Boşanma Kararı | Boşanma Avukatı
Boşanma Kararı | Boşanma Avukatı
Boşanma kararı ister ayrılık sonunda, ister doğrudan boşanma davası sonunda karar verilmiş olsun, kararın kesinleşmesiyle evlilik sona erer. Bu bakımdan boşanma davası açma, dava ile kullanılan bir bozucu yenilik doğuran hak, boşanma kararı da bozucu yenilik doğuran bir karardır.
Boşanma Kararı ve Sonuçları
Boşanma kararı ile sadece evlilik sona ermez. Kararın başka sonuçları da vardır. Bu sonuçlardan bazıları, kanun gereği kendiliğinden kararda yer almalarına gerek olmadan meydana gelir. Buna karşılık diğer bir kısım sonuçlar, kararda yer almaya bağlıdırlar. Bu kararda yer alması gereken sonuçların bazılarını hakim re’ sen, yani taraflardan birinin isteği olmadan düzenler. Bazıları ise taraflardan birinin isteği üzerine hakim tarafından kararlaştırılır.
Boşanma Kararının Eşler Yönünden Sonuçları
Evlilik birliğinin sona ermesi ve eşlerin yeniden evlenebilmeleri
Boşanma kararı ile birlikte, evlilik sona ereceği için, artık boşanmış olan eşler yeniden evlenebilirler. Ancak, kadının yeniden evlenebilmesi içim Medeni Kanun 132′ deki üçyüz günlük bekleme süresinin geçmiş olması gerekir. Ancak, kadın bu süreye uymadan evlenirse, evlilik yine de geçerlidir. Boşanan kadın doğuracak olursa bekleme süresi sona erer. Kadın gebe olmadığını ispat eder ya da eski eşler birbirleriyle yeniden evlenmek isterlerse, hakim bu süreyi kaldırır (Medeni Kanun m. 132/III)
Mal rejiminin tasfiyesi
MK 179′ a göre, boşanma halinde, “mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı olduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır”
Evlenmeyle kazanılan kişisel durumun korunması ya da değişmesi
Bu husus MK 173/I, c.1′ de sadece boşanan kadın yönünden düzenlenmiştir. Bu hükme göre, “Boşanma hâlinde kadın, evlenme ile kazandığı kişisel durumunu korur; ancak, evlenmeden önceki soyadını yeniden alır.” Maddedeki evlenmeyle kazanılan kişisel durum, erginlik, kayın hısımlığı, vatandaşlık ve özel olarak düzenlenmiş soyadıdır.
Boşanan kadının soyadı yönünden ise farklı bir düzenleme getirilmiştir. Mk 173/I, c.1′ e göre, boşanan kadın, kural olarak, artık eski kocasının soyadını taşıyamaz, evlenmeden önceki soyadına dönmek zorundadır. Bu, onun bekarlık ya da dulluk soyadı olacaktır. Ancak, m-MK 173/I c.2′ ye göre, kadın evlenmeden önce dul idiyse, hakimden, dulluk soyadı yerine bekarlık soyadını taşımasına izin verilmesini isteyebilir.
Kural bu olmakla beraber, boşanan kadın istisnaen, eski kocasının soyadını taşıyabilir. MK 173/II’ ye göre, “Kadının, boşandığı kocasının soyadını kullanmakta menfaati bulunduğu ve bunun kocaya bir zarar vermeyeceği ispatlanırsa, istemi üzerine hâkim, kocasının soyadını taşımasına izin verir.”
Eşlerin birbirine karşı miras hukukundan doğan haklarının sona ermesi
Boşanma kararıyla birlikte, artık eşlerin birbirlerine karşı miras hukukundan doğan herhangi bir hakları kalmaz. Bundan sonra eşler birbirlerine bu sıfatla yasal mirasçı olamazlar ve eşlerin evlilik birliği devam ederken birbirleri lehine yapmış oldukları ölüme bağlı tasarruflar kendiliğinden hükümsüz olur.
Boşanma davası devam ederken, eşlerden birinin ölmesi halinde, sağ kalan eşin ölene mirasçı olup olmayacağı MK 181/II’ de düzenlenmiştir. Söz konusu hükme göre, “Boşanma davası devam ederken, ölen eşin mirasçılarından birisinin davaya devam etmesi ve diğer eşin kusurunun ispatlanması hâlinde de yukarıdaki fıkra hükmü uygulanır.”
Hükümden anlaşılacağı üzere kural, sağ kalan eşin ölen eşe mirasçı olmasıdır. Ancak aynı fıkrada ölenin davacı olması durumu için bir istisna getirilmiştir. Buna göre, ölen davacının mirasçılarından biri davaya devam eder ve davalının boşanmada daha kusurlu olduğunu ispat ederse MK 181/II hükmü bu halde de uygulanacaktır. Yani, davalı eş mirasçı olamayacak ve evlilik sırasında lehine yapılmış olan ölüme bağlı tasarruflardan, aksi anlaşılmadıkça yararlanamayacaktır.
Hakimin Re’sen Düzenlemesi Gereken Sonuçlar
Boşanmada hakimin çocuklarla ilgili re’sen düzenlemesi gereken durumları 3 kısımda toplayabiliriz:
Çocukların Velayeti: Hakim velayetin boşanan eşlerden hangisine bırakılacağını belirlerken sadece çocuğun menfaatini göz önünde bulundurmalıdır. Hakimin ayrıca imkan bulunduğu ölçüde ana ve babayı dinlemesi ile çocuğun fikrini alması gerekir.
Çocukla İlgili Kişisel İlişki Kurulması: Hakim, boşanma sonucu velayet kendisine bırakılmayan eşin çocuk ile kişisel ilişkisini ne zaman ve ne şekilde kuracağını kararlaştırmak zorundadır. Hakim bu ilişkiyi düzenlerken çocuğun sağlık, eğitim ve ahlak bakımlarından yararlarını esas tutmalıdır. Ana-babadan her biri diğerinin çocuk ile kişisel ilişkisini zedelemekten, çocuğun eğitilmesini ve yetiştirilmesini engellemekten kaçınmakla yükümlüdür. Kişisel ilişki sebebiyle çocuğun huzuru tehlikeye girer veya ana ve baba bu haklarını öngörülen yükümlülüklerine aykırı kullanır ya da çocuk ile ciddi olarak ilgilenmez yahut diğer önemli sebepler varsa kişisel ilişki kurma hakkı reddedilebilir veya kendilerinden alınabilir.
Çocuğun Bakımı (İştirak Nafakası): Çocuğun bakımı ve yetiştirilmesi yükümü çocuk kendisine bırakılmış olan tarafa ait olacaktır. Ancak kanunumuz diğer tarafı da ‟gücü oranındaˮ çocuğun bakımı ve eğitimiyle ilgili giderlere katılmakla yükümlü kılmıştır. Bundan dolayı çocuk kendisine bırakılmamış olan taraf çocuğun bakımı için bir nafaka ödeyecektir. Uygulamada bu nafakaya ‟iştirak nafakasıˮ denmektedir.
Hakim iştirak nafakasını belirlerken nafaka ödeyecek olan tarafın mali gücünü ve çocuğun ihtiyaçlarını ve çocuk kendisine bırakılmamış olan tarafın ekonomik durumunu göz önünde bulundurmak zorundadır. İştirak nafakası velayet hakkındaki mahkeme hükmünün kesinleştiği tarihten başlayarak çocuğun ergin olduğu güne kadar devam eder. Ancak çocuğun eğitimi devam ediyorsa bu nafaka da devam eder. Nafaka miktarı çocuğun ihtiyaçlarının artması ve enflasyon gibi nedenlerden etkileneceği için her yıl dava açmadan mahkemeye başvurarak yeniden ayarlatılabilir.
Çocukla İlgili Önlemlerin Değiştirilmesi: Yeni olayların çıkması halinde re’sen veya taraflardan birinin istemi üzerine daha önceden alınmış olan önlemleri yeniden gözden geçirerek gerekirse değiştirecektir. Mesela velayet hakkını diğer eşe verecek ya da iştirak nafakası miktarını azaltacak ya da çoğaltacaktır. Çocuğun velayeti kendisine bırakılmış olan tarafın yeniden evlenmesi hemen velayetin ondan alınmasını gerektirmez. Burada yeni evlenmenin çocuğun menfaatleri üzerindeki etkisine bakılır ve gerekiyorsa velayet diğer eşe verilir.
Boşanma Kararı | Boşanma Avukatı
Talebe Bağlı Sonuçlar
Eski soyadını taşıma
Maddi Tazminat: Medeni Kanunda boşanmada kusuru bulunmayan veya daha az kusurlu olan tarafa boşanma yüzünden uğramış olduğu zararların kısmen giderilmesi amacıyla maddi tazminat isteminde bulunma hakkını tanımaktadır.
Maddi tazminat isteyebilmek için;
istemde bulunan tarafın kusursuz ya da daha az kusurlu olması,
davalının kusurlu olması,
tazminat talep eden eşin mevcut ya da beklenen bir menfaati boşanma yüzünden zedelenmiş olmalıdır.
Mevcut menfaatten maksat, evlilik birliği boşanmayla ortadan kalkmasaydı kusursuz ya da daha az kusurlu olan eşin sağlamaya devam edecek olduğu menfaattir. Örnek olarak, eşinin geliriyle iyi yaşayan eşin boşanmayla zor durumda kalması verilebilir. Beklenen menfaatin zedelenmesiyse, kusursuz ya da daha az kusurlu olan eşin evlilik devam etmiş olsaydı ileride sağlayacak olduğu bir takım yararların boşanma sonucu elde edilememesidir. Örnek olarak, ölüme bağlı tasarruflardan doğacak alacaktan yoksun kalınması verilebilir.
Miktarı ve Şekli: Hakim maddi tazminatın miktarını takdir ederken her iki tarafın ekonomik ve sosyal durumlarını, evliliğin devam süresini ve tarafların boşanmadaki kusur derecelerini de göz önünde bulundurmalıdır. Tazminatın şeklini de hakim takdir eder. Tazminat belli bir meblağın toptan veya durumun gereklerine göre irat şeklinde ödenmesi veya bazı malların davacıya verilmesi biçiminde olabilir.
Manevi Tazminat: Davalı tarafın kusurlu olması şarttır. Burada kusurun varlığı yeterli olup, ağır olması gerekmemektedir. Ayrıca, boşanmaya sebebiyet veren olayların tazminat isteyen tarafın kişilik haklarını zedelemiş olması da gerekmektedir. Davacı tarafın kişilik haklarının hangi hallerde zedelenmiş olduğu boşanmaya sebep olan olayların mahiyetine ve istemde bulunan tarafın duyduğu elem ve üzüntünün derecesine göre tayin edilir. Mesela boşanma sebebinin zina, haysiyetsiz hayat sürme veya küçük düşürücü suç işleme olması manevi tazminat hakkını doğurabilir.
Miktarı ve Şekli: Manevi tazminatın miktarını da hakim tayin eder. Burada hakimin istemde bulunan tarafın kişilik haklarının boşanma yüzünden ne surette zedelenmiş olduğunu saptaması gerekir. Hakim boşanmaya sebep olan olayların ağırlığına ve davalının mali gücüne göre tazminat miktarını tayin edecektir. Hakim manevi tazminatta mutlaka bir miktar paraya hükmedecektir ve bu para peşin olarak ödenecektir. Manevi tazminatın irat biçiminde ödenmesine karar verilemez.
Yoksulluk Nafakası: Boşanma nedeniyle yoksulluğa düşecek olan tarafın kusursuz ya da daha az kusurlu olması şartıyla diğer taraftan süresiz olarak isteyeceği nafakadır. Kendi kaynakları ile yaşaması için zorunlu olan vasıtaları kişi sağlayamıyorsa yoksulluğa düşeceği kabul edilir. Bu nafaka eşlerin mali durumlarına getireceği etkiyi hafifletmek için verilir. Bu nafakanın bağlanabilmesi için; taraflardan birinin istemde bulunması, bu kişinin kusurunun diğer taraftan ağır olmaması ve istemde bulunan tarafın boşanma yüzünden yoksulluğa düşme tehlikesiyle karşı karşıya kalması gerekir. Hakimin takdir edeceği yoksulluk nafakasının istemde bulunan tarafın yoksulluğa düşmesini önleyecek ve onun geçinmesine yetecek miktarda olması ile bunu ödeyecek olan tarafın mali gücüyle orantılı bulunması gerekir.
Nafakanın Süresi: Nafaka kural olarak süresiz bağlanır. Ancak nafaka alan tarafın yeniden evlenmesi, evlenme olmadan fiili olarak bir başkasıyla devamlı yaşaması, haysiyetsiz hayat süresi, yoksulluğunun ortadan kalkması sebeplerinden birinin varlığı ya da taraflardan birinin ölümü nedeniyle nafaka kesilir. Yoksulluk nafakasının, tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektiği hallerde artırılmasına veya azaltılmasına karar verilebilir. Hakim, istem halinde irat şeklinde ödenmesine karar verilen yoksulluk nafakasının ya da maddi tazminatın gelecek yıllarda tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına göre ne miktarda ödeneceğine karar verebilir.
Zamanaşımı: Evliliğin boşanmayla sona ermesinde doğan dava hakları boşanma hükmünün kesinleşmesinin üzerinden 1 yıl geçmekle zamanaşımına uğrar.
Boşanma Kararı | Boşanma Avukatı