Gerçeğe Aykırı Mal Beyanında Bulunma 2022
Gerçeğe Aykırı Mal Beyanında Bulunma 2022
Alacaklı, alacağını tahsil edemediği durumlarda icra dairelerine başvurarak borçlu hakkında icra takibi başlatır ve takip konusu alacağını devlet eliyle tahsil etmeye çalışır. Borçluya ödeme emri gönderildiğinde, ödeme emri içeriğinde borçludan, 7 gün içinde (kambiyo senetlerinde 10 gün) mal beyanında bulunulması istenir.
Takip İcra ve İflas Kanunu madde 74’te belirtildiği üzere mal beyanı; borçlunun, takip konusu alacağa yetecek oranda gerek kendi gerekse üçüncü kişilerde olan mal, hak ve alacaklarını ve bunların çeşit ve niteliklerini, geçimini nasıl sağladığını buna bağlı olarak da borcu ne surette ödeyebileceğini sözlü veya yazılı olarak icra dairesine bildirmesidir. Borçlu sadece takip konusu alacağa yeter mal, hak ve alacaklarını bildirmesi yeterlidir. Tüm mal, hak ve alacaklarının bildirilmesine gerek yoktur.
Borçlu takip konusu borca süresi içinde itiraz etmiş ise itirazın kaldırılmasına veya itirazın iptaline karar verilinceye kadar mal beyanında bulunmak zorunda değildir. Mahkeme itirazın kaldırılmasına veya iptaline karar verdiği durumda, bu kararın tefhim ve tebliğinden itibaren 3 gün içinde borçlu mal beyanında bulunmak mecburiyetindedir.
Diğer durumda, kendisine ödeme emri gönderilen borçlu, takip talebinde belirtilen yasal süre olan 7 günlük süre içerisinde ödeme emrine itiraz etmediği ya da borcu ödemediği durumlarda 7 gün içinde mal beyanında bulunmak zorundadır.
Kambiyo senetlerine özgü haciz yolunda ise borçlu, ödeme emrinin tebliğinden itibaren 10 gün içinde mal beyanında bulunmak zorundadır.
Peki borçlu mal beyanında bulunmazsa veya gerçeğe aykırı beyanda bulunursa ne olur?
İİK 76.madde uyarınca mal beyanında bulunmayan borçlu, alacaklının talebi üzerine beyanda bulununcaya kadar icra mahkemesi hakimi tarafından bir defaya mahsus olmak üzere hapisle tazyik olunur. Ancak bu hapis üç ayı geçemez. Hapisle tazyikin amacı, borçluyu mal beyanında bulunmaya zorlamaktır. Borçlu mal beyanında bulunduğu anda mutlaka salıverilmesi gerekir.
Borçlu takip konusu alacak için yaptığı mal beyanında hiç malı olmadığını bildirmiş veya borcuna yetecek kadar mal göstermemiş ya da hiç mal beyanında bulunmamış olabilir. Bu durumda varsa sonradan kazandığı malları yahut gelirindeki artışı 7 gün içinde takibin açıldığı icra dairesine yazılı veya şifahi (sözlü) olarak bildirmek mecburiyetindedir. Aksi takdirde borçlu, bildirmediği mal ve kazancı mevcutsa 10 gün, bu mal veya kazancı haklı bir neden olmaksızın elden çıkarmışsa 1 aya kadar disiplin hapsi ile cezalandırılır. Bu ceza alacaklının şikayeti üzerine verilir. Borçlu takibe konu olan borcu tamamen öderse cezası düşer.
Borçlu kendisinden istenen mal beyanını, gerçeğe aykırı surette yapmışsa, alacaklının şikâyeti üzerine, 3 aydan1 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Burada gerçeğe aykırı mal beyanında bulunma kastı olmalıdır.
Borçlu iflasa tabi ise gerçeğe aykırı beyanda bulunarak mal saklaması borçlu aleyhine doğrudan doğruya iflas sebebidir.
YARGITAY KARARI
7. Ceza Dairesi 2021/29229 E. , 2021/17281 K.
“İçtihat Metni”
3628 sayılı Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele Kanunu’na muhalefet suçundan sanık …’nın, anılan Kanun’un 12/1 ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 62. maddeleri uyarınca 5 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231/5. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair Doğubayazıt 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 23/05/2018 tarihli ve 2015/880 esas, 2018/656 sayılı kararına karşı yapılan itirazın reddine ilişkin mercii Doğubayazıt Ağır Ceza Mahkemesinin bila tarihli ve 2018/584 değişik iş sayılı kararı aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığından verilen 23.08.2021 tarihli kanun yararına bozma istemini içeren dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 29.09.2021 tarihli ve KYB. 2021-107247 sayılı ihbarnamesi ile daireye verilmekle okundu.
Mezkür ihbarnamede;
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 10/04/2018 tarihli ve 2014/15-487 esas, 2018/151 sayılı kararında belirtildiği üzere, temyiz ve istinaf kanun yollarından geçmeksizin kesinleşen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararların ülke sathında uygulama birliğine ulaşmak ve ciddi boyutlara ulaşan hukuka aykırılıkların toplum ve birey açısından hukuk yararına giderilmesi amacıyla olağanüstü bir kanun yolu olan kanun yararına bozma konusu yapılabileceği nazara alınarak yapılan incelemede,
Dosya kapsamına göre, sanığın 27/03/2014 tarihinde 60 ay vadeli 27.000,00 Türk lirası tutarındaki çektiği krediyi mal beyanında bildirmesi gerekirken bildirmediği iddiasıyla açılan kamu davasında, 28/03/2018 tarihli bilirkişi raporunda 27/03/2014 tarihinde 60 ay vadeli 27.000,00 Türk lirası tutarındaki kredinin ilgili yıllardaki mal beyanlarında yer almadığı, şahsın ifadesine bakılınca aynı tutardaki meblağın 03/04/2009 tarihli mal beyanında beyan etmiş olduğunun görüldüğü, fakat 03/04/2009 tarihindeki mal beyanına sunulan ekler incelenince krediyi desteklemek için sunulması gereken banka ödeme planının mevcut olmadığı sadece
karşı tarafın hesabına yatan 27.000,00 Türk lirası tutarında bir ödeme dekontunun bulunduğu şeklinde belirtildiği, Mahkemesince de bilirkişi raporuna dayanılarak ilgili krediye ilişkin mal beyanında bulunmadığı gerekçesiyle sanığın mahkumiyetine karar verilmiş ise de; sanığın, krediyi çektiği tarihin 2009 olduğunu, kredi çekerek ev aldığını, beyanı alınırken kredinin başlangıç tarihinin hataen 2014 olarak yazıldığını beyan etmesi, sanık müdafiinin itiraz dilekçesi ekinde yer alan Vakıfbank Tüketici Kredisi geri ödeme planına göre kredinin 27/03/2009 tarihinde çekildiğinin ve son kredi taksit tarihinin 27/03/2014 tarihli olduğunun anlaşılması ve 3628 sayılı
Kanun’un 12/1. maddesinde “Kanunen daha ağır bir cezayı gerektirmediği takdirde gerçeğe aykırı bildirimde bulunana altı aydan üç yıla kadar hapis cezası verilir.” yer alan düzenleme kapsamında sanığın eylemi değerlendirildiğinde, sanığın 03/04/2009 tarihli mal beyanı formu incelendiğinde, taşınmaz mal bilgileri kısmında satın aldığı gayrimenkule ilişkin dayanak olarak Vakıfbank’tan
aldığı 27.000 Türk lirası krediden bahsettiği ve ilgili kişinin hesabına 27.000 Türk lirası yatırdığına ilişkin 27/03/2009 tarihli dekontu da sunduğu görülmekle, suçun yasal unsurları oluşmadığından sanığın beraatine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesinde isabet görülmemiş ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozmaya atfen ihbar olunmuş bulunmakla Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;
Suçtan doğrudan doğruya zarar gören ve yargılamaya katılma hakkı bulunan Hazine ve Maliye Bakanlığı dava ve duruşmadan haberdar edilmeden yargılama sonlandırıldığı gibi, adı geçen kuruma gerekçeli kararın tebligi de yapılmadığı ve bu nedenle kanun yararına bozma istemine konu kararın kesinleşmediği anlaşıldığından, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma isteğinin REDDİNE, 14.12.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Gerçeğe Aykırı Mal Beyanında Bulunma 2022
Makale Yazarlığı İçin
Avukat veya akademisyenler hukuk makalelerini özgeçmişleri ile birlikte yayımlanmak üzere asalhukukdanismanlik@gmail.com adresine gönderebilirler.