YABANCILAR VE VATANDAŞLIK HUKUKU

Tenfiz Şartları

Tenfiz Şartları

Tenfiz şartları MÖHUK’un 54. maddesinde sıralanmış olup yabancı bir mahkeme kararının tenfizi için temel olarak 4 şart gerekmektedir.

1. Türkiye ile tenfize konu kararın verildiği ülke arasında mütekabiliyet bulunması:
Tanımadan farklı olarak, bir yabancı mahkeme kararının Türkiye’de tenfiz edilebilmesi için, Türkiye ile kararın verildiği ülke arasında karşılıklılık esasına dayanan bir anlaşma, o ülkede Türk mahkemelerinden verilen kararların tenfizini mümkün kılan bir kanun hükmü veya bu yönde bir fiilî uygulamanın bulunması gerekmektedir.

2. Kararın Türk mahkemelerinin münhasır yetkisine girmeyen bir konuda verilmiş olması:
Yabancı mahkeme kararının, Türk mahkemelerinin münhasır yetkisine girmeyen bir konuda verilmiş olması gerekir.

Türk mahkemelerinin münhasır yetkisine giren konularda verilen yabancı mahkeme kararlarının Türkiye’de tenfizi ve icrası mümkün değildir. Fikri mülkiyet haklarının doğası gereği bu hakların tescili, iptali, hükümsüzlüğü ve terkini gibi hususların tamamı Türk mahkemelerinin münhasır yetkisindedir ve tenfizi kabil değildir.

Yine aynı şekilde, fikri mülkiyet haklarına tecavüzün tespiti ve önlenmesine dair yabancı mahkeme kararlarının da Türkiye’de tenfiz edilmesi mümkün değildir. Zira fikri mülkiyet haklarına tecavüz gerçekleştiğinin kabul edilebilmesi için ilgili hakların Türkiye’de de tescilli olması gerekmekte olup bu husus Türk mahkemelerinin esastan inceleme yapmasını gerektirmekte ve münhasır yetkisine girmektedir.

3. Kamu düzenine açıkça aykırılık olmaması:

Yabancı mahkeme kararının tenfize konu hükmünün kamu düzenine açıkça aykırılık teşkil etmesi halinde, Türkiye’de tenfizi mümkün değildir. Buradan anlaşılması gereken husus, yabancı mahkeme kararının tenfiz edilmesi ve Türkiye’de icra edilmesi halinde ortaya çıkacak sonuçların Türk kamu düzenine açıkça aykırı olmamasıdır.

4. Davalının savunma hakkının sağlanmış olması:

Kural olarak, yabancı mahkeme kararı verilirken kararın verildiği ülkenin kanunları uyarınca aleyhine tenfiz istenen kişinin (davalının) savunma hakkının sağlanmış olması gerekmektedir. Kendisine karşı tenfiz istenen kişi, hükmü veren mahkemeye usulüne uygun bir şekilde çağrılmamış veya o mahkemede temsil edilmemiş ya da bu kararın verildiği ülkenin kanunlarına aykırı bir şekilde gıyabında veya yokluğunda hüküm verilmiş ise, bu durum tek başına kararın tenfiz edilebilirliğini etkilememektedir. Ancak bu kişinin yukarıda sayılan hususlardan birine dayanarak tenfiz istemine karşı Türk mahkemesine itiraz etmesi ve bu durumu ispatlaması halinde kararın tenfizi mümkün değildir.

Tenfiz Davalarında Yargılama Usulü

MÖHUK’un 53. maddesi uyarınca, tenfiz dilekçesine,

i) yabancı mahkeme kararının o ülke makamlarınca usulen onanmış aslı veya ilâmı veren yargı organı tarafından onanmış örneği ve onanmış tercümesi ile

ii) kararın kesinleştiğini gösteren ve o ülke makamlarınca usulen onanmış yazı veya belge ile onanmış tercümesinin de eklenmesi gerekir. Buradan anlaşılması gereken özetle, yabancı mahkeme kararının ve kesinleşme şerhinin onaylı birer örneğinin tercümeleri ile birlikte noter onaylı ve apostilli olarak sunulmasıdır.

MÖHUK’un 55. maddesi uyarınca, tenfiz talebi, basit yargılama usulü hükümlerine göre incelenerek karara bağlanır. Burada amaç, davanın daha seri ve pratik bir şekilde sonuçlandırılmasıdır.

Zira Türk mahkemesi bu davalarda somut olaya ilişkin detaylı bir şekilde inceleme yapmayacak, tenfizi talep edilen yabancı mahkeme kararının şekil ve esas bakımından tenfizi kabil olup olmadığını inceleyecektir.

Revizyon yasağı

Tenfiz davalarında, Türk mahkemelerinin yabancı mahkeme kararında uygulanan usulün ya da kararda yer alan maddi ve hukuki tespitlerin doğruluğunu inceleme ve değerlendirme yetkisi bulunmamaktadır. Türk mahkemeleri tenfiz davalarında yalnızca yabancı mahkeme kararının tenfiz şartlarını taşıyıp taşımadığını inceleyebilir.

Bu nedenle, yabancı mahkeme kararına konu olan maddi olayın ve hukuki tespitlerin yabancı mahkeme tarafından hatalı bir şekilde değerlendirildiğine dair iddiaların ve Türk mahkemesi tarafından yeniden incelenmesi gerektiğine ilişkin taleplerin

(fikri mülkiyet haklarına tecavüz ve haksız rekabet iddialarının yeniden incelenmesi, tazminat miktarının fahiş olması ve indirilmesi gibi) tenfiz davasında dinlenmesi ve kabul edilmesi mümkün ve uygun değildir.

Tenfiz Kararının Etkisi

Yabancı bir mahkeme tarafından verilen bir kararın Türkiye’de tanınması ve tenfizi konusunda, uygulamada ön şartlarda bile ciddi sorunlar ile karşılaşılmaktadır.

Özellikle yabancı mahkeme kararının kararın verildiği ülke hukuku uyarınca kesinleşip
kesinleşmediğinin tespiti ön şartlar açısından en önemli sorunu teşkil etmektedir.

Bu nedenle kanaatimizce yapılması gereken, yeknesak bir kesinleşme şerhinin uluslararası
bir anlaşma ile ortaya konulmasıdır. Bu yapılana kadar, HMK m. 293 ve 268/1
kapsamında yabancı uzmanlardan konu hakkında yararlanılabilir

Tenfiz Şartları

İlgili Makaleler

Göz Atın
Kapalı
Başa dön tuşu