MANŞET

Ticari Ve Zirai Kazançlar

Ticari Ve Zirai Kazançlar

Ticari Kazançlar

Her türlü ticari ve sınai faaliyetlerden doğan kazançlar ticari kazançtır. 6102 sayılı TTK’ya göre, ticari iş: “Bu Kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işlem ve fiiller ticari işlerdendir.” ticari işletme: “Ticari işletme, esnaf işletmesi için öngörülen sınırı aşan düzeyde gelir sağlamayı hedef tutan faaliyetlerin devamlı ve bağımsız şekilde yürütüldüğü işletmedir.” Dolayısıyla ticari işletmeden kasıt şirket değildir.

GVK, ticari kazançları vergilendirme rejimini; basit usulde vergilendirme, gerçek usulde vergilendirme ve esnaf muaflığı şartı varsa vergi dışında bırakma olmak üzere üç ayrı grupta değerlendirmiştir.

Ticari Kazancın Basit Usulde Tespiti

Basit usul; geliri sınırlı bakkal, kasap gibi küçük ticaret erbabıyla, tamirci, terzi gibi küçük sanat erbabı için getirilen bir uygulamadır. Ayrıca, şehir içinde taşımacılık faaliyetinde bulunan taksici, dolmuşçu gibi bazı hizmet işletmelerinin de bu grupta vergilendirildiği görülmektedir.

Basit usulden yararlanamayan meslek ve ticaret erbabı: Bazı konularda faaliyet gösterenlerin basit usulden faydalanması yolu kapatılmıştır. Bu konularda bazıları şunlardır:

Kollektif şirket ortakları ile komandit şirketlerini komandite ortakları,

Sarraflar,

Her türlü ilan ve reklam işiyle uğraşanlar,

Gayrimenkul alım satımı ile uğraşanlar,

Şehirler arası yük ve yolcu taşımacılığı yapanlar,

Basit usule tabi olmanın şartları: Yasa’nın ilgili maddesinde sayılan küçük esnafın dışında kalan mükelleflerin basit usulden yararlanabilmesi için, “genel şartlar” ve “özel şartlar” olmak üzere iki grupta toplanmış bazı şartları taşımaları gerekir. Genel şartlar arasında:

Kendi işinde bilfiil çalışması veya bulunması

İş yeri mülkiyetinin iş sahibine ait olması durumunda emsal kira bedelinin, 2. bentte belirlenen miktarları aşmaması.

Başka bir ticari, zirai veya mesleki faaliyet dolayısıyla gerçek usulde gelir vergisine tabi olmaması bulunmaktadır.

Özel şartlar ise yıllık alış, satış ve hasılat tutarlarının Kanun’da belirlenen tutarları aşmaması.

 

Basit usulde gelirin tespiti: Basit usule tabi olan mükellefler, alışlarında ve giderleri karşılığında belge alacaklar, satışlarında da belge vereceklerdir. Ödeyecekleri vergi yıl boyunca toplayacakları bu belgeler üzerinden hesaplanacaktır. Bu şekilde bağlı oldukları esnaf ve sanat odasının yardımı ile gelir tespiti yapılacak ve bu geliri izleyen yılın şubat ayında verecekleri beyannameleri üzerinde göstereceklerdir.

Basit usulse ticari kazancın tespiti, hasılat – (giderler + satılan emtianın alış bedeli) şeklinde gösterilebilir. Dönem sonu mal mevcudu hasılata, dönem başı mal mevcudu ise giderler eklenmektedir. Bu gelir üzerinden, gelir vergisine göre hesaplanan vergiyi, iki taksit halinde (2. ve 6. aylarda) ödeyeceklerdir.

Gerçek Usulde Vergilendirme

Basit usul koşullarını taşımayan gelir vergisi mükelleflerinin ticari kazançları gerçek usule göre tespit edilir. Gerçek usule tabi mükellefler tutacakları defterler yönünden iki sınıfa ayrılırlar:

-Birinci sınıf tacirler (Bilanço esasına göre defter tutanlar)

-İkinci sınıf tacirler (İşletme hesabı esasına göre defter tutanlar)

Ticari kazançlarda indirilebilecek giderler nelerdir?

Çalışanların Yiyecek, Giyecek, Sigorta Primi Gibi Giderler.

İşle İlgili Zarar-Ziyan ve Tazminatlar.

Seyahat ve Konaklama Giderleri.

Taşıt Giderleri.

Ayni Vergi, Resim ve Harçlar.

Amortismanlar.

Ticari Kazancın Tespitinde İndirilemeyecek Giderler

a) Teşebbüs sahibi ile eşinin ve çocuklarının işletmeden çektikleri paralar veya aynen aldıkları sair değerler,

b) Teşebbüs sahibinin kendisine, eşine, küçük çocuklarına işletmeden ödenen aylıklar, ücretler, ikramiyeler, komisyonlar ve tazminatlar,

c) Teşebbüs sahibinin işletmeye koyduğu sermaye için yürütülecek faizler,

d) Teşebbüs sahibinin, eşinin ve küçük çocuklarının işletmede cari hesap veya diğer şekillerdeki alacakları üzerinden yürütülecek faizler,

e) a, b, c ve d bentlerinde yazılı olan işlemler hariç olmak üzere, teşebbüs sahibinin, ilişkili kişilerle emsallere uygunluk ilkesine aykırı olarak tespit edilen bedel veya fiyatlar üzerinden mal veya hizmet alım ya da satımında bulunması halinde, emsallere uygun bedel veya fiyatlar ile teşebbüs sahibince uygulanmış bedel veya fiyat arasındaki işletme aleyhine oluşan farklar,

f) Her türlü para cezaları ve vergi cezaları ile teşebbüs sahibinin suçlarından doğan tazminatlar,

g) Her türlü alkol ve alkollü içkiler ile tütün ve tütün mamullerine ait ilan ve reklâm giderleri,

h) Kiralama yoluyla edinilen veya işletmede kayıtlı olan yat, kotra, tekne, sürat teknesi gibi motorlu deniz, uçak ve helikopter gibi hava taşıtlarından işletmenin esas faaliyet konusu ile ilgili olmayanların giderleri ile amortismanları,

i) Basın yoluyla işlenen fiillerden veya radyo ve televizyon yayınlarından doğacak maddî ve manevî zararlardan dolayı ödenen tazminat giderleri. (Yukarıdaki maddelerin uygulanmasında, kollektif şirketlerin ortakları ile adi ve eshamlı komandit şirketlerin komandite ortakları teşebbüs sahibi olarak kabul edilir)

Ticari kazanç olarak kimler vergilendirilir?

TİCARİ KAZANÇ ELDE EDEN MÜKELLEFLER İÇİN VERGİ REHBERİ Kollektif ortaklıklarda ortakların, adi veya eshamlı komandit ortaklıklarda komandite ortakların, ortaklık kârından aldıkları paylar şahsi ticari kazanç olarak vergiye tabi tutulmaktadır.

Zirai Kazancın Tanımı ve Başka Kazançlara Dönüşmesi

GVK’ya göre zirai faaliyetlerden doğan kazançlar zirai kazançtır. Zirai faaliyet; arazide, deniz, göl ve nehirlerde ekim, üretme yoluyla bitki, hayvan, balık ve bunların mahsullerinin üretilmesini, avlanmasını, satılmasını vb. ifade eder. Zirai faaliyetin içinde yapıldığı işletmeler zirai işletme; bu işletmeleri işleten gerçek kişilere çiftçi ve bu faaliyet sonucunda üretilen maddelere de mahsul denir.

Zirai kazançların başka kazançlara dönüşmesi: kolektif ve komandit şirketler zirai faaliyetlerle uğraşsalar bile çiftçi sayılmazlar. Zirai faaliyetle uğraşan bu şirketlerin ortaklarının şirket karından aldıkları paylar, şahsi ticari kazanç hükmündedir. Zirai işletmenin boyutları, sınai bir müessese önem ve genişliğinde olursa zirai kazanç değil; ticari kazanç söz konusu olur. Zirai kazançlar ya stopaj usulüyle ya da gerçek usulde vergilendirilmektedir.

Zirai Kazançlarda Stopaj Usulüyle Vergileme

Zirai kazançlarda stopaj esası, temel vergilendirme yöntemi olarak öngörülmüştür. Yasa’nın belirlediği bazı büyüklüklerin aşılması durumunda ise buna ilave olarak gerçek usulde vergilendirme yapılmaktadır.

Zirai kazançlarda stopaj usulüyle vergiye tabi olanların şartları: Yükümlülükleri, stopaj yoluyla alınan vergilerle sınırlı kalan çiftçiler, Yasa’da belirlenen şartları taşıyan çiftçilerdir. Bu şartlardan biri işletme büyüklüğü, diğeri ise işletmede kullanılan motorlu araçlarla ilgilidir. İşletme büyüklüğü Yasa’nın 54. maddesinde açıklanmıştır. Örnek olarak: ekili arazilerin yüzölçümü toplamı, taban arazide 900, kıraç arazide 1700 dönümü geçmemelidir. Hayvancılıklar uğraşanlar için büyükbaş hayvan sayısı 150’yi; küçük baş hayvan sayısı 750’yi aşmaması gerekir. Motorlu araç kullanan mükellefler hakkında beyan yoluyla vergilendirmenin doğmaması için; bir biçerdövere veya on yaşından küçük ikiden fazla traktöre sahip olunmaması gerekir. Bunun dışında kalanlar ticari kazanç hükmüne göre vergilendirilir.

Zirai Kazançların Gerçek Usulde Vergilendirilmesi

Yukarıda bahsi geçen şartlara uymayan çiftçilerin kazançları, gerçek usulde zirai işletme hesabı veya diledikleri takdirde bilanço esasına göre tespit olunur. Bu usulde zirai kazanç, hesap dönemi içinde para olarak tahsil edilen veya alacak olarak tahakkuk eden hasılat ile ödenen veya borçlanılan giderler arasındaki olumlu farktır. Gerçek usulde vergilendirilmeyen çiftçiler vergi dairesine başvurarak gerçek usule geçebilirler. İşletme büyüklüğü ölçülerini aşanlar izleyen dönemde gerçek usule tâbi olurlar. Gerçek usule tâbi olup işletme büyüklüğü ölçütünün altına düşenler izleyen dönemde stopaj usulüyle vergilendirilecektir.

Kazancın tespitinde indirilebilecek giderlere örnek olarak; işletme için alınan tohum, gübre, fide yem, ilaç ve benzeri maddeler için ödenen veya borçlanılan tutarlar; personel ücretleri; personel sigorta giderlerini gösterebiliriz.

4369 sayılı kanundan sonra zirai kazancın vergilendirilmesinde önemli değişiklikler yapılmış, stopaj yolu ile vergileme temel sistem olarak kabul edilmiştir. Kanunda yazılı işletme büyüklüğü ölçülerini aşan mükelleflerin gerçek usulde vergilendirilmesi gerektiği kabul edilmiştir. Gerçek usulde vergilendirilen çiftçiler, diledikleri takdirde işletme hesabı ya da bilanço esasına göre vergilendirilmeyi talep edebilmektedirler. Tevkifat yolu ile vergilendirilen çiftçiler de diledikleri takdirde gerçek usulde vergilendirilmeyi talep edebilmektedirler.

Çiftçinin korunması bakımından 4369 sayılı kanunla kaldırılan küçük çiftçi muaflığına benzer bir düzenleme yapılmalıdır. Tevkifat, safi kazançlar üzerinden yapılmalıdır. Vergi dairelerinin özelge, tebliğ ve sirkülerlerinin hukuka uygun olması sağlanmalı, gerekiyor ise yasal düzenleme yapılmalıdır.

Zirai kazanç kapsamında vergiye tabi olan mükelleflerin GVK’ya göre geçici vergi ödeme yükümlülüğü bulunmamaktadır. Geçici vergi; gerçek usulde vergilendirilen gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerinin cari vergilendirme dönemlerinin gelir ve kurumlar vergisine mahsuben üçer aylık kazançları üzerinden hesaplanıp ödenen bir peşin vergi uygulamasıdır.

Ticari Ve Zirai Kazançlar

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu