Haline Münasip Evin Haczedilemezliği İddiası
Haline Münasip Evin Haczedilemezliği İddiası
İcra İflas Kanunu’nun 82.maddesinin 12.bendi uyarınca “Borçlunun haline münasip evi, haczolunamaz”. İcra İflas Kanunundaki bu müesseye uygulamada MESKENİYET İDDİASI denmektedir.
Buna göre icra takibi sebebi ile borçlu duruma düşmeniz halinde içinde yaşadığınız haline münasip ev alacaklılar tarafından haczedilip satılamaz.
Haline münasip ev tanımı çeşitli yargı kararlarına göre kişinin ve ailesinin sosyal statüsüne göre oturabileceği evi ifade etmektedir.
Haline münasip evin tespitinde kişinin sosyo ekonomik durumu, aile üyelerinin sayısı gibi kriterler belirleyici olmaktadır.
Borçlu haline münasip evde oturmayıp bu evden elde ettiği kira ile başka bir evde dahi otursa evi için meskeniyet iddiasında bulunabilecektir.
Meskeniyet iddiası İcra İflas Kanunu’nun 16.maddesine göre , haczin öğrenildiği tarihten itibaren yedi günlük sürede yapılması gereklidir.
Bu şikâyet İcra Hukuk mahkemesine yapılacak bir şikayetle incelenir. Borçlunun bu itirazı neticesinde meskeniyet iddiası mahkeme nezdinde kabul görürse borçlunun evi üzerine konan haciz kalkar.
Ancak mahkeme haciz konan evi haline münasip ev olarak değerlendirmez ise mahkeme evin satışına karar verip borçluya haline münasip ev alabilmesi için tespit edilecek bir ev bedelinin verilmesi yönünde karar verecektir.
Borçlunun haciz konan ve oturduğu evi satılacak bu satıştan elde edilen ücretin mahkemece tespit edilen kısmı borçluya haline münasip ev alması için verilecek kalan kısım ise alacaklıya ödenecektir.
Borçlu evi alırken kredi kullanmışsa bu kredi bedelini ödememek için haczedilemezdik itirazında bulunamaz. Zira zaten borcun sebebi evin kredi ile alınmasıdır. Bu durumda konut kredisi amacıyla taşınmaza konan ipotek olması durumunda meskeniyet iddiası gündeme gelemeyecektir.
Yargıtay bir ilamında “İİK.’nun 82. maddesinin 7. ve 12. bentlerinde, geçim ve meskeniyet itirazlarının hangi hallerde ileri sürülebileceği açıklanmıştır.
Bir kimsenin mesken edinmek için aldığı borç para karşılığı mesken edinmek arzusundan kaynaklandığından, zirai kredi karşılığı da bağ ve bahçesinin ipotek ettirilmiş olması da zirai işletmenin inkişafını sağlamaktan kaynaklandığından bu gibi hallerde meskeniyet ve geçim iddiasından vazgeçilmiş sayılmaz.
Somut olayda, borçlu ticari işi nedeniyle almış olduğu kredi karşılığı ticari işi ile ilgili olmayan konutunu ipotek ettirdiğinden haczedilmezlik hakkından vazgeçmiş sayılacağından borçlunun meskeniyet iddiasının reddine karar vermek gerekir.
Aksine düşüncelerle yazılı şekilde meskeniyet iddiasının kabulüne karar verilmesi isabetsizdir.” kararını vermiştir.
Bu durumda ticari amaçla çekilen kredi için oturulan eve ipotek verilmesi halinde de meskeniyet iddiası gündeme gelmeyecektir.
Meskeniyet iddiası ile ilgili bir başka önemli husus da tapu kaydında taşınmazın niteliğinin bir önemi olmadığıdır.
Örneğin tapuda arsa olarak kayıtlı olan taşınmaz üzerine yapılmış bulunan ev hakkında da meskeniyet iddiasında bulunulabilir.
Zira önemli olan haczedilmezlik iddiasında bulunulan yerin mesken niteliğine haiz olmasıdır. Meskenin tapuda arsa olarak gözükmesi meskeniyet iddiasının ileri sürülmesine engel teşkil etmez.
Haline münasip ev bedeli nasıl belirlenir?
Haline münasip evin tespitinde borçlunun sosyal, ekonomik durumu, evde kaç kişinin yaşadığı gibi hususlar göz önünde alınmalıdır. Haline münasip ev sayılamayan evin satışı sonucunda borçlunun gecekonduda yaşamaya mecbur bırakılması da düşülemez olup Yargıtay’ın vermiş olduğu kararlar da bu yöndedir.
Haline münasip ev ne demek?
Genel bir tanımlama yapılacak olursa haline münasip ev; kişinin yaşamını sürdürmesi, barınma ihtiyacını karşılaması için ihtiyaç duyduğu yeri ifade etmektedir. Bir meskenin borçlunun haline uygun olup olmadığı adı geçenin haciz anındaki sosyal durumuna ve borçlu ile ailesinin ihtiyaçlarına göre belirlenmektedir.
Meskeniyet iddiası takibi durdurur mu?
MESKENİYET İDDİASININ TAKİBİN İCRASINA ETKİSİ
Haczedilmezlik şikâyeti, icra mahkemesi tarafından durdurulması yönünde bir karar verilmediği müddetçe takibi durdurmaz. Zira İcra İflas Kanunu madde 22 uyarınca, “Şikayet, icra mahkemesince karar verilmedikçe icrayı durdurmaz.
İcra ve İflas Kanununun 16. maddesi kapsamında bir şikâyet olup, aynı maddenin 1. fıkrasıuyarınca haczin öğrenildiği tarihten itibaren yedi günlük sürede icra mahkemesine yapılmalıdır.
Aksi halde borçlu bu iddiasından vazgeçmiş sayılır.
Bu vazgeçme işlemi başka takipler açısından aynı sonucu doğurmaz.
Yargıtay, borçlu tarafından meskeniyet şikâyetinde bulunabilmek için, şikâyet konusu evde oturması gerekmediği ve birden fazla evinin bulunmasının meskeniyet şikâyetine engel olmadığına dair karar vermiştir.
Ayrıca bir icra takibinde ileri sürülmüş olan meskeniyet şikâyetinin başka icra takip
dosyasında da ileri sürülebileceği belirtilmiştir. Bahse konu Yargıtay kararı özeti şu şekildedir;
“Borçlunun meskeniyet şikâyetinde bulunabilmesi için, bizatihi meskeniyet iddiası sebebiyle haczedilmezlik şikâyetinde bulunduğu evde oturması gerekmediği gibi, birden fazla evi var ise, istediği taşınmazla ilgili olarak haczedilmezlik şikâyetinde bulunmasına engel bir yasal düzenleme de mevcut değildir.
Borçlunun, daha önce bir başka takip dosyasından konulan hacze yönelik olarak şikâyette bulunması, daha sonra farklı bir dosyadan konulan haciz yönünden meskeniyet şikâyetinde
bulunmasına engel olmaz.
Bir başka anlatımla borçlu, birden fazla takibe uğraması durumunda, her dosya için ayrı ayrı meskeniyet şikâyetinde bulunabilir.
Takip dosyalarındaki tarafların aynı olması sonucu değiştirmez.”
Haline Münasip Evin Haczedilemezliği İddiası