Uyuşturucu Madde Ticareti Delil Yetersizliği Beraat
Uyuşturucu Madde Ticareti Delil Yetersizliği Beraat
Uyuşturucu Madde Ticareti Suçu
Uyuşturucu Madde Ticareti, Kullanma Suçu ve Cezası TCK 188 ve devamında düzenlenmiştir. TCK 188. madde de düzenlenen uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçu gerek ulusal gerekse uluslararası anlamda mücadele stratejileri geliştirilen tüm ulusların mücadele ettiği suçların başında gelmektedir.
Uyuşturucu madde ticareti illegal örgütlerin finansal kaynağı haline gelmiş ve terörün en temel geçim kaynağına dönüşmüştür. Bu sebeple uyuşturucu madde ticareti ile mücadele son derece önemlidir
Uyuşturucu madde ticareti ile uyuşturucu madde kullanımı farklı yaptırımlara sahip cezalardır. Uyuşturucu madde ticareti davalarında delil yetersizliği, genellikle kişisel kullanımla tutarsız bir miktara sahip olunması, ancak ticaretinin yapıldığına dair yeterli bir delilin olmadığı davalarda ortaya çıkar.
Uyuşturucu Kullanma ve Ticareti Suçunun Cezası
Uyuşturucu satmanın cezası 2019 yılında 20 yıldan az olmamak üzere cezalandırılır. Bu suçun alt sınırıdır.
Uyuşturucu satma cezası 2020 yılı için değişiklik yapılmazdı takdirde 188. madde uyarınca yapılacaktır.
188.madde;
Uyuşturucu veya uyarıcı maddeleri ruhsatsız veya ruhsata aykırı olarak imal, ithal veya ihraç etme suçları için yirmi yıldan otuz yıla kadar hapis ve iki bin günden yirmi bin güne kadar adli para cezası,
Uyuşturucu veya uyarıcı maddeleri ruhsatsız veya ruhsata aykırı olarak ülke içinde satma, satışa arz etme, başkalarına verme, sevk etme, nakletme, depolama, satın alma, kabul etme ve bulundurma suçları için on yıldan az olmamak üzere hapis ve bin günden yirmi bin güne kadar adlî para cezası, öngörmektedir.
Uyuşturucu ticareti cezası bu sebeple en ağır suç tiplerindendir.
Uyuşturucu veya Uyarıcı Madde İmal ve Ticareti Suçunda Şikayet Süresi, Zamanaşımı,
Uzlaşma ve Görevli Mahkeme
Uzlaşma, belli suç tiplerinde, suç isnadı altındaki şüpheli ile suçun mağduru olan devlet tarafından görevlendirilmiş bir uzlaştırmacı vasıtasıyla iletişim kurarak anlaşmasıdır.
Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçu uzlaşma kapsamında olan suçlardan değildir.
Şikayet, takibi şikayete bağlı suçlar, bir suç hakkında soruşturma veya kovuşturma yapılabilmesinin suçun mağdurunun veya suçtan zarar gören kişilerin şikayetçi olmasına bağlı olduğu suçlardır.
Takibi şikayete bağlı olan suçlar, 5237 sayılı TCK’de ve özel kanunlarda açıkça gösterilmiştir.
Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçu takibi şikayete bağlı suçlardan değildir. Bu suçlarda soruşturma savcılık tarafından resen yürütülür.
Dava Zamanaşımı, suçun işlendiği tarihten itibaren belli bir süre geçtiği halde dava açılmamış veya dava açılmasına rağmen kanuni süre içinde sonuçlandırılmamış ise ceza davasının düşmesine neden olan bir kurumdur.
Uyuşturucu ve uyarıcı madde imal ve ticareti suçunun dava zamanaşımı süresi 20 yıldır. 20 yıllık zamanaşımı süresince her zaman soruşturma yürütülebilir, fail hakkında kamu davası açılabilir.
Görevli Mahkeme, Üst sınırı 10 yıldan fazla olan tüm suçlara ilişkin davalara bakma görevi ağır ceza mahkemesine aittir. Uyuşturucu madde imal veya ticareti suçu ile ilgili davalarda ceza üst sınırı nedeniyle ağır ceza mahkemesi görevlidir.
Uyuşturucu madde ticareti niteliği itibariyle çok fazla cezalar öngören bir suçtur. Basit halinde dahi en az 20 yıl ceza öngörmektedir.
Bu sebeple ceza avukatı ile davanın yürütülmesi sanığın lehine olacak ve hay kayıplarını önleyecektir.
Uyuşturucu madde ticareti suçunun Türk Ceza Kanunu’nda alt sınırı bir hayli yüksek olduğu için Ağır Ceza Mahkemesi’nin görev alanına girmektedir.
Ağır ceza avukatı tarafından yürütülmesi gereken bu dosyalarda hata yapılmamalıdır. Aksi durumda yıllarca içeride yatmanıza sebep olabilir.
Yargıtay Ceza Genel Kurulu, Esas: 2014/10-7, Karar: 2014/322:
“…Emniyet görevlilerince daha önce hakkında uyuşturucu bulundurmaktan işlem yapıldığı için bilinen ve tanınan sanığın, olay tarihinde uyuşturucu maddeyi kolaylıkla satabileceği köylü garajında yakalanması, yapılan üst aramasında montunun cebinde satışa hazır dokuz ayrı pakete sarılı esrar maddesinin bulunması, sanığın yaklaşık altı ay önce de yakalandığı yerin yakınlarında benzer şekilde satışa hazır beş ayrı pakete sarılı esrar maddesiyle yakalanmış olması göz önüne alındığında, ele geçen net olarak 9,5 gram esrar elde edilebilecek toplam 27 gram uyuşturucu maddeyi uyuşturucu madde ticareti yapma amacıyla bulundurduğu kabul olunmalıdır…”
Uyuşturucu madde imal ve ticareti suçu birden fazla fail tarafından da işlenebilir niteliktedir. Bu halde failler arasındaki telefon görüşmeleri dosya kapsamına girerek delil olarak değerlendirilebilecektir. Şartları oluştuğu takdirde suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçundan da yargılanacak faillerin arasında gerçekleşen telefon görüşmeleri, birçok yargılamada dosyanın esas delili niteliğini taşımaktadır.
Ancak burada da önemli olan kıstas; failler arasında gerçekleşen telefon görüşmelerinden çok, konuşmaların içeriğidir. Kaldı ki; failler arasındaki sayısız telefon görüşmeleri ilgili suçun işlendiğine delil teşkil edebileceği gibi, içerikleri bilinmeyen görüşmelerin de faillerin lehine yorumlanması gerektiği açıktır.
Nitekim, Türk Ceza hukukumuza hakim olan “şüpheden sanık yararlanır.” İlkesinin amacı da kesin ve inandırıcı delil olmaksızın hükmolunacak ağır yaptırımların önlenmesidir.
T.C., Yargıtay Ceza Genel Kurulu, E. 2011/10-159, K. 2011/202, T. 4.10.2011:
“…Amacı, maddi gerçeğe ulaşarak adaleti sağlamak, suçu işlediği sabit olan faili cezalandırmak, kamu düzeninin bozulmasını önlemek ve bozulan kamu düzenini yeniden kurmak olan ceza yargılamasının en önemli ilkelerinden birisi de öğreti ve uygulamada;
“suçsuzluk” ya da “masumiyet karinesi” olarak adlandırılan kuralın bir uzantısı olan ve Latince,”in dubio pro reo” olarak ifade edilen “kuşkudan sanık yararlanır” ilkesidir.
Bu ilkenin özü, ceza davasında sanığın cezalandırılması bakımından göz önünde bulundurulması gereken herhangi bir soruna dair kuşkunun, sanığın yararına değerlendirilmesidir.
Oldukça geniş bir uygulama alanı bulunan bu kural, bir suçun gerçekten işlenip işlenmediği veya işlenmiş ise gerçekleştirilme biçimi konusunda kuşku belirmesi halinde uygulanacağı gibi, dava koşulları bakımından da geçerlidir.
Gerçekleşme şekli kuşkulu ve tam olarak aydınlatılamamış olay ve iddialar sanığın aleyhine yorumlanarak mahkûmiyet hükmü kurulamaz.
Ceza mahkûmiyeti, yargılama sürecinde toplanan kanıtların bir kısmına dayanılıp diğer bir kısmı göz ardı edilerek ulaşılan olası kanıya değil, kesin ve açık bir ispata dayanmalıdır. Bu ispat, hiçbir kuşku ve başka türlü oluşa olanak vermeyecek açıklıkta olmalıdır.
Yüksek de olsa bir olasılığa dayanılarak sanığı cezalandırmak, ceza yargılamasının en önemli amacı olan maddi gerçeğe ulaşmada varsayıma dayalı olarak hüküm kurmak anlamına gelir ki, bu durum da yukarda belirtilen ilkeye açık bir aykırılık oluşturur.
Uyuşturucu Madde Ticareti Davalarında Delil Yetersizliği
O halde ceza yargılamasında mahkûmiyet, büyük veya küçük bir olasılığa değil, her türlü kuşkudan uzak bir kesinliğe dayanmalıdır. Uygulamada adli hataların önüne geçilebilmesinin başka bir yolu da bulunmamaktadır…
Nitekim dosya içeriğine göre M. Ç., sanık H. S. Y. ve ağabeyi Ö. F. Y.’la birlikte inşaatlarda çalışmakta, sanığın açık kimlik bilgilerini ve telefon numarasını da bilmektedir.
Tanık Ö. F. Y.; M. Ç.’la sanık H. S. Y. arasındaki içeriği tespit edilemeyen çok sayıdaki telefon görüşmesini doğrulamakta, ancak bu görüşmelerin işlerinin gereği yapılmış görüşmeler olduğunu beyan etmektedir. Sanık M. Ç.’ın, duruşmada döndüğü soruşturma aşamasında alınan beyanları dışında, üzerinde yakalanan uyuşturucunun, sanık H. S. Y.’dan alındığı hususunda görgüye dayalı bilgisi olan başka kimse de yoktur.
Sanık H. S. Y.’ın üzerinde herhangi bir uyuşturucu veya uyarıcı madde bulunmadığı, üzerine atılı suçu işlediği hususu her türlü kuşkudan uzak, kesin ve inandırıcı delillerle kanıtlanamamıştır…”
Belirtilen nedenlerle; bir kısım uyuşturucu madde ile bulunan failin işlediği suçun tespit ve tayini için failin maddeyi bulundurma amacı, maddeye erişilebilirlik durumu ile bulunan madde miktarı ve çeşidi birlikte yorumlanmalı; böylelikle fail lehine şüphenin varlığı durumunda hukukumuzda müspet en ağır yaptırım olan hapis cezasının önüne geçilmelidir.
Zira gerçekleşmesine şüpheli gözüyle bakılan bir olaya dayanılarak kişinin hürriyetinden alıkonulması temel hak ve özgürlüklerin açık ve ağır ihlali niteliğindedir.
Uyuşturucu Madde Ticareti Davalarında Delil Yetersizliği
Uyuşturucu Madde Ticareti Delil Yetersizliği Beraat
Yargıtay
20. Ceza Dairesi
Esas : 2018/5189
Karar : 2018/5896
Karar Tarihi : 12.12.2018
Uyuşturucu Madde Ticareti – Soyut Beyan – Delil Yetersizliği – Bozma
“İçtihat Metni”
Mahkeme : İZMİR Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesi
Suç : Uyuşturucu madde ticareti yapma
Hüküm : Mahkûmiyet
Bölge Adliye mahkemesince verilen hüküm sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, temyiz edenin sıfatı, başvurunun süresi, kararın niteliği ve temyiz sebeplerine göre dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ :
5271 sayılı CMK’nın 288. ve 294. maddelerinde yer alan düzenlemeler dikkate alınarak, CMK’nın 289. maddesinde sayılan kesin hukuka aykırılık halleri ile sanık müdafiinin dilekçesinde “sanığın atılı suçu işlediğine ilişkin yeterli delil bulunmadığına” dair temyiz istemlerinin hükmün hukuki yönüne ait olduğu değerlendirilerek anılan sebeplere bağlı olarak yapılan incelemede;
Kendisinde uyuşturucu ya da uyarıcı madde ele geçmeyen sanığın savunmasının aksine atılı suçu işlediğine, haklarında uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan mahkumiyet hükmü kesinleşen …’dan ele geçirilen uyuşturucu maddeler ile ilgisi olduğuna ilişkin, …’ın soyut, …’un aşamalarda değişen soyut beyanları dışında sanığın mahkûmiyetine yeterli her türlü şüpheden uzak kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı gözetilmeden, sanığın beraati yerine mahkûmiyetine karar verilmesi,
Kanuna aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan hükmün BOZULMASINA, bozmanın niteliğine göre sanığın SALIVERİLMESİNE, başka bir suçtan hükümlü ya da tutuklu bulunmadığı takdirde salıverilmesinin sağlanması için ilgili Cumhuriyet Başsavcılığına yazı yazılmasına, 12.12.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Uyuşturucu Madde Ticareti Delil Yetersizliği Beraat