Danıştay 10. Daire Kararı 2006/7707
Danıştay 10. Daire Kararı 2006/7707
12 Mart 2010 Tarihli Resmi Gazete
Sayı: 27519
Danıştay Onuncu Dairesi Başkanlığından :
Esas No : 2006/7707
Karar No : 2009/10514
Kanun Yararına Temyiz Eden : Danıştay Başsavcılığı
Davacı : ……………………….. San. Tic. Ltd. Şti.
Vekili : Av. ………………. Avcı, Mecidiyeköy/İSTANBUL
Davalı : Sanayi ve Ticaret Bakanlığı – ANKARA
İstemin Özeti : Davacı şirketin, 22.9.2003 tarihli kampanyalı satış iznine dayanarak düzenlemiş olduğu otomobil satış kampanyasına ilişkin sözleşmenin,
4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 7. maddesinin 2. fıkrasına aykırı olduğundan bahisle aynı Yasanın 25. maddesinin 10. fıkrası uyarınca 71.446.00 TL idari para cezası verilmesine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılan dava sonucunda,
dava konusu işlemin iptali yolunda verilen Ankara 11. İdare Mahkemesinin 19.1.2006 tarih ve E: 2005/409, K: 2006/36 sayılı kararının, Sanayi ve Ticaret Bakanlığının başvurusu üzerine Danıştay Başsavcılığı tarafından 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 51. maddesi uyarınca bozulması istenilmektedir.
Danıştay Tetkik Hakimi : Erkan Yılmaz
Düşüncesi : 4077 sayılı Yasa ve bu Yasaya dayanılarak çıkarılan Kampanyalı Satışlara İlişkin Uygulama Usul ve Esasları Hakkındaki Yönetmeliğin yürürlük tarihi olan 14.6.2003 tarihinden sonra 22.9.2003 gün ve 2 no ile onaylanan kampanyalı satış izin belgesi ile otomobil satış kampanyası düzenleyen davacı şirketin,
sözleşme örneklerinin Yönetmeliğin 8. maddesinin 2. fıkrasına uygun olmaması nedeniyle 26.7.2004 tarihli yazı ile uyarılarak bir hafta, 7.9.2004 tarihli yazı ile de uyarılarak 15 gün süre verilmesine karşın,
iştirakçi ödemelerinin güvence altına alınması ile ilgili olarak, davacının sözleşmede Yönetmeliğe uygun değişiklik yapmadığı ve sözleşme örneği düzenlemediği anlaşıldığından,
Yasa ve Yönetmelik hükmüne uygun sözleşme yapılmaması nedeniyle davacının idari para cezası ile cezalandırılmasında hukuka aykırılık bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Bu durumda, idari para cezası verilmesine ilişkin işlemin iptali yolunda verilen mahkeme kararının,
2577 sayılı Yasanın 51. maddesi uyarınca kanun yararına ve hükmün hukuki sonuçlarına etkili olmamak üzere bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Onuncu Dairesince gereği görüşüldü.
Dava, davacı şirketin 22.9.2003 tarihli kampanyalı satış iznine dayanarak düzenlemiş olduğu otomobil satış kampanyasına ilişkin sözleşmenin,
4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 7. maddesinin 2. fıkrasına aykırı olduğundan bahisle aynı Yasanın 25. maddesinin 10. fıkrası uyarınca 71.446.00 TL idari para cezası verilmesine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılmıştır.
Ankara 11. İdare Mahkemesince;
kampanyalı satış izni bulunan davacı şirketin, kampanyalı otomobil satışına ilişkin olarak hazırladığı sözleşmenin,
Kampanyalı Satışlara İlişkin Uygulama Usul ve Esasları Hakkındaki Yönetmeliğin 8/2. maddesine aykırı olduğundan bahisle dava konusu işlemle idari para cezası verilmiş ise de,
idarenin 26.7.2004 ve 7.9.2004 tarihli işlemleri ile yapılan uyarı sonucunda sözleşmede değişiklik yapıldığı,
bu değişiklikle sözleşmedeki aykırılığın giderilip giderilmediği hususunda idarece bir tespit yapılmadan verilen idari para cezasında hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.
Sanayi ve Ticaret Bakanlığınca;
mahkeme kararının, 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanuna ve bu Kanuna dayanılarak çıkarılan Kampanyalı Satışlara İlişkin Uygulama Usul ve Esasları
Hakkındaki Yönetmeliğe aykırı olduğu ileri sürülerek kanun yararına bozulması isteğiyle Danıştay Başkanlığı’na başvurulmuştur.
Danıştay Başsavcılığı tarafından,
davacı şirketin 22.9.2003 tarihli kampanyalı satış iznine dayanarak düzenlemiş olduğu otomobil satış sözleşmesinin,
4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 7. maddesinin 2. fıkrasına aykırı olduğundan bahisle aynı Yasanın 25. maddesinin 10. fıkrası uyarınca 71.446.00 TL idari para cezası verilmesine ilişkin işlemde Yasaya aykırılık bulunmadığı düşüncesiyle dava konusu işlemi iptal eden mahkeme kararı kanun yararına temyiz edilmiştir.
4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un ”Kampanyalı Satışlar” başlıklı 7. maddesinin 1. fıkrasında, kampanyalı satış;
gazete, radyo, televizyon ilânı ve benzeri yollarla tüketiciye duyurularak düzenlenen kampanyalara iştirakçi kabul edilmesi ve malın veya hizmetin daha sonra teslim veya ifa edilmesi suretiyle yapılan satım olarak tanımlanmış,
2. fıkrasında; kampanyalı satışların Bakanlığın izni ile yapılacağı, Bakanlığın hangi tür satışların izne tabi olacağını,
ön ödeme, taksit miktarı, teslim süresi, üretici firma garantisi, yatırılacak teminat ile kampanyalı satışlarda uyulması gereken usul ve esasları tespit edeceği belirtilmiş, 25. maddesinin 10. fıkrasında ise,
7 nci maddenin ikinci fıkrasına aykırı hareket edenlere, 7 nci madde hükümlerine uygun kampanya düzenlemeleri için bir hafta süre tanınacağı,
bu sürenin bitiminde aykırılığın devam ettiğinin tespiti halinde, bu hükme aykırı hareket edenlere idari para cezası verileceği öngörülmüştür.
4077 sayılı Yasaya dayanılarak çıkarılan ve 13.6.2003 tarih ve 25137 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Kampanyalı Satışlara İlişkin Uygulama Usul ve Esasları Hakkındaki Yönetmeliğin ”Sözleşme Zorunluluğu” başlıklı 6. maddesinin 1. fıkrasında,
kampanyalı satışlarla ilgili olarak aktedilen sözleşmenin bir nüshasının satıcı veya sağlayıcı tarafından tüketiciye verilmesinin zorunlu olduğu hususuna yer verildikten sonra, aynı maddenin (l) bendinde, ”Tüketicinin ödemelerinin,
malın teslim ve hizmetin ifa edileceği tarihe kadar sigorta ettirilmesi veya banka teminatı altına alınmasına ilişkin şartlar.”ın da sözleşmede yer alması gerektiği belirtilmiş,
”Satıcı ve Sağlayıcının Yükümlülükleri” başlıklı 8. maddesinin 2. fıkrasında, ”Satıcı veya sağlayıcı mal veya hizmeti teslim veya ifa edeceği tarihe kadar olan tüketicinin toplam ödemelerinin karşılığını sigorta ettirmek veya banka teminat mektubu vermek zorundadır.” hükmüne yer verilmiştir.
Yukarıda aktarılan Yasa ve Yönetmelik hükümlerine göre, kampanyalı satışlarda, sözleşme yapılması ve mal veya hizmetin teslim veya ifa edileceği tarihe kadar iştirakçinin yapmış olduğu ödemelerin sigorta ettirilmesi veya banka teminatı altına alınması yükümlülüğünün, satıcı veya sağlayıcıya ait olduğu,
bu yükümlülüğe aykırı hareket eden satıcı ve sağlayıcıya, Yasa ve Yönetmelik hükümlerine uygun kampanya düzenlemeleri veya kampanyalı satış sözleşmesindeki aykırılığın giderilmesi için bir hafta süre tanınacağı,
bu sürenin bitiminde aykırılığın devam ettiğinin tespiti halinde, satıcı veya sağlayıcıya idari para cezası verileceği hususunda bir duraksama bulunmamaktadır.
Dosyanın incelenmesinden, yukarıda bahsi geçen Kampanyalı Satışlara İlişkin Uygulama Usul ve Esasları Hakkında Yönetmeliğin yürürlük tarihi olan 14.6.2003 tarihinden sonra 22.9.2003 tarih ve 2 No ile onaylanan kampanyalı satış izin belgesine dayanarak otomobil satış kampanyası düzenleyen davacı şirketin,
spit edilmesi üzerine 26.7.2004 tarihli yazı ile uyarılarak bir hafta, 7.9.2004 tarihli yazı ile de uyarılarak verilen 15 günlük süre içinde sözleşme örneğinin Yönetmeliğin 8. maddesinin 2. fıkrasına uygun hale getirilmesinin istenmesine karşın,
iştirakçi ödemelerinin güvence altına alınması ile ilgili olarak davacının, sözleşmede Yönetmeliğe uygun değişiklik yapmadığı ve sözleşme örneği düzenlemediği anlaşıldığından,
Yasa ve Yönetmelik hükmüne uygun kampanyalı satış sözleşmesi yapılmaması nedeniyle davacının idari para cezası ile cezalandırılmasında Yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Danıştay 10. Daire Kararı 2006/7707
Bu durumda, yukarıda aktarılan mevzuat hükümleri uyarınca, kampanyalı satış sözleşmesinin, 4077 sayılı Yasa ve sözü edilen Yönetmeliğe uygun olarak düzenlenmemesi,
yapılan uyarılara ve verilen sürelere karşın, sözleşmede Yönetmeliğe uygun değişikliğin yapılmaması nedeniyle idari para cezası verilmesine ilişkin dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığından,
idare mahkemesince dava konusu işlemin iptali yolunda verilen kararın, kanun yararına bozulması gerekmektedir.
Açıklanan nedenlerle, Danıştay Başsavcılığı tarafından yapılan kanun yararına temyiz isteminin kabulü ile Ankara 11. İdare Mahkemesinin 19.1.2006 tarih ve E: 2005/409, K: 2006/36 sayılı kararının, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 51. maddesi uyarınca hükmün hukuki sonuçlarına etkili olmamak üzere kanun yararına bozulmasına,
kararın birer örneğinin ilgili Sanayi ve Ticaret Bakanlığı ile Danıştay Başsavcılığına gönderilmesine ve kararın Resmî Gazete’de yayımlanmasına, 16.12.2009 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.