Anayasa Mahkemesi’ne Bireysel Başvuru
Anayasa Mahkemesi’ne Bireysel Başvuru
Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru hakkı, 12 Eylül 2010 tarihinde yapılan halk oylamasında kabul edilen 5982 Sayılı Kanun ile tanınmıştır.
Anaysa Mahkemesi’ne bireysel başvuru, temel hak ve özgürlükleri kamu gücü tarafından ihlal edilmiş kişilere Anayasa Mahkemesi’ne doğrudan başvuru hakkı veren bir çözüm yoludur.
Tüm yasal yolları tüketmesine rağmen temel hak ve özgürlüklerine yönelik ihlalin giderilmediğini düşünen kişilere son adım olarak Anayasa Mahkemesi’ne başvuru hakkı tanınmaktadır.
Anayasa Mahkemesi sadece başvurucunun temel haklarından bir ya da birkaçının ihlal edilip edilmediği hususunda denetim yapmaktadır. Dolayısıyla genel mahkemelerin yaptığı gibi olay ve delillerin değerlendirilmesi hususlarında denetim yapmamaktadır.
Türkiye, AİHM tarafından en fazla mahkum edilen ülkelerden birisidir.
Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvurunun kabul edilmesiyle AİHM’e yapılan başvuru sayısı ve mahkumiyet kararlarının azalmasında büyük gelişme kaydedilmiştir.
Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuruda bulunmak bazı kurallara tabi tutulmuştur. Böylelikle yapılan başvurular belli bir ön incelemeye tabi tutularak süzgeçten geçirilir. Bu nedenle bireysel başvuruda bulunurken başvuru formu ve ekleri usule uygun yöntemlerle düzenlenip mahkemeye sunulmalıdır.
Çünkü Anayasa Mahkemesi’ne yapılan bireysel başvuru belirlenen usul kurallarına uymadığı gerekçesiyle reddedildiğinde AİHM’e yapılan başvuruda iç hukuk yollarının tüketilmediği gerekçesiyle reddedilecektir.
Anayasa Mahkemesi’ne yapılacak bireysel başvurular İçtüzük ekinde ve Mahkeme İnternet sitesinde bulunan başvuru formu ile yapılmalıdır. Sözlü başvuru yapılması mümkün değildir. Bununla birlikte başvurular resmi dilde yani Türkçe olarak yapılır. Başvuru formunun okunaklı, açık ve anlaşılır olması gerekir. Yine talepler gerekçeli olarak belirtilir.
Anayasa Mahkemesi’ne yapılacak bireysel başvurularda hangi temel hak ve özgürlüklerin ihlal edildiği delilleri ile birlikte ortaya konmalıdır. Bu nedenle bireysel başvuruda bulunurken Anayasa Mahkemesi bireysel başvuru formunda belirtilen hak ihlallerine ilişkin tüm belgeler ek olarak eklenmelidir.
Anayasa Mahkemesi tarafından yapılan bireysel başvurularda herhangi bir eksiklik bulunup bulunmadığı incelenir. Eksiklik bulunması halinde başvurucuya eksikliğin giderilmesine yönelik tebligat gönderilir. Bu durumda Anayasa Mahkemesi tarafından verilen kesin süre içerisinde eksikliğin giderilmesi gerekmektedir. Aksi durumda bireysel başvuru reddedilir.
Anayasa Mahkemesi’ne yapılan bireysel başvurular Bireysel başvuru bürosu tarafından şekli incelemeden geçirilir. Bu incelemede başvurunun 30 günlük süre içerisinde yapılmadığı tespit edilirse başvurunun reddine karar verilir.
Anayasa Mahkemesi tarafından verilen sürede eksikliklerin giderilmemesi yahut bireysel başvurunun süresinde yapılmaması nedeniyle idari red kararı verilmesi halinde başvurucu yedi gün içinde bu karara itiraz edebilir.
Kabul edilebilirliğine karar verilen başvurular hakkında Mahkeme söz konusu başvuruların esastan incelemesine başlayacaktır.
Başvuru şartlarını taşıyan ve incelenmeye değer görülmek suretiyle kabul edilen başvurular içeriği itibariyle değerlendirilecektir. Esas hakkında inceleme, Anayasa Mahkemesi’nin, temel bir hak ihlali olup olmadığı yönünde yaptığı bir yargılama faaliyetidir.
Anayasa Mahkemesi tarafından esas hakkında yapılacak inceleme bir temel hakkın ihlal edilip edilmediği ve bu ihlalin nasıl ortadan kaldırılacağının belirlenmesi ile sınırlıdır.
Kabul edilebilirliğine karar verilen başvurunun bir örneği, bilgi için Adalet Bakanlığı’na gönderilir. Adalet Bakanlığı da, gerekli gördüğü hallerde söz konusu başvuruya ilişkin olarak görüşünü yazılı olarak Mahkemeye bildirebilir.
Bireysel başvurunun, başvuruya konu edilen işlemler ve kararların yürürlüğü üzerinde bir etkisi bulunmamaktadır.
Başka bir deyişle, temel hak ihlaline neden olduğu iddiasıyla kamu gücünün kesinleşmiş karar ve işlemleri aleyhine Anayasa Mahkemesi’ne yapılan bireysel başvurular, söz konusu karar ve işlemlerin icrasını durdurmaz. Bu durum, başvurunun esası hakkındaki incelemeler tamamlanıp, bir karar verilinceye dek, başvurucunun ağır zararlara uğramasına neden olabilir.
Ayrıca, yargılama sonunda lehe karar verilse dahi, kararın artık temel hakkın korunması açısından bir etkisi kalmayabilir. Bu nedenle Anayasa Mahkemesi, başvurunun esası hakkındaki incelemelerini tamamlayıncaya dek başvurucunun ihlale karşı korunabilmesi amacıyla kendiliğinden ya da taleple tedbir kararı verilebilir.
Bir mahkeme kararından kaynaklanan ihlallerle alakalı bireysel başvurularda, Anayasa Mahkemesi öncelikle ihlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılabilmesi için yeni bir yargılama yapılmasına ihtiyaç bulunup bulunulmadığını değerlendirir.
İhlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılabilmesi için yeniden bir yargılama yapılması gerekliliğine karar verilmesi durumunda dosya ilgili mahkemeye gönderilir. Yeniden yargılama yapmakla yükümlü mahkeme, Anayasa Mahkemesi’nin ihlal kararında açıkladığı ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldıracak şekilde ve mümkünse dosya üzerinden karara bağlar.
Başka bir deyişle, yeniden yargılama yapan mahkemenin, Anayasa Mahkemesi’nin ihlale ilişkin verdiği karara direnmesi mümkün olmadığı gibi, tüm mahkemeler açısından bağlayıcı nitelikte olan Anayasa Mahkemesi kararının aksine bir karar vermesi de mümkün değildir.
Anayasa Mahkemesi tarafından yapılan inceleme sonucunda kamu işlemi veya eyleminde bir ihlal tespit edilmezse, Mahkeme başvurucunun hakkının ihlal edilmediğine karar verecektir.
Anayasa Mahkemesi tarafından verilen bu karar, ihlal iddiasına konu olan bu işlemin Anayasaya uygun olduğuna dair bir tespit anlamını da içerir. Anayasa Mahkemesinin verdiği hak ihlalinin olmadığına yönelik kararı kesindir. Hakkın ihlal edilmediği kararların aleyhine gidilebilecek herhangi bir kanun yolu öngörülmemiştir.
Bu kararın verilmesi ile daha önceden verilen tedbir kararı ortadan kalkar ve başvurucu tedbirin sağladığı imkanlardan faydalanmaz. Niteliği gereği verilen tedbir kararı kendiliğinden kalkacaktır. Bunun kararda ayrıca belirtmesine gerek yoktur.
Başvurucunun bir hakkının ihlal edildiğine dair ihlal kararı veren Mahkeme, yeniden yargılama yapılmasında hukuki bir yararın olmadığını tespit ederse, başvurucu lehine uygun bir tazminata hükmedebilir.
Hükmedilecek tazminat miktarının Anayasa Mahkemesi tarafından belirlenememesi durumunda Anayasa Mahkemesi genel mahkemelerde dava açılması yolunu gösterebilir. Tazminat miktarı genel mahkemede ayrıntılı bir inceleme yapılarak tespit edilecektir.