MANŞET

Marka Hükümsüzlüğü Davası

Marka Hükümsüzlüğü Davası

Fikri haklar, gayri maddi eşyalar (fikrî eşyalar) üzerindeki mutlak nitelikli malvarlığı haklarındandır. 10 Ocak 2017 tarihinde “6769 sayılı Sınaî Mülkiyet Kanunu” yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.

6769 sayılı Sınaî Mülkiyet Kanunu 4. Maddesinde ” Marka, bir teşebbüsün mallarının veya hizmetlerinin diğer teşebbüslerin mallarından veya hizmetlerinden ayırt edilmesini sağlaması ve marka sahibine sağlanan korumanın konusunun açık ve kesin olarak anlaşılmasını sağlayabilecek şekilde sicilde gösterilebilir olması şartıyla kişi adları dâhil sözcükler, şekiller, renkler, harfler, sayılar, sesler ve malların veya ambalajlarının biçimi olmak üzere her tür işaretten oluşabilir.

” Denerek marka tanımı yapılmış ve marka sahibinin hakkının güçlü bir şekilde korunması amaçlanmıştır.

Bu tanıma göre markanın unsurları olarak; bir işaret içermesi, ayırt edici nitelikte olması ve tescil edilmiş olmasını sayabiliriz.
Markanın tescili için Türk Patent Ve Marka Kurumu’na başvuru yapmak ve gerekli tescil prosedürlerini tamamlamak gereklidir.
Tescilli marka hakkının sona ermesi ise 4 şekilde mümkün olup bu haller; markanın hükümsüzlüğü, markanın iptali, markanın yenilenmemesi ve markadan vazgeçmedir. Biz yazımızda sona erme hallerinden biri olan markanın hükümsüzlüğünden bahsedeceğiz.

Marka hukuku anlamında hükümsüzlük: “Tescil edilmiş bir markanın, gerekli koşullara sahip olmaması nedeniyle dava yoluyla iptali ve böylece evvelce elde edilmiş marka hakkının son bulması demektir.

MARKANIN HÜKÜMSÜZLÜK ŞARTLARI

Mutlak ve nispi ret sebepleri olarak ikiye ayrılmıştır.

Marka tescilinde mutlak ret nedenleri Sinai Mülkiyet Kanunu (SMK) 5.maddesinde sayılmıştır:

(1) Aşağıda belirtilen işaretler, marka olarak tescil edilmez:

a) 4 üncü madde kapsamında marka olamayacak işaretler.
b) Herhangi bir ayırt edici niteliğe sahip olmayan işaretler.
c) Ticaret alanında cins, çeşit, vasıf, kalite, miktar, amaç, değer, coğrafi kaynak belirten veya malların üretildiği, hizmetlerin sunulduğu zamanı gösteren veya malların ya da
hizmetlerin diğer özelliklerini belirten işaret veya adlandırmaları münhasıran ya da esas unsur olarak içeren işaretler.

ç) Aynı veya aynı türdeki mal veya hizmetlerle ilgili olarak tescil edilmiş ya da daha önceki tarihte tescil başvurusu yapılmış marka ile aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzer işaretler.
d) Ticaret alanında herkes tarafından kullanılan veya belirli bir meslek, sanat veya ticaret grubuna mensup olanları ayırt etmeye yarayan işaret veya adlandırmaları münhasıran ya da esas unsur olarak içeren işaretler.

e) Malın doğası gereği ortaya çıkan şeklini ya da başka bir özelliğini veya teknik bir sonucu elde etmek için zorunlu olan veya mala asli değerini veren şeklî ya da başka bir
özelliğini münhasıran içeren işaretler.
f) Mal veya hizmetin niteliği, kalitesi veya coğrafi kaynağı gibi konularda halkı yanıltacak işaretler.
g) Paris Sözleşmesinin 2 nci mükerrer 6 ncı maddesine göre reddedilecek işaretler.

ğ) Paris Sözleşmesinin 2 nci mükerrer 6 ncı maddesi kapsamı dışında kalan ancak kamuyu ilgilendiren, tarihi ve kültürel değerler bakımından halka mal olmuş diğer işaretler ile yetkili mercilerce tescil izni verilmemiş olan armaları, nişanları veya adlandırmaları içeren işaretler.
h) Dinî değerleri veya sembolleri içeren işaretler.
ı) Kamu düzenine veya genel ahlaka aykırı işaretler.
i) Tescilli coğrafi işaretten oluşan ya da tescilli coğrafi işaret içeren işaretler.

(2) Bir marka, başvuru tarihinden önce kullanılmış ve başvuruya konu mal veya hizmetler bakımından bu kullanım sonucu ayırt edici nitelik kazanmışsa bu markanın tescili
birinci fıkranın (b), (c) ve (d) bentlerine göre reddedilemez.
(3) Bir marka başvurusu, önceki marka sahibinin başvurunun tesciline açıkça muvafakat ettiğini gösteren noter onaylı belgenin Kuruma sunulması hâlinde birinci fıkranın (ç) bendine göre reddedilemez. Muvafakatnameye ilişkin usul ve esaslar yönetmelikle belirlenir.

Marka tescilinde nispi ret nedenleri

Sinai Mülkiyet Kanunu (SMK) 6.maddesinde sayılmıştır:

(1) Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya
hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.

(2) Ticari vekil veya temsilcinin, marka sahibinin izni olmaksızın ve haklı bir sebebe dayanmaksızın markanın aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerinin kendi adına tescili için yaptığı başvuru, marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.

(3) Başvuru tarihinden veya varsa rüçhan tarihinden önce tescilsiz bir marka veya ticaret sırasında kullanılan bir başka işaret için hak elde edilmişse, bu işaret sahibinin itirazı üzerine, marka başvurusu reddedilir.
(4) Paris Sözleşmesinin 1 inci mükerrer 6 ncı maddesi bağlamındaki tanınmış markalar ile aynı veya benzer nitelikteki marka başvuruları, aynı veya benzer mal veya
hizmetler bakımından itiraz üzerine reddedilir.

(5) Tescil edilmiş veya tescil başvurusu daha önceki tarihte yapılmış bir markanın, Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği hâllerde, aynı ya da benzer markanın tescil başvurusu, haklı bir sebebe dayanma hâli saklı kalmak kaydıyla, başvurunun aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde yapılmış olmasına bakılmaksızın önceki tarihli marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(6) Tescil başvurusu yapılan markanın başkasına ait kişi ismini, ticaret unvanını, fotoğrafını, telif hakkını veya herhangi bir fikri mülkiyet hakkını içermesi hâlinde hak
sahibinin itirazı üzerine başvuru reddedilir.

(7) Ortak markanın veya garanti markasının yenilenmeme sebebiyle koruma süresinin sona ermesinden itibaren üç yıl içinde yapılan, ortak marka veya garanti markasıyla aynı veya benzer olan ve aynı veya benzer mal veya hizmetleri içeren marka başvurusu, önceki hak sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(8) Tescilli markanın yenilenmeme sebebiyle koruma süresinin sona ermesinden itibaren iki yıl içinde yapılan, bu markayla aynı veya benzer olan ve aynı veya benzer mal
veya hizmetleri içeren marka başvurusu, önceki marka sahibinin itirazı üzerine bu iki yıllık süre içinde markanın kullanılmış olması şartıyla reddedilir.

(9) Kötüniyetle yapılan marka başvuruları itiraz üzerine reddedilir.

Bir marka, marka tescilinde mutlak ret nedenleri başlığında belirttiğimiz 5 inci maddenin birinci fıkrasının (b), (c) ve (d) bentlerine aykırı olarak tescil edilmiş olup da kullanım sonucunda tescil edildiği mal veya hizmetler bakımından hükümsüzlük talebinden önce ayırt edici nitelik kazanmışsa hükümsüz kılınamaz

Hükümsüzlük hâlleri, markanın tescil edildiği bir kısım mal veya hizmete ilişkin bulunuyorsa, sadece o mal veya hizmet yönünden kısmi hükümsüzlüğe karar verilir. Marka
örneğini değiştirecek biçimde hükümsüzlük kararı verilemez.

Bir markanın hükümsüz kılınmasını, zarar gören kişiler, Cumhuriyet Savcıları veya ilgili resmi makamlar, görevli ve yetkili ihtisas mahkemelerinden talep edebilirler.
Marka hükümsüzlük davası, dava tarihinde sicilde marka sahibi olarak kayıtlı kişilere veya hukuki haleflerine karşı açılır. Markanın hükümsüzlüğü davalarında Türk Patent ve Marka Kurumu taraf gösterilemez.

Marka Hükümsüzlüğü Davası

GÖREVLİ VE YETKİLİ MAHKEME

Marka hükümsüzlük davası görevli mahkeme Fikri ve Sınai Haklar Mahkemesidir. Bunun bulunmaması halinde Asliye Hukuk Mahkemesi görevli kılınmıştır. Yetkili mahkeme ise somut duruma göre değişerek, sicilde marka sahibi olarak görünen kişinin ikametgâhının olduğu veya suçun işlendiği veya tecavüz fiilinin etkilerinin görüldüğü yerdeki mahkemedir.

ZAMANAŞIMI

Kanunda marka hükümsüzlüğü hakkında herhangi bir zamanaşımı süresi öngörülmemiştir. Ancak marka sahibi, sonraki tarihli bir markanın kullanıldığını bildiği veya bilmesi gerektiği haller varsa ve bu duruma 5 yıl boyunca sessiz kalmışsa, sonraki tarihli marka tescili kötü niyetli olmadıkça, markasını hükümsüzlük gerekçesi olarak ileri süremeyecektir.

HÜKÜMSÜZLÜK KARARININ SONUÇLARI NELERDİR?

Markanın hükümsüzlüğüne karar verildiği durumda bu karar marka başvuru tarihinden itibaren etkili olup, markaya bu SMK ile sağlanan koruma hiç doğmamış sayılmaktadır. Markanın hükümsüzlüğünün geriye dönük olması aşağıdaki halleri etkilemez:

Karardan önce, markanın sağladığı haklara tecavüz nedeniyle açılan davada verilen kesinleşmiş ve uygulanmış kararlar,
Karardan önce kurulmuş ve uygulanmış sözleşmeler.

Markanın hükümsüzlüğü konusuna ilişkin kesinleşmiş kararlar, herkese karşı hüküm doğurur. Hükümsüzlük kararının kesinleşmesinden sonra mahkeme, bu kararı Türk Patent ve Marka Kurumuna resen gönderecektir. Hükümsüzlük kararının kesinleşmesinden sonra marka sicilden terkin edilir ve durum Bültende yayımlanır.

Makalemizde kısaca açıklamaya çalıştığımız üzere marka hükümsüzlüğü davası çeşitli sebeplerden kaynaklanan ve belirli usullere uyarak açılabilecek bir davadır. Gerek sürecin başlatılması gerek devam ettirilmesi için uzman bir avukata danışılması hak kayıplarını önlemek açısından büyük öneme sahiptir.

YARGITAY KARARI

11. Hukuk Dairesi 2020/6566 E. , 2021/6652 K.

“İçtihat Metni”
MAHKEMESİ :FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 14.07.2020 tarih ve 2020/140 E. – 2020/202 K. sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı kurum vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

Davacı vekili; müvekkilinin davalı kurum nezdinde “BEYAZ” ve “PINAR BEYAZ” ibareli tanınmış markalarının bulunduğunu, davalı şirketin bu markalar ile karıştırma ihtimali bulunacak derecede benzer nitelikteki 2013/44023 sayılı “BEYAZ ÇİFTLİK” ibaresini marka olarak tescil ettirmek üzere kötü niyetli başvuruda bulunduğunu, başvurunun ilanı üzerine müvekkili tarafından itirazda bulunulduğunu, ancak itirazın yerinde görülmeyerek reddedildiğini, bu kararın yeniden incelenmesi talebinin de nihai olarak YİDK

tarafından reddedildiğini, oysa başvurunun müvekkilinin markaları ile benzer olduğunu ve müvekkilinin tanınmış markaları ile iltibas yaratma ihtimalinin bulunduğunu, tüketicilerin başvuruyu müvekkili şirketin seri markalarından birisi olarak algılayacağını ileri sürerek YİDK kararının iptaline ve tescili halinde markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep etmiştir.

Davalı Türkpatent vekili; YİDK kararının hukuka uygun olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Diğer davalı, davaya cevap vermemiştir.

Mahkemece, Dairemizin bozma ilamı ve tüm dosya kapsamına göre; çekişmeli başvuru standart karakterle yazılmış “BEYAZ ÇİFTLİK” ibaresinden, itiraza dayanak çekişmeli 29. sınıfı içeren 2011/57149, 2007/37175, 2000/04179, 103490, 98/013222, 2001/05921, 2008/55255, 2011/110596, 2005/37670, 2009/04690, 2011/110645, 2011/110653, 2011/110657, 2011/110663, 2011/110675, 2011/110650 sayılı ve “a aytaç çiftlik şekil”, “çiftlik mangal”, “beyazim”, “pinar beyaz”, “pinar beyaz”, “pınar beyaz”, “beyazım”, “pınar beyaz ezineli şekil”, “çocuklara kahvaltıyı sevdiren beyaz”, ibarelerinden oluştuğu, taraf markaları dikkate alındığında “BEYAZ” ibareleri itibariyle benzedikleri ve

tescilli oldukları sınıfların örtüştüğü, her ne kadar davalı şirketin tescilini istediği markada “ÇİFTLİK” ibaresi yerleştirilmiş ise de markanın “BEYAZ” kısmının asli unsur olarak kullanıldığı, davacının müstakil olarak “BEYAZ” ibareli markası olduğu gibi diğer markalarında da anılan ibarenin asli unsur olarak yer aldığı, markalar arasında asli unsurlar itibariyle benzerlik olduğu, bu benzerliğin ortalama alıcılar arasında markaların sahibi teşebbüsler arasında irtibat olduğu sonucunu doğurabilecek nitelikte bulunduğundan markalar arasında 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında benzerlik bulunduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, Türkpatent YİDK’nın 2014-M-14886 sayılı kararının iptaline, 2013/44023 sayılı markanın hükümsüzlüğü ve sicilden terkinine karar verilmiştir.

Kararı, davalı kurum vekili temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı kurum vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalı kurum vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA…

Marka Hükümsüzlüğü Davası

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu