ANAYASA MAHKEMESİ KARARLARI

1447 sayılı Ticari İşletme Rehni Kanunu Anayasa Mahkemesi Kararı

1447 sayılı Ticari İşletme Rehni Kanunu Anayasa Mahkemesi Kararı

29 Kasım 2007 Tarihli Resmi Gazete

Sayı: 26715

Anayasa Mahkemesi Başkanlığından:

Esas Sayısı : 2002/30

Karar Sayısı : 2007/24

Karar Günü : 15.3.2007

İTİRAZ YOLUNA BAŞVURAN : Tarsus 2. Asliye Ceza Mahkemesi

İTİRAZIN KONUSU : 21.7.1971 günlü, 1447 sayılı Ticari İşletme Rehni Kanunu’nun 12. maddesinin birinci ve ikinci fıkrasının, Anayasa’nın 38. maddesinin sekizinci fıkrasına aykırılığı savıyla iptali istemidir.

I – OLAY

Ticari işletme rehnine tabi mallardan bir kısmının fabrikada bulunmaması nedeniyle şikayetçi alacaklının zarara uğratıldığı iddiasıyla

açılan kamu davasında, itiraz konusu kuralın Anayasa’ya aykırı olduğu savını ciddi bulan Mahkeme iptali için başvurmuştur.

II- İTİRAZIN GEREKÇESİ

Başvuru kararının gerekçe bölümü şöyledir:

“Sanık ………………. Dönmez hakkında Esbank adlı bankaya olan kredi borcu nedeni ile Mersin 5. Noterliğinin 10.9.1996 tarih ve 37101 yevmiye sayılı düzenleme şeklindeki ticari işletme rehni söz­leşmesi ile şirkete ait menkul malların rehnedildiği ancak;

kredi bor­cunun ödenmemesi nedeni ile müşteki tarafından icra ve haciz takibi yapıldığı, rehnedilen mallardan iki tanesinin fabrikada bulunamaması nedeni ile alacaklıyı zarara uğrattığından bahisle sanık hakkında 1447 Sayılı Kanun’un 12/1-2 maddesine muhalefetten kamu davası açıl­mıştır.

Sanığın savunması alınmış, müşteki dinlenmiş ve deliller toplanıp yargılamaya devam olunmakta iken Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın bazı maddelerinin değiştirilmesi hakkındaki 4709 sayılı Kanun ile Anayasa’nın 38. maddesinin fıkralarına yeni fıkralar eklenmiş ve

son fıkra ile “Hiç kimse, yalnızca sözleşmeden doğan bir yü­kümlülüğü yerine getirememesinden dolayı özgürlüğünden alıkonulamaz” hükmü getirilmiş olup, davamızda uygulanması istenilen

1447 sayılı Tica­ri İşletme Rehni Kanun’un 12/2. maddesi Anayasa’nın 38/Son fıkrasına aykırı olması nedeni ile bu maddenin iptali için Anayasa Mahkemesine gidilme­sine karar vermek gerekmiştir.

Anayasa’nın 38/Son maddesi ile sözleşmeden doğan bir yükümlülüğün yerine getirilmemesinden dolayı kişilerin özgürlüğünden alıkonulamayacağı ve özgürlüğü bağlayıcı ceza verilemeyeceği anlaşıl­dığından söz konusu maddede ise rehin sözleşmesi ile

muhafaza altına alınan ve sanığa teslim edilen bazı malların alacaklının rızası dışında başka mallarla değiştirilmesi veya temlik edilmesi veya tahrip veya im­ha edilmesi durumunda bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası öngörüldü­ğünden

rehin sözleşmesine aykırılık durumunda Anayasa’nın 38/Son maddesine göre özgürlüğü bağlayıcı ceza verilmemesi gerektiğinden söz konusu 1447 sayılı Kanun’un 12. maddesinin Anayasa’ya aykırı olduğu kanaati Mahkememizce oluşmuş, bu nedenle iptal yoluna gidilmesi gerekmiştir.

Söz konusu madde Türk Ceza Kanunu’nun 508 ve 510. maddelerindeki emniyeti suiistimal ve hizmet nedeni ile emniyeti suiistimal suçlarına benzer nitelikte bir madde olup, söz konusu TCK.nun 508 ve 510. maddelerinin

Anayasa’nın 38/Son maddesine aykırı olduğundan dolayı değiştirilmesi yönünde yasama çalışmaları mevcut olduğundan ve 1447 sayılı Kanun’un 12. maddesi de sözleşmeye aykırılık eylemini hapis cezası ile

cezalandırıldığından bu maddenin de Anayasa’ya aykırı olduğuna ve ip­tal edilmesi gerektiğinden bu maddenin iptali için Anayasa Mahkemesine gidilmesine karar vermek gerekmiştir.”

III – YASA METİNLERİ

A – İtiraz Konusu Yasa Kuralı

21.7.1971 günlü, 1447 sayılı Ticari İşletme Rehni Kanunu’nun iptali istenilen birinci ve ikinci fıkrasını da içeren 12. maddesi şöyledir :

“Ticarî işletme sahibi işletmesini veya rehne dahil münferit unsurları alacaklının muvafakatı olmaksızın başkalarıyla değiştirir veya temlik,

aynî bir hakla takyit veya alacaklıyı ızrar kasdıyla tahrip veya imha ederse bu yüzden alacağını tamamen veya kısmen tahsil edemeyen alacaklının şikâyeti üzerine uğranılan zararın miktarı nazara alınmak suretiyle bir yıldan beş yıla kadar hapis ve iki milyar liradan aşağı olmamak üzere ağır para cezasıyla cezalandırılır.

Uğranılan zarar fahiş olduğu takdirde yukarıda yazılı cezaların azamisine hükmolunur.

Ayrıca talep üzerine hâkim ticarî işletme sahibini, kusurunun ağırlığını gözönünde tutarak rehinle temin edilen alacak miktarına kadar munzam bir tazminata da mahkûm eder.”

personel programı
B – Dayanılan Anayasa Kuralı

İtiraz başvurusunda Anayasa’nın 38. maddesinin sekizinci fıkrasına dayanılmıştır.

IV – İLK İNCELEME

Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü’nün 8. maddesi gereğince Mustafa BUMİN, Haşim KILIÇ, Samia AKBULUT,

Yalçın ACARGÜN, Sacit ADALI, Fulya KANTARCIOĞLU, Rüştü SÖNMEZ, Ertuğrul ERSOY, Tülay TUĞCU, Ahmet AKYALÇIN ve Enis TUNGA’nın katılımlarıyla 13.2.2002 günü yapılan ilk inceleme toplantısında,

dosyada eksiklik bulunmadığından işin esasının incelenmesine oybirliğiyle karar verilmiştir.

V – ESASIN İNCELENMESİ

Başvuru kararı ve ekleri, işin esasına ilişkin rapor, itiraz konusu kural, dayanılan Anayasa kuralı ve bunların gerekçeleri ile diğer yasama belgeleri okunup incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü :

Başvuru kararında itiraz konusu kuralla, rehin sözleşmesi ile muhafaza altına alınan ve sanığa teslim edilen bazı malların alacaklının rızası dışında başka mallarla değiştirilmesi, temlik, tahrip veya imha edilmesi durumunda öngörülen hapis cezasının,

rehin sözleşmesine aykırılıktan kaynaklanması nedeniyle Anayasa’nın 38. maddesinin sekizinci fıkrasına aykırı olduğu ileri sürülmüştür.

Kuralla, ticarî işletme sahibinin işletmesini veya rehne dahil münferit unsurları alacaklının muvafakatı olmaksızın başkalarıyla değiştirmesi,

temlik, aynî bir hakla takyit, alacaklıyı ızrar kastıyla tahrip veya imha etmesi nedeniyle alacağını tamamen veya kısmen tahsil edemeyen alacaklının şikâyeti üzerine uğranılan zararın miktarı nazara alınmak suretiyle

bir yıldan beş yıla kadar hapis ve belirtilen adli para cezasıyla cezalandırılması, uğranılan zarar fahiş ise cezaların azamisine hükmolunması öngörülmektedir.

Anayasa’nın 38. maddesinin sekizinci fıkrasında, “Hiç kimse, yalnızca sözleşmeden doğan bir yükümlülüğü yerine getirememesinden dolayı özgürlüğünden alıkonulamaz.”;

maddenin gerekçesinde de, “… 4 No’lu protokol gereği sözleşmeden doğan bir yükümlülük nedeniyle hiç kimsenin özgürlüğünden alıkonulamayacağı hükmü eklenmiştir. Sözleşmeden doğan yükümlülük içinde borçlar da vardır …” denilmiştir.

İtiraz konusu kuralla, alacaklının alacağını alabilmek için tesis edilen ve teslime bağlı olmayan işletme rehni nedeniyle borçlunun alacaklıyı zarara uğratmaya ilişkin girişebileceği suç sayılan eylemler müeyyideye bağlanmıştır.

Anılan hürriyeti bağlayıcı ceza, borçlu ile alacaklı arasındaki önceden varolan sözleşmeden doğan yükümlülüğün yerine getirilememesinden dolayı öngörülen ceza olmayıp, kanunla belirtilen yükümlülüklerin yerine getirilmemesinden kaynaklanmaktadır.

Bu nedenle kural, Anayasa’nın 38. maddesinin sekizinci fıkrasına aykırı değildir, itirazın reddi gerekir.

VI – SONUÇ

21.7.1971 günlü, 1447 sayılı Ticarî İşletme Rehni Kanunu’nun 12. maddesinin birinci ve ikinci fıkralarının Anayasa’ya aykırı olmadığına ve itirazın REDDİNE, 15.3.2007 gününde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu