Vergi Ziyaı Cezasının Kaldırılması Danıştay Kararı
Vergi Ziyaı Cezasının Kaldırılması Danıştay Kararı
Danıştay 4. Daire Kararı E.2012/8339
T.C.
DANIŞTAY
Dördüncü Daire
Esas No : 2012/8339
Karar No : 2016/337
Özeti: Yurtdışındaki işlerle ilgili giderlere karşılık olmak üzere hasılatın binde beşini aşmamak şartıyla
götürü giderin kazançtan indirilebileceğinin herhangi bir ispat şartına bağlı olmadığı hakkında.
Temyiz Eden : Büyük Mükellefler Vergi Dairesi Başkanlığı
Vekili : Av. …
Karşı Taraf : … Endüstriyel İplik ve Kord Bezi Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi
Vekili : Av. …
İstemin Özeti : 2008 yılına ilişkin işlemlerin incelenmesi sonucu ihracata ait
yurt dışında yaptığı ancak belgelendiremediği giderlerin ihracat hasılatının binde beşi oranına isabet eden kısmını
götürü gider olarak beyannamede indirim konusu yapan davacının esasen yurt dışında belgelendiremediği herhangi bir gideri olmadığı ileri sürülerek
adına ikmalen salınan kurumlar vergisi ile tekerrür hükümleri uygulanarak kesilen vergi ziyaı cezasının kaldırılması istemiyle dava açılmıştır.
İstanbul 9. Vergi Mahkemesinin 15.06.2012 günlü ve E:2011/2530, K:2012/1808 sayılı kararıyla;
193 sayılı gelir vergisi kanununun 40’ıncı maddesinin l’inci fikrası uyarınca, ticari kazancın elde edilmesi ve
idame ettirilmesi için yapılan ve belgelendirilmesi gereken genel giderlere ilaveten,
yurt dışındaki işlerle ilgili giderlere karşılık olmak üzere hasılatın binde beşini aşmamak şartıyla
götürü giderin kazançtan indirilebileceğinin herhangi bir ispat şartına bağlı olmadığı,
götürü gider indirimi için belgesi temin edilemeyen bir harcamanın olduğunun ve bu harcamanın
muhasebe kayıtlatma intikal ettirildiğinin ispatına gerek bulunmamakta olup,
yurtdışı hasılatının binde beşini geçmediği halde,
yasal defterlere kaydedilmeyen yurtdışı giderlerinin fiilen yapıldığının ispatlanamadığı iddiasıyla
götürü gider uygulamasına tabi tutulmaması gerektiğinden bahisle davacı adına ikmalen salman vergi ve
kesilen cezada hukuka uyarlık görülmediği gerekçesiyle kaldırılmasına karar verilmiştir. Kararın,
hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Cevap verilmemiştir.
Tetkik Hakimi Yavuz Şen’in Düşüncesi :
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, temyize konu mahkeme kararının bozulmasını sağlayacak nitelikte bulunmadığından
temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.
Türk mîlleti adına Hüküm veren Danıştay Dördüncü Dairesince gereği görüşüldü:
Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar,
bozulması istenilen kararın dayandığı gerekçeler karşısında,
yerinde ve kararın bozulmasını sağlayacak durumda görülmemiştir.
Bu nedenle, temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına, 08.02.2016 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY
2008 yılına ilişkin işlemlerin incelenmesi sonucu
ihracata ait yurt dışında yaptığı ancak belgelendiremediği giderlerin ihracat hasılatının binde beşi oranına isabet eden kısmım
götürü gider olarak beyannamede indirim konusu yapan davacının esasen yurt dışında belgelendiremediği herhangi bir gideri olmadığı ileri sürülerek
adına ikmalen salınan kurumlar vergisi ile tekerrür hükümleri uygulanarak
kesilen vergi ziyaı cezasının kaldırılmasına karar veren Vergi Mahkemesi kararı temyiz edilmiştir.
Bilindiği üzere, mükelleflerin vergi matrahının tespitine ilişkin olarak
yap tıklan gider ve harcamaları Kanunlarda aksine hüküm olmadığı durumlarda tevsik etmeleri gerekmektedir.
Tevsikin ne şekilde yapılacağı ise başta Vergi Usul Kanunu olmak üzere ilgili kanunlarda belirlenmiştir.
Gelir Vergisi Kanunu’nun 40’ıncı maddesinde, ticari kazancın tespitiyle ilgili olarak kazançtan indirilebilecek giderler sayılmıştır.
Maddenin (1) numaralı bendinin parantez içinde yapılan düzenleme ile yurt dışına yönelik bazı faaliyetlerden elde edilen hasılatın
binde beşine kadar olan kısmının götürü olarak kazançtan indirilebileceği hükme bağlanmıştır.
Ticari Kazançta safi kazancın tespit edilmesi için indirilecek giderlerin belirlendiği Gelir Vergisi Kanunu’nun 40/1’inci maddesinde;
ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için yapılan genel giderlerin kazançtan indirileceği belirtildikten sonra
bende 4108 sayılı Kanunla eklenen parantez içi hükmü ile İhracat, yurt dışında inşaat, onarma,
montaj ve taşımacılık faaliyetlerinde bulunan mükelleflerin,
bu bentte yazılı giderlere ilaveten bu faaliyetlerde döviz olarak elde ettikleri hâsılatın
binde beşini aşmamak şartıyla yurt dışındaki bu işlerle ilgili giderlerine karşılık olmak üzere
götürü olarak hesapladıkları giderleri de indirebilecekleri ifade edilmiştir.
Konuya ilişkin olarak yayınlanan 194 seri Nolu Gelir Vergisi Genel Tebliğinde ise özetle;
“4108 sayılı Kanun’la Gelir Vergisi Kanunu’nun 40’ıncı maddesinin 1 numaralı bendine eklenen bir hükümle,
bazı giderlerin Vergi Usul Kanunu’nun ilgili hükümlerine göre tevsik edilemediği,
hallerde de ticari kazancın tespitinde indirimine müsaade edildiği,
belgelendirilememiş giderlere karşılık olmak üzere, götürü gider kaydı, mükelleflerin genel esaslara göre tevsik edilmiş giderlerinin gider kaydına engel teşkil etmediği,
götürü gider uygulamasının, mükelleflerin yurt dışındaki işleri ile ilgili olarak yapmış oldukları giderlerden belgesi temin edilemeyenlerin,
anılan faaliyetlerden sağlanan hasılatın belli bir oranını aşmamak şartıyla
ticari kazançtan indirilmesini öngören bir müessese olduğu dolayısıyla götürü gider hesaplanabilmesi için
harcamanın yapılmış ve işletmenin malvarlığında bir azalma meydana gelmiş olması gerektiği,
işletmenin yurt dışı faaliyetlerine ilişkin olarak yapılan belgesiz giderlerin de Tekdüzen Muhasebe Sisteminde ilgili
gider hesaplarında izlenmesi ve dönem sonunda “690 Dönem Kar-Zarar” hesabına aktarılması gerektiği, belgesi temin edilemeyen giderlerin,
bu Tebliğde yapılan açıklamalar çerçevesinde hesaplanacak götürü gider tutarım aşan kısmı,
kanunen kabul edilmeyen gider olarak Tekdüzen Muhasebe sistemine göre belirlenen ticari kâra ilave olacağı” şeklinde açıklamalar yapılmıştır.
Vergi Usul Kanunu 227’nci maddesi ispat edici kağıtları düzenlemiş ve kayıtlan tevsik mecburiyeti getirmiştir.
Kayıtların tevsik edilmemesinin hukuki sonuçlan da bilinmektedir.
228’nci madde içinde yer alan 3’ncü fıkra vergi kanunlarına göre götürü olarak tespit olunan giderlerin matrahtan indirilmesinde ispat edici kağıt aranılmayacağım düzenlemiştir.
Bu hükümler çerçevesinde Gelir Vergisi Kanunu Madde 40/1’e göre binde 5 götürü gider uygulamasında belge zorunluluğu olup olmadığı hususunu değerlendirildiğinde;
söz konusu giderler için tevsik edici belge aranılmaması gerektiği sonucuna ulaşılmaktadır.
Görüleceği üzere,
anılan genel tebliğde yapılan açıklamalarda;
kanunda yazılı binde beşlik sınırın mutlak bir tutar olmadığı yani binde beşlik tutarın her halükarda kazançtan indirilmesi diye bir durumun söz konusu olmadığı,
konuya ilişkin harcamalar yapıldıkça, bir başka ifade ile işletme varlıklarında bir azalma olduğu durumda,
bunun muhasebe kayıtlarında gösterilmesi gerektiği ve kayıtlarda gösterilen tutar ile binde beşlik sınırın aşılmaması kaydıyla
söz konusu harcamaların gider olarak kayıtlara intikal ettirilebileceği ifade edilmiştir.
Ayrıca bu tür harcamaların götürü olarak beklendiği ve
gider yazılması için tevsik zorunluluğunun olmadığı da anılan tebliğde belirtilmiştir.
Yukarıda metni verilen yasal mevzuat ve düzenlemeler uyarınca,
hangi mükelleflerin hangi koşullarla götürü gider indiriminden yararlanacağı açıklanmış olup,
yurtdışında herhangi bir gider yapılmadan, 193 sayılı Kanunun 40/1’inci maddesinde belirtilen
hasılat tutarının binde beşinin hiçbir kayıt ve şart olmadan indirilmesinin mümkün olmadığı;
bir başka anlatımla, anılan maddedeki hakkın ancak fiden ödenen ve belgelendirilemeyen gider bulunması durumunda
bir hak olduğu ve davacı şirketin belgelendiremediği bir giderinin bulunmadığı sonucuna
ulaşıldığından, anılan Mahkeme kararının bozulması gerektiği görüşüyle çoğunluk kararma katılmıyorum.