MANŞET

Hukukumuzda Yeni Bir Uygulama Ortak Velayet

Hukukumuzda Yeni Bir Uygulama Ortak Velayet

Ortak Velayet Ne Demek?

Ortak velayet çocuk üzerindeki velayet hakkının anne ve baba tarafından evlilik birliği içinde veya boşandıktan sonra birlikte kullanılabilmesi durumudur.

Boşanma davalarındaki velayet konusu uygulamada bir çok sorun yaratan, bizimde avukatlar olarak sıklıkla karşılaştığımız en önemli sorunlardan biridir.

Dağılan aile birliği nedeni ile gerçekleşen yıkımın çocuklar üzerindeki etkileri oldukça büyük olmaktadır. Çocuğun velayeti konusundaki tartışmalar ve eşlerin kendi aralarındaki uyuşmazlığa çocuğun alet edilerek kullanılması gibi durumlar çocuk üzerinde daha da büyük bir yıkıma sebep olmaktadır.

Çocuklar ruhsal, sosyal ve psikolojik açıdan olumsuz etkilenmekte, onların bir çatışma ortamında büyümelerine sebep olmaktadır.

Anne ve babanın kavgasında sıklıkla çocuklar arada kalmakta sıklıkla da çocuk kaçırmaları, alıkonulması veya çocuğun gösterilmemesi gibi durumlar vuku bulmaktadır. Bu gibi durumlarda çocuk bir ebeveyni ile sağlıklı iletişim kuramadığı için bir yönüyle de eksik kalmaktadır ve eksik yetişmektedir.

Hukukumuzda kabul edilen bu yeni uygulama ile bu tür olumsuzlukların aşılacağı görüşündeyiz. Bu uygulamada çocuk Pazar-Perşembe günleri arasında annesi ile, Perşembe-Pazar günleri arasında ise babası ile kalacaktır.

Böylece çocuk hem annesi ile hem babası ile sağlıklı iletişim kurabilecek, ebeveynler çocuklarını istedikleri gibi yetiştirme imkânı bulabileceklerdir.

Eski uygulamamızda yaşanan çocuğun velayetinde bulunduğu ebeveyn tarafından gösterilmemesi ve bundan kaynaklanan çocuk kaçırmaları veya çocuğun alıkonulması gibi durumlar önemli ölçüde azalacaktır.

Çocuk kavga ortamında büyümeyecektir. Bunun yanı sıra boşanma davaları esnasında yaşanan yıkıcı süreç, anne ve baba ortak velayete sahip olacağından velayet tartışmaları olmayacağı için nispeten daha sakin ve az hasarla atlatılabilecektir.

Biz hukukçular olarak, ortak velayet uygulamasının fikren ve vicdanen doğru bir uygulama olduğunu düşünsek te bu uygulamanın hukukumuza uygunluğunu da tartışmak durumundayız.

Öncelikle şunu söylemekte fayda var, bizim hukukumuzun bazı kaynakları vardır. Bir uyuşmazlığa uygulanacak kuralları bu kaynaklar içermektedir.

Kaynaklar sırası ile T.C Anayasası, usulüne göre yürürlüğe konmuş milletlerarası sözleşmeler ve kanunlardır. Usulüne uygun yürürlüğe girmiş milletlerarası sözleşmeler kanunlar gibi uygulama imkânı bulmaktadır.

Ortak velayete ilişkin yasal dayanak Türkiye Cumhuriyeti’nin de taraf olduğu İnsan Hakları ve Ana Hürriyetleri Korumaya Dair Sözleşmedir. Bu sözleşmenin ek 7 No lu protokolü ortak velayeti düzenlediğinden Ortak velayet hakkında emsal kararı veren yerel mahkemede görülen davada bu protokolün kanun gibi uygulanması hukuka uygundur.

Bu zamana kadar ortak velayet Türk hukukunda kabul gören bir müessese değildi.

Eski 4721 sayılı kanunumuz açıkça çocuğun velayetinin ana veya babadan birisine verileceğini düzenlediğinden ortak velayet uygulanma imkânı bulamıyordu.

Ancak yeni 6684 sayılı kanunumuz 4721 sayılı kanunun ortak velayeti yasaklayan hükümlerini örtülü olarak ortadan kaldırmış ve ortak velayetin uygulanmasını mümkün hale getirmiştir. Böylece ortak velayet konusundaki yasal engelde ortadan kalkmıştır.

Ortak velayet hangi durumlarda verilir?

Anne ya da babadan biri vefat ederse velayet hayatta kalana aittir. Anne babanın boşanması durumunda ise hakimin kararı ile belirlenir.

Eğer anne baba evli değillerse çocuğun velayeti anneye aittir. Anne bakamayacak durumda ise veya ölmüş ise velayet babaya ya da mahkeme tarafından belirlenen vasiye verilir.

Kamu vicdanı ve hukuka uygun verilen bu karar birçok eş ve çocuk için mağduriyetlerin sona ermesi anlamına gelmektedir. Bu uygulama yaygınlaştığı zaman boşanmanın çocuklar üzerindeki ve boşanan eşler arasındaki olumsuz etkilerinin önemli ölçüde azalacağından şüphemiz yoktur.

Ortak Velayete Hükmedebilmek için Gerekli Şartlar Neler Olmalıdır?

Mahkemelerin ortak velayet kararı alması noktasında çocuğun yüksek menfaatinin gözetilmesi gerektiği unutulmamalıdır. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından 20 Kasım 1989 tarihinde kabul edilen Çocuk Haklarına Dair Sözleşme hükümleri uyarınca, çocuğun üstün menfaatinin gözetilmesi gerekmektedir. Çocuğun menfaati ise, ekonomik, psikolojik menfaatler olarak düşünülebilir.

Ayrıca, eşlerin ortak velayeti yürütebilmeleri için özellikle anlaşmaları büyük önem taşımaktadır. İki tarafında ortak velayeti kabul etmesi gerekmektedir.

Özellikle boşanmalarda, aile içi şiddet gibi sebeplerden kaynaklanan boşanma sebepleri varsa burada ortak velayetin yürütülemeyeceği de düşünülebilir. Tarafların geçmişleri ve güncel durumları, sosyo-ekonomik durumları değerlendirilmeli, ortak velayet koşulları detaylıca belirlenmelidir. Örneğin taraflardan birinin uyuşturucu madde kullanımı ya da tedavi gerektiren psikolojik bir rahatsızlığı olduğu takdirde ortak velayet için gerekli zemin sağlanmamış olabilir.

Bunların yanında çocuğun görüşü alınmalı, çocuğun algısının yeterli olmadığı durumlarda uzman görüşüne başvurulması gerekliliği de unutulmamalıdır.

Hukukumuzda Yeni Bir Uygulama Ortak Velayet

Ortak Velayet ve Nafaka

Unutulmamalıdır ki, her koşulda korunması gereken şey, çocuğun menfaatidir. Bu bağlamda, çocuğa verilecek nafakada herhangi bir indirime gidilmemesi gerekmektedir. Zira, çocuğun, eğitimi, sağlık giderleri vb. harcamalar için nafaka bir güvence niteliğindedir. Ancak, boşanma neticesinde taraflardan birine verilen velayetten farklı olarak ortak velayette bir müştereklik söz konusudur.

Bu bağlamda çocuk için yapılan harcamaların ortak karşılanması en makul çözüm olabilir. Ancak burada yine tarafların ekonomik durumlarının incelenmesi ve böylece karara varılması en sağlıklı çözümü getirecektir.

Zira, çocuk hakkında karar verebilme hak ve yetkisi ekonomik bağımsızlıktan farklı bir durumdur. Ekonomik olarak diğer tarafa göre daha güçsüz olan tarafın velayet hakkının kısıtlanması ne kadar makul olabilir, sorgulanmalıdır.

Tüm bunlarla birlikte, nafakaya ve ortak velayete ilişkin Kanun düzenlemesi ihtiyaç duyulduğu ifade edilmelidir. Bu noktada, hukuk sistemimize ortak velayet olgusunun daha da yerleşmesi ve uygulamada daha sık rastlanır hale gelmesi nafaka düzenlemelerinin yapılmasında itici güç olacaktır.

Ortak velayet, her ne kadar uzun bir süre Türk aile yapısına ve kamu düzenine aykırı kabul edilmişse de günümüz değişen dünyası ile birlikte yargıda kendisini yenilemek ve dünyaya adapte etmek durumunda kalmış; ortak velayeti kamu düzenine aykırı nitelikte kabul etmekten vazgeçmiştir.

Bunun en önemli yasal dayanağı şüphesiz yukarıda da bahsi geçen Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi EK 7 Numaralı Protokol’dür. Ancak, uygulamada halen daha pek çok açık mevcuttur.

Bu sebeple, tarafların kendi aralında ortak velayete ilişkin protokol düzenlemelerinde büyük önem vardır. Ancak her şeyden önce dikkat edilmesi gereken en önemli husus çocuğun yüksek menfaatidir.

Hukukumuzda Yeni Bir Uygulama Ortak Velayet

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu