değişiklikler belirtilmelidir. Mahkeme nafaka artırımını yaparken tarafların delillerini incelerken aynı zamanda keşif, bilirkişi yardımını da alarak, belirleyebilir. Yahut nafaka artırım talebini reddedebilir. Nafaka artırımının hesaplanmasında, nafaka borçlusunun maddi durumundaki değişiklik, ekonomide olan değişiklikler, enflasyon oranı, eğitim, sağlık gibi birçok unsur baz alınabilir. Hakimin nafaka artırımını belirlerken, tarafların taleplerini ve delillerini değerlendirmekle birlikte takdiri olarak bir karar verir.

Yargıtay, genellikle tarafların ekonomik durumlarında olağanüstü bir değişiklik yoksa ÜFE oranına göre bir artırım yapmaktadır.

Anlaşmalı Boşanma Davası Sonrasında Nafaka Artırım Davası Açılabilir Mi?

Anlaşmalı boşanma davasında bilindiği üzere taraflar bir protokol üzerinde anlaşarak boşanmalarını gerçekleştirirler. Anlaşma protokolünde yoksulluk nafakası istenmemişse dava sonrasında nafaka için dava açılamaz. Çünkü bu haktan feragat ettiği anlamına gelir.

Anlaşma protokolünde yoksulluk nafaka belirlenmişse ve bu durum hakim tarafından onaylanmışsa daha sonra hiçbir haklı neden olmaksızın nafakanın artırılmasının talep edilmesi hakkın kötüye kullanımını oluşturacaktır. Artırım kabul edilmez. Ancak olağanüstü değişimler yani haklı nedenler varsa artırım talep edilebilir.

İştirak nafakasında ise yani çocuğun velayeti kendinde olmayan eşin çocuğun giderlerine katılmak için ödediği nafaka türünde; çocuğun üstün yararı gözetildiği için protokolde istenmemiş olsa bile sonradan talep edilebilir yahut artırılabilir.

Nafakanın Gelecek Yıllardaki Artış Oranının Belirlenmesi

TMK madde 330: Hâkim istem hâlinde, irat biçiminde ödenmesine karar verilen nafakanın gelecek yıllarda tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına göre ne miktarda ödeneceğini karara bağlayabilir.

TMK madde 176/4: Hâkim, istem hâlinde, irat biçiminde ödenmesine karar verilen maddî tazminat veya nafakanın gelecek yıllarda tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına göre ne miktarda ödeneceğini karara bağlayabilir.

Hakim nafakaya hükmederken gelecek yıllarda hangi oranda artırılacağını kararlaştırılması konusunda hakimden karar verilmesini isteyebilir. Ancak bunun ancak tarafların talebi halinde yapılması mümkündür. Böylece sürekli dava açma zahmetinden kurtulmuş olunacaktır.

Nafakanın Artırılması Davasında Yetkili Ve Görevli Mahkeme

Nafaka alacaklısının yerleşim yerindeki aile mahkemesinde dava açılabilir.

Yargıtay Kararı 

  • Hakim ancak talep halinde gelecek yıllardaki nafaka artış oranını belirleyebilir.

3. Hukuk Dairesi         2016/3185 E.  ,  2016/6459 K.

Ancak, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 176/5. maddesinde “Hakim, istem halinde, irat biçiminde ödenmesine karar verilen maddi tazminat veya nafakanın gelecek yıllarda tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına göre ne miktarda ödeneceğini karara bağlayabilir.” denilmektedir.
Kanun hükmünden de açıkça anlaşılacağı üzere mahkemece taraf lehine hükmedilecek nafakanın gelecek yıllarda artışına hükmedilebilmesi için “istem” gerekmektedir. Aksi takdirde mahkemece bu yönde bir hüküm kurulamaz.
Somut olayda, davacı tarafça talep edilen nafakaların gelecek yıllarda da artışı yönünde herhangi bir(birleşen dava davalısı) talepte bulunulmadığı, buna rağmen mahkemenin bu yönde hüküm kurduğu anlaşılmaktadır.

Ne var ki; bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, bu yöne ilişkin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün 2. fıkrasında yer alan; “nafakaların dava tarihinden bir yıl sonra geçerli olmak üzere gelecek yıllarda … tarafından belirlenen bir önceki yılın… artış oranı ortalaması oranında artırılmasına” ifadelerinin karar metninden çıkarılmak suretiyle hükmün düzeltilmesine…

  • Tarafların sosyal ve ekonomik durumlarındaki olağanüstü değişme ispat edilemiyorsa; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılır. 

2. Hukuk Dairesi         2021/4645 E.  ,  2021/5308 K.

Davacı kadın tarafların 17/03/2015 tarihinde anlaşmalı olarak boşandıklarını ve boşanma ilamının 14/04/2015 tarihinde kesinleştiğini, davalının protokolde belirtilen diğer mali edimlerini yerine getirmediğini, işten çıkarılması nedeniyle de mağduriyetinin arttığını belirterek aylık 15.000TL olan yoksulluk nafakasının, 15.000TL arttırılarak aylık 30.000 TL’ye çıkartılmasına karar verilmesini talep etmiş, mahkemece talebin reddine karar verilmiştir.

TMK’nun 175. maddesi “Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir. Kanunda öngörülen şartlar davacı lehine gerçekleştiği takdirde, tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına ve hakkaniyete uygun bir nafakaya hükmedilmesi gerekir.”

TMK’nun 176/4. maddesine göre de; “Tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın artırılması veya azaltılmasına karar verilebilir.”
Yukarıda sözü edilen yasal düzenlemeye göre, iradın artırılması veya azaltılması için ya tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin bunu zorunlu kılması gerekmektedir.

Bu doğrultuda; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır.

Tarafların ekonomik ve sosyal durumlarında boşanma davasından sonra olağanüstü bir değişiklik olduğu iddia ve ispat edilmemiştir. O halde; yoksulluk nafakasının niteliği ve takdir edildiği tarih gözetilerek, nafakanın TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılması suretiyle dengenin yeniden sağlanması gerektiğine karar verilmiştir.

Nafaka Artırım Davası

Stajyer Av. Merve ÇATAR

Makale Yazarlığı İçin

Avukat veya akademisyenler hukuk makalelerini özgeçmişleri ile birlikte yayımlanmak üzere asalhukukdanismanlik@gmail.com adresine gönderebilirler.

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu