MANŞET

Nafakanın Artırımı Davası Avukatı Bitlis

Nafakanın Artırımı Davası Avukatı Bitlis

NAFAKA TÜRLERİ 

  • TEDBİR NAFAKASI : Boşanma davası sürerken, dava sebebiyle yoksulluğa düşen eş veya çocuğun temel ihtiyaçlarının karşılanması için ödenir ve boşanma kararının kesinleşmesi ile birlikte sona erer.

 

  • İŞTİRAK NAFAKASI : Boşanma davası sonucu boşanma kararı ile birlikte çocuğun her türlü ihtiyacının karşılanması için ödenir, kendisine velayet hakkı verilmemiş olan eş tarafından ödenir.

 

  • YOKSULLUK NAFAKASI : Boşanma davası sonucu boşanma kararı ile birlikte yoksulluğa düşecek olan eş tarafından talep edilir fakat nafaka alacaklısı olan eş diğer eşten daha fazla kusurlu olmamalıdır. Yoksulluk nafakası süresiz olarak ödenir.

 

NAFAKA ARTIRIMI / Boşanma davası sonucu hakim tarafından verilmiş ve nafaka ödenmesine ilişkin bir karar bulunuyorsa, söz konusu davada hakim tarafından takdir edilen nafaka miktarının kişiye yeterli gelmemesi halinde nafaka miktarında artırım yapılabilmesi için nafaka artırım davası açmak şarttır çünkü nafaka ancak mahkeme kararı ile artırılabilir. Nafaka alacaklısı nafaka artırım davası ile nafakayı ödemekle yükümlü olan kişiden ödenen nafaka miktarının artmasını talep etmektedir. Bununla birlikte nafaka alacaklısı, anlaşmalı boşanma sonucu taraflarca belirlenmiş ve hakim tarafından karar verilmiş nafaka miktarına karşı da nafakanın artırımı davası açabilmektedir.

Nafaka artırım davası hangi hallerde açılabilir?

  • Nafaka alacaklısının ihtiyaçlarının artmış olması ve bu sebeple yükümlü tarafından ödenen nafakanın miktarının artık nafaka alacaklısına yeterli gelmiyor olması gerekir.
  • Nafaka borcunu ödeyen yükümlünün maddi gücünde değişiklik, ekonomik gücünde artış olması gerekir.
  • Nafaka artırım davasında hakim somut olaya göre nafaka alacaklısının ve yükümlüsünün ekonomik ve sosyal durumlarını birlikte değerlendirerek hakkaniyete göre nafakanın artırılmasına karar verebilir veya nafakanın artırımı davasını reddedebilir.

Nafaka artırımına dayanak yasal düzenleme olan Türk Medeni Kanunu m.176/4’e göre,

“Tarafların malî durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hâllerde iradın artırılması veya azaltılmasına karar verilebilir.”

 

NAFAKA ARTIRIMINDA ÜFE ORANI / Yargıtay nafaka artırımına ilişkin taleplerde hakkaniyet gereği farklı bir artırım oranı gerekmiyorsa, Türkiye İstatistik Kurumu’nun açıklamış olduğu üretici fiyat endeksi “ÜFE” oranına göre artırım yapılması gerektiğini kararlarında belirtmektedir.

 

YARGITAY 2. Hukuk Dairesi
2021/4645 E.
2021/5308 K.
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : Nafakanın Artırımı

“Davacı kadın tarafların 17/03/2015 tarihinde anlaşmalı olarak boşandıklarını ve boşanma ilamının 14/04/2015 tarihinde kesinleştiğini, davalının protokolde belirtilen diğer mali edimlerini yerine getirmediğini, işten çıkarılması nedeniyle de mağduriyetinin arttığını belirterek aylık 15.000TL olan yoksulluk nafakasının, 15.000TL arttırılarak aylık 30.000 TL’ye çıkartılmasına karar verilmesini talep etmiş, mahkemece talebin reddine karar verilmiştir. TMK’nun 175. maddesi “Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir. Kanunda öngörülen şartlar davacı lehine gerçekleştiği takdirde, tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına ve hakkaniyete uygun bir nafakaya hükmedilmesi gerekir.” TMK’nun 176/4. maddesine göre de; “Tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın artırılması veya azaltılmasına karar verilebilir.” Yukarıda sözü edilen yasal düzenlemeye göre, iradın artırılması veya azaltılması için ya tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin bunu zorunlu kılması gerekmektedir. Bu doğrultuda; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır.
Dosya kapsamından; tarafların 14.04.2015 tarihinde kesinleşen kararla boşandıkları, boşanma kararı ile birlikte davacı lehine aylık 15.000 TL yoksulluk nafakasına karar verildiği, bu davanın açıldığı tarih itibariyle aradan 1 yıldan uzun bir süre geçtiği anlaşılmaktadır. Tarafların ekonomik ve sosyal durumlarında boşanma davasından sonra olağanüstü bir değişiklik olduğu iddia ve ispat edilmemiştir. O halde; yoksulluk nafakasının niteliği ve takdir edildiği tarih gözetilerek, nafakanın TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılması suretiyle dengenin yeniden sağlanması gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile talebin reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.”

 

Nafaka artırım davası hangi mahkemede açılmalıdır?

Davacı tarafından nafaka artırım davası görevli ve yetkili mahkeme olarak nafaka alacaklısının yerleşim yerindeki Aile Mahkemesinde açılmalıdır.

 

Nafaka miktarında gelecek yıllarda yapılacak artış oranı nasıl belirlenir?

Nafaka alacaklısının talep ettiği nafakanın yanı sıra nafaka miktarının gelecek yıllardaki artış oranına da karar verilmesini mahkemeden isteyebilir ve hakim nafaka alacaklısının talebi üzerine hükmedilen nafaka miktarında gelecek yıllarda yapılacak artış oranını belirleyebilir. Ancak nafakayı talep eden nafaka alacaklısının bu yönde bir talebi olmazsa, hakim buna kendiliğinden karar veremeyecektir.

 

3. Hukuk Dairesi

2016/3185 E.

2016/6459 K.

MAHKEMESİ : AİLE MAHKEMESİ

“Ancak, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 176/5. maddesinde “Hakim, istem halinde, irat biçiminde ödenmesine karar verilen maddi tazminat veya nafakanın gelecek yıllarda tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına göre ne miktarda ödeneceğini karara bağlayabilir.” denilmektedir.
Kanun hükmünden de açıkça anlaşılacağı üzere mahkemece taraf lehine hükmedilecek nafakanın gelecek yıllarda artışına hükmedilebilmesi için “istem” gerekmektedir. Aksi takdirde mahkemece bu yönde bir hüküm kurulamaz. Somut olayda, davacı tarafça talep edilen nafakaların gelecek yıllarda da artışı yönünde herhangi bir (birleşen dava davalısı) talepte bulunulmadığı, buna rağmen mahkemenin bu yönde hüküm kurduğu anlaşılmaktadır.”

Nafakanın Artırımı Davası Avukatı Bitlis

Hukuk Genel Kurulu

2018/564 E.

2019/1150 K.

MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi (Aile Mahkemesi Sıfatıyla)

“Dava, yoksulluk nafakasının arttırılması ve bakım nafakası istemine ilişkindir.
Davacılar vekili, müvekkili …’ın davalıdan 07.07.2010 tarihinde boşandığını, müşterek çocukları 1997 doğumlu … ile 1994 doğumlu …’un velayetinin davalı babaya verildiğini, davalının müşterek çocukları 01.07.2015 tarihinden sonra müvekkili annenin evine gönderdiğini, çocukların lise ve üniversite öğrencisi olduklarını, aylık giderlerinin arttığını, müvekkili lehine 2010 yılında hükmedilen aylık 230,00TL yoksulluk nafakasının ihtiyaçların artması nedeniyle yetersiz kaldığını, devlet memuru olan davalının ekonomik durumunda düzelme olduğunu ileri sürerek, davacı anne için yoksulluk nafakasının 350,00TL’ye çıkartılmasına ve müşterek çocukları için de ayrı ayrı 300,00TL nafakanın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, davacılar vekili 19.01.2016 tarihli ıslah dilekçesi ile davacı anne için yoksulluk nafakası talebini 1.500,00TL’ye, müşterek çocuklar için bakım nafakası talebini ise ayrı ayrı 500,00TL’ye yükseltmiştir.
Davalı, müşterek çocukların 18 yaşını doldurduğunu, bugüne kadar bütün ihtiyaçlarını kendisinin karşıladığını, boşandığı eşine 2000 yılından beri ayrı oldukları için 15 yıl boyunca nafaka ödediğini, ayrıca boşanma davası neticesinde 24.000,00TL maddi ve manevi tazminat ödediğini, her ay maaşından polis sandığı ve nafaka için kesinti yapıldığını, boşandıktan sonra yeniden evlendiğini ve bu evlilikten iki çocuğunun olduğunu, nafaka artırımı hâlinde mağdur olacağını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, her ne kadar boşanma davası sonucunda müşterek çocukların velayeti davalı babaya verilmiş ise de çocukların anne tarafından bakılıp gözetildiği ve masraflarının karşılandığı, TMK’nın 182. maddesi uyarınca çocukların bakım ve gözetim yükümlülüğü ile sağlık ve eğitim giderlerine anne ve babanın katlanma yükümlülüğü olduğu gerekçesiyle, tarafların sosyal ve ekonomik durumları da dikkate alınarak her bir çocuk yönünden takdir edilen 350,00TL nafakanın davalı babadan tahsiline, davacı anne yönünden ise daha önceden boşanma davası sonucunda belirlenen 200,00TL yoksulluk nafakasının enflasyon oranı, beslenme ve barınma giderleri ile yaşam seviyesi değerlendirildiğinde düşük kalacağı gerekçesiyle, tarafların sosyal ve ekonomik durumları da dikkate alınarak, dava tarihinden itibaren 350,00TL olarak belirlenmesine karar verilmiştir.

Mahkemece, öncesinde dosya içerisinde yer alan 19.01.2016 tarihli ıslah dilekçesi doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verildiği, bu nedenle talebin aşılmadığı, ıslah dilekçesi ile arttırılan miktar üzerinden davacının talebinin kısmen kabul edildiği, tahkikat aşaması sona ermeden davasını ıslah eden davacının hak kaybının kaçınılmaz olacağı gerekçesiyle Özel Dairenin bu yöndeki bozma kararına karşı direnilmesine, Özel Dairenin davacı çocuklar yönünden hükmedilen nafakanın, yardım nafakası olduğu yönündeki bozma kararına uyularak, davacı … yönünden yoksulluk nafakasının 350,00TL’ye çıkartılmak suretiyle davalıdan tahsiline, davacı çocuklar için ise ayrı ayrı 350,00TL yardım nafakasının davalıdan tahsiline karar verilmiştir.

Nafakanın Artırımı Davası Avukatı Bitlis

Stajyer Av. DERYA MERİÇ

Makale Yazarlığı İçin

Avukat veya akademisyenler hukuk makalelerini özgeçmişleri ile birlikte yayımlanmak üzere asalhukukdanismanlik@gmail.com adresine gönderebilirler.

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu