Düzeltme ve Şikayet Vergi Hatası Talep ve Taahhütname
Düzeltme ve Şikayet Vergi Hatası Talep ve Taahhütname
T.C.
DANIŞTAY
Vergi Dava Daireleri Kurulu
Esas No : 2015/243
Karar No : 2015/275
Özeti :Damga vergisinin konusunu oluşturan “Talep ve Taahhütname” başlıklı kağıtların
hukuki niteliğinin ortaya konulabilmesi, 488 sayılı Kanun’un 1’inci, 4’üncü ve 10’uncu maddeleri ile
eki (I) sayılı tabloda yer alan hükümlerin değerlendirilmesine ve yorumlanmasına bağlı olduğundan,
uyuşmazlığın, düzeltme ve şikayet kapsamında değerlendirilemeyeceği hakkında.
Temyiz Eden : Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığı
Karşı Taraf : … Madeni Yağ İmalatı Toptan ve Perakende Satış İnşaat Turizm Limited Şirketi
Vekili : Av. …
İstemin Özeti : Davacı tarafından, 4760 sayılı Özel Tüketim Vergisi Kanunu’nun 8’inci maddesinin l’inci fıkrasında
öngörülen tecil-terkin uygulama kapsamında ilgili kurumlara teslim edilen taahhütname başlıklı kâğıtlar nedeniyle
Haziran 2010 döneminde tahakkuk ettirilerek ödenen damga vergisinin iadesi istemiyle yapılan düzeltme başvurusunun reddi işlemine karşı
açılan davada verilen merciine tevdi kararı üzerine tesis edilen şikayet başvurusunun reddine ilişkin
işlemin iptali ile ödenen damga vergisinin yasal faizi ile birlikte iadesi istemiyle dava açılmıştır.
Denizli Vergi Mahkemesi 24.01.2014 gün ve E: 2013/790, K:2014/108 sayılı kararıyla;
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 116, 117, 118, 124 ve 126’ncı maddeleri ile
488 sayılı Damga Vergisi Kanunu’nun 1, 3 ve 4’üncü maddelerine değindikten sonra,
Kanuna ekli (1) sayılı Tablonun “Akitlerle ilgili Kağıtlar” başlıklı bölümünün (1-a) başlığında, belli parayı ihtiva eden mukavelenameler,
taahhütnameler, temliknamelerin %0,75 oranında nispi damga vergisine tabi tutulacağı düzenlemesine yer verildiği,
uyuşmazlığın çözümünde, “Talep ve Taahhütnamenin” üzerindeki yazının tazammun ettiği hüküm ve mananın belirlenmesinin önem arz ettiği,
davacı şirketin, satın aldığı mallan (1) yıl içinde imalatçısı olduğu ürünlerin imalinde kullanmayı taahhüt ettiği yazının,
Damga Vergisi Kanununa ekli (I) sayılı Tablonun “Akitlerle İlgili Kağıtlar” başlıklı I/A bölümünde yer alan “taahhütname” niteliğinde bulunduğu sonucuna ulaşıldığı ancak,
taahhüt edilen husus, konusu para ile ilişkilendirilen bir edimin yerine getirilmesi olmayıp,
paradan mücerret bir edimin ifası olduğu, imalatta kullanılacak malın maliyet bedelinin belirtilmesi ise bilgi mahiyetinde olup,
taahhütnamenin niteliğini değiştirmesinin olanaklı olmadığı, bu durumda,
ihtilafa konu “Talep ve Taahhütnamenin” belli bir parayı ihtiva etmediği görüldüğünden,
açıkça verginin konusuna girmeyen taahhütname esas alınarak damga vergisi tahakkuk ve
tahsil edilmesinde ve söz konusu tahakkukun kaldırılması istemiyle yapılan düzeltme ve şikayet başvurusunun reddine ilişkin işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı,
idarenin alacaklı olduğu borç ilişkilerinde yasal faiz işletilmesine karşın borçlu olduğu durumlarda yasal faiz işletilmemesi düşünülemeyeceği gibi aksinin kabulü,
borçlu olduğu durumlarda ödemeyi geciktirerek haksız kazanç sağlamasına ve kişilerin mağduriyetine yol açılmasına sebebiyet vereceğinden,
idarenin bu tür keyfi uygulamalarına sebebiyet verecek bir durum Hukuk Devleti ilkesiyle de bağdaşmayacağından,
tahsil edilen damga vergisinin, yasal faiziyle birlikte iadesi gerektiği gerekçesiyle
dava konusu işlemin iptaline ve tahsil edilen tutarın tahsil tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davacıya iadesine karar vermiştir.
Davalı idarenin temyiz istemini inceleyen Danıştay Dokuzuncu Dairesi
13.10.2014 gün ve E:2014/3176, K:2014/6093 sayılı kararıyla; 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’na göre vergi yükümlülerince,
vergilendirmeye ilişkin bir olayın düzeltme yoluyla yargı önüne getirilebilmesi ve vergi hatasının varlığından söz edilebilmesi için,
hukuksal sorun olarak çözümlenmesi gerekmeyen açık ve mutlak bir hata bulunduğunun belirlenebilmesi gerektiği,
başka bir anlatımla,
idareden düzeltilmesi talep edilebilecek vergi hatalarının, kendisinden düzeltme isteminde bulunulan idari makamın veya uyuşmazlık halinde yargı yerinin,
213 sayılı Kanun’un 3’üncü maddesinde öngörülen yorum tekniklerine başvurmadan,
ilk bakışta anlayabileceği açıklıktaki vergilendirme yanlışlıkları olduğu, olayda damga vergisinin konusunu oluşturan
“Talep ve Taahhütname” başlıklı kağıtların hukuki niteliğinin ortaya konulabilmesi,
488 sayılı Kanun’un l’ inci, 4’üncü ve 10’uncu maddeleri ile eki (I) sayılı tabloda yer alan hükümlerin değerlendirilmesine ve
yorumlanmasına bağlı olduğundan, uyuşmazlığın, düzeltme ve şikayet kapsamında değerlendirilemeyeceği gerekçesiyle kararı bozmuştur.
Bozma kararına uymayan Denizli Vergi Mahkemesi 04.02.2015 gün ve E: 2015/28, K:2015/106 sayılı kararıyla;
aynı hukuksal nedenler ve gerekçeyle ilk kararında ısrar etmiştir.
Davalı idare tarafından; olayda açık bir vergi hatası bulunmadığı ve uyuşmazlığın çözümünün hukuksal bir yorum gerektirdiği ileri sürülerek kararın bozulması istenmiştir.
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir
Danıştay Tetkik Hakimi : Murat GÜNGÖR Düşüncesi :
Temyiz isteminin kabulüyle, ısrar kararının Danıştay Dokuzuncu Dairesinin bozma kararında yer alan hukuksal nedenler ve gerekçe uyarınca bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MÎLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunca, tebligat işlemleri tamamlandığından,
yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca karar verilmesine gerek görülmeyerek, dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
Davacı tarafından, 4760 sayılı Özel Tüketim Vergisi Kanunu’nun 8’inci maddesinin l’inci fıkrasında öngörülen
tescil-terkin uygulama kapsamında ilgili kurumlara teslim edilen taahhütname başlıklı kâğıtlar nedeniyle
tahakkuk ettirilerek ödenen damga vergisinin iadesi istemiyle yapılan düzeltme başvurusunun reddi işlemine karşı
açılan davada verilen merciine tevdi kararı üzerine tesis edilen şikayet başvurusunun reddine ilişkin işlemin iptali de
ödenen damga vergisinin yasal faizi de birlikte iadesi istemiyle açılan davada;
dava konusu işlemin iptaline ve tahsil edilen tutarın tahsil tarihinden itibaren
işleyecek yasal faiziyle birlikte davacıya iadesine ilişkin ısrar kararı davalı idare tarafından temyiz edilmiştir.
Danıştay Dokuzuncu Dairesinin yukarıda yer verilen 13.10.2014 gün ve E: 2014/3176,
K:2014/6093 sayılı kararının dayandığı aynı hukuksal nedenler ve gerekçe uyarınca
temyiz isteminin kabulü de Denizli Vergi Mahkemesinin, 04.02.2015 gün ve E: 2015/28, K:2015/106 sayılı ısrar kararının bozulmasına,
yeniden verilecek kararda karşılanacağından, yargılama giderleri hakkında hüküm kurulmasına gerek bulunmadığına,
27.05.2015 gününde oy çokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY
X- Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, dayandığı hukuksal nedenler ve gerekçe karşısında
vergi mahkemesi kararının bozulmasını gerektirecek nitelikte bulunmadığından, istemin reddi gerektiği oyu ile karara katılmıyoruz.
KARŞI OY
XX- Davacı tarafından, 4760 sayılı Özel Tüketim Vergisi Kanununun 8’inci maddesinin l’inci fıkrasında öngörülen
tecil-terkin uygulama kapsamında ilgili kurumlara teslim edilen taahhütname başlıklı kâğıtlar nedeniyle
Haziran 2010 döneminde tahakkuk ettirilerek ödenen damga vergisinin iadesi istemiyle yapılan
düzeltme başvurusunun reddi işlemine karşı açılan davada verilen merciine tevdi karan üzerine
tesis edilen şikayet başvurusunun reddine ilişkin işlemin iptaline ve tahsil edilen tutarın tahsil tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte
davacıya iadesine ilişkin ısrar kararı davalı idare tarafından temyiz edilmiştir.
Israr kararının, işlemin iptali ile damga vergisinin iadesine ilişkin hüküm fıkrasında hukuka aykırılık bulunmadığı ancak,
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 112’nci maddesinin dördüncü fıkrasının, 6322 sayılı Kanun’un 14′ üncü maddesiyle değişen ve
15.06.2012 tarihinde yürürlüğe giren şeklinde yer alan,
fazla veya yersiz olarak tahsil edilen vergilerin, fazla veya yersiz tahsilatın mükelleften kaynaklanması halinde
düzeltmeye dair müracaat tarihi, diğer hallerde verginin tahsili tarihinden düzeltme fişinin mükellefe tebliğ edildiği tarihe kadar
4geçen süre için aynı dönemde 6183 sayılı Kanun’a göre belirlenen
tecil faizi oranında hesaplanan faiz ile birlikte, 120’nci madde hükümlerine göre
mükellefe red ve iade edileceği yolundaki düzenleme ile iadesine karar verilen vergiler için
faiz ödenebileceği öngörülmüş ise de, söz konusu düzenlemenin yürürlüğünden önceki dönemi kapsayan ve
davaya konu yapılan Haziran 2010 döneminde tahakkuk ettirilerek ödenen damga vergisinin iadesinde
uygulanmasına imkan bulunmadığından,
ısrar kararının faize ilişkin hüküm fıkrasının bozulması gerektiği oyuyla karara katılmıyorum.