YABANCILAR VE VATANDAŞLIK HUKUKU

YABANCI GERÇEK KİŞİLER VE YABANCI TÜZEL KİŞİLER KİMLERDİR?

YABANCI KAVRAMI

Yabancı kavramını bir devletin ülke topraklarında bulunup da o devletin vatandaşlığına ilişkin iddia hakkı olmayan kimse  olarak nitelendirebiliriz. Yabancı kavramı, 6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası kanununun 3 maddesinde, “Türkiye Cumhuriyeti Devleti ile vatandaşlık bağı bulunmayan kişi” olarak tanımlanmıştır. Yabancı kavramı yalnız gerçek kişileri kapsamaz. Aynı zamanda Tüzel Kişilerde yabancı statüsüne haiz olabilirler.

A) YABANCI STATÜSÜNE HAİZ OLAN GERÇEK KİŞİLER

Yabancı statüsüne haiz olan kişileri; Vatansızlar, Mülteciler, Göçmenler (Muhacirler), İmtiyazlı Yabancılar (Doğumla Türk Vatandaşı olup da Türk Vatandaşlığından çıkanlar) ve Azınlıklar olarak 5 şekilde tasnif edebiliriz.

a) Vatansızlar: Vatansız kişi,  6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası kanunu 3.maddesinde, “Hiçbir devlete vatandaşlık bağı ile bağlı olmayan ve yabancı sayılan kişi” olarak nitelendirilmiştir.

Kanunun lafzından da anlaşıldığı üzere, VATANSIZ KİŞİ herhangi bir devletin kanunlarına göre vatandaşlık bağı bulunmayan, kişiliğine ve mallarına karşı girişilen uluslararası hukuka aykırı düşen bir eylemden ötürü hiçbir devletin diplomatik güvencesi altında olmayan kimsedir.

*** Vatansız kişinin vatansız olduğunun belirlenmesinin tespitini GÖÇ İDARESİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ yapar. Türkiye sınırları içerisinde oturma hakkı olan Vatansız Kişiler için VATANSIZ KİŞİ KİMLİK BELGESİ düzenlenir. Bu evrak ile Vatansız kişiler için özel bir statü sağlanır ve vatansız kişi yabancı kimlik numarasına haiz olur. Fakat yabancı kişinin hukuki durumu ile vatansız kişinin hukuki durumun aynı değildir. Zira yabancı kişiye hiçbir şekilde diplomatik koruma sağlanmaz ve sınırdışı edildiğinde hiçbir devlet tarafından kendisi kabul edilmez.

b)Mülteciler: Mülteci kavramı 6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası kanununun 61 maddesinde açık olarak tanımlanmıştır.

Mülteci,ırkı,dini,belirli bir toplumsal gruba mensubiyeti veya siyasi düşünceleri nedeniyle zulüm göreceği korkusundan ötürü ülkesini terk edip de yeni bir devletin vatandaşlığına geçmemiş kimselerdir. Bu kimseler bu korku sebebiyle ülkesine geri dönemez veyahut dönmek istemez.

Bu kimseler herhangi bir devletin diplomatik güvencesi altında değillerdir.  Bu kimseler genel olarak yabancıların hukuki durumunu taşır ve belirli haklardan yaralanır. Fakat Mülteciler vatandaşlar ile aynı mertebede eşit haklara haiz değildir.

Bunun yanı sıra kanun koyucu Mülteciliği AVRUPA ÜLKELERİNDEN gelmiş olan yabancı kimseler olarak sınırlandırmıştır.

Yukarıda saymış olduğumuz aynı nedenlerden ötürü fakat  AVRUPA ÜLKELERİ  DIŞINDA gelmiş olan yabancılar ŞARTLI MÜLTECİ ise statüsüne haizdir. Yani kanun koyucu Avrupa’dan gelen sığınmacı kimseler için Mülteci statüsünü; Avrupa dışından gelen kimseleri ise Şartlı Mülteci statüsünü vermiştir.

**** Türkiye’nin de imzalamış olduğu MÜLTECİLERİN HUKUKİ DURUMUNA DAİR SÖZLEŞME HÜKÜMLERİNE göre, Mülteciler belirli koşulları taşıması halinde herhangi ir mesleğin icrasında çalışma yönünden kısıtlanmayacaktır. Yani Mülteci bulunduğu ülkede 3 SENE ikamet eder ve bulunduğu ülkede o ülkenin vatandaşı olan bir kimse ile evlenip o ülke vatandaşlığına haiz olan bir veya birden fazla çocuğu olursa çalışma hakkı konusunda o ülke vatandaşı ile EŞİT MUAMELE görecektir.

**** SURİYELİLERİN HUKUKİ DURUMU: Suriye Vatandaşlarını Mülteci statüsüne koyan kimseler var. Fakat Suriyeli Vatandaşlar Mülteci veya Şartlı Mülteci statüsüne girmez. Bunlar 6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası kanununun 91.maddesi uyarınca, GEÇİCİ KORUMA STATÜSÜ altındadır. Yani toplu olarak Türkiye Cumhuriyeti sınırlarına gelip de milletlerarası koruma isteği şahsi olarak değerlendirilmeden milletlerarası güvence ihtiyacı sağlanan kimselerdir. Ayrıca Mülteci statüsüne haiz olmak için AVRUPA ülkelerinden gelmiş olunması gerekir. Suriyeli Vatandaşlar, Avrupa ülkelerinden değil ARAP BİRLİĞİ ÜLKELERİNDEN Türkiye sınırlarına yardım talebi için gelmişlerdir.

c) GÖÇMENLER (MUHACİRLER): Politik, iktisadi, dini vb. nedenlere istinaden yaşadığı ülkeyi terk edip başka bir ülke topraklarına göç eden kimseyi MUHACİR olarak nitelendiririz. Her ülke kendi iç hukuk düzenlemesine göre Muhacir kabul eder. Göçmen kişi göç etmiş olduğu ülke topraklarına iskan etme niyeti ile gitmelidir. Muhacir tanımı Türk İskan Kanununda belirtilmiştir. Bu kanuna uyarınca, göçmen statüsüne haiz olmak için, “Türk Soyundan olup Türk kültürüne bağlı olan ve Türkiye sınırlarına iskan etme gayesiyle gelmiş olmak” gerekir. Yine Türk İskan Kanuna göre muhacir kabul edilmeyecek kişilerde belirtilmiştir. Kanun koyucu, “Türk soyundan gelmeyen ve Türk kültürüne bağlı bulunmayan yabancılar ile Türk soyuna Türk kültürüne bağlı olup da sınırdışı edilen kimseleri” Muhacir olarak kabul etmemiştir.

***Türk İskan Kanunu 4 çeşit göçmen kabul etmektedir. Bunlar:

SERBEST MUHACİR: Türk kültüre bağlı ve Türk soyundan olup da tek başına veyahut toplu olarak Türkiye’ye yerleşmek arzusuyla Devlet eliyle yerleşme isteği olmadan Türk yurduna kabul edilen göçmenlerdir.
İSKANLI MUHACİR: Türk kültüre bağlı ve Türk soyundan olup da Türkiye’ye yerleşmek arzusuyla özel yasalar ile yurtdışından getirilen ve Türk İskan Kanunu hükümleri uyarınca taşınmaz mal verilerek yerleşmeleri sağlanan göçmenlerdir.
MÜNFERİT MUHACİR: Türk kültüre bağlı ve Türk soyundan olup da Türkiye’ye yerleşmek arzusuyla bir aile olarak Türkiye sınırlarına gelen göçmenlerdir.
TOPLU MUHACİR: Türk kültüre bağlı ve Türk soyundan olup,iki ülke arasında imzalanan protokol uyarınca Türk yurduna iskan etmek gayesiyle toplu olarak gelen ailelerdir.

**** Muhacir kabul edilecekler açısından Türk soyundan ve Türk kültürüne bağlı olan kimselerin tayini ve belirlenmesi, ilgili bakanlıkların fikri alınarak DIŞİŞLERİ BAKANLIĞININ teklifi üzerine CUMHURBAŞKANI kararı ile yapılır. (Eski Kanunda Bakanlar Kurulu kararı ile yapılırdı)

 **** Yukarıda bahsetmiş olduğumuz İSKANLI GÖÇMENLER Türkiye sınırına girdikten sonra geçici veya kesin yerleşimleri için belirlenen yerlerin, SERBEST GÖÇMENLER ise iskan ettikleri bölgenin en büyük Mülki Amirine başvurarak, kendi ve aile bireyleri için VATANDAŞLIĞA GİRME BEYANNAMESİ imzalayarak GÖÇMEN BELGESİ almak zaruretindedirler. Göçmen belgesinin geçerlilik süresi 2 SENE olup GEÇİCİ KİMLİK BELGESİ OLARAK istimal edilir. Muhacir olarak onaylananlar, zaruri prosedürlerin tamamlanmasından sonra Cumhurbaşkanlığı tarafından vatandaşlığa alınır. Çocukların anne ve babası yok ise kan ve kayın hısımlığına istinaden vatandaşlığa alınır. Türk iskan kanunu uyarınca,aşağıda belirtmiş olduklarımız aile olarak sayılır:

Karı ile koca,
Evlenmemiş çocuklar, anne veya baba ile bunlardan sağ olanı ile beraber,
Evli çocuklar, evli torunlar ile çocuksuz erkek ve kadın dullar başlı başına,
Annesiz ve babasız kardeş çocuklar birlikte eşit hisselerle,

bir aile farz edilerek yerleşebilirler.

Yabancı Vatandaşın Türkiye’de Hak Ve Yükümlülükleri Nelerdir

d) AYRICALIKLI YABANCILAR: Milli Güvenlik ve Kamu düzeni ile ilgili hükümler saklı kalmak koşuluyla, Doğumla Türk vatandaşlığı iktisap edip de çıkma izni almış olmasından ötürü Türk vatandaşlığını yitiren kimseler ile çocukları ve 3.dereceye kadar alt soylarından olan kimseler bazı haklar haricinde Türk Vatandaşlarına tanınmış bulunan haklardan aynı şekilde faydalanmaya devam ederler. 3.dereceden sonra gelen kişilere Cumhurbaşkanlığı karar verir. İmtiyazlı yabancıların haiz olmadığı haklar ve yükümlükler:

Askerlik hizmetini yapma külfeti
Seçme ve seçilme hakkı
Kamu görevlerine girme hakkı (Sadece kamu kurum ve kuruluşlarında işçi, sözleşmeli ve geçici personel olarak çalışabilirler)
Araç veya ev eşyası ithal etme hakları bulunmamaktadır.

*** Bu kimselerin sosyal güvenliğe ilişkin kazanılmış hakları saklıdır. İmtiyazlı statü de bulunan yabancılara istekleri halinde bu 4.istisnai durum haricindeki haklardan yaralanabilmeleri için yurt dışındaki Türk temsilciliklerinde ve yurt içinde Nüfus Ve Vatandaşlık Müdürlüğünce düzenlenen MAVİ KART belgesi verilir.

e) AZINLIKLAR: Lozan Barış Anlaşmasında bahsi geçen Türkiye”de bulunan azınlıklar GAYRİMÜSLİM azınlık kesmidir. Azınlık kavramı ise, “herhangi bir ülke topraklarında hayatlarını idame ettiren ve birbirlerine ortak dil,ırk,din ve kültürel bağlar ile bağlı bulunup da kendi kesmini o ülke topraklarında yaşayan çoğunluk kesimden farklı hisseden grubu” ihtiva etmektedir. Ayrıca Avrupa Birliği Hukuku çerçevesinde azınlık hakları koruma altına alınmıştır.

B) YABANCI STATÜSÜNE HAİZ TÜZEL KİŞİLER

Yabancı statüsüne haiz Tüzel Kişilerin tespiti, yabancılar hukuku açısından şube açabilmeleri, yavru şirket kurabilmeleri, acenta veyahut mümessil atamaları ve bariz iş kollarında çalışabilmeleri hususunda önem teşkil eder. Bilhassa Yabancı Tüzel kişilere uygulanacak muteber hukuk yönünden de tüzel kişilerin hangi devlete bağlı oldukları tespit edilmelidir. Bu tespite ilişkin belirli kriterler ileri sürülmüştür. Bu kriterleri, Tüzel kişinin merkezinin bulunmuş olduğu yer, Ortakların vatandaşlığı, Sermayenin toplanmış olduğu ülke, Kuruluş yeri, Denetimi elinde bulunduran devletin vatandaşlığı olarak sıralayabiliriz.

*** Türk mevzuatına göre, YABANCI ORTAKLIĞIN vatandaşlığının tespiti bakımından ortaklığın idare merkezinin bulunduğu yer esas alınır. Eğer ortaklığın idare merkezinin bulunduğu yer Türkiye sınırlarında değil ise o şirket ortaklığını yabancı olarak kabul ederiz. Ayrıca merkezleri yurt dışında olan DERNEK VE VAKIFLAR ile KAR AMACI GÜTMEYEN KURULUŞLARI da yabancı statüsüne haiz tüzel kişiler olarak kabul ederiz.

Yabancı Vatandaşın Türkiye’de Hak Ve Yükümlülükleri Nelerdir?

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu