Uyuşturucu Madde Ticareti
Uyuşturucu Madde Ticareti
Uyuşturucu madde ticareti suçu, 5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu’ nun 188. maddesinde düzenlenmiştir. Seçimlik hareketli bir suç olup, uyuşturucu veya uyarıcı maddelerin imali, ithali, ihracı, ülke içinde satılması, satışa arz edilmesi, başkalarına verilmesi (temin etme), sevk edilmesi, nakledilmesi, depolanması veya ticaret amacıyla satın alınması, kabul edilmesi ile birden fazla şekilde işlenebilen bir suçtur.
Uyuşturucu madde ticaretinin konusunu esrar olarak tabir edilen ot, kubar, kenevir, afyon benzeri maddeler için suçun normal halinden ceza verilirken, eroin, kokain, morfin veya baz morfin gibi uyuşturucu maddeler ise suçun daha ağır cezayı gerektiren nitelikli hali işlenmiş olur.
Uyuşturucu Madde Ticareti Suçları
Uyuşturucu madde ticareti suçu 7 kategoriye ayrılır.
Uyuşturucu madde ithal etme suçu: Uyuşturucu maddelerin ruhsata aykırı ya da ruhsatsız bir şekilde yurtdışından ülkeye sokulmasına uyuşturucu madde ithal etme suçu denilir. Ve bu suç 5237 sayısındaki 188.maddesinin 1.fıkrasında düzenlenen uyuşturucu madde ithal suçu üzerinden yargılanmaktadır.
Uyuşturucu maddelerin yurtdışından hava, deniz ya da kara ulaşım araçları ile hangisiyle geçirildiğinin bir önemi olmayıp hepsi için ceza aynı olmaktadır. Bu maddeleri ruhsatsız bir şekilde ithal eden kişilere en az 20 ve en fazla 30 yıl olmak üzere hapis cezası ve yirmi bin gün adli para cezası bulunmaktadır. Avukat bu suçlar ile detaylı bilgilere sahiptir.
Uyuşturucu madde imal etme suçu: Bu suç bir uyuşturucu maddenin işlemlerden geçirilerek başka bir çeşit uyuşturucu maddeye dönüştürülmesine denilir. Bu suç için maddenin imalatı sırasında maddenin niteliğinin değiştirilmesi gerekmektedir. Niteliği değişmeyen madde için bu suç geçerli olmamaktadır. Bu suç için yine ceza en az 20 ve en fazla 30 yıl hapis cezası olarak belirtilmiştir. Buna ek olarak yirmi bin güne kadar adli ceza parası bulunmaktadır.
Uyuşturucu madde ihraç etme suçu: Uyuşturucu maddenin yurt içinden yurtdışına gönderilmesine denilmektedir. Bu ihraç etme suçu için uyuşturucu maddenin gümrük kapısından geçmesi gerekmektedir. Geçmeden gümrük kapısında uyuşturucu madde bulunur ise bu suç uyuşturucu madde ihraç etme teşebbüsü olarak geçmektedir. Ve diğer suç ile cezası farklıdır. Gümrük kapısına gelinmeden madde bulunursa bu suçta uyuşturucu madde sevk etme ve nakletme suçu olarak geçmektedir. Bu kişiler en az 10 yıl hapis cezası alırlar.
Uyuşturucu Madde Nakil ve Satış Suçları
Uyuşturucu madde nakletme ya da sevk etme suçu: Uyuşturucu maddelerin başka kişilere verilmesiyle ya da maddenin başka bir yere götürülmesi suçuna denilmektedir. En az 10 yıl hapis cezası bulunmaktadır.
Uyuşturucu madde bulundurma ve kabul etme suçu: Bir kişinin başkasının olan uyuşturucu maddeyi karşılık vermeden almasına uyuşturucu madde kabul etme denilmektedir. Başkasının olan ya da kendisine ait bir uyuşturucu maddeyi hâkimiyet altında tutmasına ise uyuşturucu madde bulundurma denilmektedir. Bu suçun cezası en az 10 yıl hapis olmaktadır. Eskişehir avukat olarak bu tür cezalarda yirmi bin güne kadar adli ceza parası da vardır.
Uyuşturucu madde satın alma, satışa arz etme ve satma suçu: Uyuşturucu maddenin bir ücret karşılığında başka bir kişiye verilmesine uyuşturucu madde satma suçu denilmektedir. Bu maddenin satışı için yapılan hazırlıklar olması durumunda ise bu suç satışa arz etme suçu olarak geçmektedir. Son olarak uyuşturucu madde satın alma suçu ise başka bir kişiden maddenin ticari amaç doğrultusunda alınmasına denilmektedir. Bu suçu işleyenlere en az 10 yıl hapis cezası verilir. Bunun yanında yirmi bin güne kadar adli ceza parası da verilir.
Uyuşturucu madde temin etme suçu: Birinin kendisinde olan uyuşturucu maddeyi hiçbir bedel almadan bir başka kişiye vermesine uyuşturucu madde temin etme suçu olarak belirtilmektedir. Bu suçta önemli olan kişinin hiçbir bedel almadan maddeyi başkasına vermesidir. Bu suçu işleyen kişilere en az 10 yıl hapis cezası ve yirmi bin güne kadar adli para cezası uygulanır. İstanbul ceza avukatı bu suçlara bakmaktadır.
Uyuşturucu Madde Ticareti Suçunda Etkin Pişmanlık Hükümleri (TCK 192)
Uyuşturucu madde ticareti yapan kişi ya da kişiler özgür iradeleri altında pişmanlık gösterip kamunun uğradığı zararı telafi etme adına yetkili mercilere yardımcı olup, suçun işlenişinde kim ya da kimlerin olduğu, ne amaçla işlendiği, suç yerini gösterme, suça konu eşyaların yerin gösterme gibi söz konusu olumlu davranışlar göstermeleri halinde uygulanacak müessesedir. Türk Ceza Kanunu’nun 192. Maddesinde iki ayrı pişmanlık hükmü vardır;
Suçun işlendiği resmi makamlar tarafından haber alınmadan önce etkin pişmanlık halinde,
Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçlarına iştirak etmiş olan kişi, resmi makamlar tarafından haber alınmadan önce, diğer suç ortaklarını ve uyuşturucu veya uyarıcı maddelerin saklandığı veya imal edildiği yerleri merciine haber verirse, verilen bilginin suç ortaklarının yakalanmasını veya uyuşturucu veya uyarıcı maddenin ele geçirilmesini sağlaması halinde, hakkında cezaya hükmolunmaz.
Suçun işlendiği resmi makamlar tarafından haber alındıktan sonra etkin pişmanlık halinde,
Bu suçlar haber alındıktan sonra gönüllü olarak, suçun meydana çıkmasına ve fail veya diğer suç ortaklarının yakalanmasına hizmet ve yardım eden kişi hakkında verilecek ceza, yardımın niteliğine göre dörtte birden yarısına kadarı indirilir.
Görüldüğü üzere söz konusu suçun işlenmesinden sonra hangi safhada pişmanlık gösterildiği ceza indirimi açısından son derece önemli bir konudur.
Göndereni tespit edilemeyen ihbar mektubu dışında, sanığın uyuşturucu maddeyi sattığına ilişkin başka bir delilin bulunmaması, el konulan uyuşturucu madde miktarının kişisel kullanım sınırları içinde olması, sanığın tüm aşamalarda istikrarlı olarak uyuşturucu maddeyi satmak için değil, kullanmak için bulundurduğunu savunması gibi hususlar birlikte değerlendirildiğinde, sanığın uyuşturucu madde ticareti suçunu işlediği şüphe boyutunda kalmakta ve sübuta ermemektedir.
Suç tarihinde ihbar mektubuna istinaden usulüne uygun olarak gerçekleştirilen aramada sanığın evinin müştemilatı niteliğinde olan kömürlükte uyuşturucu madde ele geçirilmiş ise de, göndereni tespit edilemeyen ihbar mektubu dışında, sanığın uyuşturucu maddeyi sattığına ilişkin başka bir delilin bulunmaması, el konulan uyuşturucu madde miktarının kişisel kullanım sınırları içinde olması, sanığın tüm aşamalarda istikrarlı olarak uyuşturucu maddeyi satmak için değil, kullanmak için bulundurduğunu savunması gibi hususlar birlikte değerlendirildiğinde, sanığın uyuşturucu madde ticareti suçunu işlediği şüphe boyutunda kalmakta ve sübuta ermemektedir.
Ceza yargılamasının en önemli ilkelerinden biri olan “in dubio pro reo” yani “şüpheden sanık yararlanır” ilkesi uyarınca, sanığın bir suçtan cezalandırılmasının temel şartı, suçun şüpheye yer vermeyen bir kesinlikle ispat edilmesidir.
Gerçekleşme şekli şüpheli ve tam olarak aydınlatılamamış olaylar ve iddialar sanığın aleyhine yorumlanarak mahkûmiyet hükmü kurulamaz. Oldukça geniş bir uygulama alanı bulunan bu kural, bir suçun gerçekten işlenip işlenmediği veya işlenmiş ise gerçekleştirilme biçimi konusunda şüphe belirmesi halinde uygulanacağı gibi, suç niteliğinin belirlenmesi bakımından da geçerlidir.
Ceza mahkûmiyeti, yargılama sürecinde toplanan delillerin bir kısmına dayanılarak ve diğer bir kısmı göz ardı edilerek ulaşılan ihtimali kanaate değil, kesin ve açık bir ispata dayanmalıdır. Bu ispat, hiçbir şüphe ve başka türlü bir oluşa imkanı vermeyecek açıklıkta olmalıdır.
Bu nedenle, sanığın sübuta eren eyleminin kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçunu oluşturduğu gözetilmeden, kesin bir kanaat vermekten uzak delillere dayanılarak, uyuşturucu madde ticareti suçundan cezalandırılmasına karar verilmesi suretiyle, suç niteliğinin hatalı belirlenmesi isabetsiz ve kanuna aykırıdır.
Bu itibarla, Özel Daire bozma kararı yerinde olup, yerel mahkeme direnme hükmünün suç niteliğinin hatalı belirlenmesi isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmelidir. (CGK.11.6.2013 10-88-300)
Uyuşturucu Avukatı
Uyuşturucu avukatı tabiri son derece yanlış olup, avukatlığın uyuşturucu avukatı, ağır ceza avukatı ya da ceza avukatı diye bir branşı yoktur. Bu yüzden en iyi uyuşturucu avukatı ya da uyuşturucu avukatı arayışına girilirken dikkat edilmesi gereken ön önemli unsur uyuşturucu avukatı olarak tabir ettiğiniz avukatın mesleki becerileri, tecrübeleri ve savunma yaparken sizi en iyi şekilde temsil edip etmediğidir.
Bu yüzden en iyi uyuşturucu avukatı ya da uyuşturucu avukatı arayışına girerken bu hususlara dikkat ediniz.
Uyuşturucu Madde Ticareti