Ticari Defterlerin Delil Niteliği
Ticari Defterlerin Delil Niteliği
Ticari Defterler Nedir?
Ticari defterler, 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 64. maddesinde yer alan ilgili düzenleme gereği, üçüncü kişi uzmanlara, makul bir süre içinde yapacakları incelemede işletmenin faaliyetleri ve finansal durumu hakkında fikir verebilecek, tacirlerin işletmeleri ile ilgili tutmakla yükümlü olduğu kayıtlar olarak tanımlanmıştır. Ticari defterleri tutma yükümlülüğü ticari işletmelerin kuruluşuyla başlamakta ve tasfiye olmaları halinde tasfiyenin sonuna kadar devam etmektedir.
Ticari Deftere Mahkemede Delil Olarak Dayanılabilir mi?
Gerçek ve/veya tüzel kişilerin ticaret yaşamında sonuç doğuran işlemlerinin yer aldığı kayıtlardan oluşan ticari defterler; tacirin veya ticari işletmenin denetiminde ve işletmenin yönetilmesinde önemli bir role sahiptir. Bunun yanı sıra tacirin veya ticari işletmenin taraf olduğu ilişkilerden uyuşmazlık doğması halinde olayı aydınlatacak niteliğe sahip belge olduğundan incelenebilmektedirler.
Diğer bir anlatım ile ticari defterlerin delil niteliği bulunmaktadır.
Uyuşmazlığın aydınlatılmasında delil teşkil eden ticari defterler hem sahibi lehine hem de aleyhine delil olarak kullanılabilmektedir.
Ticari Defterler Kesin Delil mi, Yoksa Takdiri Delil mi Kabul Edilmektedir?
Ticari davalarda bir hukuki işlem takdiri veya kesin delillerle ispat edilemezse veya ispat edilmek istenmezse, ticari defterlerle de ispat edilebilir.
Defterlerin delil niteliği tartışmalı olup, takdiri veya kesin delil kavramlarından herhangi biri altına sokulmamış, ticari defterlerin sahibi lehine veya aleyhine delil olabileceği belirtilmekle yetinilmiştir.
Yargıtay’ın bazı kararlarında, defterler delil olarak kullanılırken defter kayıtlarının dayanağı olan belgelere göre delil niteliklerinin belirlendiğine rastlanmaktadır.
Ticari Defterlerin Sahibi Lehine Delil Olması
Ticari defterlerin öncelikle delil niteliği taşıması için sahip olması gereken şartlar kanunda sayılmıştır. Defterlerin kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş olması, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış olması ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması.
Yukarıda sayılan şartları taşıyan ticari defterlerin sahibi lehine delil niteliği taşıması için bazı ek koşulların gerçekleşmesi gereklidir. Buna göre;
· Karşı tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtlar bunlara aykırı olmamalı veya,
· İlgili hususta hiçbir kayıt içermemeli yahut,
· Defter kayıtlarının aksi senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olmalı,
· Karşı taraf, defter tutma yükümünü hiç veya gereği gibi yerine getirmemiş olmalıdır.
Doktrinde HMK madde 222 ile getirilen düzenleme ile taraflardan birinin ticari defterlerinde uyuşmazlık konusu hususa ilişkin kayıt varken, diğer tarafın defterlerinde hiçbir kayıt bulunmaması halinde ne şekilde hareket edilmesi gerektiği hususunun çelişkili ve anlamsız bir şekilde düzenlendiği ifade edilmektedir.
Ticari Defterlerin Sahibi Aleyhine Delil Olması
HMK. 222/4. maddesi gereğince açılış veya kapanış onayı gerekli iken bu onayları olmayan ticari defterler sahibi aleyhine delil olmaktadır. Yine içeriği birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları da sahibi aleyhine delil olacaktır. Ancak tacir kendi defterlerindeki aleyhine delil oluşturan kayıtların aksini kesin delillerle ispatlarsa, bu kayıtlar aleyhe delil olma niteliğini yitirecektir.
Defterler kanuna uygun tutulmuşlarsa hem lehe hem aleyhe kayıtlar delil niteliğini haizken, kanuna uygun tutulmayan defterlerde sadece aleyhe olan kayıtlar delil niteliğini haiz olacaktır.
HMK. 222/5. maddesi gereğince taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılmaktadır.
Ticari Defterlerin Delil Niteliği