Muvazaa Nedir | Borçlar Hukuku 2023
Muvazaa Nedir | Borçlar Hukuku 2023
Borç Nedir?
Bir kişiyi diğer bir kişiye bir edimi yerine getirme(verme, yapma, yapmama) yükümlülüğü yükleyen hukuki ilişkidir. Bu ilişkinin bir tarafında alacaklı bir tarafında ise borçlu bulunur.
Borcun Kaynakları Nelerdir?
-Sözleşmeden doğan borç ilişkileri
-Haksız fiilden doğan borç ilişkileri
-Sebepsiz zenginleşmeden doğan borç ilişkileri
BORÇ İLİŞKİSİNİN TARAFLARI
ALACAKLI
Borçludan Edimi İsteme Hakkı Olan
BORÇLU
Edimi Yerine Getirecek Kişi
Edim: Borcun Konusudur. Borçlunun belirli bir davranışta bulunma yükümlülüğünü ifade eder. Bu davranış verme, yapma ve yapmama şeklinde oluşabilir.
Verme: Para verme, Bilgisayar Teslimi vb.
Yapma: Resim Yapmak, Boya Yapmak vb.
Vermeme: Rekabet Etmeme, Manzarayı Kapatmama vb.
YERİNE GETİRME TARZINA GÖRE EDİM
Olumlu Edim
Verme, Yapma
Olumsuz Edim
Vermeme
BERLİRLENME TARZINA GÖRE EDİMLER
Parça Borcu
Edim ferden tayin edilirse parça borcu çeşit borcu söz konusudur.
Çeşit(Tür) Borcu
Edim çeşidiyle belirlenirse çeşit borcu söz konusudur.
Muvazaa Nedir | Borçlar Hukuku 2023
Borçlar Hukuku
Borçlar hukuku, kişiler arasındaki borç ilişkilerini konu alır. Hukuk sistemimiz içinde borcun kaynağı kural olarak, kanun, sözleşme ya da hukuka aykırı fiil olabilir. Borçlar hukuku bu borç kaynaklarını, yarattıkları sorumluluk türünü ve sonuçlarını düzenler.
Borçlar Hukukuna Hâkim Olan Temel İlkeler
-İrade özgürlüğü ilkesi
-Nispilik ilkesi
-Dürüstlük ilkesi
-Kusurlu sorumluluk ilkesi
-Karşılıklılık (ivazlılık) ilkesi
-Borçlunun ikametinde ifa ilkesi
-Kişilerim aleyhine borç ilişkisi kurulamaması ilkesi
Sözleşme
İki tarafın (en az) karşılıklı ve bir birbirine uygun irade beyanlarıyla kurulur. Tarafların sözleşmenin asgari unsurlarında yani objektif esaslı noktalarda anlaşmış olmaları gerekir.
Sözleşmenin Unsurları:
1-İrade
2-İradenin açıklanması
3-Karşılıklı irade
4-Konu:Bir sözleşmeyi meydana getirecek karşılıklı ve birbirine uygun irade açıklamalarının belirli bir hukuksal sonuca yönelmiş olması da şarttır.
SÖZLEŞMELERİN YORUMLANMASI VE MUVAZAA
Yorum:
Bir hukuksal işlemin yorumlanması, onu kuran irade açıklamasının gerçek anlamının tespitidir. BK.18/I: Bir akdin şekil ve şartlarını tayininde, iki tarafın gerek sevhen gerek akitteki hakiki maksatları gizlemek için kullandıkları tabirlere ve isimlere bakılmayarak, onların hakiki ve müşterek maksatlarını aramak lazımdır. Beyanlar arasında gizli bir uyuşmazlık varsa, sözleşme hükümsüzdür. Yorumda objektif iyi niyet uygulanır, ayrıca hal icapları yorumlamada önemli bir yer tutar. Bunlarla birlikte ticari örf ve teamüllerin de etkisi olur. Tarafların ortak niyetlerini objektif olarak tespit etmek gerekir.
Bir sözleşmenin yapılmasında bazı noktalar açık bırakılması halinde kanundaki tamamlayıcı kurallara başvurulur, bu yorum değildir.
Muvazaa Nedir?
Muvazaa Türk Borçlar Kanunu’na göre bir sözleşme, tarafların karşılıklı ve birbirine uygun irade beyanı ile kurulur. Taraflar iradeleriyle uyumlu olmadan ve sözleşmedeki beyanları üzerine kurdukları sözleşmeler geçerli değildir. Sözleşmenin geçerliliği için tarafların gerçek iradelerinin ve sözleşmeye yansıyan beyanlarının aynı olması gerekmektedir. Gerçek irade gizlenerek ve bunu yerine başka bir irade ortaya konularak yapılan sözleşmelere Muvazaa yani danışıklık denilmektedir.
Gabin Aşırı Yararlanma Nedir?
Gabin aşırı yararlanma, sözleşmenin taraflardan birinin diğerinin içinde bulunduğu zayıf durumdan yararlanmak suretiyle, tarafların edim veya karşı edimleri arasındaki oluşturduğu orantısızlık hali ve bu orantısızlık nedeniyle bir tarafın temin ettiği haksız yarardır. Başka bir ifadeyle Gabin aşırı yararlanma, tarafların edimleri belirleme konusunda sözleşme özgürlüklerine getirilen sınırlamadır.
Gabin aşırı yararlanma TBK Madde 28’de düzenlenmiş olup Aşırı Yaralanma başlığı taşımaktadır. Eski Borçlar Kanunu’nda ise Gabin adı ile anılmakta idi.
Dava Yoluyla Kiracının Tahliyesi
Dava yoluyla kiracının tahliyesi işlemleri için özellikle Borçlar Kanununda yer alan bir takım şartların gerçekleşmesi gerekmektedir. Borçlar Kanunu m. 347’de kira sözleşmesinin 10 yıllık uzama süresinin sonuna bu süreyi izleyen her uzama yılının bitiminden en az 3 ay önce bildirimde bulunularak kira sözleşmesi kiraya veren tarafından feshedilebilecektir. Bunun haricinde kanun koyucu kiraya verene olağan durumlarda fesih hakkı tanımamıştır.
Dava Yoluyla Kiracının Tahliyesine İlişkin Yargı Kararları
YARGITAY 6. HUKUK DAİRESİ E. 2015/4496 K. 2015/6451 T. 25.6.2015
“…Dava, feshi ihbar nedeniyle kiralananın tahliyesi istemine ilişkindir. Dava konusu edilen işyerine ilişkin, taraflar arasında akdedilen kira sözleşmesi konusunda bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Kira sözleşmesinin 3. maddesinde iki ay önceden yazılı olarak haber vermek kaydıyla kiracı veya kiraya verenin dört yılı beklemeksizin sözleşmeyi feshedebileceği ve ilgili fesih durumunda tarafların müspet-menfi zararlarına ilişkin herhangi bir hak talebinde bulunamayacağı kararlaştırılmıştır. Kiralanan çatılı işyeri vasfında olduğundan 6098 sayılı TBK.nın Konut ve Çatılı İşyeri Kiraları hükümlerine tabi olup, kanunda belirtilen tahliye sebepleri sınırlıdır.
Aynı Yasanın 354. maddesine göre dava yoluyla kira sözleşmesinin sona erdirilmesine ilişkin hükümler kiracı aleyhine değiştirilemez, 347. maddesi gereğince kiracı kira süresinin bitiminden en az on beş gün önce kiralananı tahliye edeceğini kiralayana yazı ile bildirmek suretiyle sözleşmeyi feshetmediği takdirde, sözleşme aynı şartlarla bir yıl daha uzamış sayılır. TBK.nın Konut ve Çatılı İşyerleri hakkındaki hükümler kiralayana sözleşme maddesine dayanarak feshi ihbar nedeniyle akdi fesih hakkı tanımaz.
Türk Borçlar Kanununda ve özel kanunlarda gösterilen haller dışındaki sebeplerle tahliye kararı verilemez. Bu halde sözleşmenin 3. maddesi kiraya verene tek taraflı olarak akdi feshetme hakkı vermez. Davada 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununda yazılı olan tahliye sebeplerinden hiçbirine dayanılmadığına göre, davanın reddine karar verilmesi gerekir…”
Muvazaa Nedir | Borçlar Hukuku 2023