Menfi Tespit Davasının Amacı
Menfi Tespit Davasının Amacı
Menfi tespit davasının amacı, bir hukuki ilişkide, işlemin var olup olmadığının mahkeme tarafından değerlendirerek tespit edilmesidir. Bu hukuki ilişki bir borç ilişkisi olabileceği gibi başka hukuki işlemlerden de doğuyor olabilir.
Bir borç ilişkisinin varlığı alacaklı tarafından iddia ediliyorsa, borçlu tarafından açılacak menfi tespit davası ile borcun var olup olmadığı mahkeme kararı ile tespit edilmektedir.
İcra Takibinden Önce Açılan Menfi Tespit Davası
İcra takibinden önce menfi tespit davası açılarak ortada bir icra takibi olmamasına rağmen alacaklı olduğunu iddia eden kişi tarafından bir tehdit oluşturulabilmektedir. Bu tehdit karşılığında ortada borç olup olmadığına ilişkin türk mahkemelerince tespit yapılması amacıyla menfi tespit davası açılır.
İcra takibinden önce menfi tespit davası açılması durumunda, alacaklı olduğunu iddia eden kişi tarafından icra takibi yapılmasını engelleyeceği bir durumdan söz edemeyiz. Mevcut menfi tespit davasının da takibi durdurucu özelliği yoktur. Yani alacaklı olduğunu iddia eden kişi icra takibi başlatabileceği gibi başlatılan icra takibini de ilerletebilir.
Ancak icra takibinden önce açılan ve derdest olan bir menfi tespit davasında, davaya bakan mahkemeden ihtiyati tedbir talep edilerek icra takibinin durdurulması talep edilebilir. Ayrıca icra takibine itiraz edilmesine ilişkin hükümler saklıdır.
İcra Takibinden Sonra Açılan Menfi Tespit Davası
Öncelikle borçluya ödeme emri tebliğ edilmeden veya tebliğ edildikten sonra itiraz süresi içerisinde borçlunun, borçlu olmadığının tespiti amacıyla açacağı menfî tespit davasında hukuki yararı yoktur.
Borçlu, hakkında başlatılan icra takibine süresi içerisinde itiraz etmemiş ise cebrî icra tehdidi altında olduğundan borçlu olmadığının tespiti için menfî tespit davası açabilir. Bu noktada borçlunun hukuki yararı cebrî icra tehdidi altında bulunmasıdır.
Menfî tespit davalarında hukuki yarar tespiti oldukça önemlidir. Alanında uzman avukat tarafından bu durum değerlendirilmeli, aksi takdirde dava açmak sadece müvekkil için masrafa neden olacaktır.
Menfî tespit davasının açılması ilamsız icra takibini kendiliğinden durdurmaz. Takip kesinleştikten sonra alacaklı, borçlunun mallarına haciz şerhi işleyebilir. Gerekli prosedürleri tamamladıktan sonra taşınır ve/veya taşınmaz mallarını satarak, satış bedelinin hesabına reddiyatını talep edebilir.
Menfi Tespit Davası Nedir?
Tespit davalarına gelince, bu davalar yoluyla mahkemeden bir hakkın veya hukuki ilişkinin varlığının ya da yokluğunun yahut bir belgenin sahte olup olmadığının belirlenmesi talep edilir. Tespit davası açan kişinin, kanunlarda belirtilen istisnai durumlar dışında, bu davayı açmakta hukuken korunmaya değer güncel bir yararı bulunmalıdır. Maddi vakıalar, tek başlarına tespit davasının konusunu oluşturamaz. (HMK; m. 106)
Yukarıda vermiş olduğumuz tanımda tespit davalarının esas itibariyle bir hukukî ilişkinin varlığının ya da yokluğunun tespitine yönelik olarak açıldığını ifade etmiştik. Bu açıdan tespit davaları, konusunda göre olumlu (müsbet) ve olumsuz (menfî) tespit davaları olarak ikiye ayrılır.
Olumlu (müsbet) tespit davaları, davacının bir kişi ile aralarında hukuki bir ilişki bulunduğunu mahkeme kararı ile saptanması için açtığı dava türü iken, olumsuz (menfi) tespit davaları ise, bir kimsenin bir başka kişi ile aralarında hukuki bir ilişki bulunmadığının saptanmasını talep ettiği dava türüdür.
Görüldüğü üzere menfi tespit davasının konusu, yokluğu tespit edilmek istenen her türlü hukukî ilişki olabilir. Bu sebeple belli tür ilişkilere hasredilemez, sınırlanamaz. Bununla birlikte bu dava türünün en yaygın biçimi cebri icra takibi sürecinde ortaya çıkan menfi tespit davasıdır.
Menfi Tespit Davası Görevli Mahkeme
Menfi tespit davalarının tamamı için geçerli tek bir görev düzenlemesi yoktur. Bu sebeple görevli mahkeme, varlığı ya da yokluğu tespit edilmek istenen hukukî ilişkinin mahiyetine göre belirlenecektir. Bununla birlikte HMK 2 nci maddesi uyarınca genel görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemesi olduğu da açıktır.
“Dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalarla, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemesidir.
Bu Kanunda ve diğer kanunlarda aksine düzenleme bulunmadıkça, asliye hukuk mahkemesi diğer dava ve işler bakımından da görevlidir.” (HMK; m. 2)
Bununla birlikte HMK 4/1-a maddesi uyarınca kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davalarda görevli olan mahkeme Sulh Hukuk Mahkemesi olduğundan, kira ilişkisinin yokluğunun tespitini talep eden menfî tespit davalarında görevli mahkeme Sulh Hukuk Mahkemesi’dir.
Diğer uyuşmazlık türlerinde de mahiyetine göre Asliye Hukuk ya da Asliye Ticaret Mahkemesi olabilir. Mesela hizmet tespitine yönelik davalar İş Mahkemesi’nde açılacaktır.
Yetkili mahkeme ise; genel hükümler saklı kalmak kaydı ile davalının yerleşim yeri mahkemesi veya takibe başlandıktan sonra menfi tespit davası açılmışsa takibin yapıldığı icra dairesinin bulunduğu yer mahkemesidir (İİK; m. 72/VIII).
Menfi Tespit ve İstirdat Davası Birlikte Açılır mı?
Menfi tespit davaları ile istirdat davalarının konuları birbirinden farklı olduğu gibi zamansal açıdan da farklılık gösterirler. İstirdat davası bir eda davasıdır ve icra takibi neticesinde alacaklıya ödenen paranın geri alınması talebine yöneliktir. Menfi tespit davası ise hukuki bir ilişkinin yokluğunun tespiti talebi ile açılmış bir davadır. Eğer para alacaklıya ödenmiş ise menfi tespit davası açılamaz zira davacının bu davayı açmak bakımından hukuki bir yararı kalmamıştır.
Bununla birlikte cebri icra takip süreci menfi tespit davasından bağımsız olarak sürdüğünden dolayı, kimi durumlarda henüz menfi tespit davası sonuçlanmadan paranın alacaklıya ödenmesi söz konusu olabilir. İşte bu gibi durumlarda menfi tespit davası kendiliğinden istirdat davasına dönüşmektedir.
“Borçlu, menfi tesbit davası zımmında tedbir kararı almamış ve borç da ödenmiş olursa, davaya istirdat davası olarak devam edilir” (İİK; m. 72/VI)
Menfi Tespit Davası Dilekçe Örneği
……. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE
İHTİYATİ TEDBİR TALEPLİDİR
İCRA DOSYA NO :
DAVACI :
ADRES ____:
VEKİLİ :
ADRES ____:
DAVALI :
ADRES ____:
DAVA KONUSU : Menfi Tespit Davası
AÇIKLAMALAR :
Bu kısımda alacaklının hangi hukuki işleme dayanarak cebri icra takibi başlattığı, bu hukuki ilişkinin neden mevcut ve geçerli olmadığı, delilleri ile izah edilecek –varsa- bu hususta alacaklı tarafın dayandığı/dayanması muhtemel delillerin neden geçerli olmadığı, gerçeği yansıtmadığı açıklanacaktır.
Ayrıca talebin haksızlığı ve bu sebeple gerekli tedbirler alınmadığı takdirde meydana gelmesi kaçınılmaz olan zararlardan bahsedilerek uygun görülecek teminat karşılığında ihtiyati tedbir kararı verilmesi talep edilecektir.
HUKUKİ NEDENLER : İİK, HMK, TBK, ve sair ilgili mevzuat.
DELİLLER : Bu kısımda menfi tespit davasını haklı gösterici nitelikteki tüm delil ve sair ispat vasıtaları sıralanacaktır.
NETİCE VE TALEP :
Yukarıda arz ve izah edilen sebepler neticesinde;
Talebimizin kabulü ile davalı……..ile müvekkil arasında mevcut ve geçerli bir ………. (hukuki ilişkinin) bulunmadığının TESPİTİNE,
Mahkemenizce takdir edilecek teminat mukabilinde yahut teminatsız olarak ……. ihtiyati tedbir kararı verilerek icra veznesine girecek paranın davalıya ÖDENMEMESİNE,
Neticeten ……. Sayılı haksız icra takibinin DURDURULMASINA,
Fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla, bu dava sebebiyle uğramış olduğumuz zararların yasa gereği alacağın yüzde yirmisinden az olmamak kaydıyla kötü niyetli davalıdan alınarak müvvekile VERİLMESİNE,
Vekâlet ücreti ve sair yargılama giderlerinin davalıya YÜKLETİLMESİNE,
Karar verilmesi hususunda;
Gereğini bilvekale arz talep ederiz…../…../……
Davacı Vekili
EKLER:
Menfi Tespit Davasının Amacı