Miras Dağılımı Nasıl Yapılır?
Miras Dağılımı Nasıl Yapılır
Miras Hukuku: Miras Paylaşımı, Miras Reddi , İzale-i Şuyu Ortaklığın Giderilmesi , Vasiyetname ile ilgili Miras Hukuku Avukatı olarak değineceğiz.
Miras hukuku, bir kişinin vefatı sonrasında mal varlığının ve haklarının nasıl paylaşılacağı ile ilgili yasal düzenlemeleri içeren bir hukuk dalıdır. Miras hukuku, birçok ülkede kapsamlı bir yasal düzenleme ile belirlenir ve bu düzenlemeler miras paylaşımı, mirasçılık hakları, miras vergisi, mirasın red edilmesi ve diğer miras uygulamaları gibi konuları kapsar.
Miras paylaşımı, miras bırakanın varlıklarının nasıl paylaşılacağına dair yasal düzenlemeleri içerir. Bir kişinin mal varlığı, taşınmazlar, para, değerli eşyalar, yatırımlar ve diğer varlıkları içerebilir. Miras paylaşımı işlemi, miras bırakanın vasiyeti varsa, vasiyetnameye göre yapılır. Vasiyet yoksa, yasal düzenlemeler çerçevesinde yapılır.
Mirasçılık, bir kişinin vefatı sonrasında varlıklarının paylaşımında hak sahibi olan kişilerin belirlenmesi ile ilgilidir. Bu kişiler, miras bırakanın çocukları, eşleri, kardeşleri ve diğer yakın akrabaları olabilir. Mirasçılık hakları, yasal düzenlemelerde belirlenir ve bu haklar miras bırakanın vasiyeti varsa, vasiyetnamedeki düzenlemeler değiştirmediği sürece korunur.
Miras vergisi, miras bırakanın varlıklarının değerine göre ödenen bir vergidir. Miras vergisi, her ülkede farklılık gösterir ve yasal düzenlemeler çerçevesinde ödenir.
Mirasın reddi, bir mirasçının, miras bırakanın varlıklarını kabul etmek istememesi durumunda uygulanan bir işlemdir. Bu durumda, mirasçı, varlıkları reddedebilir ve miras bırakanın borçlarını ödeme yükümlülüğünden kurtulabilir.
Miras hukuku ile ilgili davalar, miras bırakanın varlıklarının paylaşımı ile ilgili çıkan anlaşmazlıkları çözmek amacıyla açılır. Bu davalar, miras bırakanın vasiyeti varsa, vasiyetnamedeki düzenlemelere uygun olarak yapılmalıdır.
Sonuç olarak, miras hukuku bir kişinin vefatı sonrasında varlıklarının ve haklarının nasıl paylaşılacağına dair yasal düzenlemeleri içeren bir hukuk dalıdır. Miras paylaşımı, mirasçılık, miras vergisi, mirasın reddi ve miras hukuku ile ilgili davalar gibi konular, miras hukukunun ana hatlarını oluşturur. Miras hukuku, ülkelerin yasal düzenlemelerine göre farklılık gösterir ve bu nedenle, miras işlemlerinde uzman bir avukattan veya hukuk danışmanından yardım almak önemlidir.
Miras işlemleri, birçok kişi için duygusal ve zorlayıcı olabilir. Ancak, miras işlemlerinin yasal düzenlemelere uygun bir şekilde yapılması, miras bırakanın varlıklarının ve haklarının doğru şekilde paylaşılmasını sağlar. Bu nedenle, miras işlemlerinin yasal süreçlere uygun bir şekilde yapılması ve yasal danışmanlık alınması önemlidir.
Miras hukuku, insanların mal varlıklarının ve haklarının korunması için önemlidir. Miras hukuku, aileler arasında anlaşmazlıkları çözmeye yardımcı olur ve miras bırakanın varlıklarının yasal düzenlemelere uygun bir şekilde paylaşılmasını sağlar. Bu nedenle, miras hukuku, yasal düzenlemelerin doğru bir şekilde anlaşılması ve uygulanması için önemlidir.
Miras bir kişinin vefatı sonrası mirasçılarına kalan malları, alacakları, banka hesapları veya borçlarıdır. Kısaca vefat edeninin tüm aktif malvarlığı ve tüm borçlarını kapsar bir bütündür miras. Bu saydığımız kümeye ise hukukta “tereke” denilmektedir. Mirasçılar ikiye ayrılır ve bu mirasçılara;
Yasal mirasçılar (soybağı veya evlatlık)
Atanmış mirasçılar olmak üzere kanunumuzda iki şekilde adlandırılır. (vasiyetname ile)
Mirastan Kimler Pay veya Hak Alabilir
Miras kaldıktan sonra ölen kişinin durumuna göre mirasçılar şu şekilde sıralandırılabilirler.
Anne
Baba
Eş
Çocuklar
Torunlar
Kardeşler
Büyükanne veya Büyükbaba vb. kişiler mirastan hak talep edebilmektedir. Kişi ayrıca sağlığında mirasından başka birine (birilerine) pay verebilir. Böyle bir durum söz konusu olduğunda miras bölüşümü bu paydaşlara göre yapılır.
Miras Dağılımı Nasıl Yapılır? Miras Paylaşımı Nasıl Yapılır?
Miras bırakanın ölümü üzerine, mirasçıların mirasın paylaşımı için başvurabileceği birden çok yol mevcuttur. Bunlardan ilki, mirasçıların aralarında yapacakları anlaşma yolu ile mirasın paylaşımıdır. Yasal mevzuatta aksine bir düzenleme yoksa mirasçılar, mirasın nasıl paylaşılacağına bu yolla serbestçe karar verebilirler. Ancak mirasçıların anlaşamadığı hallerde miras paylaşımı nasıl yapılacaktır? Burada yargı sürçleri devreye girecektir. Sürecin zorlu ve vatandaşın bürokratik ve adli süreçlerde hata yama ihtimali bulunması sebebiyle bir avukat ile hareket etmek çok daha sağlıklı olacaktır.
Mirasçıların miras paylaşımı hakkında bir anlaşmaya varamaması halinde, mirasçılardan her biri mirasın paylaşımının mahkeme tarafından yapılmasını ‘Mirasın Paylaştırılması Davası’ açarak talep edebilir. Mirasın paylaşılması (taksimi) Türk Medeni Kanunu m. 642’de düzenlenmiştir. Kanun metnine göre mirasçılardan her biri sözleşme ya da kanun gereği miras ortaklığını sürdürme niyeti olmadıkça her zaman mirasın paylaştırılmasını isteyebilecektir. Bu dava ile önce miras bırakanın tüm malvarlığı belirlenir ve mirasçılar arasında bu malvarlığı değerleri paylaştırılır. Hangi mirasçının payının/hissesinin ne kadar olduğu da bu dava yoluyla tespit edilecektir. Ortaklığı sürdürmek istemeyen dilerse belli bir malda(örneğin bir arsa veya daire), dilerse tüm malvarlığında ortaklığın sonlandırılarak miras hakkının kendisine verilmesini isteyebilecektir.
TMK Madde 640/1’de belirtildiği üzere, birden çok mirasçı varsa, mirasın geçmesiyle birlikte tüm mirasçılar arasında miras bırakanın bütün hak ve borçları kapsayan bir ortaklık meydana gelir. Bu ortaklık, miras bırakanın ölümüyle, kanun uyarınca kendiliğinden meydana gelir ve mirasın paylaşımına kadar devam eder. Bu ortaklık, bir elbirliği mülkiyetidir. Söz konusu dava açılıp sonuçlanana ya da mirasçılar arasında sözleşme yapılana kadar yani miras paylaşımı yapılana kadar miras konusu mallar üzerinde tüm mirasçıların el birliği mülkiyeti vardır.
Miras Dağılımı Nasıl Yapılır? El Birliği Mülkiyeti Nedir?
Vefat edenin ardından kanun veya kanunda geçerli sözleşmeler uyarınca oluşan birliktelik (Mirasçılar) gibi kalan mallara malik olanların mülkiyetine bizler hukuk nezdinde elbirliği mülkiyeti diyoruz.
Elbirliği mülkiyetinde ortakların payları net değildir tüm mallarda hakları vardır. Yani, elbirliği mülkiyetinde mülkiyet hakkına sahip kimsenin belirli somut bir malvarlığı veya hakkı yoktur, herkesin mülkiyet hakkı malın tamamına ilişkindir.
Örneğin; vefat eden babanın kimsenin 2 çocuğu ve eşi sağ ise, ortada 3 apartman dairesi, bankada da 90.000-TL parası olduğunu düşünelim. Geriye kalanların tamamı bu malvarlığına sahip olacaktır. Çocuklardan biri, hakkına düşen 30.000-TL parayı bankadan doğrudan talep edemeyecektir. Aynı şekilde miras kalan dairelerden birinin kendisine verilmesini isteyemeyecektir. Böyle bir durumda taraflar mirası ya anlaşarak ya davayla paylaşılmasını isteyebileceklerdir.
Mirasçılar Miras Paylaştırılmadan Önce Diğer Mirasçının İzni Olmadan Satış Yapabilir Mi?
Bu soru avukatlar olarak miras alanında özellikle çalışan hukuk ekiplerine çok sık sorulmaktadır. Çünkü miras paylaşımında bir anlaşmazlık ortaya çıktığında akla ilk gelen konulardan biri de bu olmaktadır. Yukarıda da ayrıntılı anlattığımız elbirliği mülkiyeti devam ederken yani miras paylaştırılmadan önce mirasçıların hepsinin onayı olmadan hiçbir mirasçı miras payı üzerinde işlem yapamaz, satış yapamaz. (Mirasçıların birbirleriyle yapacakları miras payının devrine ilişkin anlaşmalar istisnadır.) Mirasın paylaştırılması davasından sonra, elbirliği mülkiyeti sona ereceğinden her bir mirasçı kendi payı üzerinde dilediği gibi tasarruf ve dolayısıyla satış işlemi gerçekleştirebilir.
Miras Konu Malların Satılma Süreci
Eğer mirasta paylar anlaşmayla belirlenirse kişiler kendi paylarını alarak satış işlemi yapabilir.
Ancak anlaşma olmazsa ve mal bölünebilir nitelikte değilse(örneğin 2 kardeş ve eş sağ ise ve orda da bir daire varsa) bu halde taraflar geriye kalan malların satılmasını mahkeme kararıyla isteyebilirler.(ortaklığın giderilmesi)
Bu halde mahkeme bir bilirkişi marifetiyle mirasa konu malların değerini önce tespit ettirir, daha sonra mal mirasçıların alımına teklif edilir, mirasçılardan alıcı çıkmazsa mallar mirasçılar dışındaki kişilere satılır.
Miras Hukukuna Göre Mirasçıların Belirlenmesi
Mirası açıklamıştık. Bir kişiden kalan mal, borç ve hakların tamamına deniliyor. Bizim ülkemizde uygulanan Medeni Kanunu’na göre miras paylaşımı derece sistemi ile yapılır. Miras hukukunda akrabalık derecelerine göre kişiler birinci, ikinci ve üçüncü derce mirasçılar olmak üzere 3 gruba ayrılır.
Birinci derecede miras bırakanın alt soyu bulunur. Burada vefat eden kişinin çocukları ve torunları yer alır. İkinci derece vefat eden kişinin annesi, babası, kardeşleri ve yeğenleri bulunur. Üçüncü derece ise vefat eden kişinin büyükanneleri ve büyükbabaları yer alır.
Bir önceki derecede mirasçı varsa alt derecedeki mirasçıların miras payı hakkı yoktur. Ayrıca mirasçıların miras bırakandan önce ölmesi durumunda ölen mirasçının miras payı kendi alt soyuna yani çocuklarına ve torunlarına geçer. Bu bölümün uzun ve teferruatlı olması sebebiyle konuyu burada boğmuyoruz.
Miras Dağılımı Mirasçılar Arasında Nasıl Yapılır?
Miras söz konusu olduğunda yukarıda da anlattığımız gibi 1.derece 2. Derece ve 3. Derece denilmek suretiyle mirasçılar sıralandırılır. Bu bakımdan dağılım şu şekilde yapılır.
Miras dağıtımı ilk olarak birinci derecedeki hak sahipleri arasında yapılır. Eğer birinci derece mirasçılar hayatta ise ikinci derece mirasçıların mirastan pay alma hakkı bulunmaz. Yine aynı şekilde birinci derecede mirasçı yoksa miras hakkı ikinci derece mirasçılara geçer. Eğer ikinci derecede mirasçı varsa üçüncü derece mirasçıların miras hakkı söz konusu olmaz.
Ancak miras dışındaki mirasçılara -ki bunlara atanmış mirasçı denir.- bırakabilir. Ancak bu durumda dikkat edilmesi gereken husus, miras bırakanın mirasçılarının saklı payları üzerinde tasarruf edemeyeceği, etmesi halinde tasarrufun geçersiz sayılacağıdır. Yani miras bırakan, mirastan saklı pay hakkı olan mirasçılarının saklı paylarını azaltacak şekilde ölüme bağlı tasarruf işlemi yapamaz, atanmış mirasçılara miras bırakamaz. Miras hukukuna göre saklı pay, miras bırakan kişinin sıra ile sağ olan eşi, çocukları, torunları, anne ve babasına kalır. Bu kişilerin saklı paylarından tasarruf edilemez. Ancak mirasçıların saklı payı dışında kalan kısımlar için miras bırakanın iradesi yönünde mirasın dağıtımı gerçekleştirilir.
Mirasın Paylaştırılması Davasında Yapılabilecek Talepler
Türk Medeni Kanunu 642/2 hükmü uyarınca her mirasçı, terekenin (mirasın) tamamını ya da sadece mirasta yer alan değerli eşyalar, paralar gibi belli malların paylaştırılmasını isteyebilir. Yani mirasçılar tüm mirasın paylaştırılmasını isteyebileceği gibi belirli malların paylaştırılmasını da isteyebilir. Miras konusu mallardan sadece belirli bir kısmının paylaştırılması talep edilirse; miras bırakılan malların tamamına karşı dava açılmasına gerek yoktur. Bu malların belirli olması da şart değildir, belirlenebilir olması yeterlidir. Sadece belirlenebilir bir kısım tereke mallarının paylaştırılması istenebilir. Örneğin mirasçı diğer malların paylaştırılması istemeden sadece miras kalan bir arazinin, bir taşınmazın, ziynet eşyalarının ya da bankada bulunan bir miktar paranın sadece birinin paylaştırılmasını isteyebileceği gibi bunlardan bir kaçının paylaştırılmasını da isteyebilir.
Bunların yanı sıra, mirasın paylaştırılması davasında talep edilebilecek bir diğer husus; “eşlerin birlikte yaşadıkları konutun ve ev eşyasının sağ kalan eşe özgülenmesi”dir. Bu husus TMK Madde 652/1 hükmünde; “Eşlerden birinin ölümü halinde tereke malları arasında ev eşyası veya eşlerin birlikte yaşadıkları konut varsa; sağ kalan eş, bunlar üzerinde kendisine miras hakkına mahsuben mülkiyet hakkı tanınmasını isteyebilir” şeklinde düzenlenmiştir. Sağ kalan eş miras payından düşülmesi şartıyla miras bırakan ile birlikte yaşadıkları evi ve ev eşyalarının kendisine bırakılmasını isteyebilir. . Haklı sebeplerin varlığı hâlinde, sağ kalan eşin veya miras bırakanın diğer yasal mirasçılarından birinin istemi üzerine, mülkiyet yerine intifa veya oturma hakkı tanınmasına da karar verilebilir.
Miras Paylaşımı Davalarında Görevli Mahkeme
Miras hukuku geniş bir alan ve uzmanlık gerektiren bir daldır. Bu bakımdan da dava söz konusu olan mirasların ayrıştırılması durumlarında bilinmesi gereken bazı ön koşullar mevcuttur. Mirasın Paylaştırılması Davası miras bırakanın son ikametgâh yerinde açılır. Tüm mirasçılar anlaşsa dahi, bu konuda kanun koyucu kesin yetki öngördüğünden davayı başka bir yerde açmaları mümkün değildir. Bu davada görevli mahkeme Sulh Hukuk Mahkemesidir.
Miras Paylaşım Davası Açılabilmesi İçin Gerekli Şartlar Nelerdir?
Bu davanın açılabilmesi için, mirasçıların aralarında anlaşma yapmamış olmaları ve miras bırakanın da vasiyetname gibi bir ölüme bağlı tasarrufla bu konu hakkında düzenleme yapmamış olması gerekmektedir. Dava açmadan önce Mirasçılık Belgesinin (Veraset İlamının) alınması ve dava açılan mahkemeye sunulması gerekir.
Mirasçılık Belgesi (Veraset İlamı) Alınması
Mirasçılık belgesi ya da diğer ismiyle veraset ilamı, kişinin miras bırakanın mirasçısı olduğunu gösteren belgedir. Miras bırakanın mirasçılarından herhangi biri tarafından alınabilir. Söz konusu belge noterlerden ya da Sulh Hukuk Mahkemelerinden yapılacak bir başvuru yoluyla alınabilir. Eğer mirasçılar arasında yabancı bir ülkede yaşayan ya da yabancı bir ülke vatandaşı da bulunuyorsa bu belgeleri noterler düzenleyemez. Bu noktada dava açılması gerekmektedir.
Mirasın Reddi Süresi(Reddi Miras)
Mirasın reddi miras bırakanın ölmesi sonrası hemen yapılabilir. Kanunumuza göre mirasın ret edilme süresi ölüm tarihinden sonra 3 aydır. Bununla birlikte ret süresi geçmeden mirası paylaştırma davası açan mirasçı, artık mirası reddetme hakkından vazgeçmiş sayılır ve reddi miras yapamaz.
Miras Davası nasıl açılır?
Miras paylaşımı ile ilgili dava açmak için miras bırakan kişinin vefatının ardından vasiyetnamenin sorgulanması ardından varislerin mal paylaşımı için Asliye Hukuk ya da Sulh Hukuk Mahkemesine müracaat etmeleri halinde dava açılabilmektedir.
Miras Paylaşım Davası Açılma Süresi
Miras paylaşım davası açabilmek için öncelikle Türk Medeni Kanunu’nda belirlenen mirasın ret edilme süresinin dolmuş olması gerekir. Mirası ret süresi geçmeden açılan paylaştırma davası, tüm mirasçılar açısından mirası ret süresinin dolmasına kadar bekletilir. Bunun dışında, söz konusu davayı açmak için belirli bir süre şartı düzenlenmemiştir. Mirasçılardan her biri, sözleşme veya kanun gereğince ortaklığı sürdürmekle yükümlü olmadıkça, her zaman mirasın paylaşımı davası açarak mirasın paylaşılmasını isteyebilir. Paylaşma davası, mirasın açılmasından başlayarak miras ortaklığının sona ermesi anına kadar her zaman açılabilir (TMK 642/1). Miras ortaklığı devam ettikçe, bu davanın açılabilmesi için herhangi bir üst sınır/süre (zamanaşımı veya hak düşürücü süre) yoktur.
Miras Davası Hangi Mahkemelerde Görülür?
Miras davası mahkemesi için görevli olan mahkeme, Sulh Hukuk Mahkemesi olmaktadır. Sulh Hukuk Mahkemesi ise mirasçının son ikametgah adresine göre belirlenmektedir.
Fakat davanın gidişatı ve duruma göre mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi’ne transfer edilmesi de söz konusu olabilir. Özellikle tapu tescil gibi konularda dava, Sulh Hukuk Mahkemesi kapsamında değil, Asliye Hukuk Mahkemesince değerlendirilir.
Mirasın Paylaştırılması Davası Kime Karşı Açılır?
Mirasın paylaşılması davasında, mirasın paylaşılmasını isteyen mirasçı, diğer tüm mirasçıları hasım göstererek bu davayı açabilir. Davalı diğer mirasçılar ise; paylaştırmaya ilişkin bir talepleri varsa bu taleplerini (ön alım hakkının kullanılmasına dair talebini, terekedeki bir malın kendisine bırakılmasını istediğine dair talebi, mirastaki malın aile konutu olması talebini, v.b.) karşı dava açmadan bu davada öne sürerek isteyebilir.
Miras mahkemeleri ne kadar sürer?
Miras davalarının tamamlanması için makul süre 731 gün olarak belirlenmiştir. Miras davasının açılması sonrasında Dava Dilekçesinin incelenmesi ve mahkemenin tensip yapması 7 gündür.
Miras Paylaşım Davası Açan Kişi Vazgeçerse Ne Olur?
Davayı açan bir mirasçı davadan el çekmek isterse eğer varsa diğer mirasçılardan biri veya bir kaçı davaya devam edebilir. Bu durumda dava talep eden davalının talebiyle görülmeye devam eder. Bunun nedeni ise diğer davalıların da mirasçı olması ve mirasın paylaştırılmasını her mirasçının isteyebilmesidir.