MANŞET

İngiliz Avukat

İngiliz Avukat

Britanya Anayasası

Devlet, amelî maksatlarla, siyaseten organize edilmiş ve ülkesi içinde
muayyen vazifeleri gören bir cemiyettir.

Bu vazifeler, hukuk ve nizamın muhafazası, tecavüze karşı müdafaa, bazan müstemlekât imparatorluğunun kontrolü ve son zamanlarda gittikçe daha ziyade görüldüğü gibi

refah ve saadetin tahakkuk ve idamesi, vatandaşların eğitim ve sağlığı, tfcaret ve sanayiin nizamlanması gibi hususları da ihtiva eder.

Bu gayelerin icabettirdiği muazzam ve karmaşık teşkilâtın doğru dürüst işliyebilmesi
için para ve nizam lâzımdır.

O halde, vergi toplama ve kanun yapma,modern bir devletin esas vazifeleridir.

Vergiyi toplayabilmek için geniş bir memurlar kitlesinin elde bulundurulması ve paranın, kanunların tatbikine sarfı da bu sebeptendir.

Fakat devlet, halktan mürekkeptir ve fertlerin kendi aralarında olduğu gibi, ferdin devletle olan münasebetlerini tanzim edecek kaideler de mevcut olmalıdır.

Fertler arasındaki münasebetleri tanzim eden kaideler, özel hukukun tamamını teşkil ederler.

Mülkiyet hukuku, akitler ve haksız fiiller hukuku, karı koca, evlenme, boşanma ve velayet hukuku, özel hukukun belli başlı misalleridir.

Vatandaşların memurlar tarafından hürriyetinden mahrum edilememesi, ödemek mükellefiyetinde olduğu vergiler ve askerlik mükellefiyeti gibi vatandaşla devletin münasebetlerini düzenliyen kaideler, ferdin noktai nazarından bakılırsa özel hukukun bir bölümü gibi görülür.

Fakat bu kaidelere, devletin kendi vatandaşları üzerindeki haklarının bir kısmı olarak bakarsak, o zaman bunlar, kamu hukukunun bir bölümünü teşkil ederler.

Lâkin günlük hayatın, ferdi doğrudan doğruya ve şahsen ilgilendiren hâdiseleri dışında, devletin belli başlı organlarının çalışmasını nizamlayan geniş bir kaideler topluluğu mevcuttur.

Tac’a, parlâmentoya, kabineye, devlet memurluğuna, yargıçlara ve mahkemelere müteallik olan kaideler bu hususta birer misaldir.

Bu kaideler, bu organlardan her birinin vazife ve salâhiyetlerini tâyin ve bunların birbiriyle
olan münasebetlerini tanzim ederler.

Bu kaideler, meselâ, Avam Kamarasının kaç üyeden teşekkül edeceği gibi kuruluş meselelerini tanzim ederler; meselâ, bir devlet memurunun salâhiyetleri veya muayyen bir devlet dairesinin vazifeleri gibi fonksiyon meselelerini nizamlarlar veya meselâ,

muhtelif devlet organları arasında hangisinin, şeklen dahi olsa, diğerlerine hâkim olacağını, faraza Avam Kamarası ile kabine arasında bir ihtilâf vukuunda bunu kimin, hangi organın halledeceğini belirtirler.

Anayasa hukuku, bu münasebetleri düzenliyen hukuk koludur.

İngiliz anayasa hukuku

Anayasa hukuku, esas teşkilâtı mevzu olarak alan hukuk koludur.

Maamafih, ilerde de göreceğimiz gibi, burada “hukuk” tâbiri, özel hukukun diğer sahalarında kullanıldığından daha geniş bir mânada kullanılmaktadır.

Bu hukuk kolu, devletin bütün fonksiyonlarını incelen Ân’anevî tasnife göre, bu fonksiyonlar yasama, yürütme ve yargı olmak üzere üç bölüme ayrılır.

Daha ilerde, bu tasnifin pek kesin olmadığını ve tenkitlerden kaçınamadığını da göreceğiz. Anayasa Hukuku ile İdare Hukuku arasındaki münasebeti incelemek epey müşküldür.

Dicey, İngilterede herhangi bir idare hukukunun mevcudiyetini inkâr etmiş, fakat bu tâbiri tamamen hususî bir mânada olarak kullanmıştır.

Bu iki hukuk kolu da herhangi bir suretle kodifiye (-tedvin) edilmediği gibi tâyin de edilmemişlerdir.

İngiliz Avukat

Tamamen mantıkî olmamakla beraber, şüphesiz en basit tefriki Maitland
yapmış ve şöyle demiştir: “Anayasa Hukuku, fonksiyon’u tanzim eden daha geniş kaideleri ve bünye’yi inceler; fonksiyonun teferruatı îdare Hukukuna bırakılmıştır.”

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu