MANŞET

Sahte Belgeye Dayalı Tapu İptal Ve Tescil Davası

Sahte Belgeye Dayalı Tapu İptal Ve Tescil Davası

Kanunumuza göre bir taşınmazın mülkiyetinin kazanılması için kural olarak taşınmazın tapu siciline tescili ve devrinin yapılması şarttır. Tapuda yapılan bu işlemleri hukuka aykırı olması durumunda yolsuz tescil söz konusudur ve hak sahipleri tapu iptali ve tescili davası açabilirler.

Hukukumuzda tapu kayıtlarının geçerli olması esastır. Buna dayalı olarak “tapu kaydına güven ilkesi” esastır.

Bu sebeple Medeni Kanun’un 1023. Maddesine göre;

‘Tapu kütüğündeki tescile iyi niyetle dayanarak mülkiyet veya bir başka aynî hak kazanan üçüncü kişinin bu kazanımı korunur.’ denerek iyiniyetli 3.kişilerin tapu kaydına güven ilkesi gereği hakları güvence altına alınmıştır.

Yolsuz tescil 1025. maddede düzenlenmiştir. Buna göre; ‘Bir aynî hak yolsuz olarak tescil edilmiş veya bir tescil yolsuz olarak terkin olunmuş ya da değiştirilmiş ise, bu yüzden aynî hakkı zedelenen kimse tapu sicilinin düzeltilmesini dava edebilir. İyiniyetli üçüncü kişilerin bu tescile dayanarak kazandıkları aynî haklar ve her türlü tazminat istemi saklıdır.’

Uygulamada sıklıkla karşılaşılan yolsuz tescil durumlarından bir tanesi de sahte belgeyle tapuda gerçekleştirilen tescil işlemidir. Tapudaki tescil sahte belgeye dayanıyorsa hukuki olarak bir kazanımdan söz edemeyiz. Sahte belgeler olarak sahte vekaletname, sahte mirasçılık belgesi, sahte kimlik gibi belgeler sayılabilir. Bunlara dayanarak hak kaybına uğrayan gerçek hak sahibi kişi, TMK 1007. Maddesi uyarınca sahte belgeye dayanarak tapu iptal ve tescil davası açabilir.

TMK 1007

Tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devlet sorumludur.
Devlet, zararın doğmasında kusuru bulunan görevlilere rücu eder.
Devletin sorumluluğuna ilişkin davalar, tapu sicilinin bulunduğu yer mahkemesinde görülür.

Pratikte en çok karşılaşılan, sahte vekaletname ile taşınmazın tescil edilmesidir. Sahte belge sunularak yolsuz tescil yapılmışsa; hak kaybına uğrayan gerçek hak sahibi kişi, buna dayanarak tapu iptal ve tescil davası açabilir.

Taşınmazı sahte belge ile devralan kişi iyiniyetli olup olmamasına bakılmaksızın taşınmazı davacıya devretmek zorundadır. Ancak iyiniyetli 3.kişilerin kazanımları korunur.

Örneğin sahte belge kullanıp tapuda kendi andına tescil yaptıran kişi, taşınmazı iyiniyetli 3.kişiye satıp devrederse iyiniyetli 3.kişiye karşı tapu iptal ve tescil davası açılamayacaktır.

YARGITAY KARARI

5. Hukuk Dairesi 2020/6944 E. , 2021/12395 K.

“İçtihat Metni”

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki sahte vekaletnameye dayalı olarak tapuda yapılan satış nedeniyle uğranılan zararın, 4721 sayılı TMK.nun 1007. maddesi uyarınca tazmini davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne ilişkin ilk derece mahkemesinin kararına karşı davalı Hazine vekilinin istinaf başvurusunun İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesince kabulü ile

HMK’nun 353/1-b-3 maddesi uyarınca yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına dair yukarıda gün ve sayıları yazılı kararının duruşmalı olarak Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, duruşma için belirlenen 02/11/2021 günü taraf vekillerinin yüzlerine karşı duruşmaya başlanarak, sözlü açıklamaları da dinlendikten ve dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:

– K A R A R –

Dava, sahte vekaletnameye dayalı olarak tapuda yapılan satış nedeniyle uğranılan zararın, 4721 sayılı TMK.nun 1007. maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkindir.

İlk derece mahkemesince davanın kabulüne dair verilen karara karşı, davalı Hazine vekilince yapılan istinaf başvurusunun İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesince kabulü ile HMK’nun 353/1-b-3 maddesi uyarınca yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına dair verilen karar, davacı vekilince temyiz edilmiştir.

Dosyada bulunan kanıt ve belgelere, kararın dayandığı gerekçelere göre; dava konusu Üsküdar ilçesi, … mahallesi, 1628 ada 1 parsel sayılı taşınmazın 300/5000 hissesi tapuda … adına kayıtlı iken Avukat … adına düzenlenen sahte vekaletname ile hissenin ilk olarak 30.07.2001 tarihinde dava dışı …’a devredildiği, sonrasında … tarafından 29.08.2001 tarihinde kardeşi davacı …’a satıldığı, durumdan haberdar olan asıl malik … mirasçılarının tapu iptali ve tescil davası açtığı, İstanbul Anadolu 18. Asliye Hukuk

Mahkemesi‘nin 2005/176-2013/63 E/K sayılı dosyasında yapılan yargılama sonucunda davacı adına olan tapunun iptaline ve ilk malik … mirasçıları adına tapuya tesciline karar verildiği, bu kararın davacı yönünden 10.11.2015 tarihinde kesinleştiği, eldeki davanın ise 20.05.2016 tarihinde, 10 yıllık zaman aşımı süresi içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.

Somut olayda; davacı tazminat istemine konu … Mahallesi 1628 ada 1 parsel sayılı taşınmazı kardeşi …’dan satın aldığı, TMK’nun 1024/1 maddesi uyarınca yolsuz tescili bilen veya bilmesi gereken kişinin kazanımının korunamayacağı, davacının hakların kazanılmasına ilişkin olan TMK’nın 3. maddesi uyarınca iyiniyetli bulunmadığı, bu itibarla TMK’nın 1023. maddesindeki koşulların oluşmadığı anlaşılmakla, davalı Hazine vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesinde verilen karar ortadan kaldırılarak, davanın reddine ilişkin 6100 sayılı HMK’nun 353/1-b-3 maddesi uyarınca yeniden esas hakkında hüküm kurulmasında bir isabetsizlik görülmemiştir.

Davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde olmadığından usul ve yasaya uygun olan hükmün HMK’nun 370. maddesi gereğince ONANMASINA, peşin alınan temyiz ve temyize başvurma harçlarının Hazineye irad kaydedilmesine, aleyhine temyiz olunan davalı Hazine yararına yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca takdir olunan 3.050,00-TL. vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine, 02/11/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.

Sahte Belgeye Dayalı Tapu İptal Ve Tescil Davası

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu